> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Menfur Bir Saldırı Daha
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Menfur Bir Saldırı Daha  (Okunma Sayısı 891 defa)
14 Eylül 2011, 20:30:07
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 14 Eylül 2011, 20:30:07 »



Dünya Hali


Şubat 2007 98.SAYI


Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

Menfur Bir Saldırı Daha

Türkiye 19 Ocak 2007 günü menfur bir suikastle sarsıldı. Ermeni asıllı Türk gazeteci Hrant Dink, genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos gazetesinin önünde başından vurularak öldürüldü. Biz de bütün sağduyu sahibi insanlar gibi bu cinayeti şiddetle kınıyoruz.

Hrant Dink’in bir Türk Ermenisi olması, cinayete pek çok boyut katıyor. Türkiye sözde Ermeni soykırım iddiaları ve yasa tasarıları konusunda bir müddettir sıkıntı çekiyor. Fransız parlamentosundan sonra son olarak Arjantin Cumhurbaşkanı da sözde soykırım iddiasını onaylayacağını açıkladı. Türkiye ile bu ülkeler arasındaki ilişkilerin gerileceği açık.

Asıl büyük tehlike ise ABD kongresinde kuluçkaya yatmış durumda. Demokratların yeni Meclis Başkanı Nancy Pelosi, Ermenilere yakınlığıyla bilinen bir siyasetçi. Kaliforniya’daki Ermeni lobisinin Pelosi üzerinde büyük bir etkisi var. Her yıl Nisan ayında kongrenin gündemine getirilen sözde soykırım yasası, Türkiye’nin başını bu yıl da ağrıtacak.

Türkiye soykırım iddialarına karşı çeşitli çalışmalar yaptı, yapıyor. Yeni komisyonlar kuruldu. Başbakan, Ermenistan Cumhurbaşkanına ortak tarih komisyonlarının kurulması konusunda çağrıda bulundu ama çağrısı karşılıksız kaldı. Türkiye’nin bu iddialar karşısında sessiz kalması, iddiaları fiilen kabul etmesi anlamına geliyor.

Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink’in tam bu sürecin ortasında haince bir suikaste kurban gitmesi hem insanî açıdan üzüntü verici, hem de Türkiye açısından endişe verici. Birileri bu cinayeti Türkiye aleyhinde kullanmak için elinden geleni yapacak ve kısmen başarılı olacaktır. Neden?

Çünkü Dink, geçen sene TCK’nin 301 no’lu yasası gereği yargılanmış ve “Türklüğe hakaret ettiği” gerekçesiyle cezalandırılmıştı. Dink’i asıl meşhur eden hadise buydu. Nobel edebiyat ödülünü alan Orhan Pamuk da aynı maddeden yargılanmış ve beraat etmişti. Türkiye’yi zorda bırakacak olan hem bu yasa, hem de Dink’in cinayeti. Bu ikisi arasında irtibat kuran pek çok kişi var. Yani hükümet kararlı davranıp 301’i kaldırsaydı, Hrant Dink dava edilmez, manşetlere taşınmaz ve böyle bir suikastin hedefi haline gelmezdi.

Hangi açıdan bakarsak bakalım, bu yüzkarası cinayet önümüzdeki günlerde Türkiye’nin başını çok ağrıtacak.

Kuzey Irak ve Kerkük

Irak’taki gelişmeler yine Türkiye’nin gündemine oturdu. Başbakan’ın Kerkük konusundaki açıklamaları, devletin sorunun aciliyetini nihayet kavradığını gösteriyor. Bu yılın Ekim ya da Kasım ayında Kerkük’te bir referandum yapılması öngörülüyor. Referandumdan çıkan sonuç, Kerkük’ün statüsünü belirleyecek. Yani Kürdistan özerk bölgesine bağlanmasını... Türkiye’nin bu konuda kaygılı olması temelsiz değil. Zira Kuzey Irak Kürt idaresi altındaki Kerkük’ün nüfus yapısı son üç yıldır sistematik bir şekilde değiştiriliyor.
Türkiye, referanduma karşı çıkıyor ve Kerkük’e özel statü verilmesini savunuyor. Irak’ın mevcut yapısı düşünüldüğünde bu makul bir talep. Çünkü Türkmenlerin ve diğer Arapların yoğun olarak yaşadığı Kerkük’ün Kürt özerk bölgesine bağlanması, etnik çatışmaları derinleştirecektir.

Fakat her konuda olduğu gibi bu konuda da Türkiye geç kalmış durumda. Üstelik Türk yetkililer Bağdat ve Kuzey Irak’taki yetkililerle konuşmak yerine Türkiye’den önce Amerikalılara kızıyorlar, sonra da Kürtlere gözdağı veriyorlar. Atılması gereken ilk adım, doğru iletişim kanallarını bulmak ve kullanmaktır.

Kuzey Irak ve Kandil Dağı


Kuzey Irak’la ilgili bir diğer sıcak gelişme, bölgedeki PKK kamplarına karşı yapılan operasyonlar. Son olarak Mahmur kampına yönelik Amerikalıların idaresinde bir operasyon düzenlendiği söylendi. Bu, Türk basınına önce “terör örgütüne karşı eylem” diye yansıdı ama sonradan işin başka olduğu ortaya çıktı. Ortada bir operasyon yok. Sadece Mahmur kampında yaşayan yaklaşık on bin kişi arasında kimlik kontrolü ve silah araması yapılmış. Çıkan sonuca şaşırmamak gerekiyor: Kimlikler normal, silaha da rastlamadık.

Şimdi yine Türk tarafı, Kerkük konusunda işlenen hatayı işliyor ve hamasi gözdağları ve ültimatomlarla ABD yahut Iraklı yetkilileri dize getireceğini zannediyor. Hatta muhalefet ve bazı yayın organları öyle bir havaya yol açtılar ki, işi “Türk ordusu yarın Kuzey Irak’a girmezse, bu vatana ihanet suçu olur” noktasına getirdiler. Oysa ne Kandil dağına ne de Mahmur kampına yapılacak askeri operasyonlar sorunun kökenine inmeyecek.

Türkiye’nin Kürt meselesini önce kendi içinde çözmesi gerekiyor. Aksi halde bugün Kandil dağı, yarın Mahmur kampı bir sembol haline gelir. Kampları dağıtırsınız ama sembolleri ortadan kaldıramazsınız. Umarız bu konuda Türkiye olarak geç kalmayız.

Su ve İsraf


Mevsim şartları böyle devam ederse, önümüzdeki yaz İstanbul ve Ankara ciddi su sıkıntısı yaşayacak. Bu yılki yağışların az olması, su rezervlerini zorluyor. Bugün itibariyle iki büyük şehrin depolanmış suyu, artık sayılı. Duamız odur ki önümüzdeki aylarda yağışlar artar, rezervler dolar ve 20 milyona yakın insan su sıkıntısı çekmez. Nitekim yetkililerin tek umudu Nisan yağmurları.

Fakat bu sonuç, ciddi bir soruna işaret ediyor. Küresel ısınma artık hissedilir bir hale geldi. Bundan sonra su kullanımına azami dikkat göstermek zorunda kalacağız. Temizlik için harcanan su, bağ-bahçe sulaması, banyo, vs. gibi su kullanımıyla ilgili pek çok alanda belki de mutad alışkanlıklarımızı değiştirmek zorunda kalacağız.

Kur’an’ın “Yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz.” çağrısı, zamanlar üstü bir niteliğe sahip. Fakat artık yaşadığımız şartlar bu emre daha sıkı bir şekilde sarılmamızı zorunlu kılacak gibi görünüyor.

Bölgemizde At Oynatmak

Suudi Arabistan sağlık bakanı Hamad el-Mena, geçen ay resmi bir ziyaret için Türkiye’deydi. Sağlık bakanı Recep Akdağ’la görüşen el-Mena, Türk doktorlara ve girişimcilere bir çağrıda bulundu: Suudi Arabistan’da bitmek üzere olan ya da tamamlanmış 100 hastane ve 2000 sağlık merkezi var. Bunların tıbbi ekipman ve personel ile donatımı için Türk girişimcileri Suudi Arabistan’a bekliyoruz.

Bu, yabana atılır türden bir çağrı değil. Suud kralının geçen yılın Ağustos ayında yaptığı ziyaretten sonra iki ülke arasındaki ilişkiler yeni bir ivme kazandı. Körfez ülkelerindeki ekonomik gelişme ciddi boyutlara ulaştı. Arap ülkelerinin fakr u zaruret içinde yaşayan çöl bedevileri olduğunu zannedenler, bu ülkelere daha sık gitmeliler.

Körfez’deki ekonomik pastadan Türkiye ne kadar pay alabilecek? Bu soru siyasi, ekonomik ve sosyal yönleriyle önümüzdeki yıllarda bizi oldukça meşgul edecek. Türk girişimcileri ve siyasetçileri “Batı ileridir; doğu geridir” sendromundan kurtulabilirlerse, bu bölgedeki etkimiz hızla artacak.

Korsan


Dünyada ve ülkemizde korsanın önüne geçilemiyor. Başkasının emeği üzerinden para kazanmak demek olan korsan yayıncılık, kanunlar tarafından yasaklanıyor. Fakat korsan gibi kolay işlenen bir suçu önlemek kolay değil.

Türkiye’de 2004 yılından bu yana 191 milyon 135 bin 778 kartonet, 5 milyon 315 bin 792 CD, 695 bin 721 DVD, 119 bin 37 bandrolsüz teyp kaseti ve 146 bin 637 kitap ele geçirilmiş. Bunlarla ilgili 3500 kişi gözaltına alınmış ama sadece 8 kişi tutuklanmış. Gözaltına alınanların bir kısmı korsanlık suçunu ikinci defa işleyen kişiler.

Başkasının emeğini talan etmek pahasına korsanlık yapmak ne insanî, ne de ahlâkî ve yasal ilkelerle örtüşüyor. Korsanı üretip satan kadar alıp kullanan kişiler de suçlu. Aksi halde korsanlık sarmalını başka türlü izah etmek mümkün değil. Bu pazarın müşterisi olmasa ayakta kalabilir, milyonlarca eser korsan olarak piyasaya sürülebilir mi? Unutmayalım: Korsan eserlerden uzak durmak hepimizin temel ahlâkî ve yasal görevidir.

İngiliz Demokrasisi


İngiliz Sunday Times gazetesi, İngiliz istihbarat örgütü MI5 ve MI6’nın Temmuz 2005’ten bu yana 100 bin müslüman hacıyı fişlediğini haber veriyor. Londra bombalamasından sonra müslüman cemaatlere karşı operasyon başlatan İngiliz devleti, binlerce kişiyi izlediğini de gizlemiyor. Yani İslâmofobia, İngiltere’de artık yeni bir boyut kazanmış durumda.

Artık suçlular izlenmiyor; müslüman kimliğinden dolayı potansiyel suçlu görülen insanlar izleniyor. Buna göre müslümanların suçsuz olduklarını ispat etmesi gerekiyor. Oysa bu en temel hukuk ilkelerine aykırı. Çünkü bir kişi suçu ispat edilene kadar suçsuzdur. Suçu ispat etmek ise, davacının görevidir; zan altında tutulan kişinin değil.

Bu tür tutumların bir devlet politikası haline gelmesi, endişe verici. Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti adına kaygı verici. İngiltere gibi ülkeler bu tip dışlayıcı tavırlarıyla İngiliz toplumunu bir arada tutabilir, o hep bahsettikleri entegrasyonu sağlayabilirler mi? İçinde yaşadığımız zaman diliminde bu mümkün değil. Şüphe, zan ve zecri tedbirler, hiçbir topluma daha fazla güvenlik getirmez.

Kısa Kısa Dünya Turu


Amerika’nın ilk müslüman senatörü Keith Ellison, Kur’an’a el basarak yemin etti ve görevine başladı. Ellison’un İncil yerine Kur’an’a el basması, Amerika’daki İslâm karşıtı çevrelerde şok etkisi yaptı. Fakat zenci müslüman Ellison geri adım atmadı. Bu yetmiyormuş gibi, şimdi yine aynı çevreler Demokrat Parti başkanlığına aday olan Barak Obama’nın orta isminin “Hüseyin” olmasını tartışıyor. Bu çevreler İslâm’la beraber yaşamaya kendilerini alıştırsalar iyi olacak!

***

Vatikan, Çin’le arasını düzeltmeye çalışıyo...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Menfur Bir Saldırı Daha
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:56:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Menfur Bir Saldırı Daha rüya tabiri,Menfur Bir Saldırı Daha mekke canlı, Menfur Bir Saldırı Daha kabe canlı yayın, Menfur Bir Saldırı Daha Üç boyutlu kuran oku Menfur Bir Saldırı Daha kuran ı kerim, Menfur Bir Saldırı Daha peygamber kıssaları,Menfur Bir Saldırı Daha ilitam ders soruları, Menfur Bir Saldırı Dahaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes