> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Kapatılmak İstenen Ne?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kapatılmak İstenen Ne?  (Okunma Sayısı 810 defa)
25 Ağustos 2011, 06:46:54
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 25 Ağustos 2011, 06:46:54 »



Dünya Hali


Nisan 2008 112.SAYI


Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

Kapatılmak İstenen Ne?

İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi aleyhinde açılan kapatma davası acaba neyi hedefliyor? Amaç bir partiyi kapatmak mı yoksa başka bir şeylerin zeminini hazırlamak mı? Bu davadan bir şeyin çıkması ihtimali çok zayıf. Refah Partisi çok farklı şartlarda ve farklı dinamiklerin sonucunda kapatılmıştı. Refah Partisini kapatmak için çok kapsamlı bir kampanya başlatılmış, her tür araç kullanılmış, hatta uluslararası destek bile alınmıştı. Bugün ise iktidarda güçlü bir parti var. Halkın böyle bir müdahaleye sessiz kalması mümkün değil. Anayasa mahkemesinin kapatma kararı vermesi imkansız derecesinde zor. Uluslararası kamuoyu, bu tür müdahalelerin Türkiye’ye büyük zarar vereceğini artık açıkça ifade ediyor. Darbecilerin içerde ve dışarıda destek bulma şansı her gün azalıyor. Peki bu dava neden açıldı?

Davanın gerekçesi, laiklik. Savcının hazırladığı iddianame ise evlere şenlik. Kapatma gerekçesi olarak ileri sürülen suçlamalara insanın ancak gülesi geliyor. Amaç, bu dava bahanesiyle hükümet üzerinde baskı kurmak ve başörtüsü yasağını geri getirmek. Tabii bundan sonra hükümetin atacağı özgürleşme açılımlarının da önünü kapatmak. “Cumhuriyeti halka karşı korumak” gibi ucube gerekçeler hâlâ ileri sürülebiliyor. Bu nasıl bir mantık? Cumhuriyet halk ve millet için değilse, kim için? Milletin milli manevi değerleri, dinî inançları ve bunlar arasında yer alan başörtüsü Cumhuriyetin temel değerlerine karşı eylemler olarak nasıl görülebilir? Bu Cumhuriyeti bütün Anadolu halkı kurmadı mı?

Başörtüsü yasağının Türkiye’deki bazı çevrelerde çok büyük bir sembolik anlamı var. Başörtülülerin itibar gördüğü, eğitim aldığı, söz sahibi olduğu bir Türkiye’yi onlar tahayyül bile etmek istemiyorlar. Bunu karanlık, gericilik, ortaçağ olarak görüyorlar. Başörtüsünün toplumsal hayatta itibar sahibi bir kimlik haline gelmesini kabullenemiyorlar. Bu olursa, Türkiye’nin müslüman kimliğinin hatırlanmasından, belki de rağbet görmesinden korkuyorlar. Bu sürecin kendi dar, katı ve küçücük Türkiye tasavvurlarını ortadan kaldıracağını biliyorlar.

Siyasi parti kapatmak, bizde yeni bir şey değil. Türkiye’de son kırk yılda 24 siyasi parti kapatılmışken Avrupa’da sadece 2 parti kapatıldı. “Demokrasilerde partiler tabii ki kapatılır” demek, bir demagojiden ibarettir. Çünkü demokrasilerde parti kapatmak tabii değil, gayri tabii, yani anormal, sıradışı, istisnai bir durumdur. Aksi halde demokratik katılımcı bir sistemin en temel unsuru olan siyasi partilerin millete hizmet etmek için yarışması mümkün olmaz.

Bu tür müdahaleler, insanların demokrasiye, devlet kurumlarına ve en önemlisi adalete olan inanç ve güvenlerini sarsar. Türkiye’nin bugün anormal ve hukuk dışı müdahalelere değil, normalleşmeye ihtiyacı var.

Cheney Gelir Elinde Bir Çantayla

ABD Başkan yardımcısı Dick Cheney, Mart ayında Ortadoğu’yu turladı. Gelmişken bizim memlekete de uğradı. Cheney’in elinde bir çantayla geldiği söylendi. Çantayı biz görmedik. Diyenlerin yalancısıyız. Ama şu açık: Cheney’in heybesinde en az üç konu vardı. Birincisi yükselen petrol fiyatları. İkincisi İran konusu. Üçüncüsü, Türkiye’den Afganistan’a asker istemesi. Birinci konu herkesin elini yakıyor. Petrol fiyatları yükseldikçe ABD, OPEC üzerine baskı yapıyor. OPEC ise fiyatları kendilerinin değil petrol şirketlerinin yukarı çektiğini söylüyor. İran konusunda Bush yönetimi giderayak bile inadından vazgeçmemiş görünüyor. Hâlâ İran’a karşı daha sert yaptırımlardan, saldırıdan bahsediyorlar. Bu tür söylemler şu ana kadar İran’ı sadece güçlendirdi. Belki de işin içinde başka bir iş var. Afganistan’a asker meselesine gelince; Amerika’nın ne zaman başı sıkışsa Türk ordusuna başvuruyor. Kuzey Irak operasyonuna Amerika ses çıkarmadı. Belki de bugünü bekliyordu. Şimdi “şu kahraman Türk askerlerini biraz da Afganistan’da görelim” diyorlar. Türkiye asker katkısında bulunsa bile bu çok sınırlı ve sembolik olacaktır. (Fransa’nın 1000 asker göndereceğini not edelim). ABD’nin asıl derdine ise deva olmayacaktır. Nedir ABD’nin asıl derdi? Paylaşmayı bilmeyen, kaba, obur, küstah bir güç olması. Cheney’nin çantasında ne olursa olsun, bu gerçek ayan beyan ortada duruyor.

İran Seçimleri ve Emperyal Savaşlar


16 Mart günü İran’da seçimler yapıldı. Beklendiği gibi seçimleri Hamaney’e ve Ahmedinecad’a yakın olan muhafazakârlar kazandı. Bu, İran’daki mevcut siyasi dengelerin fazla değişmeyeceği anlamına geliyor. Seçime katılım oranı yüzde 60 civarında gerçekleşti. Bütün sorunlara ve kısıtlamalara rağmen İranlılar temsilî demokrasiden vazgeçmiyor. Dış gözlemciler İran seçimlerinin demokratik olmadığını, çünkü listelerin Devrim Konseyi tarafından belirlendiğini söylüyor. Konsey son seçimde yaklaşık 1700 adayı uygun bulmayarak listeden çıkardı. İran karşıtı kampanyanın başını ABD çekiyor. Her ne kadar Bush yönetiminin İran’a saldırması artık muhtemel görünmüyorsa da, İran-ABD çekişmesi Ortadoğu’daki yeni güç mücadelesinin boyutlarını gün yüzüne çıkartıyor. İki ülke birbiriyle sürekli kavga ediyormuş gibi görünmesine rağmen, ABD’nin 2001’den sonraki bütün politikaları İran’ın bölgedeki hareket kabiliyetini güçlendiriyor. Doğusunda Taliban’dan, Batısında Saddam’dan kurtulmuş bir İran, Irak’ta ve bölgede daha etkin bir rol üstlenmek için hiç bir fırsatı kaçırmıyor. ABD de adeta buna çanak tutuyor. Amerika’nın İran’a saldıracağı söylentileri bile İran’ın bölgedeki ‘reytingini’ arttırıyor; yani İran’a olan ilgi ve sempatiyi arttırıyor. İran-ABD ilişkileri kavga ediyormuş gibi görünen ama aslında birbirine yaslanan iki boksörü andırıyor.

Çetelere El Atmak


Türkiye yıllardır çetelerle mücadele ediyor. Sistem öyle yanlış temeller üzerine kurulu ki çete kültürünü adeta teşvik ediyor. O yüzden çökertilen çetelerin ardı arkası kesilmiyor. Kapatılan her çetenin yerine iki tane kuruluyor. Bu neden böyle? Dünyadaki bütün ülkeler çetelerden tek tek kurtulurken, Türkiye neden mesafe alamıyor? Bunun temel bir sebebi var: Türkiye’de devlet, kendini hukukun ve milletin üstünde görüyor. Herkesi kanunla sınırlayıp cezalandırırken, kendini her tür kuralın üstünde görüyor. Üstelik bunu da vatan, millet, bayrak gibi kutsal değerler adına yaptığını söylüyor. Bu yüzden “devletin imtiyazlı çocukları” bugüne kadar sayısız derecede kanunsuz fiil işlediler. “Bizim çocuklar” diye tasvir edilen çete mensupları, kanun adına kanunsuzluk, devlet adına çetecilik, millet adına mafyacılık yaptılar. Ergenekon çetesi, bu çeteler silsilesinin sonuncusu. Bu satırlar yazılırken bu çeteye yönelik operasyonlar devam ediyordu. Herkesin kafasında tek bir soru var: bu işin sonuna kadar gidilecek mi? Yoksa yine bir yerlerde frene basılacak, havlu atılacak mı? Bu sorulara cevap vermek kolay değil. Çünkü bugüne kadar çetelere el atan herkesin eli yandı. İktidardaki parti aleyhine açılan kapatma davasının dahi bu çetenin çökertilmesi girişimiyle ilgisi olduğunu ileri sürenler var. Dolayısıyla iş karmaşık ve zor. Ama Türkiye’de devlet dahil herkes kanunlara uyacak ve hukuka saygılı olacaksa, küçük büyük bütün çetelerden eninde sonunda kurtulmak zorundayız.

İslâm Dünyası Ne Diyor?


Geçtiğimiz ay İslâm dünyasındaki siyasi ve sosyal temayüllerle ilgili çok önemli bir çalışma yayımlandı. Gallup adlı dünyaca ünlü araştırma şirketinin 35 İslâm ülkesinde yaklaşık 50 bin kişiyle yaptığı anket ve mülakatlara dayalı çalışma, önemli bulguları ortaya koyuyor. Araştırmaya göre müslümanların hemen tamamı demokrasi ve insan haklarından yana. Adalet talebi, bütün İslâm ülkelerinde yaygın olarak dile getirilen temel konu. Müslümanların ezici çoğunluğu İslâm adına şiddet kullanılmasına ve masum insanların öldürülmesine karşı. Yine araştırmaya göre müslüman bireyler kadınların dinî kimliklerini muhafaza ederek toplumsal yaşamda daha etkin olmasını ve hak sahibi olmasını destekliyor. Hiç kimse bilimsel ve teknolojik gelişmelere karşı çıkmıyor; tam tersine bunu medeni ve müslümanca bir yaşamın zorunlu şartı olarak görüyor. Bu araştırma sonuçları, İslâm’ı ve müslümanları şiddet yanlısı, insan hakları ve demokrasi karşıtı, gerici, yobaz, vs. göstermek isteyen çevrelerin bütün tezlerini yalanlıyor. İslâm karşıtı çevreler bundan sonra konuşurken daha dikkatli olmak zorundalar. Çünkü elimizde sağlam veriler var. Bütün bunlardan çıkan önemli bir sonuç daha var: İslâm dünyası kendi geleneklerine ve değerlerine bağlı kalarak, müslümanca bir modernite arzuluyor. Batıdaki İslâm karşıtları kadar Türkiye’deki İslamofoblar da bu gerçeği anlayabilse! (Bu arada bahsettiğimiz kitabın tam künyesi şöyle: John Esposito ve Dalia Mogahed, Who Speaks for Islam? What A Billion Muslims Really Think)

Kısa Kısa


Kıbrıs’tan olumlu sinyaller geliyor. Yeni Rum lider Hıristofyas, barış mesajları veriyor. İlk jest çabuk geldi ve iki toplumu ayıran Lokmacı Kapısı açıldı. İki toplumun federal bir devlet yapısı altında birlikte yaşaması formülü belki de hayata geçecek. Bu sadece adadakileri değil, Türkiye’yi de rahatlatan bir gelişme olacaktır. Türkiye’yi yıllardır geren, enerjisini tüketen Kıbrıs meselesi çözüldüğünde, dış politika yeni açılımlarla mümkün hale gelecek.

***

Amerika’dan çıkıp bütün dünyayı etkileyen ekonomik krizin sebebi ne? Ekonomi Nobelli Amerikalı iktisatçı Joseph Stiglitz’e göre küresel ekonomik krizin iki ana nedeni var: Birincisi mortgage krizi. Yani yaklaşık 2 milyon Amerikalının borçlarını ödeyemedikleri için evlerini kaybedecek olması. İkinci neden, Irak savaşı. Savaşın Ameri...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kapatılmak İstenen Ne?
« Posted on: 19 Nisan 2024, 06:19:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kapatılmak İstenen Ne? rüya tabiri,Kapatılmak İstenen Ne? mekke canlı, Kapatılmak İstenen Ne? kabe canlı yayın, Kapatılmak İstenen Ne? Üç boyutlu kuran oku Kapatılmak İstenen Ne? kuran ı kerim, Kapatılmak İstenen Ne? peygamber kıssaları,Kapatılmak İstenen Ne? ilitam ders soruları, Kapatılmak İstenen Ne? önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes