๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dosya Yazıları => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 30 Haziran 2012, 13:33:08



Konu Başlığı: Siyasetin yeni ‘agora’sı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 30 Haziran 2012, 13:33:08
Siyasetin yeni ‘agora’sı
Hakan HASTAOĞLU • 62. Sayı / DOSYA YAZILARI


Web 2.0 diye adlandırılan olgu, iletişim anlayışımızı kökünden değiştirerek hayatımıza girdi. Eski devirlere kıyasla muazzam boyutlardaki bilgi selinin merkezine kullanıcının yerleştiği yeni dönemde, bütün toplumların iş görme düzeni değiştirmeye başladı. Gazete, radyo, televizyon gibi artık klasik olarak değerlendirebileceğimiz iletişim araçlarının ardından gelen internetle, bilginin akış hızı ve şekli değişmişti. Uzmanların Web 2.0 olarak nitelendirdiği yeni anlayışla birlikte bilginin akış yönü de değişti. Artık evinde internete bağlanan kullanıcı da bilgiye ulaşan, yeniden üreten, dönüştüren ve müdahale eden haline dönüştü.

Siyaset yapanlar da bu dönüşümden etkileniyorlar elbette. İran’daki tartışmalı geçen seçim döneminde rejimin muhalifi olan gruplar, iletişim araçlarını kullanmaları engellenince Twitter üzerinden bir muhalefet ürettiler. Zorunluluktan kaynaklansa da; sokakta gösteri yapan insanlar bütün dünyaya 140 karakterlik mesajlarla meramını aktardı. Hem birbirleriyle iletişimde kaldılar hem de yayın yasaklarına rağmen dünyanın yaşananlardan haberdar olmasını sağladılar.

İran’da zorunluluktan sosyal medya kullanılırken, ABD’de Obama’yı başkanlığa götüren seçim döneminde tamamen profesyonel bir yaklaşımla değerlendirildi. Demokrat Parti’nin David Plouffe yönetimindeki ekibi, yoğun bir çalışma ile Obama’nın seçimi kazanmasında çok önemli rol üstlendi. Resmî internet sitesi, Youtube, Facebook gibi araçları kullanan ekip, rakipleri McCain’in 4 katından daha fazla etki oluşturdu. Amerikan seçimlerinde oy kullananların da kampanyaya katılmasını sağlayan ekip, bağış toplama açısından da görülmemiş bir başarı elde etti. McCain seçim süreci boyunca toplam 201 milyon dolar toplarken, Obama çevrimdışı olarak 156 milyon dolar toplayabildi. Tarihin en büyük sosyal medya kampanyası devreye girdi ve sadece internet üzerinden 500 milyon dolar bağış toplandı. Böyle müthiş bir kitleyi internet üzerinden meselenin içerisine dahil edince de ABD’nin ilk siyahi başkanını seçtirmek gibi imkânsız görünen bir iş başarılmış oldu. Klasik propaganda yönetimi tersyüz edildi ve Web 2.0 anlayışı devreye sokularak bireyler de kampanyanın parçası haline getirildi.

Bizim ülkemizde henüz ticari boyut daha tam kavranamamışken siyaset kurumunun bu yeni anlayışı kabullendiğini söylemek pek kolay değil. İnterneti bireysel olarak etkili kullanan siyasetçiler olmasına rağmen Web 2.0 mantığı ile hareket eden, kullanıcıları önceleyen başarılı bir sosyal medya kampanyası ile henüz karşılaşmadık.

Facebook gibi 17 milyonluk bir Türkiye nüfusunu barındıran sosyal ağda siyasetçilerin, partilerin, devlet kurumlarının olmaması üzerinde düşünmek lazım. Yakın zamanda Dışişleri Bakanlığı, Facebook ve Twitter üzerinde açtıkları hesaplarla kullanıcılarla doğrudan iletişim için bir kanal oluşturdu. Henüz çok etkin kullanılamasa da diğer kurumlara örnek oluşturacaktır. Bireysel olarak Facebook üzerinden seçmenleriyle irtibat kuran milletvekilleri var elbette. Daha çok gazeteciler ve magazin ünlülerinin kullandığı Twitter gibi mikro blog siteleri de kişisel markaların oluşmasına imkân veriyor.

Süreç kendiliğinden gelişse de; sosyal ağların imkânlarından en çok faydalanan kişinin CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce olduğu söylenebilir. Öğretmenlikten Meclis’e uzanan kişisel kariyerinde dönüm noktası, milletvekili seçilmesinin dışında elbette, yaptığı ünlü konuşmadır herhalde. Muharrem İnce, TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasında kürsüye çıkar ve yaklaşık 12 dakikalık bir konuşma yapar. Muhalefetin her zaman yaptığı eleştirilerden farklı bir şey söylememesine rağmen belagatiyle beğenilen konuşma internette kelimenin tam anlamıyla “patlar”. Meclis TV’de sadece siyasete meraklı olanların izlediği konuşmanın videosu, Youtube ve Facebook üzerinde binlerce kez paylaşılarak, bu siteleri kullanan herkesin haberdar olmasına neden oldu. Profesyonel bir ekip tarafından yönetilmemesine rağmen kendi kendine gelişen bir kampanyaya dönüştü ve Muharrem İnce’yi en popüler siyasetçilerden biri haline getirdi.

Sonuç olarak, Web 2.0 ile birlikte milyonlarca kullanıcı her gün takip edilemez boyutlarda bilgiye muhatap oluyor artık. Bu bilgi yığının içerisinde kaybolan ve derin bir toplumsal yalnızlık içerisinde bulunan fertlere ulaşmak isteyen siyasetçinin yolu internetin sosyal cemaatinin içerisinden geçiyor. Tıpkı medya, ticaret, kültür ehli gibi…