> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri  (Okunma Sayısı 1373 defa)
06 Haziran 2012, 11:05:14
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Haziran 2012, 11:05:14 »



Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri
Hatice KURTULUŞ • 55. Sayı / DOSYA YAZILARI


1980’li yıllardan itibaren, dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı gelişmişlik düzeylerindeki ülkelerde, birbirine tıpatıp benzer biçimde yeni bir yerleşim modeli dikkati çekmeye başladı. Başlangıçta kentli üst sınıflara, sadece lüks konut değil, aynı zamanda kentli diğer sınıflardan ayrışmış gösterişli bir yaşam çevresi olarak sunulan bu yerleşim biçimi zamanla kentli orta sınıfları da içine alarak yaygınlaştı. Türkçe’de, refah adacıkları ya da korunaklı/güvenlikli siteler olarak tanımlanan bu konut ve konut çevresi modeli, İngilizce’de literatüre kapalı cemaatler (gated communities) ya da refah adacıkları (wealth enclaves) olarak geçmişti. 1980’lerin başlarında daha çok gazetecilerin ilgisini çeken ve çeşitli gazete yazılarına konu olan, çevresi yüksek duvarlar ya da demir parmaklıklarla çevrilerek inşa edilen bu yeni konut alanları, 1990’lı yıllarda kent bilimcilerinin dikkatini çekecek boyutlara ulaştı. Kent sosyolojisi, planlama, siyaset bilimi ve coğrafya gibi disiplinlerinin gündemine ilkin Mike Davis’in 1990’da yayımlanan City of Quartz, McKenzie’nin 1994’te yayınlanan Privatopia, Blakely ve Snyder’in 1997’de yayımlanan Fortress America adlı çalışmalarıyla giren bu yeni olgu, yine bu disiplinlerden gelen farklı yaklaşımlarla analiz edilmeye çalışılıyor.

Kapitalizmin küresel evresine egemen olan yeni liberal ekonomi politikaları, özellikle metropoliten alanlarda büyük mekânsal dönüşümlere yol açıyor. Kentsel mekânın yeniden üretimi/inşası sermaye birikiminin bu yeni evresinin temel değişkenlerinden biri. Bu nedenle gerek büyük metropoliten alanların gerekse yeni büyüyen kentlerin çeperlerinde ve merkezî alanlarında büyük kentsel projeler gerçekleşiyor. Bunların arasında yer alan kapalı konut alanları, başlangıçta modern kapitalist kentin alt kentleşmesinin yeni bir boyutu gibi algılanmıştı. Ancak bu yerleşmelerin, kentsel alandan özelleştirilmiş arazide, kamuya kapalı ve yönetsel olarak özerk öbekler olduğu dikkati çekince, modern kentlerin tipik orta sınıf banliyölerinden başka yeni bir olgu olduğunun farkına varılmıştı. Bu üç özellik, modern kentin küresel kapitalizmle birlikte girdiği dönüşüm sürecinin habercilerinden biri olarak da karşımıza çıkıyor. Kentin kamusal gözüne kapalı, kent yönetiminden bağımsız ve bir çeşit özel ortak mülkiyete dayalı olarak özelleştirilmiş kentsel arazinin üzerine inşa edilen bu yeni adacıklar modern kent planlaması, kent yönetimi ve kentsel sınıfsal aidiyetler açısından radikal bir dönüşüme işaret ediyor. Bu süreçte kentsel mekân bir yandan genişletilmiş üretimin bir parçası olarak yeniden inşa olurken, diğer yandan, modern kentin dayandığı ideolojik ve politik temeller sarsılıyor. Çünkü modern kent, toplumsal sınıfların kentsel mekândaki temasını sağlayan açık kamusal mekânlar ve dışa açık geniş ölçekli banliyö yerleşmeleri ile vatandaşlık ortak aidiyeti çerçevesinde farklı sınıfları bir arada tutabilmekteydi. Oysa bu yeniden inşa sürecinde, toplumsal sınıfları kamusal mekânda ve gündelik yaşam alanında birbirinden tamamen ayrıştıracak, kapalı konut alanları, alışveriş ve eğlence merkezleri ile vatandaşlık ortak aidiyeti yerine sınıfsal aidiyetlere bırakıyor. Dahası sınıfsal aidiyetler de kendi içinde etnik ve dinsel olarak mekânda ayrışıyor. Bu toplumsal ayrışma, “ötekilere” kapalı yerleşme modeli ile mekânda açıkça kristalleşerek somutlaşıyor.

Bu yeni yerleşme modeli, İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaygınlaşan ve zamanla “yatakhane kentler” olarak tanımlanan orta sınıf banliyölerinin kaybettiği seçkinliğe karşı yeni seçkin yerleşimler olarak pazara sunuluyor. Fordist kapitalizmin genişleme yıllarında orta sınıflar için ulaşılması arzulanan bir yaşam tarzının mekândaki ifadesi olan banliyöler, Fishman’ın deyimiyle bir burjuva ütopyasıydı (1987). Ancak 1970’li yıllardan itibaren değişen ekonomi politikalarıyla, gelir dağılımının alt ve orta sınıflar aleyhine dramatik biçimde bozulması, klasik orta sınıf banliyölerini seçkin mekânlar olmaktan çıkarmaya başlamıştı. Alt gelir gruplarının ve yoksul etnik azınlıklar ile göçmenlerin yerleşmeye başladığı alt-kentler, burjuva ütopyası olmaktan uzaklaştı ve yeni burjuvazi, kendilerine kentli seçkinlerin yaşama alanı olarak sunulan kapalı yerleşmelere taşınmaya başladı.

Şehir içinde şehirler

Bu yeni kapalı yerleşim biçimi, modern kentin orta sınıf banliyölerinden farklı yeni bir alt- kentleşme oluşturuyor. İlk bakışta bu fark “kamuya kapalılık” ve “derinleşen güvenlik ihtiyacı” olarak görülse de, olguya farklı analiz araçlarıyla yaklaşıldığında, modern orta sınıf banliyöleri ile yeni kapalı yerleşmeler arasında ekonomik, kültürel, sosyal ve hukuksal olarak ciddi farklılıklar olduğu ortaya çıkacaktır. Kapalı yerleşmelere neo-liberal politikaların eğitim, sağlık, konut edinme gibi alanlarda meydana getirdiği yeni ayrışmaların bir sonucu olarak bakmak, olguyu çözümlemede temel eksenlerden birini oluşturmakla birlikte yeterli değil. Blakely ve Synder gibi bazı yazarlar, kapalı yerleşmeleri, yüksek duvarlarla çevrili antik şehirlere ya da ortaçağın yine duvarlarla korunan şehirlerine benzetiyorlar. Oysa antik ya da ortaçağ kentinin duvarlarla çevrili olması toplumsal artığın, bu toplumsal artığın üretim sürecinde bulunmayan yabancı işgalcilerden korunması ile ilgili. Oysa modern sanayi toplumunda kentler, toplumsal artığı üreten sınıfların birada yaşadığı mekânlardı. Kente dışarıdan gelebilecek bir saldırıdan çok, toplumsal artığı birlikte üreten sınıfların paylaşım sorunu nedeniyle kent içi kaleler inşa etmeleri söz konusu oluyor. Bu nedenle antik şehir devletlerinde ya da Ortaçağ’da bütünlük içeren şehrin başka şehirlerin saldırılarından korunmak için yaptığı duvarlarla, modern ulus devletin kentli vatandaşlarının, aynı kentin vatandaşlarından gelecek olası saldırılarından korunmak amacıyla yüksek duvarların arkasında kapalı cemaatler oluşturması oldukça farklı bir içerik taşıyor.

Kentsel mekânın sert bir biçimde sınıflara göre ayrışmasına neden olan bu gelişmenin çok daha geniş bir arka planı bulunuyor. Öncelikle bu yerleşim biçimi sadece güvenlik ihtiyacından değil, yeni sınıfsal statülerin yaşam tarzı yoluyla temsili ihtiyacından kaynaklanıyor. Diğer yandan yeni ekonomilerin hayli esnekleştirdiği mal ve hizmet üretimine karşın güvenli bir yatırım alanı olan arazi ve konut pazarının büyük sermaye yatırımları için çekim alanı haline gelmesi, yapı sektöründe yüksek maliyetli lüks konut üretimini hızlandırıyor. Neo-liberal ekonomiler ve küresel akışlar sayesinde farklı ülkelerde aynı marka yapı malzemesi ve benzer mimari tasarımlarla inşa edilen kapalı yerleşmelerde yer alan konutlar, potansiyel müşterileri olan kentli, yükselen sınıflara uygun sloganlarla pazarlanıyor. Bu sloganlardaki temel vurgu, kapalı yerleşmede bir konut satın almanın aynı zamanda seçkin bir cemaatin üyesi olmak ve bir yaşam tarzı satın almak anlamına geldiğine yöneliktir.

Kapalı yerleşmelerin oluşturduğu “ötekileşme”


Kapalı yerleşmelere, modern kent yaşamı ve kent politikası alanında ortaya çıkardığı sonuçlar açısından bakıldığında ise, klasik modern kent ideolojisinin de hızla aşındığı dikkat çekiyor. Kapalı yerleşmeler, kent yönetiminden yarı özerk bir yönetime sahipler. Bu özerklik kapalı alan içindeki cemaat yaşamının kurallarını koymayı ve ortak mülkiyeti özel sözleşmeler yoluyla tanımlamayı beraberinde getiriyor. Duvarların içindeki özelleştirilmiş arazi, aynı zamanda özgün bir özel mülkiyet tipi oluşturuyor ve bu ortak özel mülk araziye, ortaklar dışındakilerin girişi ancak izne tabii olarak mümkün oluyor. Ancak modern ulus devlette bu özerklik ve kendi yasalarını oluşturmak, hukuksal olarak kentin yönetsel yasaları ve ulusal yasalara üstün olamayacağı için daha çok gönüllü bir kabul biçiminde işleyecek. Ayrıca özelleştirilmiş arazi içinde bu kapalı yerleşmeler bazı kamusal hizmetler bakımından kent yönetimine bağlı olmayı sürdürmek zorundalar. Kendi özel güvenlik sistemlerine rağmen kapalı yerleşim içinde gerçekleşen suçlara bir kamu polisi müdahale ediyor. Enerji, su ve kanalizasyon gibi alt yapı gereksinimleri de yine kamusal servislerle bağlantılı olmak zorunda. Bu durumda özerklik, mülkiyete bağlı olarak arazinin kamuya kapatılması ile çevre düzeni, temizlik, günlük servisler ve iç güvenliğin sağlanmasının ötesine geçemiyor. Belediyelerin sağlamakla yükümlü oldukları bu hizmetlerin özel firmalardan satın alınması kapalı yerleşmelerin sakinlerini, kentin diğer yaşayanlarıyla aynı kentsel vergileri ödemek konusunda rahatsız hissettiriyor.

Kapalı yerleşmelerin bir diğer sonucu ise, mekânsal ayrışma yoluyla oluşturduğu toplumsal ayrışma ve yeni seçkinlerin dışarıda tutarak “ötekileştirdikleri” kentli nüfus. Belki de kapitalist kentleşme sürecinde hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmemiş bir modernite miti olan “bütünleşmiş kentli nüfus” ya da “bütünleşmiş kent” artık tamamen ayrışıyor. Bu ayrışma, modern kapitalist kentte zaten gergin olan toplumsal bağları koparıyor ve sosyal çatışmayı genişletme riski taşıyor. Bu mekânsal ayrışma, refahın yeni mekânsal temsili olan kapalı lüks konut adacıklarını, yüksek duvarlar ve özel yollarla hemen yanı başlarındaki yoksulluk mekânlarından “uzaklaştırıyor”.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri
« Posted on: 24 Nisan 2024, 02:24:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri rüya tabiri,Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri mekke canlı, Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri kabe canlı yayın, Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri Üç boyutlu kuran oku Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri kuran ı kerim, Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri peygamber kıssaları,Refahın Yeni Mekânsal Temsilleri ilitam ders soruları, Refahın Yeni Mekânsal Temsilleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes