> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > Yaşamdan Seçmeler > Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz?  (Okunma Sayısı 325 defa)
02 Nisan 2017, 01:45:48
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 02 Nisan 2017, 01:45:48 »



Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz?

Ehlisünnet inancına göre, kâfirlere ve bazı günahkâr müminlere kabir azabı vardır. "Kabir, iman ve salih amel sahipleri için Cennet bahçelerinden bir bahçe; kâfirler için de Cehennem çukurlarından bir çukurdur." Kabir hayatının, azap şeklinin mahiyeti hakkında, âlimler ayrı görüşler ileri sürmüşlerdir. Azabın ruha, bedene veya her ikisine birlikte yapılması, sonucu değiştirmez. Çünkü salih amel sahibi insanlar kabirde güzel bir hayat yaşarken, kâfirler, büyük bir sıkıntı ve ızdırap içinde bulunacaklardır (1).

Ölüm, ruhun bedenden ayrılmasıdır. Yaşadığımız âlemden kabir âlemine yolculuktur. Ruh, Azrail Aleyhisselam vasıtasıyla "berzah alemi"ne götürülür. Bu alemde göreceğimiz ilk melek Azraildir. O, en kıymetli cevherimiz olan ruhumuzu gönül rahatlığıyla teslim edebileceğimiz güvenilir bir emanetçidir. Ölüm anında, ruh, beden hapsinden kurtulur; fakat bütün bütün çıplak kalmaz. Çünkü, "misali bir cesetle" başka bir tabirle "latif bir gılaf" ile kuşatılmıştır.

Dünyada kaldığı sürece bedene bağlı olan ruh, ölüm sebebiyle bir derece serbest kalır. Bedendeyken görmek için göze, işitmek için kulağa, düşünmek için beyne muhtaçken, artık bu aletlerin varlığına gerek duymadan görür, işitir, düşünür ve bilir. Rüyada olduğu gibi…

Berzah, "geçit" demektir ve berzah alemi, dünya ile ahiret arasında bulunan bir "bekleme salonu"dur. Ruhlar, orada kıyameti ve dirilişi beklerler. "münker ve nekir taifesinden" olan sorgu melekleriyle karşılaşma, ilk mahkeme, ilk ceza ve ilk mükafat burada gerçekleşir.

Berzah, başka bir tabirle kabir hayatı, hadisin ifadesiyle, "ya cennet bahçelerinden bir bahçe" veya "cehennem çukurlarından bir çukurdur." Ancak, burada azabın veya lezzetin muhatabı, cisimden mahrum kalan ruhtur. Kabir hayatından sonra, "mahşer"de, yeniden yaratılan bedenine döner, dünyada yaptıkları için o "büyük mahkeme"de hesap verir. Sonrası, cennet veya cehennemdir. Bu menzillerde lezzet de elem de hem cisimle hem de ruhla tadılır; dünyada olduğu gibi.

Kabirde Azap Şekilleri:

Şüphesiz kabirde herkesin azabı aynı olmayacaktır. Ve kimin ne şekilde azap çekeceğini de en iyi bilen Allah'tır. Ancak Peygamber Efendimiz (asm)'den gelen haberlerde bildirilen azap şekillerini şöyle sıralamak mümkündür:

a) Kabir Sıkması:

Hz. Aişe validemizden rivayet edildiğine göre Rasulullah (asm) şöyle buyurmuştur:

"Muhakkak kabrin bir sıkması vardır ki, eğer ondan kimse kurtulacak olsaydı Sa'd b. Mu'âz kurtulurdu."(2)
Kabir sıkması, kabrin iki yanının ölüyü sıkıştırmasıdır ve geneldir. Hadislerde istisna edilenlerden başka, mü'min olsun kâfir olsun, ister itaatkâr isterse âsi olsun, bundan hiç kimse kurtulamaz.(3) Öyleyse herkes mi kabirde azap görecek?

"Kabir sıkmasının aslı, kabrin ölüyü kucaklamasıdır. Çünkü insanlar topraktan yaratıldılar. Ve uzun müddet ondan ayrı kaldılar. Tekrar toprağa döndükleri zaman, evlâdından uzun müddet ayrı kalan ananın evladını kucakladığı gibi, toprak da onları sıkar. Ama mü'min ve itaatkâr olanları şefkatle, âsi olanları da kızarak, gazapla tabii."(4) Nitekim Hz. Aişe validemiz bir gün Rasul-i Ekrem (asm) Efendimize şöyle diyor:

"Ey Allah'ın Rasûlü, sen bana Münker ve Nekir'in seslerini ve kabir sıkmasını anlattığın günden beri hiçbir şeyden tat alamaz oldum."

Bunun üzerine Rasulullah (asm):

"Ey Aişe, Münker ve Nekir'in sesleri mü'mine, gözdeki sürme gibi gelir. Kabir sıkması da mü'mine, şefkatli bir ananın yavrusunun başını okşaması gibidir. Ama ya Aişe, şakilere (âsi olanlara) yazıklar olsun ki, onlar kabirlerinde düz ve sert taş üzerine yumurtanın çarpıldığı gibi sıkıştırılacaklardır."(5)
Yani kabir kendilerini öyle sıkacaktır ki, sert bir taşa çarpılmış yumurta gibi parçalanacaklardır.

Buna göre kabir herkesi sıkacaktır ama herkesi azap için sıkmayacaktır. Peygamber Efendimiz (asm), kabir suâli hakkındaki uzun hadislerinin sonunda suâle cevap veremeyen kâfir ve münafıklar için toprağa "Çullan onun üzerine." diye emir verileceğini ve toprağın onları, kaburga kemikleri birbirine geçinceye dek sıkıştıracağını ve bu azaplarının kıyamete dek süreceğini haber vermektedir. (6) Kabir sıkmasının devamı kabir azabıdır.(7) Ve bu sıkışla birlikte kâfirin kabri ateşle doldurulur.(8)

Kabir sıkmasından şu kişiler müstesnadır:

1) Peygamberler,

2) Fâtıma binti Muhammed,

3) Hz. Ali'nin annesi Fâtıma binti Esed (Hz. Peygamber onu kendi gömleği ile kefenlemiş ve dua etmiştir.)

4) Bir defa da olsa, ölüm hastalığında İhlas Suresi'ni okuyan kimseler müstesnadır.(9)
Bunların haricinde herkesi kabri sıkacaktır. Hatta Rasulullah (asm)'in kızı Zeyneb'i(10) ve oğulları Kasım ve İbrahim'i bile.(11)

Hz. Enes, Rasulullah (asm) ile birlikte Zeyneb'in cenazesinde bulunduğunu ve Rasulullah (asm)i hüzünlü hüzünlü kabrin yanında oturur gördüğünü anlatır. Rasulullah (asm) göğe bakmağa başlar, sonra yere bakar ve hüznü artar. Başını yerden kaldırdığı zaman, hüznünün gittiğini ve tebüssüm ettiğini gördüklerini söyleyen Enes, bunun sebebini sorduklarında Rasulullah (asm), kabrin Zeynib'i sıkmasını düşünüp hüzünlendiğini ve bunu hafifletmesi için Allah'a yalvardığını ve duasının kabul edildiğini beyan ederler.(12)

Demek ki, kâfirlere kabir sıkması, kabir azabından bir çeşittir ve onunla azaplanmaktadırlar. Mü'minlere gelince onlar iki kısımdır: İtaatkâr olanlar ve âsi yani günahkâr olanlar. İtaatkâr olanlara kabirde azap yok, sadece kabir sıkması vardır. Âsi olanlar ise günahları derecesinde sıkılacaklar ve böylece azap çekeceklerdir.(13) Sa'd b. Mu'âz'ın sâlih bir kimse olduğu halde neden kabirde o derece sıkıştırıldığını soran yakınlarına Peygamber Efendimiz (asm):

"Bazen bevlden (küçük abdestten) temizlenmede kusur ederdi."(14)
demiştir ki, bu da kabir sıkmasının, bazı günahlardan dolayı azap için de vaki olduğunu gösterir.

Me'sur dualarda: "Ona kabrini genişlet...."(15) duyurulması da kabrin insanları sıktığına delâlet eder. Çünkü kabir insanları sıkıyor, bu sebeple ondan kurtarması için Allah'a dua ve niyazda bulunulmaktadır. Aksi halde bu şekilde dua edilmezdi.

Hz. Rasûlün (asm) getirdiği dini en iyi bilenlerden olan ve Peygamber Efendimiz (asm)'e halifelik yapmış olan Hz. Ömer'in vasiyyetine kulak verelim. Hz. Ömer demiştir ki:

"Kefenimi iktisatlı yapın. Çünkü eğer Allah katında benim bir mevkiim varsa, O elbette onu daha hayırlısı ile değiştirecektir... Kabrimi de iktisatlı kazın. Zira eğer ben Allah katında hayırlı isem, o kabrimi genişletecektir. Değilsem de siz ne kadar geniş kazarsanız kazın O, onu sıkıştıracaktır. Ta ki kaburga kemiklerim birbirine karışacaktır."(16)

Burada kabir sıkmasının, azap çeşitlerinden biri olduğu belirtilmektedir.

b) Tokmakla Vuruş:

Peygamber Efendimiz (asm) den Enes b. Mâlik yoluyla rivayet edilen kabir suâli hakkındaki hadisin sonunda kâfir ve münafıklar cevap veremeyince enselerine tokmakla vurulacağı haber veriliyor. Rasulullah (asm):

"...Sonra onun (kâfir veya münafığın) ense köküne öyle bir vurulur ve o (o vuruşun acısıyla) öyle bir feryad eder ki, onun feryadını, insan ve cinler hariç, kendisine yakın olan her mahluk duyar."(17)
buyurarak bunu anlatmaktadır. Hadisin Ebû Sa'id el-Hudri'den gelen rivayetlerinde ayrıca onlar için kabirlerinden Cehennem'e bir kapı açılacağı zikredilmekte ve tokmakla vurulduğunda feryadını, insan ve cin haricinde bütün mahlukâtın işiteceği kaydedilmektedir.(18) Bu vuruş, şüphesiz azap içindir ve azap çeşitlerinden biridir.

c) Cehennemlik Olan Kişiye Akşam-Sabah Cehennemdeki Yerinin Gösterilmesi:

Abdullah b. Ömer'den rivayet edilen bir hadisinde Peygamber Efendimiz (asm):

"Sizden biriniz vefat ettiğinde, sabah ve akşam ona kendi oturacağı makamı gösterilir. O kimse cennetliklerden ise, cennetliklerin makamlarından bir makam (yani kendisinin Cennet'te varacağı makam) gösterilir. Ve ona: Burası senin kıyamet gününde gönderileceğin makamdır (yerindir), denir." buyurmaktadır.(19)
Bu görme esnasında: "İşte senin yerin burasıdır." denmesi, cehennemlikler için en büyük azaptır. Çünkü bu gösterme akşam-sabah tekrarlanacağına göre ve kıyametin de ne zaman kopacağını Allah'dan başka kimse bilmediğine göre, kendisine Cehennem'deki varacağı yer gösterilen kişi, kabirde geçirdiği her dakikasını, her anını, kendisine gösterilen Cehennem azabına düştüm düşeceğim korkusuyla geçirecektir. Dünyada böyle korkulu geçen günlerimizi ve anlarımızı hatırlarsak, bunun insana ne derece ızdırap verdiğini daha iyi anlayabiliriz. Çıkış yollarını ateş sarmış olan bir binada mahsur kalmış bir kişiyi düşünelim.

Meselâ ateş binanın üst katlarına doğru yayılmakta, o ise ateş geldikçe daha üst katlara doğru kaçmakta ama ne kadar kaçarsa kaçsın ateşin mutlaka en üst kata da çıkacağını ve bütün binayı yakacağını bilmekte. Yahut ormanda bir yırtıcı hayvanın saldırısına uğrayıp da kaçmaktan başka hiçbir kurtuluş çaresi olmayan kişinin korkusunu düşünelim. Cehennem azabına düşmenin vereceği korku elbette bunlardan kat kat fazla olacaktır.

Abdullah b. Ömer'den rivayet edilen bu hadis yanında, kafirlere sabah-akşam kıyamet günündeki gidecekleri yer olan Cehennem azabının arz edildiğine, Firavun ve ailesi hakkında yukarıda geçen:

"...Onlar sabah-akşam ateşe arzedilirler.”(20)
âyeti de delildir.(21) Firavun ve ailesinin bu ateşe arz edilişlerini, onların ruhlarının, akşam sabah Cehennem (nâr) üzerinde uçan siyah kuşların ağızlarında olduğu şeklinde açıklayan rivayetlerde vardır.(22)

Her ne şekilde olursa olsun, onların akşamleyin ve sabahleyin Cehennem azabıyla azaplandıkları bir gerçe...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz?
« Posted on: 26 Nisan 2024, 23:11:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz? rüya tabiri,Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz? mekke canlı, Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz? kabe canlı yayın, Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz? Üç boyutlu kuran oku Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz? kuran ı kerim, Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz? peygamber kıssaları,Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz? ilitam ders soruları, Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes