> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > Küresel malî kriz bizi neden etkiledi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Küresel malî kriz bizi neden etkiledi  (Okunma Sayısı 900 defa)
16 Haziran 2012, 18:50:06
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Haziran 2012, 18:50:06 »



KÜRESEL MALÎ KRİZ BİZİ NEDEN ETKİLEDİ?
Prof. Dr. Gazanfer ÜNAL • 47. Sayı / DOSYA YAZILARI


ABD’de meydana gelen krizin etkileri tüm dünyada hissediliyor. Dünya ekonomi devi ABD’de nakit akışı durdu ve neticesinde kriz ortaya çıktı. Şimdi tarımsal açıdan verimli bir ova ve yakınında bir göl düşünelim. Tarım yapan herkes zora düştüğünde denetimsiz bir şekilde kuyu açıp ekili alanını suluyor. Bir süre sonra herkes koskoca gölün kuruduğuna şahit oluyor. İşte nakit akışının durmasıda buna benzer bir şekilde gelişiyor ABD ‘de. Ev satın alma kredisi (mortgage) veren finansal kuruluşlar kredi karşılığı aldıkları güvenceyle (mortgage tabanlı türevler) borçlandılar ve bu zincir bu şekilde devam etti. Borçlanma mekanizması etkin bir şekilde denetlenmediği için, zamanla bir birimlik borç 5-10 katına çıktı. Bu zincirin halkalarından bazıları borçlarını kapatmaya kalktığında zincirin diğer halkaları da etkileniyor (domino etkisi) ve sonuçta bankalar arası kredi alışverişi duruyor. Bu sürecin sonundaki kişiler yani ev kredisini alan vatandaşlarının da kredi taksit ödemelerinin artmasına neden oluyor. Başka bir yerden kredi almak daha pahalıya malolduğundan, sonuçta evini ucuza satmak zorunda kalıyor. Yani hem göl hem de kuyular kuruyor.

Bankalar arasında oluşan güven krizi bu kez riskli finans ürünlerine yatırım yapan yatırımcı kuruluşlarını zor duruma soktu. Lehman Brothers gibi önemli bir yatırımcı kuruluşun iflasına neden oldu ve nakit akışında durma noktasına gelindi. İlk bakışta ilgisi olmadığı düşünülen borsada bile büyük düşüşler yaşandı. GM gibi sanayi devleri 15 gün içerisinde büyük değer kaybetti ve birçok kişi işsiz kaldı. Bunun neticesi olarak ABD ekonomisi durgunluğa girdi, hükümet malî piyasalara 700 milyar ABD doları destek verme kararını aldı. Bu arada denetimsiz yatırım fonları (Hedge Funds) riskli yatırımlarıda bulundurduğundan acil olarak nakite dönme çabasına girişti. Yeni başkanını seçen ABD’de krizin etkilerinin 2009’un ortalarına kadar süreceği öngörülüyor. Peki, ABD deki mali krizin bizimle ne ilgisi var? ABD Ekonomisi’ndeki durgunluğun enerji fiyatlarını düşmesine neden olmasına, örneğin ham petrolün varili 150 ABD dolarından 50 ABD dolarına gerilemiş olmasına rağmen sorun ne?

ABD’de kurumaya yüz tutan ve 700 milyar dolarla canlandırılmaya çalışılan finans gölü aslında tüm dünyanın da rezervlerinden biri. ABD’deki faiz oranları büyük ölçüde tüm dünya ülkelerinin ekonomilerinin durum değiştirmesine neden oluyor. Ülkede yaşanan malî krizin Türkiye’ye ilk olumsuz etkisi TL’nin değer kaybı oldu. İMKB’deki hisselerin %70’i yabancı yatırmcı kuruluşlara ait. Bu kuruluşlar nakite dönmek istediklerinden hisselerini satıp dövize dönme çabasına girdiler. Doğal olarak bir anda dövize talep arttı. Dövize artan talep arz miktarından daha fazla olduğundan bir anda döviz kurlarının yükselmesine neden oldu. Bunun sonucu olarak ithalat yapan şirketlerin olumsuz etkilenmesi bekleniyor. Ayrıca ihracat yapan sanayi kuruluşlarınında ithalata dayalı olduğu düşünülürse dolaylı olarak ihracatın da olumsuz olarak etkileneceği söylenebilir.

Döviz kurlarındaki artışın bu ilk şokta erişilen ortalama 1.55YTL dolar paritesi civarında artma yönünde bir etkiye sahip olacağı bekleniyor. Şu anda bunu belirleyen parametrenin bankaların sendikasyon kredilerini ödemek için gereksinim duydukları döviz gereksinimi olduğu biliniyor. Bu dönemde yabancı yatırımcı aracılığıyla ülkemize döviz girişi olmadığına göre Merkez Bankası gerekli arzı yapma durumundadır. Ancak Merkez Bankası da döviz rezervlerini iç piyasaya aktarımla çok fazla düşürmek istemeyeceği düşünülürse bu durumda dövizde 2009 yılı başlarında sıçrama beklenebilir. Çünkü 2009’da beklenen döviz gereksinimi 90 milyar ABD doları civarındadır. Dövizdeki kalıcı oynaklık enflasyonu tetikleyeceğinden, bir an önce dış kaynak bulunmalıdır. Bu IMF yoluyla olur ya da batılı finans kuruluşlarını riskli bulan diğer ülke yatırımcılarına çekici koşullar sağlayarak gerçekleştirilebilir. Bu küresel krizin yarattığı bir fırsat olarak algılanabilir. Bu arada küresel olarak kur paritelerindeki oynaklağın büyük risk kaynağı olduğuna işaret etmekte de yarar var.

İMKB çok kısa bir süreçte % 50 değer kaybına uğradı. Yani yabancıların İMKB’den çıkışıyla başlayan süreç, şirketlerin değerini düşürdü. Bunun doğrudan etkisini gayr-i menkûl değerlerinde düşüş olarak görebiliriz. Bu açıdan kriz elinde nakit para bulunduranlar için bir fırsat oldu. Kriz inşaat sektörünü de aynı zamanda zincirleme etkilerle durma noktasına getirdi. Bu da inşaat sektöründeki istihdamın düşmesine neden oldu. İşsizlik bu sektörü besleyen yan sanayiyi de etkisi altına aldı. Benzerî olumsuz gelişmeler otomotiv, tekstil gibi sektörlerdede gözlemleniyor.

Ülkemizde bulunan bankaların pozisyonlarında büyük açıkları olmamasına ve bankaların BDDK tarafından çok iyi denetlenmesine rağmen bu sektördede dış kaynaklı tedirginlik devam ediyor. Bankalar ya kredilerini geri çağırıyorlar ya da kredi faizlerini artırıyorlar. Bu da serbest piyasa ekonomisini olumsuz olarak etkiliyor. Kredi olmadan girişimci yatırım yapamıyor, dolayısıyla üretim düşüyor. Üretim düşünce yukarıda ifade ettiğimiz gibi işsizlik artıyor. İşsizliğin artması, talebi düşürüyor ve bu kısır döngü ekonomiyi durgunluğa sokuyor. Bu döngünün kırılması için Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürmek gibi olumlu bir girişimde bulundu,  ancak bu da yeterli olmadı. Çünkü bankalar ABD kaynaklı malî krize olan duruşlarını yine ABD’deki malî gelişmelere bakarak belirliyorlar. Bankaların 30-35 milyar dolarlık gereksinimini büyük bir maliyet girmeden elde etme çabalarını da gözardı etmemek gerekiyor.

Ülkemizde malî kriz maalesef etkilerini şu anda göstermektedir, ancak kriz kasırgasının gözü hâlâ bir kaç ay uzakta. Bu gerekli önlemlerin alınması için yeterli süre. Ancak kasırganın sesini duyup panik ortamına giren sektörlere yeterli güvence verilmeli. Bu konuda hükümet işsizlik ödemesini 9 aydan 1 yıla çıkarma, mevduat güvence sınırını 100 bin YTL’ye çekme şeklinde önemli bir adım attı. Ancak bu yeterli olmadı. KOBİ’lerin önemli bir kısmı batma noktasına geldi. Bu konuda bir an önce Dünya Bankası desteği sağlanmalı. Enerji maliyetlerindeki düşme mutlaka bir şekilde üretim yapan kesimlere doğrudan yansıtılmalı. Burada hükümet bir dizi karar alabilir. Yaz döneminde yüksek fiyatlardan alınmış petrolü beklemeye alıp 50 dolardan alınan petrol arz edilebilir. Ya da enerji zamlarındaki düzenleme zamana yayılabilir. Ancak reel sektördeki yangın devam ederse, ne kredi kullanacak bir girişimci ne de kredi vermek isteyen banka bulunacak. Tabii ki her kriz sektörünü yaratır ama bu kez de güven ortamı zedelenir. Bu nedenle kalan sağlar bizimdir demek yerine acil önlemler alınmalı.

Bu önlemlerden belki de en önemlisi panik ortamının kaldırılmasına yönelik olmalı. Bu da çok berrak olarak önlem planı finans sektörü ve reel sektörle paylaşılarak yapılabilir. Eğitimde açık kadrolara atama yapılarak istihdam artırılabilir. İşçi ve işveren sendikalarıyla uzlaşım içersinde sektör içinde kaynak paylaşımının kolaylaştırılması sağlanabilir. Dış kaynaktan kredi temini siyasî kaygılardan uzak ve dengeli bir şekilde yapılmalıdır. Mutlaka ya bir Ulusal Finans Enstitüsü ya da düşünce grubu oluşturulmalıdır. Bu kurumlar afet yönetim merkezi gibi çalışmalıdır. Sonuç olarak malî krizler de sonuçları ve oluşumları açısından doğal afetlere benzerlik göstermektedir. Bu tür kurumlarda çalışan uzmanlar, teknik açıdan oldukça üstün kişilerden oluşmalıdır. ABD’deki malî krizin faturası sonunda üst düzey yöneticilere çıkmıştır. Ülke yönetimini üstlenmiş kadroların yapması gereken, düşünce kuruluşlarının ürettikleri çözüm alternatiflerini gözardı etmek yerine en iyi alternatifi bulmak olmalıdır. Bu sonuçlar belirli aralıklarla finans ve reel sektör temsilcileriyle millî güvenlik toplantısına benzer toplantılarıyla değerlendirilmelidir. Son olarak serbest piyasa enstrümanları olan bankalar tedirginlikten kurtarılmalı ve kredi mekanizması çalıştırılmalıdır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Küresel malî kriz bizi neden etkiledi
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:49:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Küresel malî kriz bizi neden etkiledi rüya tabiri,Küresel malî kriz bizi neden etkiledi mekke canlı, Küresel malî kriz bizi neden etkiledi kabe canlı yayın, Küresel malî kriz bizi neden etkiledi Üç boyutlu kuran oku Küresel malî kriz bizi neden etkiledi kuran ı kerim, Küresel malî kriz bizi neden etkiledi peygamber kıssaları,Küresel malî kriz bizi neden etkiledi ilitam ders soruları, Küresel malî kriz bizi neden etkilediönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes