> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali >  Türkiyenin Sahte Korkuları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Türkiyenin Sahte Korkuları  (Okunma Sayısı 898 defa)
06 Kasım 2011, 20:52:06
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 06 Kasım 2011, 20:52:06 »



Dünya Hali


Ağustos 2005 80.SAYI


Halil AKGÜN
kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.


Türkiye'nin Sahte Korkuları

Geçen ay ülkenin gündemini üniversiteye giriş sınavları ve katsayı tartışması doldurdu. Mevcut uygulamaya göre meslek lisesinden mezun olan öğrenciler, üniversiteye giriş imtihanında daha düşük bir puanlama sistemine tabi tutuluyor. Ne kadar başarılı da olsalar, normal liselerden mezun öğrencilere kıyasla daha az puan alıyorlar. Böylece bütün meslek lisesi öğrencileri mağdur ediliyor.

Bu uygulamanın arkasında siyasi bir kararın yattığını herkes biliyor. Amaç, meslek lisesi statüsündeki imam-hatip lisesi mezunlarını üniversite dışında bırakmak, üniversiteye girmesi halindeyse ilahiyat fakülteleri dışında yüksek öğrenim görmesini engellemek. Birilerine göre, üniversite kapılarını imam-hatiplilere açmak, rejimi krize sokarmış.

İmam-hatiplere gösterilen bu düşmanlığı anlamak kolay değil. Bu çocuklar bu ülkenin okullarında okumuyor mu? Bu okullar devletin kurumları tarafından denetlenmiyor mu? Bu okullardaki eğitim devletin atadığı öğretmenler tarafından verilmiyor mu? İmam-hatip kökenliler bu ülkenin kalkınmasına diğerleri kadar katkıda bulundular, bulunuyorlar. Onlardan doktor, mühendis, fizikçi, kimyacı, iktisatçı, öğretmen yahut sporcu olamayacağını kim söylüyor? Böyle bir yaklaşımın rasyonel bir temeli olabilir mi? İmam-hatipliler şu ana kadar hangi organize suç ve terör eylemine karıştılar? “Rejimi krize sokacak” hangi eylemde bulundular?

Türkiye uzun yıllardır kendi yarattığı sahte hayaletlerin korkusuyla yaşıyor. İmam-hatip, ba şörtüsü hep bu korkuların ürettiği sorunlar. Türkiye kendi ayakları üzerinde duracaksa, bu korkuları yenmek zorunda.

Bir İşgal Ne Zaman Biter?


Amerika Irak'ta kalıcı mı, sorusuna Bush'tan çok net bir cevap geldi: Evet! Irak başbakanı Caferî geçen ay Amerika'ya resmi bir ziyarette bulundu. İkisi de Amerikan askerlerinin Irak'tan çekilmesiyle ilgili bir takvimin olmadığını söylediler.

Bir devlet başkanının işgal altında olduğunu itiraf etmesi, ardından “bizi işgal eden askerlerin ülkemizi ne zaman terkedeceğini bilmiyoruz” demesi kadar onur kırıcı bir şey olamaz herhalde. Bu tavır orta ve uzun vadede Irak yönetimini halk nazarında iktidarsız bir rejim mesabesine indirgeyecektir.

Amerika, bugünkü Irak yönetimine “çatışmaları durdur, asayi şi tesis et, ama diğer önemli kararları bana bırak” diyor. Yani Amerika, Irak'ın geleceğinde söz sahibi olacağını artık daha açık bir şekilde dile getiriyor. Saddam sonrası Irak'ın en büyük meydan okuması da bu olacak. Amerika'nın fiilî yönetimi ve kontrolü altındaki bir Irak'ın bölgedeki rahatsızlığı daha da arttıracağını görmek için kâhin olmaya gerek yok. Türk medyasındaki Amerikancılar bunu kabul etmese de vakıa ortada.

Özel Bir Özelleştirme


Türkiye'de özelleştirme hızla devam ediyor. Türk Telekom'un yüzde 55'inin 6.5 milyar dolara satılmasıyla gündeme gelen konu, uluslararası sermaye tarafından da takip ediliyor. Sırada Erdemir gibi birkaç büyük KİT daha var. Bugünlerde Star Medya Grubu da TMSF tarafından satışa çıkartılacak. Devlet, özelleştirmezsem zarar ederim ediyor ve nakit para ihtiyacını böyle karşılayacağını dü ş ünüyor . Özelleştirme karşıtları, milletin malı yabancı sermayeye peşkeş çekiliyor diyor. İki tarafın da haklı olduğu yerler var.

Fakat herkesin görmesi gereken gerçek şu: Türkiye ekonomik gelişme adı altında hızla kapitalistleşiyor. Sermaye-iktidar ilişkisi bu yönde ilerliyor. Zengin ile fakir arasındaki mesafe uçuruma dönüşüyor. Uluslararası sermaye, yerel sermayeyi markaja alıyor. Özelleştirme bu kapitalistleşme sürecinin tezahürlerinden sadece biri.

Türkiye'de orta ölçekli esnafın çökmesiyle başlayan kriz, hâlâ aşılabilmiş değil. İşsizlik endişe verici boyutlarda. Çiftçi karın tokluğuna çalışıyor. Özelleştirme bütün bunlara çözüm sağlayacak mı, belli değil. Aksi halde bir şeyleri elden çıkarma pahasına özelleştirme yapmak anlamlı bir iş olmasa gerek.

İnsanlık Ayıbı

11 Temmuz, 1995 yılında Bosna- Hersek'in Serebrenitza şehrinde yaşanan katliamın onuncu yıl dönümüydü. O gün, Birleşmiş Milletler tarafından “güvenlikli bölge” ilan edilen Serebrenitza , Sırplar tarafından teslim alınmış ve 8 binin üzerinde Müslüman Boşnak tek tek öldürülmüştü. Ölen insan sayısı hâlâ tam olarak bilinmiyor. Henüz açılmayan ve ulaşılamayan toplu mezarlarda yüzlerce cesedin olduğu tahmin ediliyor. Toplam ölü sayısının 14 bine çıkacağı çeşitli raporlarda dile getirildi.

Avrupa'nın göbeğinde ve gözleri önünde gerçekleşen bu katliam karşısında ne dünya kamuoyu ne de İslâm dünyası oturup iç çekmekten başka bir şey yapmadı ya da yapamadı. Hunharca katledilen masum insanların kanı yerde kaldı. Katliam için emir veren iki Sırp lideri ve tetiği çeken yüzlerce Sırp askeri hâlâ adaletin önüne çıkartılmış değil.

“Avrupa'nın göbeğinde bir İslâm devleti görmek istemiyoruz” diyen ve bu yüzden onlara destek veren Fransızlar ve Hollandalılar, artık aklandıklarını düşünüyorlar. Fakat Avrupalılar adaletin olmadığı yerde barışın olamayacağını sanki unutmuş gibiler. İnsanlık suçu işlemiş kişiler serbestçe dolaşırken barıştan, huzurdan bahsetmek ne kadar anlamlı olabilir?

Kutsal Topraklar


Mekke ve Medine'nin tarihi dokusu her gün biraz daha kayboluyor. İlk dönem İslâm tarihi için büyük önem arzeden mekânlar teker teker yıkılıyor. Hz. Peygamber Efendimiz'in ve ashabının yaşadığı yerler sistematik bir şekilde ortadan kaldırılıyor.

Suudi Arabistan'a hakim olan Vahhabîlere göre bu mekânlara iltifat göstermek şirke yol açabilirmi ş. Örneğin Hz. Peygamber Efendimiz'in kabrine el sürmek yahut yanında namaz kılmak, tapınmak anlamına geliyormuş. Bunun için hacılar bu mekânlardan uzak tutuluyor. Fazla bilinmeyen yerler ise düzenli bir şekilde imara açılıyor. Amaç Mekke ve Medine çevresinde ilk dönem İslâm tarihine ait bütün tarihi dokuyu ortadan kaldırmak. Vahhabîlik ile modernizmin buluştuğu yer burası: hiçbir tarih ve mekân anlayışına sahip olmayanlar, çareyi bu mekânlar üzerine İslâm estetiğiyle ilgisi olmayan modern binalar yapmakta buluyorlar.

Fakat bu insanlara hatırlatmak gerekiyor: Mekke ve Medine, bütün İslâm ümmetine aittir. “Allah'ın evi” ( Beytullah ) bütün müslümanların kıblegâhıdır .

Ah İstanbul!


Temmuz ayında İstanbul dünyanın önde gelen on bin mimarına ev sahipliği yaptı. ‘22. Dünya Mimarlık Kongresi'ne katılmak için İstanbul'a gelen mimarlar, şehrin güzelliği karşısında büyülendiklerini söylediler. Mimarların çoğu, doğal ve tarihi dokusuyla İstanbul'un eşsiz bir şehir olduğunu söyledi. Kongre boyunca günümüz mimari sorunları çeşitli açılardan ele alındı.

Kongreyle doğrudan bir ilgisi olmayan fakat tartışılan ilginç bir konu, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı tarafından gündeme getirildi. Belediye başkanı bir müddettir İstanbul'a yeni bir sembol arıyor. Adalardan birine yapılacak devâsâ bir semazen heykeli böyle bir sembol olacakmış.

Bütün İstanbullular ve Türkiye, bu sembol fikrine soğuk bakıyor. Bunlara dünya mimarları da katıldı. Kendisi de mimar olan belediye başkanı fikrini Kongre'de dile getirince herkes “İstanbul'un sembole ihtiyacı yok; Ayasofya, Sultanahmet, Haliç… bunların hepsi birer sembol” dedi. Bazıları haklı olarak “İstanbul'un kendisi bir sembol” diyor. Buna rağmen Başkan “İstanbul'a bir sembol bulacağım” diye ısrar ediyor. İstanbul'u yeteri kadar katlettik. Bu katliamı bir de yeni sembol sevdalarıyla devam ettirmeyelim.

    Kısa Kısa Dünya Turu


    Hollanda ve Belçika'dan sonra İspanya da eşcinsel evliliklerini tanıyan bir kanun çıkardı. Avrupa'nın ahlâkî çöküşü hızla devam ediyor. Özgürlük adına cinsel sapıklığın kapısını açan batılılar, Lût kavminden farksız bir yerdeler. İspanya gibi Katolikliğin güçlü olduğu bir ülkede bu kanunun kabul edilmesi düşündürücü. Özgürlüğü tanımlayan hiçbir değer ölçüsü yoksa, buna özgürlük denebilir mi?

    ***

    Temmuz ayında dünyanın en zengin 8 ülkesinin liderleri bir araya gelerek, küresel sorunlara çözüm bulmaya çalıştılar. Gündemin birinci konusu, küresel fakirlikti. Afrika ülkelerinin dış borçları ve bunların silinmesi, gündemin bir diğer önemli konusuydu. Fakat G-8 toplantısı, bekleneni yine vermedi. Temel sorun, her ülkenin kendi ulusal gündemiyle masa başına oturması. Bu son zirvede de durum değişmedi. Dünyanın fakir insanları, dünyanın zengin insanlarını aynı fotoğraf karesinde gördüler, o kadar!

    ***

    Endonezya'dan güzel bir haber geldi geçen ay. Endonezya hükümetiyle Açeli müslüman direnişçiler anlaşmaya vardılar ve 30 yıldır süren savaşı sona erdirdiler. Açeli müslümanlar uzun bir süredir bağımsızlık mücadelesi vermekteydiler. Anlaşmaya göre Açe , Endonezya'nın bir parçası olarak kalacak ve müslüman direnişçiler aftan yararlanarak siyasi parti kurabilecekler. Umarız bu anlaşma ülkede huzura doğru atılmış önemli bir adım olur.

    ***

    1995-2005 tarihleri arasında yurtdışından 40 bin civarında gelin almışız. Yabancı bayanlarla evlenmeyi tercih eden Türk erkekleri, dil, din ve kültür ortaklığı olan ülkelere rağbet ediyor. Yabancı gelinlerin alındığı ülkelerin başında Azarbeycan , Bulgaristan, Moldova, Suriye ve İran geliyor. Buralardan alınan gelinlerin önemli bir kısmı Türk kökenli. Avrupalılara duyulan ilgi ise sanıldığından daha az. Ne diyelim, Allah bir yastıkta kocatsın!


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Türkiyenin Sahte Korkuları
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:06:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Türkiyenin Sahte Korkuları rüya tabiri, Türkiyenin Sahte Korkuları mekke canlı, Türkiyenin Sahte Korkuları kabe canlı yayın, Türkiyenin Sahte Korkuları Üç boyutlu kuran oku Türkiyenin Sahte Korkuları kuran ı kerim, Türkiyenin Sahte Korkuları peygamber kıssaları, Türkiyenin Sahte Korkuları ilitam ders soruları, Türkiyenin Sahte Korkularıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes