> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Kimlik Tartışmaları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kimlik Tartışmaları  (Okunma Sayısı 913 defa)
01 Ekim 2011, 18:14:31
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 01 Ekim 2011, 18:14:31 »



Dünya Hali



Ocak 2006 85.SAYI


Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

Kimlik Tartışmaları

Bazıları Türkiye’deki Kürt sorununun ekonomik bir sorun olduğunu düşünüyor. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi, ekonomik açıdan en geri bölge. İstihdam, yatırım, sanayi, eğitim, sosyal güvenlik, sağlık alanlarında ciddi sorunlar var.

Bunların yükselen Kürt milliyetçiliğini besleyen sorunlar olduğunda şüphe yok. Fakat bunlar tek başına bu sorunu izah etmek için yeterli degil. Çünkü Türkiye’nin İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Konya gibi büyük şehirlerini bir kenara bırakırsanız, diğer bölgelerinde de benzer altyapı sorunları var. Buralarda da eğitim, sosyal güvenlik, işsizlik alanlarında köklü değişikliklerin yapılması gerekiyor. Orta Anadolu’da düzenli elektriği ve suyu olmayan pek çok köy, hatta kasaba var. Lastik ayakkabı giyen ve çamurda yürüyerek okula giden öğrenci görüntüleri, sadece Güneydoğu Anadolu’ya has değil.

Bu yüzden Kürt meselesini sadece bir ekonomik kalkınma meselesi olarak ele alamayız. Bu sorunu besleyen siyasi ve kültürel etkenleri de hesaba katmak zorundayız. Şüphesiz Kürt meselesinin son bir yıldaki evrimi ve yeni bir terör dalgasına dönüşme ihtimali, bölgedeki ve özellikle Kuzey Irak’taki gelişmelerle doğrudan irtibatlı. Yani sorunun bir de uluslararası boyutu var. Çok yönlü bir sorunu ancak çok yönlü düşünmeyle aşabiliriz.

Fakat asıl önemli olan nokta şu: Türkiye, Kürt meselesini tartışırken köklü bir kimlik tartışması da yapıyor. Bu bağlamda gündeme gelen üst kimlik - alt kimlik tartışması, Müslüman Türkiye’nin kendine yeni bir referans bulma çabasından kaynaklanıyor.

19’uncu yüzyılın istisnai şartlarında ortaya çıkan ulus devletler, sun’i kimlikler üzerine kurulmuştu. İmparatorluk bakiyesi toplumlar, bir devlete sahip olabilmek için etnisite temelli ulus tanımları yaptılar. Amaç devlet kurmak, bunun için de sözümona ‘unutulmuş uluslar’ı tekrar günyüzüne çıkartmaktı. Yani önce devlet vardı, sonra ulus... Aynı dil, din ve kültürü paylaşan 22 Arap devleti böyle ortaya çıktı.

Bugün bu kimlik tanımları İslâm toplumlarına dar geliyor. Yıllardır bastırılmış olan ulus-ötesi kimlik ve aidiyet kavramları yeniden ortaya çıkıyor. Kendi haline bırakıldığında İslâm toplumları kendilerini Türk, Kürt, Hintli olmaktan önce, Müslüman olarak tanımlıyorlar. Bu onlara daha derinlikli ve daha evrensel bir kimlik kazandırıyor.

Küreselleşmenin ulusal kimlik tanımlarını ve kültür geleneklerini aşındıran bir etkisi var. Küreselleşme, dünya toplumlarını yapaylaştırıyor ve sığlaştırıyor. Ekonomik ve askeri gücü zirvede olan batılı toplumlar bile kendilerini tehlikede hissediyorlar. Küreselleşme rüzgârının ne taraftan eseceğini, ne zaman bir melteme, ne zaman bir fırtınaya dönüşeceğini kimse kestiremiyor. Bu belirsizlik hali tedirginliğe dönüşüyor.

Bu yüzden insanlar daha köklü ve derinlikli kimlik kalıplarına ihtiyaç duyuyorlar. Bu açıdan baktığımızda, Türkiye’deki alt kimlik - üst kimlik tartışmasından korkmamak gerekiyor. Umulur ki bu tartışma hakikatin inkişafına vesile olur.

Yeni Üniversiteler


Türkiye, 15 yeni üniversiteye kavuşuyor. Çorum, Amasya, Kırşehir, Kastamonu, Giresun, Ordu, Düzce, Aksaray, Adıyaman, Tekirdağ, Uşak, Rize, Burdur, Erzincan ve Yozgat illerinde açılacak üniversiteler, Türkiye’deki toplam üniversite sayısını 92’ye çıkartacak. Türkiye’de şu anda 24’ü vakıf/özel olmak üzere 77 üniversite bulunuyor. 70 milyonluk bir ülke için 92 üniversite dünya standartlarının çok altında. Türkiye’nin üniversite sayısını artırması gerekiyor.

Fakat mesele üniversite açmakla bitmiyor. Taşradaki üniversitelerin çok ciddi altyapı ve finans sorunları var. Siyasi kutuplaşma, hemen her üniversitenin sorunu. YÖK, aldığı siyasi ve ideolojik tavırlarla kutuplaşmaları körüklüyor. Üniversite gibi bir kurumu, merkezi bir otoriteyle yönetmek zaten bilim ve düşünce özgürlüğüne aykırı bir şey.

Bir diğer sorun, üniversiteyle bölge ve il kültürleri arasında yaşanan iletişim kopukluğu ve uyumsuzluk sorunu. Üniversitelerin çoğu kendi kabuğunda yaşıyor. Başörtüsü yasağı özellikle Anadolu’da sıradan halkın üniversiteye karşı yabancılaşmasına neden oluyor.

Bütün bu sorunlarla mücadele etmek gerekiyor. Aksi halde üniversitelerin kağıt üzerindeki sayısını artırmak yeterli olmayacaktır.

Atatürk ve Kaçak Tesisler


Fenerbahçe’nin eski başkanlarından Ali Şen, 12 Eylül döneminde Fenerbahçe’nin kaçak tesislerini Atatürk büstü yaptırarak kurtardıklarını söylüyor. Bu bir cümlelik açıklama, Türkiye’de Atatürkçülüğün bir rant elde etme ideolojisine dönüştüğünü bir kez daha teyit ediyor. Yolsuzluk, hırsızlık, haksızlık yapan herkes Atatürkçülüğe sığınıyor. Atatürk lafını ağzına alan birden aklanıyor. Ülkenin en vatansever ve birinci sınıf vatandaşı haline geliyor. Kimsenin sahip olamadığı imtiyazlar elde ediyor. “Atatürkçülük elden gidiyor” diye yaygara kopartanların önemli bir kısmı menfaat peşinde koşuyor.

Yıllardır bu sisteme göz yumuldu. Birileri, bu sistemden muazzam menfaatler elde ettiler. Şimdi bu düzeni değiştirmenin zamanı geldi. “Atatürkçüyüm” diyenler, tıpkı diğer insanlar gibi, önce bu ülkenin kural ve kanunlarına sadık olduklarını ispat etsinler. Atatürkçülük eğer kaçak tesisleri kurtarmak için kullanılan bir parola ise, burada doğru olmayan bir şeyler var demektir.

Fırsat Eşitliği


İngiliz milletvekillerinin üçte birinin özel eğitim aldığı ortaya çıktı. İngiltere genelinde özel eğitim alanların oranı ise yüzde yedi. Bunu, İngiltere’deki özel eğitimin bir başarısı olarak görebilirsiniz. Özel eğitim alanların, kamu eğitimi alanlara göre daha iyi yerlere gelmesi normal karşılanabilir. Fakat aynı veriyi bir başka şekilde de yorumlayabiliriz. Eğitimde fırsat eşitliği açısından baktığımızda, İngiltere’nin demokratik değil, elitist, hatta oligarşik bir yapıya sahip olduğunu itiraf etmemiz gerekiyor. Eğer milletvekili olabilmek için özel eğitim almak gerekiyorsa, İngiliz toplumunda kimlerin milletvekili olabileceğini kestirmek zor olmaz. Bu elitist uygulamanın, demokrasi, fırsat eşitliği, vs. söylemleriyle bağdaşmadığı ortada.

İngiltere gibi seçkinci bir toplumda bu sonuca belki de şaşırmamak gerekiyor. Fakat eğer İngiltere gibi Avrupa ülkeleri, “gelişmekte olan ülkelere” bir takım değerler aşılamak istiyorlarsa, bu değerleri önce kendilerinin uygulaması beklenir. Tutarsızlık, yanlış düşünmekten daha kötü bir şeydir.

Bir Davanın Davası


Türk halkına hakaret etmek suçundan yargılanan Orhan Pamuk’un davası, evlere şenlik bir olay haline geldi. Dava günü mahkemenin önünü dolduran bir grup gösterici, Pamuk’a sözlü ve fiilî saldırıda bulundu. Mahkemeye gözlemci olarak gelen AB yetkililerinden biri tartaklandı. Avrupalılar “Bunu da not aldık!” dediler. AB yetkilileri “Bu tür davalar var oldukça Türkiye AB’ye giremez!” cümlesini de eklediler. Avrupalılar haksız değil. Bu tür davaların bir gösteriye dönüşmesi, Türkiye’nin imajını zedeliyor. Fakat Avrupalılar birkaç yüz göstericinin tavrını 70 milyonun ortak kanaati gibi görmekte hatalılar.

Avrupa ve Amerika’da bu tür davalar her zaman olur. Örneğin Amerika’daki beyaz ırkçı örgüt KKK’nin davalarına birkaç yüz kişi destek vermek için gelir ve göçmen karşıtı sloganlar atarlar. Şimdi bunu büyütüp “İşte Amerika bu!” demek ne kadar yanlışsa, Orhan Pamuk davasındaki olayları da Türk demokrasisinin yegane testi olarak görmek o kadar yanlış. Avrupalıların bu tür davalarda sergilediği çifte standart ise işin ayrı bir tarafını oluşturuyor. Örneğin başörtüsü mağdurlarının davalarına Avrupalılar geliyorlar mı? Ya da gelirler mi? Bunu da onlara sormak lazım.

Bir Garip Bilmece


İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecat, yaptığı açıklamalarla ilgi toplamaya devam ediyor. Bir toplantında İsrail’in yıkılması çağrısında bulunan Ahmedinecat, son olarak Mekke’deki İKÖ zirvesinden sonra yaptığı basın toplantısında İsrail’in Avrupa’ya taşınması gerektiğini söyledi. Ardından İran’da “uygun olmayan” müziklerin dinlenmesini yasakladığını açıkladı.

Anlaşılan Ahmedinecat, ‘muhafazakâr’ gündemini pervasız bir şekilde uygulamaya kararlı. Ahmedinecat, İran’ın cumhurbaşkanı olmaktan çok, bir gençlik örgütünün lideri gibi açıklamalar yapıyor. Fakat bu tür açıklamaların kimin işine yaradığını sormak gerekiyor.

İran cumhurbaşkanının bu tür çıkışları, Amerika’nın ve İsrail’in İran’ı köşeye sıkıştırması için iyi birer koz. Bu kervana şimdi Avrupalılar da katıldı. Eğer Amerika İran’a karşı bir operasyon düşünüyorsa, bunun zemini sanki hazırlanıyor gibi. Çünkü Amerika her operasyondan önce bunun maddi şartlarını hazırlıyor. Ondan sonra da önce kendi kamuoyuna, daha sonra da dünyaya “Müdahale artık kaçınılmaz hale gelmiştir” diyor. Umarız İran cumhurbaşkanı bunun farkındadır.

Kısa Kısa Dünya Turu

Milli Eğitim Bakanı “İki parmak kar yağdı diye okulları tatil etmeyelim” demiş. Doğru, etmeyelim. Ama Sayın Bakan memlekette kar yağınca her şeyin felç olduğunun galiba farkında değil. Anadolu’da kar yağışı demek, hayatın durması demek. Şimdi buna büyük şehirler de eklendi. Eğitime devam etmek iyi, ama karlı yolları açmak daha da iyi.

***

Saddam Hüseyin yargılanmaya devam ediyor. Saddam, her mahkemeye çıktığında bunu bir medya fırsatı olarak kullanmaya çalışıyor. Bağırması, ayağa kalkması, hakimlere çıkışması meşhur oldu. Saddam son olarak mahkeme salonunda namaz kıldı. İnsanların niyetini ancak ALLAH ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kimlik Tartışmaları
« Posted on: 28 Mart 2024, 14:01:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kimlik Tartışmaları rüya tabiri,Kimlik Tartışmaları mekke canlı, Kimlik Tartışmaları kabe canlı yayın, Kimlik Tartışmaları Üç boyutlu kuran oku Kimlik Tartışmaları kuran ı kerim, Kimlik Tartışmaları peygamber kıssaları,Kimlik Tartışmaları ilitam ders soruları, Kimlik Tartışmalarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes