> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > AB Sürecinin Etkileri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: AB Sürecinin Etkileri  (Okunma Sayısı 819 defa)
11 Haziran 2012, 19:47:08
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 11 Haziran 2012, 19:47:08 »



AB Sürecinin Etkileri
Kemal İNAT • 51. Sayı / DOSYA YAZILARI


Türkiye, son yıllarda güçlü bir ülke olma yolunda önemli adımlar atıyor. AB ve ABD başta olmak üzere, küresel güçlerin ve diğer dış faktörlerin Türk dış politikası üzerindeki etkisi azalıyor.

Devletlerin dış politikalarının şekillenmesinde karar vericilerin eğilimleri dışında birçok iç ve dış faktörün etkili olduğu biliniyor. İç faktörler çerçevesinde, devletin yönetim şeklinin, bürokratik yapısının ve sivil toplum örgütlerinin dış politikanın oluşum sürecinde önemli rol oynadığı söylenebilir. Dış faktörler açısından bakıldığında ise, öncelikle uluslararası sistemin yapısının devletlerin dış politikalarını şekillendirirken hesaba katmaları gereken önemli bir unsur olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bunun yanında başka ülkelerin, uluslararası örgütlerin ve diğer uluslararası sistem aktörlerinin de devletlerin dış politikalarının oluşumunda etkide bulunduklarını belirtmek gerekiyor. Bu etkinin derecesinin ne olacağını ise, gerek etkide bulunan aktörün ve gerekse bu etkiye maruz kalan devletin gücü belirliyor. Yani uluslararası sistemin güçlü aktörleri (ABD ve AB gibi) uluslararası politikayı ve bu arada başka devletlerin dış politikalarını daha fazla etkilerken, kendileri başka aktörlerden daha az etkileniyorlar. Bunun aksi de doğru; uluslararası sistemin daha az güçlü aktörleri başka aktörlerden daha çok etkilenirken, kendileri başka devletlerin dış politikalarını fazla etkileyemiyorlar. Ülkelerin gücünü neyin belirlediği sorusu ise bu yazının sınırlarını aşan bir konu olduğundan, ekonomik ve askerî yapının, jeopolitik konumun ve yönetim şeklinin bu konuda temel belirleyiciler olduğuna değinmekle yetinelim.

Bu kavramsal girişin ardından 16,8 Trilyon Dolar Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) ile dünyanın en büyük ekonomik gücü olan Avrupa Birliği (AB) ve ona komşu olan, bu birliğe katılmak isteyen Türkiye arasındaki ilişkinin nasıl bir ilişki olduğunu tanımlamak yerinde olacak. Bunu, bir küresel güç ile bölgesel güç olmaya çalışan ülke arasındaki dengesiz bir ilişki olarak tanımlamak mümkün. Yukarıda değinilen kavramlar çerçevesinde analiz etmek gerekirse, AB gibi büyük bir gücün Türk Dış Politikası’nın şekillenmesinde çok önemli bir etkisi var.

AB’yi Türk dış politikasının oluşumunda etkili kılan nedenlerden birincisi,  her şeyden önce Türkiye’nin böyle bir güce komşu olması. Özellikle Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi üyelikleriyle birlikte, AB Türkiye’nin bu ülkelerle olan sayısız sorunlarına ortak oldu. Dolayısıyla Türkiye, bu ülkelere yönelik politikalarını şekillendirirken ve bu sorunlarla yüzleşirken AB’nin tavrını da hesaba katmak zorunda kaldı. Brüksel ise, her ne kadar Türkiye’yi AB üyeliğini de hedefleyen askerî bir müttefik olarak görse de, kendi üyeleri olan Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin Ankara ile olan sorunlarında onların çıkarlarını öncelemek durumunda oldu ve gerektiğinde bu konuda Türkiye’ye baskı yaptı.

Türk dış politikasının şekillenmesinde Brüksel’in etkili olmasının bir başka nedeni de Türkiye’nin bu birliğe üye olmak istemesi. AB’nin üye olmak isteyen ülkelerden gerek iç gerekse dış politika açısından birtakım talepleri olması nedeniyle, Türkiye’nin de Kopenhag Kriterleri adı altında toplanan bu taleplerden etkilenmesi ve bu doğrultuda AB’den gelen eleştiri ve telkinlere hedef olması söz konusu oldu. Bu kriterler çerçevesinde Brüksel aday ülkelerden, bölgelerinde barışçı bir dış politika izlemelerini, uluslararası barışı teşvik eden bir tutum içinde bulunmalarını ve özellikle komşularıyla sorunlarını kuvvete başvurmadan, diyalog yoluyla çözmelerini bekliyor. Bu, Türkiye’nin son dönemde izlediği “komşularla sıfır problem” ilkesine dayalı dış politika anlayışı ile de uyum içerisindedir.

AB’ye Türk dış politikası üzerinde etki imkânı veren bir başka faktör de, Türkiye’nin dış ticaretinde çok önemli bir yere sahip olması. AB’nin Türkiye’nin dış ticaretindeki payı %40-50 civarında iken, Türkiye’nin AB toplam dış ticaretinde payının ancak %2 kadar olması ve ülkemizdeki yabancı sermaye yatırımlarında AB ülkelerinin payı Türkiye’yi ekonomik açıdan AB’nin etkisine açık hâle getiriyor ve bu da Brüksel’e Türk dış politikası üzerinde de etkide bulunma imkânı tanıyor.

Görüldüğü gibi, AB’nin Türk dış politikasının şekillenmesinde etkisini açıklarken değindiğimiz birinci ve üçüncü faktörler, yani AB’nin Türkiye’ye komşu küresel bir güç olması ve Türk dış ticaretindeki büyük ağırlığından dolayı ekonomik açıdan Türkiye üzerine etki imkânlarına sahip olması, doğrudan ülkemizin AB üyeliğiyle ilgili konular değil. Bu nedenle, bazı kesimlerin ileri sürdüğü gibi, Türkiye’nin AB üyelik hedefinden vazgeçmesi, Brüksel’in Türk dış politikası üzerindeki etkisini ortadan kaldırmayacak. Böyle bir durumda da AB, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’ni bünyesinde bulunduran küresel bir güç olarak bu ülkelerle yaşadığımız sorunlarda ve diğer dış politika konularında Türkiye üzerine etkide bulunmaya devam edecek. Bunu yaparken de Türk dış ticaretindeki ve ekonomisindeki ağırlığını kullanmaktan çekinmeyecek.

Bu nedenle, AB’den gelebilecek negatif etkileri bertaraf etmenin yolu1, üyelik hedefinden vazgeçmekten çok güçlü bir ülke olmaktan geçiyor. Son yıllarda yaşanan gelişmelerin, AB üyeliği yolunda ilerlemesinin güçlü bir ülke olma konusunda Türkiye’ye önemli katkılarda bulunduğunu göstermesi de oldukça ironik bir durum. AB ile geliştirilen ilişkinin, Türk dış politikasındaki ABD ağırlığının kırılmasında önemli faydası olduğunu da ifade etmek gerek.
Bu yazıyı, Türkiye’nin son yıllarda güçlü bir ülke olma yolunda önemli adımlar attığını ve bu çerçevede AB ve ABD başta olmak üzere, küresel güçlerin ve diğer dış faktörlerin Türk dış politikası üzerindeki etkisinin azaldığını belirterek bitirmek yerinde olacak. Bunda, Türkiye’nin, dış politikayı ekonomik kalkınmanın hizmetine sunacak şekilde, başta komşular olmak üzere tüm dünya ülkeleriyle işbirliğini ve sorunların çözümünde diyalogu esas alan politikası temel rolü oynadı.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: AB Sürecinin Etkileri
« Posted on: 28 Nisan 2024, 02:24:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: AB Sürecinin Etkileri rüya tabiri,AB Sürecinin Etkileri mekke canlı, AB Sürecinin Etkileri kabe canlı yayın, AB Sürecinin Etkileri Üç boyutlu kuran oku AB Sürecinin Etkileri kuran ı kerim, AB Sürecinin Etkileri peygamber kıssaları,AB Sürecinin Etkileri ilitam ders soruları, AB Sürecinin Etkileriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes