> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > Yaşamdan Seçmeler > Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu?  (Okunma Sayısı 1175 defa)
22 Nisan 2017, 17:16:21
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 22 Nisan 2017, 17:16:21 »



Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu? Bir kimsenin bazı sözlerinden dolayı ona kâfir demek, tekfir etmek doğru mudur?

Âhir zaman fitnesinin, inşallah, zevâle meylinin başladığı son devrini yaşıyoruz. Bazı çevrelerde günahtan kaçınmak âdeta ayıp addediliyor. Namus, iffet, hayâ mefhumları kalabalık ana caddelerden süratle dar sokaklara, kenar mahallelere, kuytu evlere doğru koşuşuyorlar. Kendilerini bir evden içeri atıyorlar. Tam rahat bir nefes alacaklarken, karşılarındaki akıl almaz makine, dünyanın tâ öte ucundan görüntüler sergilemeye ve ışınlarla mermi yağdırmaya başlıyor. Ne yapacaklarını şaşırıyor ve ümitsizlik içinde sadece “âhir zaman” demekle yetiniyorlar.

Ötede birçok hanede Hz. İbrahim (as)’in mûcizesi yeniden yaşanıyor. Bu ateşin ortasında bahçeler, bağlar, bülbüller, güller... Bu kavganın sonu merak ediliyor. Ateş mi suyu yutacak, yoksa su mu ateşi söndürecek? Bir beldede kışın en şiddetli devresinde bir tane olsun hurma yetiştirebilmişseniz, bunun mânâsı şudur: bu yerde hurma olur... Mesele bizim gayretimize kalmıştır. Gece gündüz soğuk aleyhtarı gösteriler yapmak, bağırmak, çağırmak, soğukla kavga etmek meseleyi halledecek değildir. O bir hurmayı, bin yapmanın, milyonlar yapmanın yolunu aramak gerek...

Gözümüzün önünden hiç ayrılmayan günümüz fitnesi, bazı Müslümanları gayrete getirirken, bazılarını da ümitsizliğe düşürüyor. Bunlar, içlerindeki feverana yön veremediklerinden, teselliyi, günahkârlara sövmede, âsilere çatmada, onları kâfirlikle itham etmede buluyorlar. Şeytan, bu gibi Müslümanları büyük bir tehlikenin, dehşetli bir uçurumun kenarına itiyor.

Peygamber Efendimizi (a.s.m.) dinleyelim:

“Kim kardeşine kâfir derse, ikisinden biri mutlaka kâfir olmuştur. Eğer itham edilen kâfir değilse, küfür itham edene döner.” (Buhârî, Edeb, 73; Müslim, Îmân, 26)
İşte yağmurdan kaçarken doluya tutulmanın en acı tablosu... Nefis durmadan zorluyor, şeytan aralıksız teşvik ediyor: şuna söv! Bunu döv! Şuna kâfir, buna münafık de!. Bu, büyük bir yaramızdır. Üzerinde ne kadar durulsa yeridir.

Karşımızda günah işleyen, tanımadığımız biri. İç âlemimizde bir kavga: kötüye yormakla (suizan), iyiye yormak (hüsnüzan) arasında kalıyoruz. Nefis diyor ki, bu adam kâfir olmasa bu büyük günahı işlemez... Kalp ve vicdan ise, “Büyük günah işlemek kişiyi kâfir etmez, belki bu günahı küfründen değil de nefsine hâkim olamadığından, yahut cehaletinden işlemektedir; günahkârdır, fâsıkdır, ama kâfir olduğunu hemen iddia etmemek gerekir.” diyerek tedbir yolunu tutuyorlar.

“Günah-ı kebâir (büyük günahlar) işleyen kâfir midir?” tartışması Ehl-i sünnet âlimleri ile Haricîler ve Mûtezile arasında asırlarca sürdü. Haricîler büyük olsun küçük olsun her günah işleyenin kâfir olup ebediyen cehennemde kalacağını iddia ederlerken, Mûtezile büyük günah işleyenin ne kâfir ne de mü’min olmayıp, imanla küfür arasında kalacağını savundu. Böylece her iki grup da hakikatten uzaklaşarak “dalâlete” düştüler.

Bu kavganın sonunda galibiyet Ehl-i sünnetin oldu. Bu galibiyet bayrakları sayılacak gibi değil. Biz sadece ikisini nakletmekle yetineceğiz:

Yahya bin muaz buyuruyor:

“Bir anlık iman, yetmiş yıllık küfrü mahveder, yok eder. Nasıl oluyor ki yetmiş yıllık iman, bir anlık günahla yok oluyor.”
“Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir.” (Maide, 5/44)
âyet-i kerimesini yanlış tefsir ederek, “Allah’a isyan eden, günah işleyen herkes kâfirdir” diyen Haricîlere karşı, Ehl-i sünnet âlimlerinin görüşlerini bir kimyager gibi tahlil eden Fahreddin-i Râzi Hazretleri bu hususta en isabetli görüşün Hz. İkrime’ye (r.a.) ait olduğunu ifade buyurur.

İkrime Hazretlerinin zafer bayrağımız olan şu ifadelerini hep birlikte okuyalım:

“Hak teâlânın ‘Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse...’ ifadesi, hem kalbi hem de lisaniyle inkâr edenleri içine almaktadır. Kalbiyle onun Allah’ın hükmü olduğunu bilip sonra da lisanıyle onun Allah’ın hükmü olduğunu ikrar edip, buna zıt olan şeyleri yapan kimseye gelince, o da Allah’ın indirdiğiyle hükmetmiş, ama onu bilfiil yapmamış olur. Binaenaleyh, böyle bir kimsenin bu âyetin hükmüne dahil olması gerekmez...” (Tefsir-i Kebir, IX/86)
Yakın tarihimizde bir fetret devri yaşadık. Hurafeler hortladı; bozuk fikirler yeniden canlandı... Yine tekfir moda oldu. Ama bu defa Haricîler tarafından değil. İşin tuhaf tarafı bu işi yapanlar Haricîlik nedir, Mûtezile nedir, hatta elfâz-ı küfür nedir pek bilmiyorlardı. Ezberledikleri bazı sloganları soğuk damga yaptırmış, önlerine gelenin alnına basıyorlardı. Bunlar Resûlûllah Efendimizin (asm.) tekfirle ilgili uyarı hadisinin de gâfiliydiler...

Tekfir meselesine küfrün tarifinden başlayalım. Küfür nedir?.. Lügat mânâsıyla küfür, nimete karşı nankörlük etmek, nimeti gizlemek, küfran etmek mânâsına geliyor. Şer’î ıstılahta ise, küfür, “hiçbir zorlama olmaksızın kendi irade ve isteğiyle iman hakikatlerini inkâr ve tekzip etmek, yahut tasdik etmemek, iman edilmesi gereken mukaddesatı tahkir etmek, onlarla alay etmek, haramı helâl, helâli haram kabul etmek” mânâsında.

İman, nasıl kalbin tasdiki ve lisanın ikrarıyla sabit oluyorsa, küfür de aynı yolla sabit olur. Bu noktada karşımıza “elfaz-ı küfür” bahsi çıkıyor, yâni küfür olan sözler. Bu sözleri söylediğini işittiğimiz bir kimseye hemen kâfir diyebilir miyiz? Burada âlimlerimiz bize şu soruyu yöneltiyorlar: onun kalbi hakkında bilgin var mı? O sözü cehaletinden mi söylüyor, yoksa mukaddesata düşmanlık namına yahut onunla alay etmek niyetiyle mi? Bu nokta çok mühimdir. Ve bu incelik, fiiller için ameller için de geçerli...

Merhum Elmalılı Hamdi Yazır, “Tekzib-i fiil ile adem-i fiil arasında büyük fark vardır.” diyerek bu noktaya dikkatimizi çekiyor. Tekzib-i fiil, bir işin, bir hareketin, bir vazifenin inkâr edilmesi, “öyle bir şey yoktur” denmesi. Adem-i fiil ise, o işin, o fiilin, varlığı kabul edilmekle birlikte, yapılmaması, yerine getirilmemesi. Namazı inkâr etmek başka, namaz kılmamak daha başkadır. Birincisi tekzib, ikincisi ise adem-i fiildir.

Buna göre, bir insan Kur’an-ı Kerim’in namaz emrini inkâr ederse küfre girer; ama, bu emri kabul ettiği halde namaz kılmazsa kesinlikle kâfir olmaz. Haramları işlemek de böyledir. Faiz alıp vermeyi Kur’an’ın yasak ettiğini, bunun ilâhî bir yasak olduğunu kabul eden bir insanın, nefsine mağlûp olarak bu haramı işlemesi hâlinde kâfir olmayacağı açıktır.

Bir de Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevî Hazretlerini dinleyelim:

“Bir kimsenin sarf ettiği bir söz, birçok yönleriyle küfrü gerektiriyor da bir yönüyle küfürden kurtarıyorsa, müftünün onu tercih etmesi gerekir. Zira Müslümanlar hakkında hüsnüzan esastır. Şu var ki, bu adamın niyeti küfür değilse Müslümandır, fakat niyeti küfür ise müftünün fetvası onu kurtarmaz.” (Ehl-i Sünnet İtikadı, s.68)
Bu ilim ve irfan saçan ifadelerde iki yaramızı birden seyrediyoruz. Birisi, “suizan”, yâni kötüye yormak, olumsuz değerlendirmek. Diğeri de, müftünün görevini herkesin yüklenmesi. Fetvanın câhiller eline düşmesi...

Tekfir konusunda Risale-i Nur Külliyatı'ndan “Sünuhat” adlı eserde yer alan şu öz, doyurucu ve harika ifadeleri, bu asrın insanı kelime kelime ezberlemeli, harf harf yaşamalı. Yoksa hem kendisi büyük günaha girer, hem de bilmeyerek karşısındakini islâm’dan uzaklaştırır:

“Meselâ: demiş bu şey küfürdür. Yâni, o sıfat imandan neş’et etmemiş, o sıfat kâfiredir. O haysiyet ile o zât küfür etti, denilir. Fakat mevsufu ise mâsume ve imandan neş’et ettikleri gibi, imanın tereşşuhatına da hâize olan başka evsafa malik olduğundan o zât kâfirdir denilmez. İllâ ki, o sıfat küfürden neş’et ettiği yakînen biline... Zira başka sebepten de neş’et edebilir. Sıfatın delâletinde şek var. İmanın vücudunda da yakîn var. Şek ise yakînin hükmünü izale etmez. Tekfire çabuk cür’et edenler düşünsünler!...” (Sünuhat, s.20)
Demek ki, bir mü’minde, imandan kaynaklanmayan belki cehaletten, sefahatten yahut daha başka bir kaynaktan beslenen sıfatlar bulunabilir. Bu sıfatlara “kâfire” tabir ediliyor. Yine o mü’minin, imanından kaynaklanan birçok da mâsum sıfatı bulunuyor. İşte bu sıfatlar, o zâta kâfir dememize mâni. Onun dilinden küfrü icap eden bir söz çıkmışsa, yahut o mü’min, imandan kaynaklanmayan ve ancak kâfirlere yakışacak fiiller işlemişse yukarıda verilen ölçüye göre, bunların küfürden doğduğunu, yâni o adamın küfür niyetiyle, islâm’ı inkâr kasdıyla bunları yaptığını kesinlikle bilmedikçe onu tekfir edemeyiz; kendisine kâfir diyemeyiz. “Sıfatın delâletinde şek var.” cümlesi kesin hüküm vermemizi engelliyor. Yâni o yaptığı işin, söylediği sözün, taşıdığı sıfatın, onun kâfir olduğuna delil olması şüpheli. Bunları küfür kastıyla yaptığını kat’i olarak bilemiyoruz. Ama kendisinin mü’min olduğunu biliyoruz. Kendisinden sorsak, "ben mü’minim, Müslümanım" diyecektir. Buna göre imanın delâletinde yakîn var, kesinlik var, kat’iyet var. Ama küfrün varlığında şek, yâni şüphe var, zan var, tahmin var. Biz yakîni, şek ile iptal edemeyiz ve o adama kâfir diyemeyiz.

El-Ezherî’nin “Kur’an’a mahlûk diyen kimseye kâfir denilebilir mi?” sorusuna verdiği şu cevap çok harikadır:

– Söylediği şey küfürdür!..
Soru kendisine üç defa tekrar edilir. Hep aynı cevabı verir ve sonunda şöyle buyurur:
– Bazen Müslümanın ağzından küfür çıkabilir.
Yine Nur Külliyatı'ndan “Münazarat”ın teşhis ve tedavi ettiği bir yaramıza da bu vesileyle parmak basalım.

Dış siyaset konusunda Müslümanlar arasında görüş ayrılığı olabiliyor. Bu gayet normaldir. Fikir hürriyeti içerisinde anlayışla karşılanmalıdır. Ama bazen, bu tip tartışmalarda ölçü kaçıyor. Adam, fikren mağlûp düştüğünü hisseder etmez, muhatabını hemen tekfire yelteniyor. “Sen bu görüşünle H...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu?
« Posted on: 28 Mart 2024, 11:04:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu? rüya tabiri,Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu? mekke canlı, Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu? kabe canlı yayın, Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu? Üç boyutlu kuran oku Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu? kuran ı kerim, Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu? peygamber kıssaları,Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu? ilitam ders soruları, Elfaz-ı küfür söyleyen kişi kâfir olur mu?önlisans arapça,
Logged
22 Nisan 2017, 17:51:44
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #1 : 22 Nisan 2017, 17:51:44 »

Rabbim bizleri küfür ehli eylemesin hatta kıyısından dahi geçirmesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Nisan 2017, 18:31:46
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #2 : 22 Nisan 2017, 18:31:46 »

Esselamü Aleyküm. Allah (C.C) kötü söz söyliyen kulunu sevmez. Oyüzden bu gibi kötü hallerden herdaim kendimizi uzak tutmalıyız. Mevlam bizleri yolundan hakkıyla gidenlerden eylesin inşaAllah. Amin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Nisan 2017, 22:15:21
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 22 Nisan 2017, 22:15:21 »

Aleykümselam.Rabbim bizleri onun yolunda giden kur anın ışıgında peygamber efendimizin sünnetleri doğrultusunda yaşayan ve kurtuluşa erişen kullardan eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes