> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Geç Kalmış Özrün Ardından
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Geç Kalmış Özrün Ardından  (Okunma Sayısı 834 defa)
28 Ekim 2014, 21:24:58
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« : 28 Ekim 2014, 21:24:58 »



Geç Kalmış Özrün Ardından

İbrahim Baran | Nisan 2013 | DÜNYA HALİ   


Yaklaşık 3 yıl önce, abluka altında bulunan Gazze’ye insanî yardım götürmek üzere Türkiye’den hareket eden Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda saldıran İsrail, bu saldırıyı meşru gerekçelerle yaptığını iddia etmişti. Oysa gemide bulunan insanların yardım etmekten başka hiçbir gayesi yoktu. Filistin için sembolik bir anlamı olan sapanı çocuklara hediye etmek üzere yanlarına alan gruba, bunların silah sayılabileceği iddiasıyla otomatik silahlarla saldıran İsrail 9 Türk vatandaşını katletmiş, onlarcasını da yaralamıştı. Bu saldırının ardından Türkiye, İsrail’e özür diletmek ve tazminat ödetmek için her türlü diplomatik hakkını kullandı. İsrail ise özür dilememek ve tazminat ödememek için direndi, Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak her türlü yolu denedi. Suriye’ye verdiği destek, terör eylemlerini yeniden canlandırmak için attığı adımlar, Türkiye’nin kararlılığına, dik duruşuna engel olamadı.

Türkiye ile ilişkilerinde eski günlere geri dönmek isteyen İsrail yönetimi, bu satırların kaleme alındığı gün hiç beklenmedik bir şekilde özür dilediğini, tazminat ödemeye hazır olduğunu, Gazze ablukasını kaldıracağını ve Filistin meselesinin çözümüne ilişkin Türkiye ile daha sık bir müzakere sürecine gireceğini açıkladı. ABD’nin bu özürde payı olduğuna şüphe yok. Obama’nın İsrail ziyaretinden önce ABD Dışişleri koltuğuna oturan Kerry’nin Türkiye ziyaretinde yaptığı görüşmeler, İsrail ziyaretini özellikle Obama’nın yapacağı ziyarete ertelemesi, Amerika’nın İsrail’le Türkiye arasında arabuluculuk vazifesi üstlendiğinin işaretlerini veriyordu. Obama’nın ziyareti öncesinde Gazze’nin beklentileri de ABD’nin İsrail’e “dur” demesi yönündeydi. Fakat yine birçok kişinin görmezden geldiği bir nokta daha var: İsrail’in 3 yıl sonra pes etmesinin en önemli nedeni Türkiye’nin kararlılığından taviz vermemesi. Türkiye blöf yapmadı ve bu net tavır, hem İsrail’in hem de Türkiye’nin geri adım atacağını zanneden ülkelerin heveslerini kursaklarında bıraktı.

Türkiye artık Ortadoğu’daki liderlik pozisyonunu sağlama almış görünüyor. Bundan da önemlisi dinî, tarihî ve kültürel ortak mirası paylaştığı kardeş toplumlara karşı vazifesini bihakkın yerine getiriyor. Bu netice İsrail’in artık Ortadoğu’nun haylaz çocuğu olma özelliğinden vazgeçmek zorunda kaldığını gösteriyor. Tabii ki İsrail bu! Çatışmayı, katliamı kolay kolay terk etmeyeceğini tarih açık seçik gösteriyor. Ancak şurası kesin: İsrail, tarihinde ilk kez diz çöküyor, tüm dünyanın önünde yaptığının bedelini ödüyor. Denilebilir ki artık hak hukuk tanımazlığını eskisi kadar rahatça sürdüremeyecek.

Cezayir’de ‘Bahar’ın Ayak Sesleri

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın bazı ülkelerinde yaşanan Arap Baharı süreci henüz tamamlanmış değil. Her ne kadar dönüşüm yaşanan ülkelerde rejimler değişse de yeni dönem birçok problemi beraberinde getiriyor. Diğer taraftan ciddi rahatsızlıklar yaşıyor olsa da henüz “bahar” olarak adlandırılan sürecin hiç başlamadığı ülkeler de var. Cezayir bu ülkelerden biri. Tıpkı Yemen, Mısır, Libya gibi ülkelerin halklarında olduğu gibi Cezayir toplumunun da toplumsal, ekonomik pek çok noktada adeta yumak haline gelmiş problemlerle mücadele etmek durumunda olduğunu söylemeliyiz.

Cezayir’de çocuk kaçırma olaylarına karışmış kişilerin idamını isteyenler bir süredir gösteriler düzenliyorlar. Eylemler kısa bir sürede ülkenin diğer vilayetlerine de yayıldı, işsizlik sorununa tepki gösterenlerin gösterileriyle de büyüdü. Eylemciler yalnızca çocuk kaçırma cezasını ya da işsizliği eleştirmiyorlar. Hükümetin politikaları ve alt yapı sorunları da gündemlerinde.

1993 yılında uluslararası insan hakları derneklerinin baskısıyla idam cezasının askıya alındığı Cezayir’de emniyet verilerine göre yalnızca 2012 yılında organ ticareti ve fidye gibi amaçlarla 276 çocuk kaçırıldı. Yapılan eylemlerin neticesinde çocuk kaçıranların idam edilmesine yönelik düzenlemeler onaylandı. İşsizlik gibi önemli bir sosyo-ekonomik meselesinin çözümü ise meçhul ve öyle birkaç hukukî düzenlemeyle halledilecek kadar basit değil. Arap coğrafyasını kasıp kavuran “bahar”ın en önemli gerekçelerinden biri olan işsizliği çözmek ya da çözülmesini ümit etmek için devletin çaba göstermesi, halkın da sabretmesi gerekiyor. Ortadoğu ve Arap coğrafyasında problemler bitmiyor. Rejim değişiklikleri tek başına insanları mutlu etmeye yetmiyor. Yakın gelecekte “bahar” yaşayan ülkeleri çetin mevsimlerin beklediğini söylemek abartı olmaz. Henüz “bahar”a erişememiş toplumların işi ise daha zor.

Rusya’nın Baş Döndüren ‘Denge’ Siyaseti

Eski dünyanın iki büyük kutbundan biri olan ABD’nin bir takım iç sorunları ve uluslararası politikada attığı yanlış adımlar nedeniyle eski gücünü önemli ölçüde yitirdiğini yine bu satırlarda ifade etmiştik. Artık ne Amerika eski Amerika ne de dünya eski dünya! Bir zamanlar bir tarafta ABD’nin, diğer tarafta da SSCB’nin olduğu iki kutuptan oluşan dünyada artık farklı devletlerden oluşan çeşitli grupların oluşturduğu yeni kutuplar var.

Komünist Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından kısa süreli bir şaşkınlık dönemi yaşayan Rusya, kısa bir sürede kendini toparlamayı bildi. Bu toparlanmanın en büyük mimarının Putin ve ekibi olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Rusya neredeyse 10 yıl gibi bir sürede eskisi kadar olmasa da dünya siyasetini önemli ölçüde etkileyebilecek duruma geldi. Şimdilerde kimseyle ikili polemiğe girmek istemeyen, neredeyse herkese mavi boncuk dağıtan Rusya, çok net bir şekilde görüldüğü üzere denge siyaseti izliyor. Bir yandan İran, Suriye ve İsrail’le iyi ilişkiler kurarken, diğer yandan da bu ülkelerle savaşın eşiğine gelmiş olan Türkiye ve bazı Avrupa ülkeleriyle dirsek temasında bulunabiliyor. Rusya tarihin eski dönemlerinden beri ideal olarak benimsediği sıcak denizlere inme politikasını hayata geçirmek için Akdeniz’in kontrolünü ele geçirmek istiyor.

Geçtiğimiz günlerde ekonomik darboğaza giren hamisi Yunanistan’dan beklediği yardımları alamayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 5 milyar euroluk bir kredi anlaşması ve eski kredilere faiz indirimi için Moskova’nın kapısını çaldı. Avrupa Birliği gelişmeleri endişeyle takip ediyor. Zira Rusya’dan sonra Çin ve İran da masaya oturmak istiyor. Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden bu taleplere karşılık banka ve liman isteyen Rusya, bir anlamda bölgeyi üs gibi kullanmayı hedefliyor. Böylece hem Akdeniz’de etkin bir konuma sahip olacak, hem Suriye ile yapacağı olası anlaşmalar için elini güçlendirecek, hem de Ortadoğu’da “hakim güç” olmak isteyen İsrail’i kendi yanına çekecek. Ortadoğu’da İsrail’in özür dilemesiyle her şeyin yeni baştan şekilleneceği bugünlerde Rusya’nın Akdeniz’de üs olarak kullanabileceği bu limanın önemi biraz daha arttı. Her devletle ılımlı ikili ilişki kurmak isteyen Rusya, yine bir Rus atasözüne uygun bir siyaset güdüyor: “Kurtlarla arkadaş ol ama elinden baltayı da bırakma!” Rusya’nın Kıbrıs atağı, gelecek günlerde başka hesapların da masaya yatırılmasına neden olacak.

NATO Önce Öldürüyor Sonra Özür Diliyor!


Coğrafî olarak Orta Asya’da bulunan, fakat etnik köken ve kültür bakımından Ortadoğu’lu sayılan Afganistan, yıllardır hem Orta Asya’nın hem de Ortadoğu’nun sıkıntılarını en şiddetli şekilde hissetti. Denilebilir ki Afganistan, iki farklı sorunlu coğrafyaya mensup olmanın ağır bedellerini ödüyor. Orta Asya’nın diğer devletleri gibi bünyesinde barındırdığı sorunlar nedeniyle dünyayı geriden takip etmek zorunda kalıyor. Ortadoğu’nun diğer devletleri gibi, kendine “çekidüzen vermeye” gelen uluslararası güçlerin baskısını, zulmünü ensesinde hissediyor.

Siyasi istikrarsızlık nedeniyle ekonomi, dış politika, sağlık, teknoloji gibi alanlarda ciddi problemlerle boğuşan Afganistan, yine istikrarsızlığın neticesi olarak topraklarında çöreklenen NATO askerlerinin zulmüne katlanmak zorunda kalıyor. 10 yıl önce Taliban’ı temizlemek bahanesiyle Afganistan’a giren NATO, verdiği 3027 kayba rağmen hâlâ ülkeyi terk etmedi. Üstelik artık Taliban diye bir tehdidin esamesi bile okunmazken! Hali hazırda tehdit unsuru kalmamasına rağmen Afganistan’dan ayrılmayan NATO, fırsattan vazife çıkararak tıpkı diğer dünya jandarmaları gibi kendine yeni bir iş edindi: Masum katletmek! NATO önce öldürüyor, sonra da basit bir hata yapmış gibi özür dileyip geçiştiriyor. Ne de olsa dökülen kan müslüman kanı!

Kısa bir süre önce NATO’ya bağlı Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) “Taliban mensubu olduğu zannedilen” iki Afgan “çocuğun” “yanlışlıkla” öldürüldüğünü doğrulayarak özür diledi. Bu özrün şöyle de bir özelliği var: Özrü dile getiren NATO komutanı bunu şahsı adına yaptığının altını çiziyor! Afganistan’a girdiği günden beri, zaten fakirliğin pençesinde kıvranan masum halkı “Taliban mensubu zannederek” katleden NATO’nun kurumsal bir özür bile dileyememesi “NATO Afganistan’da ne arıyor?” sorusunun en doğru cevabı olsa gerek! Teşkilatın yakında ülkeyi terk edeceği ifade ediliyor. Umulur ki bu karar mümkün olan en kısa zamanda hayata geçer.


KISA KISA

    Türkiye’nin son 40 yılda uğraştığı en önemli problemlerden biri terör. Terör nedeniyle onbinlerce insanımızı kaybettik, milyarlarca dolar para heba oldu. Çözüme ilişkin atılan siyasi ve toplumsal adımlar da maalesef somut neticeler vermedi. Terör eylemleri zaman zaman durma noktasına ge...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Geç Kalmış Özrün Ardından
« Posted on: 18 Nisan 2024, 17:11:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Geç Kalmış Özrün Ardından rüya tabiri,Geç Kalmış Özrün Ardından mekke canlı, Geç Kalmış Özrün Ardından kabe canlı yayın, Geç Kalmış Özrün Ardından Üç boyutlu kuran oku Geç Kalmış Özrün Ardından kuran ı kerim, Geç Kalmış Özrün Ardından peygamber kıssaları,Geç Kalmış Özrün Ardından ilitam ders soruları, Geç Kalmış Özrün Ardındanönlisans arapça,
Logged
28 Ekim 2014, 21:32:56
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 28 Ekim 2014, 21:32:56 »

Türkiye durmadan güçlenmeye, düşmanları karsisinda dik durmaya ve mazlumun yaninda olmaya her türlü oyuna rağmen Allah'in izni ile devam edecek.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes