> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > Arap baharı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Arap baharı  (Okunma Sayısı 922 defa)
13 Temmuz 2012, 18:37:18
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 13 Temmuz 2012, 18:37:18 »



Arap baharı
Mete ÇUBUKÇU • 73. Sayı / DOSYA YAZILARI


Ortadoğu önemli bir dönemeçten geçiyor. Bu dönemeç sadece bölgedeki değil dünyadaki dengeleri de etkileyecek nitelikte. Tunus’ta başlayıp Mısır’la devam eden süreçte Libya ile doruk noktasına varan halk ayaklanmaları yeni dönemin “devrimlerini” çağrıştırıyor. Ortadoğu’da bir devrim yaşanıyor. Tıpkı 1848’de Avrupa’da başlayan devrim dalgasının bir benzeri bu. Zaten devrim ve ayaklanma durumlarında sonrası pek bilinmez. Bilinen, halkın yıllardır süren düzenlere başkaldırması. Yerine ne konacağını ise süreç belirler. Bu yüzden 20. yüzyılda Batılı sömürgecilerin diktatörlükler aracılığı ile çıkarları gereği her türlü demokratik hakkı görmezden gelmesi, istikrar adına mevcut baskıcı rejimleri desteklemesi döneminin sonu bu yaşanan. Üstelik, Arap ayaklanması bundan böyle Batılı güçlerin de kendi çıkarları için paradigma değiştirmek zorunda kalacaklarına işaret ediyor. Bölgede bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Pakistanlı yazar Ahmet Raşid Taliban adlı kitabında 20. yüzyılın başında Amerikan kongresinde Suudi Arabistan ile ilgili bir tartışmayı aktarıyor. Amerikalı senatör, Suudi Arabistan’daki rejimin niteliğini önemsemiyor, önemli olanın petrol hatlarının güvencesi olduğunu söylüyor. Yani onların istikrarı için bir rejim baskıcı ya da kapalı olabilir. Tüm bölgeye teşmil edebileceğimiz bu örnek mevcut baskıcı rejimleri iki yönlü biçimde besledi. İçeride, Ortadoğu’nun zalim rejimleri hiçbir açılıma, demokratik reform, görüş ve inanca izin vermeyerek halkı baskı altına alalarak, genel anlamda insanları Filistin meselesi ile oyalayarak, Filistin meselesinin içini boşaltıp bir kullanım malzemesi haline getirdiler. Dışarıda ise “biz gidersek İslamcı rejimler gelir” tezi ile Batı’yı tehdit altına aldılar. Bu tehdidi kendi halkına karşı da kullandılar. Özellikle, ülkelerin zenginliklerini belli ellerde toplayarak, sadece kendi aile ve çevrelerini beslemelerine de “istikrar” gerekçesi ile Batı tarafından göz yumuldu. En önemlisi ise oryantalist paradigmanın tüm yanlış argümanları üzerinden kurulan politikalar Ortadoğu halklarını hep dışarlıklı olarak, kendi dinamiğinden yoksun, dışarıdan demokrasi bekleyen “güruhlar” olarak algıladı ve algılattı. Oysa insanlık tarihi her toplumun kendine özgü dinamiği olduğunun kanıtı. Ortadoğu’yu uzun yıllardır takip edenler de Arap coğrafyasının suskun kitlelerinin patlayacağını öne sürmekle yanılmadılar. Arap ayaklanması bölgede 20. yüzyıl paradigmasının sona erdiğini ve yeni bir dönemin açıldığını gösteriyor.

Ama Kahire’nin Tahrir meydanındaki milyonlar, Libya’da ilerisi biraz kaotik olsa da korku duvarını aşanlar, Bahreyn’de farklı bir kırılmanın ipuçlarını verenler kendi iradeleri ve güçleri ile ayaklandılar. Tabii ki dış konjonktür ile iç dinamiğin örtüşmesi de rüzgârın hızını arttırdı.

Ortadoğu’da diktatörler dönemi sona ermek üzere. Ayaklanan kitleler bundan sonra atılacak adımları kendileri belirlemek istiyorlar ve özellikle “İslami radikalizm” tehdidine kanmıyorlar. Zaten bölgeyle uzun yıllardır ilgilenmeyen, bölgenin dinamiğini bilmeyenlerin anlayamadığı da bu. Her ülkenin ayaklanma potansiyeli ve sonucu farklı olacak. Ama hepsinin ortak noktası başlangıç itibariyle bir sınıfa, bir ideolojiye, bir partiye, bir görüşe dayanmamaları. Bu, bölgedeki tüm kesimlerin (genç-yaşlı, laik-İslamcı-milliyetçi-sosyalist, yoksul-orta sınıf) uzun yıllardır kendi kaderlerini belirlemek için biraraya geldikleri bir tarih dilimi. Arap baharı Mağrip ve Maşrık’a yeni bir dönemi açarken Batı’nın da “istikrar” adına eskisi gibi davranamayacağı, politikalarını yeniden gözden geçireceği ortada. Arap baharının sonucunda sancılı geçişler, kaotik ortamlar, beklenmedik gelişmeler olabileceği gibi her ülke kendi dinamikleri ile yeniden yapılanmaya çalışacak. İnsanlık adına heyecan verici bu ayaklanmaya gerekçe arayanlara Tahrir Meydanı’nda “onurumuzu, insanlığımızı kaybettik” diye gözyaşı döken bir kadının sözleri yeter de artar bile.

Mete Çubukçu; NTV Haber Müdürü, Ortadoğu’nun Yeniden İşgali, Bizim Filistin adlı kitapların yazarı. Mete Çubukçu Mısır ayaklanmasını Kahire’de takip etmiştir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Arap baharı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 01:12:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Arap baharı rüya tabiri,Arap baharı mekke canlı, Arap baharı kabe canlı yayın, Arap baharı Üç boyutlu kuran oku Arap baharı kuran ı kerim, Arap baharı peygamber kıssaları,Arap baharı ilitam ders soruları, Arap baharıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes