> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı  (Okunma Sayısı 756 defa)
09 Haziran 2012, 18:40:43
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 09 Haziran 2012, 18:40:43 »



Obama’nın “Arka Bahçe” ile Sınavı
Ceyda KARAN • 52. Sayı / DOSYA YAZILARI


ABD’nin “arka bahçe”si Latin Amerika, 1970’lerden itibaren başlayan neo-liberal kasırgayı atlatalı beri, Washington’ın idrak etmekte güçlük çektiği çığır açıcı bir dönüşüm yaşadı. Bu dönüşümü idrak edemeyen Amerikan yönetimlerinin “küçümseme ve tecrit” sopası, bin çiçeğin açtığı “arka bahçe”ye artık sökmüyor. Obama’nın ülkesinin “arka bahçesi”ndeki kokuların ayırdına varıp varamayacağı, küresel hegemonik mücadelenin gidişatında önemli sonuçlar doğuracak.

Hem kendi halkına hem de Amerikan politikalarından yaka silken dünya ahalisine “değişim” mesajları vererek iktidara gelen bir şahsiyetten beklentiler haliyle yüklü olur. Birleşik Devletler’in ilk siyahî başkanı Barack Obama, kartlarını bir hayli yüksek açtı. Hoş, selefi George W. Bush’un emperyalizmin en vahşi yüzünü sergilediği politikaları yüzünden ülkesinin küresel çapta liderliğini yitirmeye yüz tuttuğu düşünülürse, başka türlüsü de beklenemezdi. Küresel bir güce hükmetmek elbette birden fazla cephede sınavlardan geçmeyi icap ettiriyor. ABD’yi siyasi vizyon ve ekonomik çıkarlar açısından, dünyanın geri kalan ülkelerini ise belki de her şeyden çok 21. yüzyılın “zihniyet mücadelesi” bağlamında derinden etkileyecek bir cephe varsa, o da Latin Amerika olacaktır.

Öncelikle 21. yüzyılın yükselen gücü Çin’in, Sovyetler’in küllerinden doğan Rusya Federasyonu’nun ve Irak savaşıyla Ortadoğu’da etkisini artıran İran’ın, ABD’nin eski “arka bahçesi”ne olan derin ilgilerini anlamak lazım. Zira Bush yönetimi enerji ve doğal kaynak savaşlarının en yoğun yaşandığı Ortadoğu ve Asya’ya saldırırken, Çin, Rusya ve İran ABD’nin “arka bahçesinden” içeriye girdi. Latin Amerika’da birbiri ardına işbaşına gelen sol iktidarlar işleri kolaylaştırdı. Dönemin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Hu Cintao ve İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinecad’ın art arda Latin Amerika “seferlerine” tanıklık ettik. Bu seferlerde ekonomik ilişkiler derinleştirildi, petrol, tarım ve inşaat başta olmak üzere pek çok sektörde yatırımların yolu açıldı. Kısa süre önce Çin’in Arjantin’le yaptığı ve ticari ilişkilerde doları çöpe atacak şekilde bu ülke ekonomisine 10 milyar dolar tutarında yen enjekte eden anlaşması, ekonomik cephede dikkat çekici bir “yatırım”. Rusya, Çin ve İran’ın dikkatinden kaçmayan dört örnek ülkeye baktığımızda tablo netleşiyor: “IMF’yle hesabını büyük ölçüde gördükten sonra biyoyakıt gibi alternatif enerji kaynaklarıyla giderek dünya gücü haline gelen Brezilya; petrol ve doğalgaz zenginliğini neo-liberal politikaları çöpe atıp yeni bir toplumsal vizyonla harmanladığından beri alt kıtada etkisi yayılan Venezüella; 20. yüzyılın ortalarından beri Amerikan ambargolarının diz çöktüremediği, dünyada sol ve sosyal adalet arayışına fikri katkısı inkâr edilemezken, Caracas’daki yoldaş Hugo Chavez’in desteğiyle yeniden hayat bulan Küba; doğalgaz zenginliği Rafael Correa gibi Amerikan eğitimli lakin sosyal demokrat bir liderin yönetimi altındaki Ekvador…”

Kim bilir kaç Amerikan başkanı “devirmiş” efsanevi Küba lideri Fidel Castro, boşuna “Çin ağzınızda acı bir tad bırakacak” dememiş olsa gerek! Bu derin ilgi Latin Amerika’daki çığır açıcı değişimin tespitinden kaynaklanıyor. Bir de “Komünizme karşı neo-liberal politikaları sağcı diktatörlükler yoluyla enjekte etmek” için yıllarca debelenip duran Amerikalı politika yapıcılarının göremediklerini başkalarının görmesinden… ABD yönetimleri Küba’yı tecrit etmek derdindeyken, karşılarına enerji zenginliğiyle yeni bir toplumsal model olma yolunda ilerleyen Chavez’in Venezüellası dikilivermişti. Heyhat, Soğuk Savaş biteli çok olmuştu, lakin Bush yönetimi 2002’de hâlâ, ezici bir çoğunlukla halkının tercihi olmuş, üstelik ABD’nin eski Başkanı Jimmy Carter’ın “şeffaf ve demokratik” onayı verdiği seçimle işbaşına gelmiş Chavez’i darbeyle devirmeye uğraşmaktaydı. Latinleri büyük ekonomik çöküşlerin yaşandığı 1980’lerdeki gibi görmek isteme zihniyetinden olsa gerek! Oysa köprülerin altından çok sular akmıştı. Brezilya, Arjantin, Venezüella, Bolivya, Küba, Ekvador, Nikaragua, Honduras, Guatemala, Paraguay, El Salvador, hepsinde halklar demokratik seçimlerle ya sol yahut da bağımsız duruş sergileyen liberal iktidarları getirmişlerdi (Venezüella’da Hugo Chavez 1998’ten beri, Brezilya’da Lula da Silva 2002’den beri, Arjantin’de Nestor/Christina Kirchner 2003’ten beri, Uruguay’da Tabare Vazquez 2004’ten beri, Bolivya’da Evo Morales 2005’ten beri, Şili’de Michelle Bachelet 2006’dan beri, Nikaragua’da Daniel Ortega 2006’dan beri, Ekvador’da Rafael Correa 2007’den beri ve Paraguay’da Fernando Lugo 2008’den beri). 2005’te Amerikan Devletleri Örgütü’nün (OAS) genel sekreterliğine ABD’nin desteklediği Meksikalı adayın Latinler’in başını çektiği itirazlar sonucunda seçilememesi ise Washington’ın “arka bahçe”deki etkisinin sıfırlandığının en net ispatıydı.

Bugün gelinen noktada Washington’da Obama oturuyor. Ve “bana eyvallah demeyeni tecrit ederim” deyip duran Washington, Latin Amerika söz konusu olduğunda adeta “tecrit olmuş” konumda. Önlerindeki hazin tabloyu kısa süre önce çıktığı Latin Amerika turunda ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton şöyle dile getirdi: “Venezüella lideri dünyada ABD’ye karşı negatif ve muhalif tutumu olan liderlerden sadece bir tanesi. Bir önceki yönetim (Bush yönetimi) ise onu tecrit ederek aslında muhalefet cephesinin güçlenmesine sebep oldu.”

Gelin görün ki, tek başına bu tespit işe yaramıyor. Latinler açısından meselenin turnusol kâğıdı Küba’yken, Obama’nın Nisan ortasında katıldığı Karayipler ülkesi Trinidad ve Tobago’daki Amerikalar zirvesinden bu konuda ağızlarda sadece buruk bir tat kaldı. Talihin azizliği, 17-19 Nisan’daki zirve tam da ABD’nin 1961’de kalkışıp büyük hezimete uğradığı Domuzlar Körfezi harekâtıyla aynı günlere denk gelivermişti! Latin liderleri Obama’yı heyecanla karşılasa da Washington’ın “bahşettiği” salt Bush’un Amerikan vatandaşlarının Küba’yla olan münasebetlerine 2004’te getirmiş olduğu kısıtlamalarının hafifletilmesiydi. Ne yaptı Obama? Zirve öncesinde dilinden düşürmediği diyalog sözleri eşliğinde Küba kökenli ABD vatandaşlarının adaya seyahatleri, para götürmeleri ve Amerikan iletişim şirketlerinin Küba piyasasına girişleri önündeki engelleri kaldırmakla yetindi. Peki ya, ABD’nin 47 yıldır sürdürdüğü ve Castro yönetiminin bileğini bükme konusundaki başarısı hayli tartışmalı olan ambargo politikası? O başka bahara... Obama, kısıtlamaları kaldırmakla topu Havana’nın sahasına yuvarladığı fikrinde. Oysa Küba’ya yönelik “Demokratik reformlar, insan hakları, ifade özgürlüğü gibi konularda Küba’dan işaretler bekliyoruz” türünden klişe açıklamaları, Latin liderler için sadece hayal kırıklığı. Başta Brezilya lideri Lula da Silva olmak üzere zirveye katılan neredeyse tüm liderler net mesaj verdi: “Küba’ya ambargolar kaldırılmalı.” Ancak, Obama yaptırımlar politikasından vazgeçmediğini beyana devam ederken, zirveden birkaç hafta sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Küba’yı, Venezüella’yı “terörü destekleyen ülkeler” listesine koymakta beis görmedi.

Latin Amerika’nın ABD’yle ilişkilerinde “Küba yarası” dışında ekonomik ilişkileri de ihmal etmemeli. Latinler için Kuzey’den gelen neo-liberal ekonomi politikalarının modası geçeli çok oldu. Son yıllarda kıtada ABD’yi dışlayacak şekilde bölgesel entegrasyon dikkat çekici. ABD’yle açık, şeffaf, kurallara dayalı çok taraflı ticaret sistemi istiyorlar. Yani artık Latin Amerika ülkelerinin topraklarının ve ekonomik varlıklarının (petrolden, şeker kamışına kadar) Amerikan şirketlerinin tatlı kârlar elde edeceği şekilde işletilmesi devri geçti. Bush yönetiminin uğraşıp didinse de 2005’te Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (FTAA) anlaşmasını kabul ettirememesi manidar. Buna karşılık bölgesel Güney Amerika Ulusları Birliği’nin (Unasur-2008) ve neo-liberal politikalara reçete olarak Güney Amerika Bankası’nın (2007) kurulması da öyle… Latinler, bugün yine kendilerini etkileyen ekonomik krizin ABD kaynaklı düzenden kaynaklandığını gayet iyi görüyor. Çıkış yolunun krizin “sorumlusu” gördükleri IMF’den geçtiği fikrine de mesafeli duruyor.

ABD kurumsal yapısı sosyalizm korkusuyla “arka bahçesi”nde nelere mal olduğunu iyi hesaplamak durumunda. Zira Latinler ne 1954 Guatemala darbesini, ne 1973 Şili darbesini, ne de Nikaragualı Kontralar’a verilen desteği unuttu. Obama’nın yüzü suyu hürmetine ABD’ye şu mesajı veriyorlar: “Dostluk ve işbirliğine varız, lakin siyasi ve ekonomik hegemonya istemiyoruz. Kimse kimsenin patronu değil.” Obama’nın “arka bahçe”de olup bitenlerin ayırdına varıp varmayacağını; varırsa, liderlik vasıflarının ülkesinin hegemonik güç olmaya azmetmiş kurumsal yapısının siyasi reflekslerini değiştirmeye yetip yetmeyeceğini zaman gösterecek.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 04:05:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı rüya tabiri,Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı mekke canlı, Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı kabe canlı yayın, Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı Üç boyutlu kuran oku Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı kuran ı kerim, Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı peygamber kıssaları,Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavı ilitam ders soruları, Obama’nın Arka Bahçe ile Sınavıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes