> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > Yaşamdan Seçmeler > Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned  (Okunma Sayısı 600 defa)
07 Kasım 2016, 23:55:08
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 07 Kasım 2016, 23:55:08 »



Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti nedir?

Belirli şartları taşıyan Müslümanlara günde beş vakit namazın farziyeti Kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Beş vakit namazın eda edileceği vakitlere ve ne şekilde eda edileceğine Kur'an-ı Kerim'in bir kısım ayetlerinde mücmel olarak işaret olunmuş, bu işaretler Rasalüllah (asm.)'in kavli ve fiili sünnetiyle açıklık kazanmıştır.

Bilindiği üzere Kur'an-ı Kerim'deki mücmel emir ve hükümleri açıklama yetkisi, onu insanlara tebliğle görevli olan Peygamber (asm) Efendimize aittir. O namazı bizzat kılarak ve Müslümanlara imam olup kıldırarak nasıl kılınacağını öğrettiği gibi, bunların vakitlerini de göstermiştir. Gerek kılınış şekli, gerek vakitleri ile ilgili bu uygulama ameli tevatür olarak, günümüze kadar devam etmiştir.

Kur'an-ı Kerim' de beş vakit namaza mücmel olarak işaret eden ayetlerden Tâhâ suresinin 130.ayetinde:

"...Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbını övgü ile tesbih et. Gecenin bazı saatlerinde ve gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, rızaya ulaşasın."
buyurulmuş; güneşin doğmasından ve batmasından önce, gece saatlerinde ve gündüzün iki ucunda olmak üzere beş ayrı vakitte Cenab-ı Hakk'ı tesbih, yani namaz kılmak emredilmiştir.

Bakara suresinin, "namazlara ve ayrıca orta namaza devam edin" mealindeki 238. ayet-i kerimesinde "namazlar" anlamındaki "salâvat" kelimesi çoğuldur. Arapça da çoğul üçten başlar. "İki'' ye tesniye denir ve ''iki namaz'' sözü "salateyn'' şeklinde söylenir. Demek oluyor ki, ayetteki ''salavat'' sözünden en az üç namaz anlaşılır. Ayrıca bir de "orta namaz" var. Çünkü matuf, matuf aleyhten (üzerine atıf yapılandan) ayrıdır. Bu sebeple "orta namaz", "namazlar'' ifadesine dahil olmadığı gibi, her iki yanında eşit sayı bulunmadığı için, üç namazın arasında yer alacak bir namaza ''orta namaz'' denilmesi de mümkün değildir. O halde, ayetteki "salavat" kelimesi, en az dört namazı ifade eder. Orta namaz buna eklendiğinde beş vakit namaz ortaya çıkar. Orta namazın ikindi namazı olduğu bazı hadislerde açıklanmıştır.

Hud suresinin 114'üncü ayetinde ise, "Gündüzün iki ucunda ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl..." buyurulmaktadır.

Ayet-i celilede ''gündüze yakın saatler" anlamındaki "zülef" kelimesi, "zülfe" nin çoğuludur. Yukarıda belirtildiği üzere en az üç adedi ifade eder. Demek oluyor ki, bu ayete göre gecenin gündüze yakın saatlerinde, (akşam, yatsı ve sabah namazı olmak üzere) en az üç namaz var. Ayrıca gündüzün iki ucunda da iki vakit var. Böylece bu ayet-i kerimeden de namazın beş vakit olduğu anlaşılmaktadır.

Bunlardan başka Nisa, 4/103; İsra, 17/78; Rum, 30/17-18; Nur, 24/36; Kaf, 50/39-40; Dehr (İnsan), 76/25-26 ayet-i kerimelerinde de beş vakit namaza veya vakitlerine mücmel olarak işaret eden ifadeler bulunmaktadır. Bu mücmel ifade ve işaretler, Rasulüllah aleyhissalatü vesselamın söz ve uygulamaları ile açıklanmış, onun açıkladığı ve uyguladığı şekilde bütün Müslümanlar tarafından ameli uygulama olarak günümüze kadar devam ettirilmiştir. Asr-ı Saadetten beri her asırda Müslümanlar beş vakit namaz kılmış hiç kimse bunun aksini söylememiştir. Bu itibarla "Kur'an' da beş vakit namazın bulunmadığı" iddiasının ilmi hiç bir değeri yoktur.

Cevap 2:

Namaz, Allah'ın emridir. O emrettiği için namaz kılarız. Ancak Allah'ın her emir ve yaşağının binlerle hikmeti vardır. Namazların belli vakitlerde kılınmasının emredilmesinin de elbette bir çok hikmeti olacaktır:

Sabah Vakti

Biz, sabah vaktine aydınlığın doğmasıyla birlikte yeni ve aydın bir güne kavuşma neşesi içinde girer, biz de böyle bir gün gibi doğmuştuk deriz. Zira bu yeni gün, hem bizim anne karnına düştüğümüz günden, hem de kâinatın yaratılmasında geçen altı günün ilk gününden haber verir. Belli bir şeritten büyük saate doğru tırmanır, yani başımıza doğan bir günün fecrinden, anne karnına düşmemiz ânına, ondan da kâinatın yaratıldığı ilk güne intikal eder, Allah’ın (celle celâluhu), nimetleriyle eteklerimizi doldurması adına bu günleri yaratmasını hatırlarız. Sonra da O’ndan onca uzaklığımıza rağmen, kurbiyetiyle bize yakın olmasını tazim, tekbir ve tesbih için huzura geliriz. İşte bu mânâ içinde eda edilen sabah namazı ne denli yerinde bir ibadettir.

İnsan sabahleyin âdeta yeni bir hayat bulmuş, geçimini te`mîn edecek faaliyetlere başlamak için gerekli vücud zindeliğine kavuşmuş haldedir. Bu canlılık ve zindeliği veren ve onu rızkını te`mîn çabalarında muvaffak edecek olan ise, ancak Allah Teâlâ'dır. Bu nedenle Onun verdiği sıhhat nimetine şükür ve dünyevî çabalarda yardımını celb için, insan sabah namazını kılmakla mükellef tutulmuştur.

Öğle Vakti

İnsan sabahtan akşama kadar Allah`ın verdiği hayat, sıhhat, akıl nimetlerinden faydalanmaktadır. Bu nimetler sayesinde dünyevî işlerinde başarı ve muvaffakıyet sağlamaktadır. İşte nâil olduğu bu muvaffakıyete şükretmek ve bu faaliyetlerin ruhu gaflet ve kasâvet içinde bırakmasına mâni olmak için de, öğle ve ikindi namazları farz kılınmıştır.

İşlerin yoğunluğunda O’nun ferahlığına sığınırız. Öğle vakti, günlük işlerin kemale erdiği ve Allah’ın nimetlerinin doruğa ulaştığı ânı hatırlatır. İnsan, o vakitte günlük işlerin sıkıntısından âdeta boğulacak hale gelir. Bu anda o, bir taraftan bütün bu sıkıntıları atıp kurtulmak, diğer taraftan da günün o saatine kadar Rabbin başından aşağıya yağdırdığı nimetlere karşı şükürde bulunmak maksadıyla mescide koşar ve dünya işlerinden muvakkaten sıyrılarak bir nefes alma fırsatı bulur. Bütün bunlar, ruh için öyle bir teneffüstür ki, insan gerçekten ruhunu dinlese ve kalbinin atışlarına kulak kesilse, âdeta onda dersten bunalan talebenin teneffüse kavuşma heyecan ve helecanını duyacaktır. Yine Efendimiz (asm)’in:

“Şiddet-i hararet cehennemin bir kabarmasıdır...” (Buhari, Mevâkit, 9, 10; Ezan 18; Bedü’l-Halk 10; Müslim, Mesâcid 184; Ebu Davud, Salât 4; Tirmizi, Salât 119)
buyurduğu öğlenin şiddetli hararetinin başları okşadığı zaman mescide koşma, Allah’a teslim olup hiçbir gölgenin bulunmayacağı günde O’nun isim ve sıfatlarının gölgesi altına sığınma, Resul-i Ekrem (asm)’in Livâü’l-hamd sancağı altına girme ferahlığı taşır.

İkindi Vakti

İhtiyarlığı hatırlatır. İkindi vakti, güneşin artık gurûba meyl zamanıdır. Dolayısıyla bu vakit insanlığın ihtiyarladığı ânı ve son peygamber Fahr-i Kâinat (asm)’ın tulûuyla birlikte gurûbunu da hatırlatır. Biz, ikindiyi eda ederken, her şeyin gurûba doğru yüz tuttuğunu ve birkaç saat sonra yeryüzünde her şeyin silinip, kaybolacağını ve ayaklarımızdaki sızı, belimizdeki ağrı, başımızdaki beyaz tüylerle kendi nefsimizin de fâni olduğunu ve zevale doğru yaklaştığını anlarız. İşte tam ümitsizliğe düşeceğimiz böyle bir vakitte ezan sesi kulaklarımıza gelir ve bu fâni hayatı bâkileştirme yolunu bulduk diye sevinir, bu neş’e ile namaza koşarız.

Akşam Vakti

Akşamın yaklaşması ile nihayet bulmaya yüz tutan bir günlük faaliyet ve çabanın, ruhanî bir ibadetle sona erdirilmesi, o gün elde edilen kazanç ve kârlara bir şükran ifadesi olacağından, akşam namazı farz kılınmıştır.

Bir gün sona ermektedir; artık ölüm kapımızdadır. Akşam vakti güneşin batma ânıdır; gün biter, güneş batar ve biz ayrı bir zaman dilimine gireriz. Bu hal, yirmi dört saatlik bir günün ölümüyle birlikte bizim ölümümüzden de haber verir; gün gelip ölecek, bir kefen içine sarılıp el, ayak ve çenemiz bağlanarak kabre konacağız. Başımıza bir çift taş dikilip kabrimiz belirlenecek, eş-dost bırakıp gidecek ve orada yalnız kalacağız... Güneşin batmasıyla birlikte, sâniyenin hareketi saatin hareketini haber verdiği gibi, doğan her şeyin batışını, bütün sistemlerin batışını hatırlar,

“Güneş katlanıp dürüldüğünde, yıldızlar (kararıp) döküldüğünde, dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde...” (Tekvir, 81/1-3)
hakikatine şahit oluruz. Bu dehşet ve hayret içinde dâğidâr olan kalbimize teselli vermek ve ruhumuzu inşiraha kavuşturmak için akşam namazına koşarız. Akşam vakti, bir gurûb başında ya ağlamak veya öbür âlemdeki durumumuzu mamur kılma heyecanını yaşamanın ifadesidir. Her şeyin birbirine “elveda” deyip ayrılık türkülerini çağırdığı ve bin bir vâveyla ile inkisarını dile getirmek istediği böyle bir hengâmede duyulan ezan sesleri bize gurûbun içinde yeni bir fecrin haberini verir; ölümümüzle birlikte yeni bir diriliş ve varoluşu bütün kuvvetiyle ruhumuzda yaşarız. Hz. İbrahim (as)’in:

“... batanları sevmem.” (En’am, 6/78)
dediği gibi, batıp gidenlerden, benimle hemdem olup sabah-akşam benimle beraber bulunmayanlardan razı olamam deyip bâki ve lemyezel olan, batanlar karşısında batmayan Allah’a yönelme manası taşır.

Yatsı Vakti

İnsan daha sonra uyku âlemine girecektir. Bir bakıma ölüm nümûnesi olan ve bir bakıma da huzur ve istirahat devresi sayılan bu âleme varmadan önce o günkü hayata kudsî bir ibâdetle son vermek, o âleme ilâhî bir zevk ve ruhanî bir intibahla intikal etmek, Allah`ın af ve mağfiretine ilticada bulunmak, bir hüsn-i hâtime nişânesi olacağından, bunun için de yatsı namazı kılınmaktadır.

Gün gibi ömür de artık bitmiştir. Yatsı vakti, akşam şafağının bütün bütün kararıp güneşe ait hiçbir emarenin kalmadığı zamandır. Bu zamanda, arkada bırakılan bir günün mevcudiyeti hakkında, bize fikir verecek hiçbir şey yoktur. Zira, gün gittikten sonra, akşam vakti izini ışıklık veya kırmızılık halinde şafağa bırakmış, “beni bir parça daha hatırla” demişti... O kızıllık da gidince, her şey gitmiş ve bitmiş olmaktadır. Yatsı vakti, her şeyin bitişiyle birlikte insan ömrünün de bitip kaybolmasını hatırlatır. Demek insan, aradan seneler geçtikçe hiç yaşamamış gibi olur. İşte yatsı vakti, insana her şe...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 08 Kasım 2016, 05:36:25 Gönderen: ♜ Halim ♜ »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned
« Posted on: 17 Nisan 2024, 02:06:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned rüya tabiri,Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned mekke canlı, Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned kabe canlı yayın, Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned Üç boyutlu kuran oku Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned kuran ı kerim, Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned peygamber kıssaları,Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti ned ilitam ders soruları, Kur'an'da beş vakit namaz var mı ve namazın beş vakitte kılınmasının hikmeti nedönlisans arapça,
Logged
08 Kasım 2016, 10:23:12
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 08 Kasım 2016, 10:23:12 »

Esselamu aleykum.Kur ani kerimde bazi yerlerde namazin bes valit olduğuna dahil bilgiler verilmis ve peygamber efendimizin uygulamasi ve sunneti ile acik hale gelmistir.Rabbim bizleri namazini vaktinde ve bes kere kilarak feyzine eren kullardan eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes