> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler  (Okunma Sayısı 1028 defa)
25 Eylül 2011, 12:17:08
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 25 Eylül 2011, 12:17:08 »



Dünya Hali



Ekim 2007 106.SAYI


Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

YENİ ANAYASA VE ÖZÜRLÜ ÖZGÜRLÜKLER


Yeni Anayasa taslağı Türkiye’de ateşli bir tartışma başlattı. Taslağı savunanlar bunun sivil bir anayasa olduğunu ve devleti değil, bireyi esas aldığını söylüyor. Karşı çıkanlar, laikliğin törpülendiğini, rejimin (tekrar!) tehlikeye girdiğini savunuyor. Bu görüşü savunanların temel dayanağı, yeni anayasa taslağının başörtüsü yasağını kaldırmayı öngörmesi. Yeni anayasaya laik rejim elden gidiyor kaygısıyla karşı çıkanlar, aslında özgürlüklerin kısıtlanmasını da savunmuş oluyorlar.

Oysa Türkiye’de sivil özgürlüklerin yaygınlaşması herkesin yararınadır. Dinî özgürlükler ve başörtüsü yasağının kalkması bu özgürleşme sürecinin bir parçasıdır. Türkiye’de ne zaman böyle bir açılım gerçekleştirilmeye çalışılsa birileri Türkiye’nin İran, Suudi Arabistan yahut Cezayir olacağını söyler.

fiimdi bu listeye Malezya’yı da eklediler. Bu benzetmeyi yapanlar hem Malezya’yı bilmiyorlar hem de özgürlüklerin genişletilmesini bir tehdit olarak algılıyorlar. Malezya Güneydoğu Asya’nın en kozmopolit ve çoğulcu ülkelerinden biridir. Malezya toplumu, Malayların yanı sıra güçlü bir Çinli ve Hintli topluluğundan oluşur. Bunların yanı sıra daha küçük etnik ve dinî gruplar da vardır. Bu toplulukları barış içinde bir arada tutmanın tek yolu çoğulcu bir demokrasi olduğundan, bütün Malay hükümetleri farklılıkların korunmasına ve yaşatılması
na azami dikkat gösterir. İslâmî kurallarla ilgili düzenlemeler sadece müslüman Malayları bağlar.

Malezya’yı kötü bir örnek gibi göstermek isteyenlere şaşırmamak elde değil. Malezya geleneksel dinî değerlerini muhafaza ederek kalkınabilmiş, demokratik ve çoğulcu bir siyasi sistem kurabilmiş, iç savaş yaşamamış, güçlü bir ekonomiye sahip ve sürekli gelişen bir ülke. Bu başarıda ekonomik rasyonalite kadar siyasi basiret de önemli bir paya sahip.

Sorun şurada: Türkiye’de özgürlüklerin alanı genişlediğinde Türkiye o veya bu ülkeye benzemez; tersine kendi milletiyle, tarihiyle, değerleriyle barışık hale gelir. Devlet ile millet arasındaki mesafe giderek azalır. Dindar veya değil, bütün insanlar yaşadıkları vatana, sahip oldukları devlete, taşıdıkları nüfus cüzdanına daha fazla sahip çıkarlar, onları içtenlikle benimserler.

Başörtüsü yasağı gibi yasaklar var olduğu müddetçe toplumun çok önemli bir kesimini, hem de en genç ve dinamik kitlesini marjinalize etmiş, umutlarını kırmış, yabancılaştırmış oluruz. Bu yasağın şu ana kadar
Türkiye’ye maliyeti ortada.

O yüzden hazırlanan yeni Anayasa’nın, başörtüsü başta olmak üzere, bireysel özgürlükleri kısıtlayan, eğitim hakkını ellerinden alan bütün yasakları hiçbir tartışma ve spekülasyona mahal bırakmadan kaldırması
gerekir. Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı istikrarlı büyüme ve sosyal uzlaşma eğilimi, ancak özgürlüklerin korunması ve daha da yaygınlaştırılmasıyla korunabilir.

DOĞU’YA UZANAN GÜL


Çiçeği burnunda cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ilk ziyaretini güneydoğuya yaptı. Böylece devlet güneydoğu bölgemize bir “gül” uzatmış oldu. Halkın Gül’e gösterdiği teveccüh ve sevgi çok manidardı. Sanki güneydoğu halkı devlet tarafından yeniden keşfedildiğini hissetmiş gibiydi. Bu ziyaret  hem Kürt sorununun çözümü hem de Türkiye’nin birlik ve beraberliği için son derece önemliydi. Gül’ün ilk ziyaretini bölgeye yapması, devletin bir numarasının bu soruna ciddi bir şekilde eğileceğini gösteriyor. Türkiye’nin en önemli sorunu bu; çünkü milli birlik ve beraberliğini güvence altı na almamış bir Türkiye’nin geleceğe güvenle bakması mümkün değil. Bu ziyaretin bir anlamı daha var: Seçimlerde “Cumhurbaşkanı Gül” diye slogan atan vatandaşlar, ilk defa sandı kta verdikleri oyun boşa gitmediğini gördüler. Bir başka ifadeyle Abdullah Gül’ü bugün cumhurbaşkanı olarak selamlayan kitleler, onu oraya kendi hür iradelerinin getirdiğini biliyorlar. Bu, vatandaşların demokratik sistemi sahiplenmesi açısından hayatî öneme sahip. Türkiye’nin geleceği de buna bağlı: Vatandaşlarını ülkesine bağlayan bir Türkiye, her tür dış müdahaleye karşı korunaklı hale gelmiş bir ülkedir. Umarız militan seküler elitlerimiz bu gerçeği görmekte gecikmezler.

BİR CIA AJANININ SÖYLEDİKLERİ


Eski CIA ajanı Robert Baer’in iddiaları yine gündemde. 1976-1997 yılları arasında CIA’de “saha görevlisi” olarak çalışan ve Ortadoğu ve Asya’da görev yapan Baer, pek çok üst düzey görevde bulunmuş birisi. Büyük yankı uyandıran “Syriana” filmi, Baer’in “See No Evil” kitabına dayanıyor. “Syriana”, ABD’nin ve uluslararası şirketlerin Ortadoğu politikalarındaki etkisini ele alan siyasi bir filmdi.
Baer her ağzını açtığında ortalık karışıyor. Zira söyledikleri Washington yönetiminin gizli operasyonlarını ve hesaplarını (CIA’in izin verdiği ölçüde) ortaya koyuyor.

Baer’in son açıklamaları, PKK’nın İran’daki uzantısı olan PJAK örgütüyle ilgili. PJAK, İran’daki Kürtleri ayaklandırarak rejimi devirmeye çalışan örgüt. ABD’nin bu örgüte destek verdiği öteden beri söylenmekteydi. Baer’in son açıklamaları bu iddiaları doğruluyor. Baer’e göre Washington'daki yeni muhafazakârlar Kürtlerin İran'da gerçekten devrim yapacağına inanıyor. Bunun için İran’daki PJAK’ı destekliyorlar.

Yine Baer’in açıklamalarına göre Irak’taki Kürt bölgesinde CIA’in yanı sıra MOSSAD ajanları da etkin bir şekilde çalışıyor. Hatta Baer’e göre bölgede kendini Amerikalı diye tanıtan işilerin çoğu aslında MOSSAD ajanıymış. Zira gerçek Amerikalılar, Baer ve ekibi imiş.

Bütün bunlar, ABD’nin ne kadar büyük bir oyunu ne kadar acemice oynamaya çalıştığını gösteriyor. Sonra da hiç sıkılmadan “Yahu, bunlar bizden niye nefret ediyor?” diyorlar!

FINDIK TRENİ

Mevsimlik işçi taşıyan kamyonların yol açtığı kazalarda ölen insan manzaralarına son yıllarda çok rastladık. Bir kamyonun kasasına tıka basa (hâşâ, canlı mal gibi) doldurulan, kadın, erkek ve çocuk, her yıl
birkaç kuruş para kazanmak için yüzlerce kilometre yol gider. Günde 10 ytl yevmiye için evlerini barklarını 2-3 aylığına terkederler. Türkiye’de bu şekilde çalışan on binlerce mevsimlik işçi var. Her yıl binlerce aile Karadeniz’e, Akdeniz’e, Marmara bölgesine gider. Yollarda yaşanan perişanlıkları bir tek onlar bilir.

Şimdi Devlet Demir Yolları bu soruna kısmen çözüm bulmuş görünüyor. Mevsimlik işçileri taşımak üzere tren seferleri düzenleyen TCDD, binlerce işçiyi Türkiye’nin farklı bölgelerine taşıyor. “Fındık Treni” adı verilen bu trenler sadece mevsimlik işçileri taşıyor. Trende herkesin oturacak bir yeri, çoğu kişinin yatağı var. Artık bütün işçiler insanî şartlarda yolculuk ediyor. Tuvaletleri kullanıyor. Kimse üst üste yatmıyor. Ramazan ayında uygulamaya konan “Fındık treni”ni işçiler “güzel bir Ramazan sürprizi, Allah devletten razı olsun” diye karşılamışlar. Umarız bu uygulama bütün mevsimlik işçilerin hayatını kolaylaştırır. Memlekette güzel şeyler de oluyor vesselam...

DARFUR DRAMI


Sudan’ın Darfur bölgesindeki dram devam ediyor. Dramın bir boyutu, masum insanların yaşadığı acılar. Diğer boyutu ise büyük güçlerin bölgeye yönelik hesapları. Darfur krizi, Darfur bölgesindeki insanların merkezî hükümetten daha adil bir ekonomik paylaşım talebinde bulunmasıyla başlamıştı. Merkezî hükümet talepleri karşılamak yerine sert tedbirler aldı. “Cancavit” adı verilen Arap gerillalar, Arap olmayan
Afrikalı Müslüman Darfurlulara karşı katliamlara başladılar. Ve Sudan hükümeti olup biteni seyretti. Onbinlerce insan yerinden oldu, binlerce insan hayatını kaybetti.

Şimdi büyük güçler, yani Çin, Rusya ve Amerika Sudan’ın geleceğini kararlaştırıyor. Yakında yapılacak uluslararası Darfur Konferası’nda konu masaya yatırılacak. Fakat ABD’nin ve diğer ülkelerin asıl maksadı, Sudan’ın yeni keşfedilen petrol, bakır ve uranyum kaynaklarına ulaşmak. Uzmanlara göre Sudan’da bulunan petrol yatakları Suudi Arabistan’ınkinden daha fazla. Sırf bunun için Amerika, yıllardır terörist,
diktatör dediği Libya başkanı Muammer Kaddafi ile görüşmeler yapıyor.

İslâm ülkeleri çok kısa süre içerisinde bir şey yapmazsa, Sudan’ın geleceğine Sudanlılar değil, Çinliler, Ruslar, Amerikalılar, Fransızlar ve daha kim bilir kimler karar verecek.

KISA KISA


Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı, yeni anayasa çalışmalarında yer almak istediklerini söylemiş. Son derece yerinde bir talep. Zira anayasasını, kanunlarını anlamayan bir milletin vatandaşlık görevini yerine getirmesi mümkün değil. Yeni anayasanın dilinin yalın, anlaşılır ve anlamlı olması gerekiyor. Fakat bu konuda TDK’nin kılavuzluğuna ne kadar güvenebiliriz? Sadeleştirme adı altında yüzlerce kelime uyduran ve yer yer alaya alınan TDK’nin geçmişteki sicili iyi değil. TDK’nin Türkçe’deki yozlaşmayı önlemeye yönelik bir çaba gösterdiğini de şu ana kadar görmedik.

Türkiye’de zorunlu din eğitimi yeniden gündemde. Militan laiklerimiz din derslerinin toptan kaldırılmasını savunuyor. Neymiş, çocukların beyinleri yıkanıyormuş. Darvin’in ispatlanamamış evrim teorisi, resmi
tarih tezi, Avrupa merkezci kültür anlayışı, pozitivist psikoloji dersleri… bunların hiçbiri beyin yıkamak olmuyor. İş din bilgisi ve kültürüne gelince iş değişiyor. Din kültürü ve ahlâk derslerine karşı çıkanlar çocuklarına nasıl ve nerede ahlâk dersi vermeyi düşünüyor acaba? Yoksa temel ahlâkî değerleri de mi çağdışı buluyorlar?

Diyarbakır’dan getirdikleri çocukları İstanbul ve Bursa’da dilenci olarak kullanan bir çete ele geçirildi. Çocuklara karşı işlenen en büyük cinayetlerden b...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler
« Posted on: 28 Mart 2024, 15:26:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler rüya tabiri,Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler mekke canlı, Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler kabe canlı yayın, Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler Üç boyutlu kuran oku Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler kuran ı kerim, Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler peygamber kıssaları,Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlükler ilitam ders soruları, Yeni Anayasa ve Özürlü Özgürlüklerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes