> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Dünya Hali > Ağla Güzel Yurdum
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ağla Güzel Yurdum  (Okunma Sayısı 1263 defa)
15 Eylül 2011, 13:38:27
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 15 Eylül 2011, 13:38:27 »



Dünya Hali


Mart 2007 99.SAYI


Halil AKGÜN kaleme aldı, DÜNYA HALİ bölümünde yayınlandı.

Ağla Güzel Yurdum


Bizim yurdumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarıyla mukayyet değil. Bizim yurdumuz, kendimizi var hissettiğimiz yerdir. Kendi tarihimize yaslandığımız, kendi selamımızla karşılandığımız, kendi hüznümüzle ağlaştığımız, kendi öfkemizle yoğrulduğumuz, kendi türkülerimizle uzaklara dalıp gittiğimiz yerdir. Bizim yurdumuz Ezan-ı Muhammedî’nin yankılandığı her yerdir.

Yurdumuz çok uzun bir süredir hüzün içinde. Nice zamandır kendimizi yabancı hisseder olduk bu topraklarda. -Allah korusun- Sanki yerin göğün bereketi çekilmiş. Ne yağan yağmur bize hayat veriyor, ne toprak dirilip “Al, işte Rabbimin nimetleri!” diyor. El attığımız her şey yapay, kırılgan, yapmacık. Hüzünlerimiz de neşelerimiz de bize ait değil. Zalimlerin zulmüne öfkelenip ağlıyoruz (eğer gözyaşımız kaldıysa), maskaraların oyunlarına gülüyoruz. Nimet olan gözyaşı da, sadaka olan tebessüm de bizi terketmiş.

Adalet, barış ve huzurun timsali olan dâr-ı islâmlar her gün ortadan kalkıyor. İslâm dünyasının haritası, kanayan yaralarla dolu. Irak, Afganistan, Filistin, Keşmir, Balkanlar, Çeçenistan, Doğu Türkistan, dünyanın dört bir yanında azınlık olarak yaşayan müslümanlar... Zalimlerin daralttığı dünyayı, bizim kolonizatör valilerimiz daha da karartıyor. İşgalcilere kucak açıp çiçek atanlar, bugünü “kurtarsak yeter” diyor. Ne yarını düşünüyor, ne kardeşini, ne de onurunu.

Bu hüzün, bu keder, bu gözyaşı bizim kaderimiz değil. İslâm dünyasını yeniden bir “barış ve huzur diyarı” (dâr-ı islâm) yapmak mümkün. Bunun için mucizelere ya da felaketlere bel bağlamak zorunda değiliz. İmanın, aşkın ve aklın istikamet verdiği bir siyaset, olmaz zannettiğimiz birçok şeyi olur yapabilir. Öfkeyle ve hunharca birbirini katleden kardeşler yeniden aynı safta namaza durabilir; çocukları, aileleri için aynı rüyaları görebilir.

Acziyet içerisinde, hep başkasından medet ummaya bir esrarkeş gibi müptela edilen kitleler, ölü olmadıklarını farkedip hayata dört elle sarılabilir. Dünyayı talan etmek, başkasının malına göz dikmek için değil, kendi dar-ı islâmını inşa etmek için. “Ya bendensin ya da yoksun!” demek için değil, hepimizin O’na hesap vereceğini idrak edip titrediği için. Hesap gününün geleceğini yakinen bildiği için.

Rahmetli Necip Fazıl’ın ifadesiyle insanlığın bugün bir “rahmet yangını”na ihtiyacı var. Alev alev evimizi, mahallemizi, şehrimizi, ülkemizi, yurdumuzu, dünyamızı saracak bir rahmet yangını. Öyle bir yangın ki şeytanın hilelerini, vesvese verenin fısıltılarını, nefsin homurdanışlarını, tağutun oyunlarını kül duman edecek bir yangın.
Biliyorsunuz: Bu yangın önce yüreğimizde başlayacak.

Filistin, Hamas-Fetih Çıkmazında


Filistin’deki gelişmeler tam da İsrail ve ABD’nin istediği yönde cereyan ediyor. Yaklaşık bir yıl önce meşru bir seçimle iktidara gelen Hamas, iktidar olamıyor. Hamas’ı güya ehlileştirmeye çalışan “uluslararası topluluk” (yani ABD ve onun işbirlikçileri), Filistin halkını cezalandırıyor. Senaryo çok açık: Baskılarla Hamas’ı kopma noktasına getirmek ve tekrar şiddete mahkum etmek. Böylece Hamas’ı iktidardan uzaklaştırmak.

Hamas büyük bir siyasi olgunluk göstererek bu oyuna gelmeyeceğini ispatladı. Hamas’ı bu yolla saf dışı edemeyen İsrail ve ABD, ‘ulusal mutabakat hükümeti’ kurulmasını gündeme getirdi. Bunun ev sahipliğini de Suud Kralı Abdullah yaptı. Mekke’deki toplantıdan ulusal mutabakat hükümeti kararı çıktı ama Hamas ile Fetih arasındaki gerginlik devam ediyor.

Arap devletleri ve siyasetçileri, Filistin halkının tercihine saygı gösterip Hamas’a destek vermek yerine, Filistin’i iç savaşın eşiğine getiren müdahaleler yapıyorlar. Ya da ABD ve İsrail’in siyasi ve askeri müdahalelerine her zamanki gibi seyirci kalıyorlar.

Konuşurum, Konuşmam!


Kuzey Irak devletin gündemini işgal etmeye devam ediyor. Başbakan ve dışişleri bakanının ardı ardına yaptığı “gerekirse Kuzey Iraklı Kürt liderlerle görüşürüz” açıklamalarını bazı çevreler neredeyse ihanet gibi lanse etmek istiyor. Onlara göre Kuzey Iraklı Kürt liderlerle görüşmek, PKK’ya karşı mücadeleden ve Kerkük davasından vazgeçmek demek.

Oysa tam da bu iki konuya çözüm bulmak için bu liderlerle Türkiye devletinin konuşması gerekiyor. Üstelik Türkiye, Özal döneminden bu yana Talabani ve Barzani ile yakın temas halinde. 90’lı yıllarda bu iki lider Türkiye devletinin onlara verdiği kırmızı pasaport ile geziyordu. Kuzey Irak Kürt bölgesinin ABD işgaline kucak açmasına ve İsrail’le yakın ilişkiler geliştirmesine biz de karşı çıkıyoruz. Ama ortada artık yeni bir Irak var ve bu Irak’ın cumhurbaşkanı, birileri beğensin beğenmesin, Iraklı Kürt lider Celal Talabani’dir.

Sorunun altında kendi içimizde çözemediğimiz Kürt sorunu olduğunu kimse dile getirmek istemiyor. Ama gerçek bu. Kuzey Irak’la iyi ilişkiler geliştirmek, Kürtlere verilmiş bir taviz olarak görülüyor. Oysa hem Kuzey Irak’ı hem de Kürtleri ilelebet kaybetmemek için konuşmaya hiç gecikmeden başlamak zorundayız.

Hapishane Demokrasisi

ABD’de federal bir mahkeme, Guantanamo adasındaki tutukluların temyiz talebini reddetti. Mahkeme kararına göre tutukluların, ABD hükümetinin kendilerini haksız yere alıkoymasına karşı dava açması bundan sonra mümkün olmayacak. Yani Guantanamo, yeryüzünde kocaman bir Amerikan ayıbı olarak kalmaya devam edecek. 500’ün üzerinde tutuklu, haklarında hiçbir kesin delil bulunmadığı halde, dünyanın en iyi korunan hapishanesinde ömür tüketecek.

Bush yönetimi bu kararı sevinçle karşıladı. Fakat ABD dahil dünyanın her yerinde insanlar Guantanamo’ya tepki gösteriyor. Pek çok kişi 11 Eylül sonrası ABD emperyalizminin sembolü haline gelen hapishanenin kapatılmasını istiyor. Bush yönetimi bu çağrılara kulak asmayacaktır. Böylece Ortadoğu’ya demokrasi ve özgürlük getirme iddiasında bulunan ABD yönetimi, iki yüzlü olduğunu bir kez daha ispatlamış olacak.

ABD’ye duyulan öfke biraz daha artacak. Öfkesini doğru kanalize edemeyen insanlar, birbirlerine saldırmaya başlayacaklar. Milliyetçi söylemler güçlenecek, hükümetler hissiyatla hareket etmeye başlayacak. ABD karşıtlığı bir anda başka düşmanlar üretecek. Sizce bu çok mu afaki bir senaryo? Bunun doğru olup olmadığını anlamak için Türkiye’nin son bir yılındaki ‘milliyetçi’ söylemlere bir bakın isterseniz!

Kosova Kaynıyor


Balkanlarda istikrar kurmak tarih boyunca bir tek Osmanlı’ya nasip oldu herhalde. Doğu blokunun yıkılmasından sonra Balkanlar büyük bir kaosun içine sürüklendi. Bosna savaşı ve katliamı, yüzbinlerce insanın ölümüyle sonuçlandı. Fakat gerginlik bitmedi. Bugün Bosna, orası burası yamalı bir bohça devlet edasında. Ülkeyi bir arada tutan dikişler yapay olduğu için her gün yeni bir gerginlik yaşanıyor. Yugoslavya’nın yıkılması Sırp ve Hırvatlara birer devlet verdi. Müslüman Boşnaklar ise Bosna’nın kabaca üçte birine razı olmak zorunda kaldılar.

Şimdi benzer bir süreç Kosova’da yaşanıyor. Kosova, Sırbistan devleti içinde özerk bir bölge. Fakat bu statü Kosovalıları tatmin etmiyor. Çünkü müslüman Kosovalılar hem dinî, hem etnik, hem de kültürel ve siyasî açıdan kendilerini Sırbistan’ın bir parçası olarak görmüyor. Üstelik tamamı Sırp olan Karadağ’ın (Montenegro) bir referandum ile Sırbistan’dan ayrılması, haklı olarak şu soruyu gündeme getiriyor: Kendileri Sırp olan Karadağlılar bile bağımsız olabiliyorsa, neden Kosovalılar değil? Müslüman oldukları için mi? Karadağ ve Doğu Timor gibi nokta büyüklüğündeki ülkeler bağımsızlıklarını kazanırken, mesela Çeçenistan ve Kosova gibi ülkeler bu haktan neden mahrum ediliyor acaba?

Ermeni Soykırım İddiaları


Ermeni lobisi bu sene büyük bir zafer kazanacak gibi görünüyor. Yeni Amerikan Meclis Başkanı Nancy Pelosi, soykırım tasarısını Senato’dan geçirebilir. Washington’dan gelen işaretler de bu yönde. Her yılın 24 Nisan’ında gündeme gelen soykırım yasa tasarısı, Ermeni diasporasının en büyük davası. Buna Ermenistan devlet başkanı Koçaryan da destek veriyor.

Fransa’dan sonra ABD’de de bu yasa tasarısı geçerse, Türk-Amerikan ilişkileri muazzam bir şekilde hasar görecek ve gerilecek. Amerikalıların böyle bir aptallık yapması intihar olur ama Irak’ta yaşananları gördükten sonra ABD’de her şey mümkündür! Soykırım iddialarından dolayı Türkiye-Ermenistan ilişkileri dibe vurmuş durumda. İki ülke arasında diplomatik münasebet yok. Ticaret yok. Sınır kapıları kapalı.

Türkiye’yle kıyaslandığında Ermenistan nüfusu, coğrafyası ve ekonomisiyle küçücük bir ülke. Bizimle iyi ilişkiler geliştirmeye bizden çok onların ihtiyacı var. Ama Ermenistan iç siyaseti rasyonel olanın yapılmasına engel oluyor. Koçaryan, soykırım konusunu güya milli bir dava haline getirerek, kendi oligarşisini güçlendirmek istiyor. Bunun çok Türkiye yanlısı bir yaklaşım olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bunları ben değil, Ermenistan’da muhalefette bulunan Hukukun Üstünlüğü Partisi’nin Genel Başkanı Artur Bagdasaryan söylüyor!

Çin Geldi!

Çin geliyor diye çok yazıldı. Artık Çin gelmiyor, geldi! Çin devlet başkanı Hu Jintao’nun geçen ayki Afrika gezisi, Çin’in ekonomik ve siyasi gücünün boyutlarını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Çin devlet başkanı, gezisinde çeşitli Afrika ülkelerini ziyaret etti. Pek çok ekonomik anlaşma yaptı. Yeni yatırımların haberini verdi. Dahası bazı Afrika ülkelerine çok uygun şartlarda borç vereceklerini açıkladı. Sudan’la olan iyi ilişkilerini de geliştireceklerini söyledi.

Bütün bunlar, Çin’in Afrika...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ağla Güzel Yurdum
« Posted on: 20 Nisan 2024, 02:09:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ağla Güzel Yurdum rüya tabiri,Ağla Güzel Yurdum mekke canlı, Ağla Güzel Yurdum kabe canlı yayın, Ağla Güzel Yurdum Üç boyutlu kuran oku Ağla Güzel Yurdum kuran ı kerim, Ağla Güzel Yurdum peygamber kıssaları,Ağla Güzel Yurdum ilitam ders soruları, Ağla Güzel Yurdumönlisans arapça,
Logged
15 Eylül 2011, 15:36:00
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« Yanıtla #1 : 15 Eylül 2011, 15:36:00 »

Rahmetli Necip Fazıl’ın ifadesiyle insanlığın bugün bir “rahmet yangını”na ihtiyacı var. Alev alev evimizi, mahallemizi, şehrimizi, ülkemizi, yurdumuzu, dünyamızı saracak bir rahmet yangını. Öyle bir yangın ki şeytanın hilelerini, vesvese verenin fısıltılarını, nefsin homurdanışlarını, tağutun oyunlarını kül duman edecek bir yangın.
Biliyorsunuz: Bu yangın önce yüreğimizde başlayacak.

Ne güzel söylemiş Necip Fazıl..
Rabbim yüreğimizi rahmetiyle yakanlardan olur inş...dua ile kalınız kardeşim..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes