> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > Yaşamdan Seçmeler > Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir?  (Okunma Sayısı 485 defa)
02 Kasım 2016, 22:49:45
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 02 Kasım 2016, 22:49:45 »



Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir?

İslâmî literatürde insanların üstünde yaşadığı fizikî dünya genellikle arz kelimesiyle ifade edilir.

Yerküre için Türkçe’de kullanılan dünyâ ise Kuran’da, hadislerle ve diğer kaynaklarda insanın ölümden önceki hayatını, bu hayat boyunca yararlandığı dünya nimetlerini ifade eder.

Eski sözlüklerde arz, “semanın mukabili olan cisim” veya “insanların üzerinde bulunduğu yer” şeklinde açıklanır. (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “arż” md.; Lisânü’l-Arab, “arż” md.)

Aynı kelime “ülke, toprak, kara parçası, arazi” gibi sınırlı yerler için de kullanılır.

Felsefî eserlerde arz, hem yeryüzü hem de maddî evreni oluşturduğu düşünülen dört unsurdan toprak anlamında geçer. (meselâ bk. İbn Sînâ, s. 288-291, 306, 586, 595)

Dünyanın yaratılışıyla ilgili bir hadiste geçen tirbe kelimesiyle de yeryüzünün kastedildiği belirtilir. (İbnü’l-Esîr, I, 185)

Kurân-ı Kerîm’de arz kelimesi 468 yerde geçer; bunların;
- çoğunda yeryüzü,
- bazılarında toprak (Yâsîn 36/33; Nûh 71/17)
- ve ülke (A‘râf 7/110; Tâhâ 20/57) karşılığında kullanılır;
- bazılarında da Mısır, Mekke, Filistin, kutsal topraklar (el-arzu’l-mukaddese) gibi şehir veya coğrafî bölgeleri ifade eder. (Mâide 5/21; Yûsuf 12/21, 56; İbrâhîm 14/14; İsrâ 17/104) Bu ayetlerde yeryüzü anlamındaki arz çeşitli bağlamlarda kullanılır.
Kırkı aşkın ayette gökleri ve yeri Allah’ın yarattığı bildirilerek ilâhî kudretin sınırsızlığına dikkat çekilir, bunların bazılarında göklerle yerin altı günde yaratıldığı belirtilir.

Fussılet suresinde ise (41/9-12) Allah’ın arzı iki günde yarattığı, ardından yeryüzüne dağları yerleştirip orayı çeşitli nimetlerle donattığı ve bunları dört günde yaptığı, ardından kaos (duhân “duman”) halindeki semaya yükselip (istevâ) iki günde de gökleri yarattığı ifade edilir.

İlk bakışta bu son ayetlerde anlatılanların sekiz günde gerçekleştiği ve bunun göklerle yerin altı günde yaratıldığına dair bilgiyle çeliştiği gibi bir intiba uyansa da müfessirler dünyanın yaratıldığı iki günün de dört güne dahil olduğunu söyler.

Ayrıca henüz dünyanın yaratılmadığı bir dönemde yirmi dört saatlik bir günden söz edilemeyeceği için bu tür ayetlerde geçen “gün” kavramı da “devir, zaman dilimi” olarak yorumlanır. Nitekim benzer konularda zamanın izafîliğine işaret eden ayetler de vardır.

Allah’ın yedi göğü ve “onların mislince” arzı yarattığını bildiren ayetin (Talâk 65/12) tefsiri üzerinde durulmuştur.

Bazı yorumlara göre ayette yerin yedi tabakadan veya yedi bölgeden oluştuğuna işaret edilmektedir.

Bir kısım müfessirler ise bu cümlenin öğelerini dikkate alarak burada sayı denkliği söz konusu olmayıp, yerküreyle gök cisimlerinin maddî unsurları arasındaki tür benzerliğine ya da küre biçiminde olma, güneşten ışık alma gibi başka benzerliklere dikkat çekildiğini belirtirler.

M. Hamdi Yazır, âyetteki “min” edatının anlamından hareketle burada arz kavramıyla insanın aslına işaret edildiği, dolayısıyla insanın beş duyu, akıl ve vahiyden teşekkül eden yedi bilgi kaynağının kastedildiği ihtimali üzerinde durur. (Hak Dini, VII, 5081)

Daha ziyade çağdaş müfessirlerin benimsediği diğer bir yoruma göre ayetteki asıl gaye evren hakkında bilgi vermek değildir; asıl amaç, o dönemde Araplar’ca da benimsenen hâkim âlem telakkisi üzerinden insanları ilâhî kudret ve hikmetin yüceliğini anlamaya yöneltmek, tıpkı gökler gibi yerkürenin de tecellilerle dolu olduğunu açıklamak, sonuçta yeryüzünde en değerli varlık olan insanın kozmik düzendeki hikmetleri kavrayarak bu düzen içinde kendi konumuna uygun bir sorumluluk bilinci geliştirmesini sağlamaktır. (M. Tâhir İbn Âşûr, XXVIII, 334-340; Karaman v.dğr., V, 396-399)

Yeryüzü için iki ayette “Allah’ın arzı”, bir âyette “benim arzım” ifadesi geçer.

Birçok ayette göklerin ve yerin mülkünün veya mirasının, göklerde ve yerde bulunan her şeyin Allah’a ait olduğu bildirilir. (M. F. Abdülbâkī, el-Mucem, “arż” md.): “Göklerde ve yerde bulunanlar O’na aittir; hepsi O’na boyun eğmiştir” (Rûm 30/26) Allah’ın hükümranlığı doğusuyla batısıyla bütün yeryüzünü kapsamaktadır ve ibadet eden kişi hangi yöne dönerse dönsün Allah’a dönmüş olacaktır. (Bakara 2/115; krş. Taberî, I, 548-549)

Bazı ayetlerde göklerde ve yerde mevcut olanların Allah’ı tesbih ettiği ve O’na secde ettiği bildirilir. İsrâ sûresinde (17/44), “Yedi gök, yer ve bunların içerisinde bulunanlar Allah’ı tesbih eder. O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur; fakat siz onların tesbihinin farkında değilsiniz.” buyurulur.

Daha çok ilk dönem müfessirleri, bu tür ayetleri yorumlarken tabiattaki her şeyin ruh taşıdığını ve kendi diliyle Allah’ın şanını yüceltip O’na tazimde bulunduğunu belirtmişlerdir. (Taberî, VII, 360; VIII, 84-85)

Bazı âlim ve düşünürler ise bu varlıkların tesbih ve secdesini, evrenin düzenli işleyişinde Allah’ın kendileri için takdir ettiği işlevleri eksiksiz yerine getirmeleri şeklinde açıklamışlardır.
Birçok ayette diğer kozmik varlıklar gibi;
- arz ve içindeki varlıkların ve olayların yaratılışına,
- düzenli işleyişine,
- arzın içerdiği nimet ve imkânlara dikkat çekilerek bunlarda açık deliller, işaretler (ayet) bulunduğu bildirilir ve insanlar;
- bunların üzerinde düşünmeye,
- doğru sonuçlar çıkarmaya,
- ders ve ibret almaya çağırılır:

“Göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün ardarda gelişinde, Allah’ın gökten indirdiği yağmurla yeryüzünü canlandırmasında, orada canlıları yaymasında, rüzgârları ve bulutları evirip çevirmesinde aklını kullananlar için nice işaretler vardır.” (Bakara 2/164)

Dünyanın göklerden koparak içinde yaratılan su sayesinde canlıların üremesine uygun duruma gelmesi, sabit dağlarıyla, geçit veren vadileriyle yeryüzünün jeolojik yapısının yaşamaya elverişli kılınması, semanın kuşatıcı koruyuculuğu ve geceyle gündüzün düzenli biçimde birbirini izlemesi, üzerinde düşünülmesi gereken işaretlerdendir. (Enbiyâ 21/30-33)

Kuran’da arzın yaratılışı, özellikleri, arzdaki ilâhî rahmetin tecellileri (Rûm 30/50) zikredilerek bunlardaki mana ve hikmetleri düşünüp yaratılışın anlamını kavrayanlar övgüyle anılırken (Âl-i İmrân 3/189-191) inkârcılardan da bunlar hakkında düşünmeleri istenir.

Ayrıca ölü toprağa hayat veren Allah’ın insanları yeniden diriltmeye muktedir olduğuna dikkat çekilerek yine inkârcılar imana davet edilir. (İsrâ 17/98-99; Neml 27/60-69; Yâsîn 36/77-83)
İlk yaratılışa dair bir ayette (Bakara 2/29) Allah’ın başlangıçtan beri yeryüzündeki her şeyi insanlar için yarattığı, başka bir ayette de (Rahmân 55/10-12) yeri canlıların yaşamasına elverişli kıldığı bildirilir.

Diğer birçok ayette “döşek”, “beşik”, “sergi” (Bakara 2/22; Tâhâ 20/53; Nûh 71/19) gibi nitelemelerle;
- yeryüzüne insanların yerleşmesine,
- beslenip barınmasına uygun bir düzen verildiği bildirilir.

Ayrıca insan, hayvan ve bitkilerin beslenmesi için gökten indirilip yeryüzüne hayat veren yağmuru; dağları, vadileri, doğal yolları, nehirleri, bağ ve bahçeleri Allah’ın insanlara verdiği lutuflar olarak gösteren, insanların bütün bunlardan dolayı Allah’a şükretmeleri gerektiğine vurgu yapan çok sayıda âyet vardır. (M. F. Abdülbâkī, el-Mucem, “arż” md.)
Kuran-ı Kerîm’de insanın yeryüzüyle ilk ilişkisinin Âdem’in cennetten çıkarılmasıyla başladığı bildirilir. İlk günahın ardından Allah insanların fani dünyaya inip oraya yerleşmelerini ve orada barınmalarını, orada yaşayıp orada ölmelerini irade etmiştir. (A‘râf 7/24-25)

Ancak insanoğlu dünyada özel bir konuma sahiptir. Kuran bunu “halife” kelimesiyle ifade eder.

Esasen Allah, Âdem’i ve Havvâ’yı yaratmadan önce meleklere yeryüzünde bir halife yaratacağını bildirmişti (Bakara 2/30) Bu muhtevadaki ayetlerden söz konusu halifeliğin hem bir rütbe hem de bir sınav olduğu, dolayısıyla ödev içerdiği ve bütün insanlara tevcih edildiği anlaşılmaktadır. (En‘âm 6/165; A‘râf 7/69; Yûnus 10/14)

Kuran, halife oluşunun insana yüklediği sorumluluğu, onun Allah’ın düzenli ve huzurlu bir yer olarak yarattığı yeryüzünde fitne ve fesat çıkaran, can alan değil yeryüzünde hayat, barış ve huzur kaynağı bir varlık olmasıyla açıklar. (Mâide 5/32; A‘râf 7/56)

Fahreddin er-Râzî’ye göre
- öldürme, yaralama, gasp ve hırsızlık gibi insanlara verilen zararlar;
- inkâr ve bid‘atlarla dine verilen zararlar;
- zina, livâta, iftira gibi insan onurunu zedeleyen ve aileye verilen zararlar;
- sarhoş edici şeylerle akla verilen zararlar
son ayetteki “düzeni bozma” kapsamına girer.

Bütün bunlar dinin nihaî amaçlarıdır (makāsıdü’ş-şerîa) ve canı, malı, nesebi, dini, aklı korumakla ilgilidir. (Mefâtîhu’l-ġayb, XIV, 133)

Râgıb el-İsfahânî de bu âyetlerden hareketle insanın dünyadaki var oluş hikmetlerini yeryüzünün imarı, Allah’a kulluk ve Allah’a halifelik şeklinde sıralar. Yeryüzünün imarı kişinin dünyayı kendisinin ve başkalarının daha iyi yaşayacakları hale getirmesi, Allah’a kulluk O’nun emir ve yasaklarına riayet etmesi, Allah’a halifelik de O’nun evreni yönettiği gibi hikmet, adalet, hilim, ihsan gibi erdemlere dayalı bir yönetim tarzı izlemesidir. Allah’ın halifesi olmanın temel şartı ise ruhun arındırılmasıdır; çünkü ruhu temiz olmayanın sözü ve işi de temiz olmaz (ez-Zeria, s. 90-96)

Çeşitli ayetlerde insanların yeryüzünde gezerek eski kavimlerden kalan harabeleri incelemeleri, aslî görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyerek hakikatleri inkâr eden, yaptıkları kötülükler içinde boğulan bu toplulukların âkıbetinden ibret almaları istenir. (meselâ bk. Âl-i İmrân 3/137-138; Neml 27/69; er-Rûm 30/42)
Kıyametin tasvir edildiği,...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir?
« Posted on: 19 Nisan 2024, 06:05:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir? rüya tabiri,Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir? mekke canlı, Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir? kabe canlı yayın, Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir? Üç boyutlu kuran oku Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir? kuran ı kerim, Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir? peygamber kıssaları,Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir? ilitam ders soruları, Ayetlerde ve hadislerde geçen arz / yer nedir?önlisans arapça,
Logged
02 Kasım 2016, 22:54:19
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 02 Kasım 2016, 22:54:19 »

Esselamu aleykum.Rabbim bizleri bu dunyada onun emrinde yasayan ve onun bize emanet ettigi kainata sahip cikan kullardan eylesin bizleri inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes