> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Nükleer Zirve
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nükleer Zirve  (Okunma Sayısı 877 defa)
19 Temmuz 2011, 19:33:28
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 19 Temmuz 2011, 19:33:28 »



Dünya Hali


Mayıs 2010 137.SAYI

Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

Nükleer Zirve

Amerikan Başkanı Barak Hüseyin Obama’nın başkanlığında Washington’da toplanan dünya nükleer zirvesi, tek bir konu üzerine yoğunlaştı: Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi. Prensipte bu hedefe karşı çıkan ülke yok. “Nükleer Kulüp” olarak bilinen nükleer silah sahibi ülkeler de bu süreci destekliyor. Fakat nükleer silahların yayılmasının nasıl önleneceği konusunda derin görüş ayrılıkları var.

Nükleer silah sahibi olan toplam dokuz ülke var. ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore ve İsrail. Bunlar “Nükleer Kulüp” olarak adlandırılıyor. Bugün dünyada 23 bin civarında nükleer başlıklı silahın olduğu tahmin ediliyor, fakat kesin sayıyı kimse bilmiyor. Tahmini rakamlara göre nükleer silahların dağılımı şöyle: Rusya 12 bin, ABD 10 bin, Fransa 300, Çin 240, İngiltere 185, Pakistan 90, Hindistan 80, İsrail 80 ve Kuzey Kore 10. Bu silahlar, dünyamızı yerle bir edecek güce sahip. O yüzden nükleer silahların azaltılması için dünya çapında kampanyalar yürütülüyor. Washington nükleer zirvesinden sonra Mayıs ayında NPT yani Nükleer Silahların Önlenmesi anlaşmasının uygulanması üzerine bu sefer New York’ta Birleşmiş Milletler çatısı altında büyük bir toplantı daha yapılacak. Burada nükleer silah kapasitesine sahip ülkeler NPT anlaşmasını etkin bir şekilde uygulamaya davet edilecek. Mısır’ın öncülüğündeki bazı Arap ülkeleri “nükleer silahlardan arındırılmış bir Ortadoğu” çağrısında bulunacak. Bu çağrının odağında iki ülke var: İsrail ve İran. Batılılar İran’ın nükleer programını engellemek için yoğun bir çaba içindeler. Bunun için BM Güvenlik Konseyi’nden bir yaptırım kararı çıkartılması için uğraşıyorlar.

Fakat Türkiye’nin de sık sık dile getirdiği bir husus var: Ortadoğu nükleer silahlardan tamamen arındırılacaksa, bu işe İsrail’den başlamak gerekiyor. İsrail nükleer silah sahibi olduğunu şu ana kadar hiçbir zaman inkâr etmedi. İstihbarat kaynakları İsrail’in nükleer silah sahibi olduğunu teyid ediyor. Yani İran’ın nükleer silah sahibi olma ihtimaline karşı, İsrail’in bu silahlara zaten sahip olduğu gerçeği ortada duruyor. O zaman Batılılar neden bu konuda bir laf etmiyor?

Türkiye ve diğer ülkeler ortada bir çifte standardın olduğuna dikkat çekiyorlar. Karşılığında Türkiye, İran yanlısı olmakla suçlanıyor. Oysa Türkiye İran dahil bölgede hiçbir ülkenin nükleer silah sahibi olmasını istemediğini açıkça ifade ediyor. Yani mesele İran yanlısı ya da karşıtı olmak değil, bölgemizin nükleer silahlardan arındırılması meselesi.

Nükleer silah sahibi Batılı ülkeler, nükleer silahların azaltılması için çağrıda bulunuyor. Hatta kendi silahlarında indirime de gidiyorlar. Fakat sonuçta bu teknolojiye sadece kendilerinin sahip olmasını istiyorlar. Kavga da burada başlıyor.

Kıbrıs’ta Yeni Dönem

Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Derviş Eroğlu kazandı. 1938 doğumlu Eroğlu, Kıbrıs’ın emektar siyasetçilerinden. Asıl mesleği, hekimlik. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun. 1972-1976 yılları arasında Gazi Mağusa Devlet Hastanesi’nde üroloji uzmanı olarak çalışmış. Eroğlu, 1976 genel seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi’nden Gazi Mağusa milletvekili seçildi. 1976’dan 1985’e kadar pek çok idari ve siyasi görev üstlendi. 1985’te Kıbrıs Başbakanı oldu. Uzun yıllardır Ulusal Birlik Partisi’nin başkanlığını yapan Derviş Eroğlu, son seçimlerde Kıbrıs Cumhurbaşkanı oldu. Bu, Kıbrıs siyasetinde yeni bir dönemin açılması anlamına geliyor.

Seçimi kaybeden Talat, Kıbrıs Rum kesimiyle müzakereleri yürütmekteydi. Eroğlu ve partisi, Talat’ı Türkiye’nin sözünden çıkmamakla ve Rumlara taviz vermekle suçluyorlardı. Oysa 2004 referandumundan beri devam eden müzakerelerde bu güne kadar ne Türkiye ne de Talat Rum kesimine taviz verdi. Adada iki toplumun, yani Rumların ve Türklerin eşit bir şekilde yaşamaları için müzakereler devam ediyor. Fakat iç siyaset gereği, Eroğlu daha “şahin” bir pozisyonu temsil ediyor. Bu yüzden bazı gözlemciler Kıbrıs müzakerelerinin bu seçimlerden sonra zora gireceğini söylüyor. Bize göre müzakere süreci devam edecektir. Zira adada yapılması gerekenler bellidir. Umarız Eroğlu bu süreçte yapıcı bir rol oynar.

Yumruk Yumruğa

Önce Samsun’da Ahmet Türk’e saldırdılar. Sonra Kayseri’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a. Bu çirkin saldırıları herkes kınadı. Kime saldırıldığı önemli değil. Onların hangi siyasi partiye mensup olduğu da önemli değil. Ortada arsız bir şiddet var. Akıl ve vicdan sahibi herkes bu saldırılara şiddetle karşı çıkıyor. Bazı köşe yazarlarımız ise “efendim vatandaş çok öfkeli ... onları da anlamak lazım” babından hikmetler saçıyor. Şimdi bir vatandaş kalksa ve o yazara bir yumruk atsa, biz de çıkıp “efendim vatandaşı anlamak lazım” mı diyeceğiz.

Ortada birikmiş öfke değil, üretilmiş nefret var. Birileri her gün siyasileri hedef gösteriyor. Türkiye’nin her gün daha karanlık hale geldiğini iddia ediyor. Yandık, bittik, kül olduk diyor. Demekle de kalmıyor. Bu paranoya halini yaygınlaştırıyor. Bulduğu taraftarları örgütlüyor. O yüzden bu olaylara “kendiliğinden gelişmiş bir tepki” diye bakıp hafife almak mümkün değil. Bu öfkeyi ve nefreti kim, niye ve nasıl üretiyor sorularının cevabını bulmak gerekiyor. Aksi halde herkesin kafasına göre ona buna yumruk atmaya başladığı bir Türkiye yaşanmaz hale gelir. Birilerinin istediği tam da bu. Bu oyunu bozmak için hepimizin çaba göstermesi gerekiyor.

Ortadoğu Toz Duman

Ortadoğu’da yine hararetli günler yaşanıyor. ABD’nin başını çektiği Batılı ülkeler İran’a karşı yaptırım için düğmeye bastı. Kapsamlı bir ekonomik yaptırım paketinin gelmesi bekleniyor. Batılılar Türkiye, Brezilya ve Çin gibi, yaptırımlara karşı olan ülkeleri ikna etmeye çalışıyor. İran’ın içinde ise sular tamamen durulmuş değil. Ahmedinecat muhalifleri mücadeleye devam ediyor.

İran’ın hemen yanında Irak’ta geçen ay yapılan seçimlerden tam bir denge durumu çıktı. Hiçbir parti, tek başına ya da ikinci bir koalisyon ortağıyla hükümet kuramıyor. En az üç partinin olması gerekiyor. Aslında bu Irak için iyi bir şey. Zira böylece kimse dışarıda kalmayacak. Ama bu Iraklı siyasilerin bu olgunluğu ve basireti göstermesi gerekiyor. Türkiye burada etkin ve yapıcı bir rol oynuyor.

Son olarak Filistin’de durumlar yine karışık. İsrail ve Filistinliler arasında müzakereler tamamen durdu. Zaten devam ettiğinde de pek bir anlamı yoktu. Zira Netenyahu hükümeti istediğini yapmaya devam ediyor. Gazze ile Batı Şeria (yani Hamas ile Fetih) arasındaki ayrım derinleşiyor. Arap ülkeleri, Avrupalılar ve ABD, süreci sadece izliyor. Bu, Ortadoğunun kaderi olmak zorunda değil.

Başkanlık Sistemi mi?

Başbakan Erdoğan bir televizyon programında “Türkiye başkanlık sistemini de tartışabilmeli” deyince ortalık alevlendi. Kimileri konuyu tartışmaya açmaktan yana. Türkiye bütün alternatifleri masaya yatırabilmeli. 21. yüzyıl Türkiyesini taşıyacak en iyi yönetim biçimi üzerinde hepimiz kafa yormalıyız, diyorlar. Muhalefet ise daha baştan hükmünü verdi. Bu öneri Başbakan’ın zihnindeki tek adam olma sevdasının bir tezahürüymüş. Bu eleştirinin pek ciddiye alınacak bir tarafı yok. Zira bu yaklaşıma göre Başbakan şu anda da “tek adam”.

Fakat asıl tartışılması gereken, başkanlık sisteminin Türkiye’de çalışıp çalışmayacağı. ABD, Fransa, Rusya, Pakistan gibi ülkelerde başkanlık sistemi var. Bunların içinde ABD en başarılısı kabul ediliyor. Peki Amerikan sistemi neye dayanıyor: Federal sisteme... ABD, 51 eyaletten oluşan federal bir devlet. Eyaletler kendi iç işlerinde büyük oranda bağımsızlar, kendi meclisleri ve idarecileri var. Başkan mikro değil, makro yönetim yapıyor. Türkiye’de böyle bir federal yapı yok. Yerel yönetimler merkeze bağlı. Hem de aşırı derecede. “Yerel yönetimleri güçlendirelim” dediğiniz anda “Türkiye bölünür” korkusu çıkıyor karşınıza.

Öte yandan Türkiye henüz parlamenter demokrasisini güvence altına almış değil. Hâlâ darbe planlarının yapıldığı, meclisin yasama yetkisinin yargı tarafından kontrol altında tutulduğu bir ülke Türkiye. Bu şartlarda başkanlık sistemine geçmek bize çok makul ve mümkün görünmüyor.

Kısa Kısa

Alman Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinden Aygül Özkan, Aşağı Saksonya eyaleti Sosyal İşler Bakanlığı görevine getirildi ve böylece Almanya’da bir bakanlık görevine getirilen ilk Türk kökenli politikacı oldu. “Alamancı Türkler” için sevindirici bir gelişme. Umarız bu, diğer Avrupa ülkelerine örnek olur. Fakat asıl umudumuz, Almanya hükümetinin Müslüman Türk topluluğuna ve Türkiye’nin AB üyeliğine karşı tavrını değiştirmesi. Özkan’ın atamasını bunun bir işareti olarak yorumlamak istiyoruz.

***

Katolik dünyasının ruhani lideri Papa’nın başı yine dertte. Ardı arkası kesilmeyen cinsel taciz iddiaları ve davaları, bu sefer Papa’nın istifa etmesi çağrılarına kadar uzandı. Katolik Kilisesi’nin tarihinde böyle bir örnek yok. Zaten Papa’nın istifa etmek gibi bir niyeti de yok. Fakat cinsel taciz skandallarının önüne geçmek için Papa’nın radikal adımlar atması gerektiği ortada. Aksi halde otoritesi ve saygınlığı zaten yıpranmış olan Katolik Kilisesi’nin geleceği hiç de parlak olmayacak.

***

ABD’nin kurucu ve ilk başkanı George Washington’un New York kentindek...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nükleer Zirve
« Posted on: 25 Nisan 2024, 04:54:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nükleer Zirve rüya tabiri,Nükleer Zirve mekke canlı, Nükleer Zirve kabe canlı yayın, Nükleer Zirve Üç boyutlu kuran oku Nükleer Zirve kuran ı kerim, Nükleer Zirve peygamber kıssaları,Nükleer Zirve ilitam ders soruları, Nükleer Zirveönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes