> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Tarih ve Siyaset
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tarih ve Siyaset  (Okunma Sayısı 952 defa)
21 Temmuz 2011, 10:20:43
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 21 Temmuz 2011, 10:20:43 »



Dünya Hali


Nisan 2010 136.SAYI


Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

Tarih ve Siyaset

Ermenilerin “Türkler bizi soykırıma uğrattı” iddiası, 1980’lerin başlarından beri gündemde tutulan bir konu. İddiaya göre 1915-1916 yılları arasında 1.5 milyona yakın Ermeni sistematik bir şekilde katledilmiş. Ermeniler, bu iddiayı etkili oldukları ülkelerde sözde “soykırım tasarısı” haline getiriyor ve parlamentodan geçiriyorlar. Şu ana kadar yirminin üzerinde ülke bu tasarıyı kabul etti.

Bunun şimdilik herhangi bir hukukî sonucu yok. Fakat Ermenilerin amacı 2015 yılına kadar dünyanın belli başlı ülkelerinde “soykırım tasarısı”nı kabul ettirmek. Böylece 1915-1916’nın yüzüncü yılında soykırımı uluslararası bir mesele haline getirmek istiyorlar. Belki o zaman bir takım hukukî yolların açılacağını umuyorlar.

Son olarak Amerikan Meclisine getirildi bu konu. Alt komisyon tasarının Genel Kurul’a gönderilmesine karar verince, Türk-Amerikan ilişkileri bir anda gerildi. Türkiye büyük elçisini geri çekti. 24 Nisan’da Obama’nın Ermenileri memnun etmek için “soykırım” kelimesini kullanıp kullanmayacağı merakla bekleniyor. ABD’nin ardından İsveç meclisi de bu kervana katıldı ve sözde soykırım tasarısını bir oy farkıyla kabul etti.

Böylece tarih yeniden siyasetin güdümüne girmiş oluyor. Ermenilerin iddialarını soykırım olarak kabul den Batılılar, hikâyenin sadece Ermeni tarafını dinlediler şu ana kadar. Burada Ermenilerin nasıl yoğun bir çaba içinde olduğunu anlatmaya gerek yok. Türk tarafı ise bu işi maalesef şu ana kadar ihmal etti. ABD’de tasarıya hayır diyenler bile “soykırım” olduğunu kabul ediyor ama Türk-Amerikan ilişkileri zarar görmesin diye hayır oyu kullanıyor.

Oysa Türkiye’nin bu işi daha ciddi tutması ve Osmanlı’nın son yıllarında ne olup bittiğini, devletin Birinci Dünya Savaşına nasıl sürüklendiğini, Ermeni milliyetçilerinin Osmanlı’ya karşı Ruslarla nasıl ittifak yaptığını, bu “millet-i sadıka”nın Osmanlı’ya nasıl ihanet ettiğini, Ermenilerin yanında yüz binlerce Osmanlı tebası müslümanın da hayatını kaybettiğini anlatması gerekirdi. Bu maalesef olmadı.

Ama bunun için gecikmiş sayılmayız. Türkiye “gelin bir tarih komisyonu kuralım, arşivlerimizi açalım, bu işe bilim adamları karar versin” dedi. Ermeniler buna yanaşmadılar. Bundan sonra da yanaşmayacaklar. Türkiye bu çalışmayı kendisi tek taraflı olarak yapabilir. Uluslararası bir tarih komisyonu kurup, 1915-16 olaylarını belgelere dayanarak ortaya koyabilir. Tarihi siyasetin gölgesinden kurtarmak da herkesin hayrına bir iş olur.

Anayasa Kavgası

Türkiye’nin anayasa kavgası 1982’den beri devam ediyor. Neden? Çünkü 1982 anayasası Türkiye’yi taşıyamıyor. Son otuz yılda bu anayasanın onlarca maddesi değiştirildi. Bu kadar değişiklik yapana kadar yeni bir anayasa yazılsa daha akıllıca bir iş yapılmış olmaz mıydı?

Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu konusunda toplum ittifak halinde. Karşı çıkanlar ise kurumlar. 1982 anayasasıyla elde ettikleri imtiyazları kaybedeceğini gören bütün kurumlar, yeni anayasa yapılmasına direniyor. Oysa yeni anayasa paketinde önerilen maddelerin neredeyse tamamı, daha önce hem ana muhalefet partisinin hem de değişik düşünce kuruluşlarının raporlarında yer alıyor.

Aslında Türk siyasetinin değişmez sahnelerinden biriyle tekrar karşı karşıyayız: Anayasa üzerinden başka şeylerin kavgası yapılıyor. “Uzlaşı” diye ortaya atılan söz dahi anlamını yitiriyor, çünkü neyin üzerinde nasıl uzlaşılacağı belli değil. Bazılarının dilinde “uzlaşı”, demokratik ve sivil ilkelerden taviz vermek anlamına geliyor.

Oysa Türkiye’nin gerçekten sivil ve esnek bir anayasaya ihtiyacı var. Türkiye’nin tam demokrasiye geçmesi, temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması ve eşit vatandaşlık ilkesinin hayata geçmesi, ancak böyle bir anayasa ile mümkün olacak.

Kavgasız Nevruz da Mümkünmüş


Bu yılki Nevruz kutlamaları kavgasız, copsuz, gözaltısız geçti. İstanbul’dan Diyarbakır’a Türkiye’nin pek çok yerinde on binlerce kişi Nevruz’u coşkuyla kutladı. Bazı provakatif eylemler olmadı değil. Ama bunlar makul kalabalığın içinde kimsenin gözüne bile çarpmadı. Bu sene yakın tarihimizin en huzurlu ve coşkulu Nevruzunu yaşadık. Devlet, asker, vatandaş, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler “Nevruz hepimizin bayramı” diyerek meydanlara akın ettiler. Türk, Kürt, Çerkez, Azeri, Türkmen, her tür etnik kökenden insanımız kavgasız, gürültüsüz baharın gelişini kutladı.

Demek ki biraz akıl, biraz metanet, biraz sabır ve müsamaha ile Nevruz bir kavga değil, dostluk ve kardeşlik bayramı haline gelebiliyormuş. Düşünün; daha birkaç yıl öncesine kadar Nevruz deyince göz önüne sadece kavga, dövüş, çatışma sahneleri geliyordu. Şimdi bunların yerini halay, kucaklaşma, muhabbet, tebessüm aldı. İnşallah bundan sonraki Nevruz kutlamaları da böyle olur. Galiba Türkiye normalleşiyor, toplum olgunlaşıyor.

Irak’ın Geleceği

Irak’ta 7 Mart 2010 günü yapılan genel seçimlerin tek bir galibi yok. Bu satırlar kaleme alındığı sırada seçim sonuçları henüz açıklanmamıştı. Zira sayım devam ediyordu. Şu ana kadar çıkan sonuç, kimse için sürpriz olmadı. Şiî ve Kürt partiler mevzilerini büyük ölçüde korudular. Fakat daha önceki seçimlerde dağınık bir görüntü sergileyen Sünnî partiler, bu seçimde ciddi bir fırsat yakalamışa benziyor. Iyad Allavî liderliğindeki “Irakiyye” koalisyonu, yeni kurulacak Irak hükümetinin önemli ortaklarından biri olmaya hazırlanıyor. Bu, Irak’ın geleceği, toprak bütünlüğünün korunması, siyasi istikrarın sağlanması ve sosyal barışın tesisi açısından son derece önemli bir sonuç.


Bir başka sonuç da şu: Irak, bundan sonra koalisyon hükümetleriyle yönetilecek. Koalisyon hükümetlerinin pek çok sorunu olsa da, Irak gibi bir toplumda her kesimin temsil edildiği bir siyasi yapı, koalisyonu kaçınılmaz kılıyor. Iraklılar bu durumu bir fırsata çevirebilir. Yani farklı siyasi görüşlerin ve kimliklerin “Iraklılık kimliği” etrafında birleşmesini sağlayabilir. Bu noktada Türkiye başta olmak üzere bütün bölge ülkelerine ve batılılara önemli görevler düşüyor. Umarız herkes kendi küçük hesabını bir kenara bırakır ve Irak’ın parlak bir geleceğe sahip olmasına katkıda bulunur.

Sarkozy Efsanesinin Sonu


Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy zor günler yaşıyor. Yerel seçimlerde büyük oy kaybına uğrayan Sarkozy, kabinesinde değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Bu hamle Sarkozy’nin siyasi geleceğini kurtarır mı? Bunu kestirmek kolay değil. Bir yandan Sarkozy’nin popülerliği giderek azalıyor. Hoyrat tavırları, kişisel yaşamı, ekonomideki başarısızlığı, “Sarkozy efsanesi”ni hızla tüketiyor. Sarkozy, diğer Avrupalı liderler nezdinde de fazla tutulmuyor.

Öte yandan Sarkozy’nin sağcı-muhafazakâr politikaları, giderek sağa kayan Fransız kamuoyunda hâlâ bir şansa sahip. Sarkozy bundan sonra daha da sağcı, yani yabancı karşıtı ve dışlayıcı politikalar izleyebilir ve böylece Fransız seçmenini korku siyaseti üzerinden yanına çekebilir. Avrupa’nın genel olarak sağa kaydığı bir dönemde böyle bir hamle sonuç verebilir. Fakat uzun vadede Sarkozy tipi siyaset modelinin başarılı olamayacağı ortada. Çünkü Avrupa, etkin ve müreffeh bir güç olmak için dışarıya daha fazla açılmak zorunda. Aksi halde dünya ekonomisine entegre olması ve büyük bir ekonomik-siyasi güç haline gelmesi mümkün değil. Büyüme ile kapanma arasındaki bu gerginlik, Sarkozy’nin siyasi geleceğini de belirleyecek.

Kısa Kısa

James Harrison adında bir Avustralyalı, 56 yıl boyunca gönüllü olarak kan vermek suretiyle yaklaşık iki milyon bebeğin hayatını kurtarmış. 74 yaşındaki Harrison’ın kanında bulunan bir antikor, “rhesus” hastalığının iyileşmesini sağlıyormuş. İnsan yeter ki iyilik yapmak istesin. Mevlâ hiç beklemediğiniz yerden size o imkanı sunabiliyor.

***

Başkan olduğu 2009 yılının başından beri Obama en rahat gününü, 22 Mart günü yaşadı. Aylardır Amerikan kamuoyunun gündeminde olan sağlık reformu paketi Amerikan senatosunda kabul edildi. Buna göre ABD’de herkes sağlık sigortasına sahip olacak, fakat bunun karşılığında zenginler daha fazla sağlık primi ödeyecek. Bu, Obama’nın iç politikadaki en büyük başarısı. Bakalım bu başarı dış politikaya yansıyacak mı?

***

Üniversiteler arası dil sınavına giren bir öğretim üyesi kopya çekerken yakalanmış. “Şimdi bunun neresini düzelteyim?” hikâyesini hatırlatan bir olay! Bir hoca sınavda kopya çekerse öğrenciler ne yapar? Bu hoca ders verirken kendisine saygısını yitirmez mi? İnsanın en büyük terbiyecisi kendi vicdanıdır. Umarız bu olay büyük sorumluluk taşıyan herkese bir ders olur.

***

Yunanistan ekonomik krizden kurtulamıyor. Avrupalılar öfkeli. Bunların başında da Almanya geliyor. Avrupa Birliği (AB)’yi büyük bir ekonomik model olarak sunanlar şaşkın... AB üyesi Yunanistan’ın bu hale nasıl geldiğini anlamaya çalışıyorlar. Öyle ya, AB gibi sıkı kuralları olan bir birliğin bir üyesi ekonomik iflasa giderken sistem buna nasıl dur demez? “Yunanistan’ı Euro’dan çıkartalım” diyenlerin asıl üzerinde kafa yorması gereken soru bu.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tarih ve Siyaset
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:55:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tarih ve Siyaset rüya tabiri,Tarih ve Siyaset mekke canlı, Tarih ve Siyaset kabe canlı yayın, Tarih ve Siyaset Üç boyutlu kuran oku Tarih ve Siyaset kuran ı kerim, Tarih ve Siyaset peygamber kıssaları,Tarih ve Siyaset ilitam ders soruları, Tarih ve Siyasetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes