> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > İstenmeyen misafir global kriz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İstenmeyen misafir global kriz  (Okunma Sayısı 793 defa)
16 Haziran 2012, 18:49:08
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Haziran 2012, 18:49:08 »



İSTENMEYEN MİSAFİR GLOBAL KRİZ
Doç. Dr. Semih YILDIRIM • 47. Sayı / DOSYA YAZILARI


2007 Ağustosu’nda ABD’de patlak veren küresel malî kriz, kredi ve hisse senedi piyasalarını yangın yerine çevirirken, sebep olduğu belirsizlik tüm dünyayı derinden etkilemeye devam ediyor. Kimine göre yüzyılın en tehlikeli ekonomik krizi, bazılarına göre kapitalist sistem için sonun başlangıcı olan bu süreç, farklı dalgalanmaları ve kırılmaları da beraberinde getirdi. Şu âna kadar dünya ekonomisine maliyeti 6 trilyon doları aşan krizin derinliğini ve ne zaman duracağını tahmin etmek nerdeyse imkânsız gibi. Krizin ülkemize etkileri ve alınması gereken karşı önlemler de bir anda ekonomi gündemimizin en önemli maddeleri hâline geldi. 

Aslında kriz oldukça aşina ve bir o kadar tecrübeli olduğumuz bir süreç. 1990’lı yıllarda birbiri ardına gelen krizlerle sarsılan Türkiye, 1994 ve 1999 yıllarının her ikisinde yüzde 6.1 küçülmüştü. 19 Şubat 2001 Pazartesi günü Millî Güvenlik Kurulu’nda dönemin cumhurbaşkanı ile başbakanı arasında çıkan tartışmayla başlayıp anayasa kitapçığının havalarda uçuşması ve “nankör kedi” söylemleri ile kesilen toplantı sonrası yapılan basın açıklaması, Türkiye tarihinin en ağır ekonomik krizini tetiklemişti. Maddî faturası 56 milyar dolar ve yüzde 9,5 küçülme olarak kesilen bu krizde, milletçe ödediğimiz bedelin yansımaları henüz hafızalarımızdan silinmiş değil. Fakat krizlerle yaşamayı kanıksadığımız ülkemizde bu sefer krizi biz başlatmadık; adeta istenmeyen bir misafir gibi kapımızda bulduk. Süreç bizim için bu yönüyle bir ilk. Krizin çıkış noktası ABD’deki finans kuruluşlarının konut ve kredi piyasalarında türev kâğıtlardan yaratılmış hayâlî değerleri bir menkul kıymetleştirme (securitization) sürecinden geçirerek oluşturduğu balonun patlamasıydı. Amerika’dan yayılan dalga, çok kısa sürede Atlantik’i aşarak Avrupa’ya, oradan da Asya piyasalarına ulaştı. Problem küresel bir hâl alınca çözümü için de küresel bir yaklaşım geliştirildi. Dünyanın önde gelen ülkeleri, giderek çok boyutlu hâle dönüşen krize karşı trilyonlarca doları bulan olağanüstü önlem paketleri açıkladı. Bu açıklamaları takiben Türk kamuoyunda da benzer bir kurtarma paketi beklentisi oluştu. 

Krizi doğuran finansal piyasalar ve araçların henüz bizde çok gelişmemiş olması dalgalanmanın Türkiye’deki tahrip gücünü oldukça zayıflattı. ABD’de Lehman Brothers, Merrill Lynch, AIG gibi Wall Street’in dev yıldızları bir bir sönerken, Türk bankacılık sektörü 2001 Krizi sonrası gerçekleştirdiği yapısal reformlarla içerde malî disiplini sağladığı için küresel dalgayı nispeten daha dirençli karşılayabildi. Finansal sektördeki öncü çalkantı “hasarsız” atlatılarak dışarıda olduğu gibi ilk etapta herhangi bir kurtarma paketine ihtiyaç duyulmadı. 

Bugüne kadar 38 ülkede açıklanan önlem paketleriyle finansal piyasalardaki yangın tamamen söndürülememiş olsa da, etkisi şimdilik kontrol altına alınmış gibi görünüyor. Global yangının reel sektöre etkisi ise önümüzdeki bir buçuk-iki senede tüm dünyada ciddi bir küçülme olarak kendini gösterecek. ABD ve Avro bölgesi ülkelerinden sonra, Japonya’da da ekonominin resesyona (ekonomik durgunluk) girdiği resmî rakamlarla ifade edildi. Tüm dünyayla birlikte biz de daralmanın faturasını ödeyeceğiz. 

En son açıklanan ekonomik veriler de küresel krizin malî sektörde olmasa bile reel kesimde derinleşerek büyüyeceğine işaret ediyor. Özellikle toplam ihracatımızın yarısından fazlasını yaptığımız Avrupa ülkelerindeki talep daralması, Türkiye’nin son yıllarda sergilediği ihracat performansını yavaşlatacak. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) açıkladığı son verilere göre son aylarda kurda gözlemlenen büyük artışa rağmen, ihracat Kasım ayında geçen yıla göre yüzde 22.03 oranında bir düşüş göstererek 11 milyar 106 milyon dolardan 8 milyar 659 milyon dolara geriledi. Yine Türkiye İstatistik Kurumu’na göre Eylül’de sanayi üretimi %5.5 düşerek son 6 yılın en hızlı düşüşünü gerçekleştirdi. Ekim ayında kapasite kullanımı da 6,4 puan azalarak %76,7 düzeyine indi. Tüketici Güven Endeksi ise Kasım ayında 53,60’a inerek  tarihinin en düşük seviyesine geriledi.

Bugünlerde reel sektör için en büyük sıkıntının, finansal piyasalardaki likidite sıkışıklığından dolayı krediye erişim imkânlarındaki azalmadan kaynaklandığı söylenebilir. Tasarruf açığı olan ve büyümenin yurtdışı sermaye girişleriyle finanse edildiği ülkemizde, kredi piyasalarında yaşanan daralmanın kaynak maliyetlerini artıracak olması, buna ilaveten oldukça zamansız gelen enerji ve diğer girdi maliyetlerindeki anormal artış reel sektörü zorlayacak. Krizin etkisiyle şirketler bir yanda kredi bulmakta zorlanırken diğer yandan iç ve dış talepteki daralma nedeniyle üretimi kısmak, işçi çıkarmak ve küçülme gibi tedbirler almak zorunda kalacak.     

İç ve dış pazarlardaki ekonomik küçülme, Türkiye’nin büyüme rakamlarına olumsuz yönde yansıyacak. Türkiye’nin 2009 yılı için yüzde dörde çekilen büyüme hedefi, uzmanlarca oldukça iyimser bir tahmin olarak görülüyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) yayınladığı son raporunda zengin ülkelerin 1980’lerden bu yana en kötü resesyonu yaşadığını belirtirken, Türkiye’de de ekonomik büyümenin 2009’da yüzde 2’nın altına ineceği tahmininde bulunuyor.

Küresel dalgalanmanın Türkiye için oluşturacağı bir diğer risk de doğrudan yabancı yatırımlarındaki azalma. Cari açığın büyüklüğü ve kur oranlarındaki istikrarsızlığın önemli ölçüde arttığı kriz ortamında yabancı yatırımcı için güven oluşturmak daha da zorlaşacak. Türkiye 2007 yılında 22 milyar dolar doğrudan yatırım çekmişti. Küresel likiditedeki düşüş nedeniyle 2008 için 15 milyar dolara revize edilen doğrudan yabancı yatırım hedefinin tutturulması zor görünüyor. 

Hisse senedi piyasalarında da durum pek iç açıcı değil. Açıklanan onlarca kurtarma planına ve birbiri ardına gelen faiz indirimlerine rağmen dünya borsaları çok sert düşüşler yaşamaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören 314 şirketin 255’inin fiyatı, nominal değeri olan 1 TL’nin altına indi. İMKB 100 endeksi ise Kasım ayında 21 bin puana gerileyerek 2008 yılı başından bu yana yüzde 60,45 değer kaybetmiş oldu. Borsada yatırım yapmak isteyenler için 2009 pek cazip bir yıl olarak görülmüyor.

Başlarda -doğal olarak- soğukkanlı görünmek isteyen ekonomi kurmayları, “krizi fırsata çevirme” söyleminden vazgeçerek dalgalanmanın olumsuz etkilerini azaltmak için yakında açıklayacakları yeni bir paket üzerinde çalışmaya başladılar. IMF ile yeni bir stand-by anlaşması için görüşmeler devam ediyor. Eximbank aracılığıyla ihracatçıya verilecek kredilerin artırılması, kira sertifikası aracılığı ile Körfez ülkelerinden ek fon temin edilmesi gündemde. Kredi sıkışıklığı sorununa çözüm olarak bankaların kullandırdığı kredilerden alınan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) düşürülerek, konut ve otomobil kredilerinin maliyeti azalacak. Bankaların teminatsızlık sebebiyle uygun kredi kullandırmaması durumunda Kredi Garanti Fonu sistemine işlerlik kazandırılacak. Ayrıca Avrupa Yatırım Bankası, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası kaynaklarından, düşük maliyetli, uzun vadeli ve uygun şartlarda kaynak sağlanarak KOBİ’lere kullandırılması planlanıyor. 

Krizin en çalkantılı döneminde 1.74 TL’ye çıkan doların önümüzdeki yıl 1.45-1.65 bandında seyredeceği tahmin ediliyor.  Krizin belki de tek olumlu etkisi carî açık üzerinde olacak. Döviz kurlarındaki artış ithalat maliyetlerini arttırdığı için ödemeler dengesini olumlu etkileyecek. Artan maliyetler bundan sonra pek çok ara malın tekrar yerli üretimle elde edilmesini teşvik edeceğinden istihdama olumlu katkı sağlayacaktır. Ayrıca emtia ve petrol fiyatlarındaki düşüş enerji ithalat maliyetini azaltırken, carî açığın daralmasına ve enflasyonda gerilemeye yardımcı olacak. Fakat carî açık bir miktar azalsa bile daralan bir piyasadan fonlanacağı için maliyeti yüksek olacaktır. 

Özetle, uluslararası ticaret ve sermaye hareketlerinin giderek küreselleşen yapısı nedeniyle dünyanın en büyük ekonomilerinde görülen yavaşlamanın yansımaları, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hissedilecek. Bu krizden hızlı ve en az hasarla çıkma potansiyeline sahip ülkemizde öncelikle yapılması gereken, bankaların kredi kanallarının açık tutulması sağlanarak krizin reel ekonomiye olumsuz yansımalarını sınırlı tutmak olmalıdır. Hükümetin üzerinde çalıştığı yeni paket ve IMF ile yapılması kesin görülen anlaşmanın piyasalar üzerinde olumlu etki yapacağı kesin.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İstenmeyen misafir global kriz
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:27:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İstenmeyen misafir global kriz rüya tabiri,İstenmeyen misafir global kriz mekke canlı, İstenmeyen misafir global kriz kabe canlı yayın, İstenmeyen misafir global kriz Üç boyutlu kuran oku İstenmeyen misafir global kriz kuran ı kerim, İstenmeyen misafir global kriz peygamber kıssaları,İstenmeyen misafir global kriz ilitam ders soruları, İstenmeyen misafir global krizönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes