> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > Anayasa yapımında evrensel ilkeler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Anayasa yapımında evrensel ilkeler  (Okunma Sayısı 2732 defa)
28 Temmuz 2012, 15:11:38
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 28 Temmuz 2012, 15:11:38 »



Anayasa yapımında evrensel ilkeler ve Türkiye
Levent KORKUT • 81. Sayı / DOSYA YAZILARI


Günümüz dünyasında anayasalar, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı, devlet teşkilatının kuvvetler ayrılığı ilkesi temelinde her türden mutlakiyeti önleyecek şekilde kontrol ve denge mekanizmalarıyla birlikte düzenlendiği hukuk metinleridir. Anayasalar, diğer hukuk kurallarından, bir toplumsal sözleşme niteliği taşıması ve devlet sistemi içinde bağlayıcığı en yüksek hukukî metin olması yönleriyle ayrılıyorlar. Ayrıca, devlet adına yetki kullananların, vatandaşlar gibi hukuk kurallarına tabi kılındığı hukukun üstünlüğü ilkesini uygulamaya geçiren düzenlemeler şeklinde tezahür ediyorlar.

Hukuk insanlık tarihi kadar eski. Ancak, yukarıdaki özelliklere sahip anayasal düzenler yakın bir geçmişte ortaya çıktılar. Dünyadaki ilk yazılı anayasalar 18. yüzyılda kaleme alınmış, 19. yüzyıl anayasaların Avrupa ve Batı uygarlığında yaygınlaşma dönemi olmuş, 20. yüzyıla gelindiğinde tüm dünya devletleri anayasal düzenlemeler yapmışlardı. Bununla birlikte, günümüz anayasalarının tümünü temel hakları güvence altına alan ve devlet gücünü hukuk kuralları ile sınırlayan nitelikte, hak ve özgürlükleri garanti altına alan nitelikte düzenlemeler olarak nitelendiremeyiz.

Anayasacılık düşüncesinin gücü karşısında direnemeyen otoriter ve totaliter rejimler de başlığı “anayasa” olan, ancak içeriği bakımından anayasa sayılamayacak “sözde” ya da “kamuflaj” niteliğinde hukukî düzenlemeler yapmak yoluyla, gerek diğer devletler nezdinde gerekse kendi toplumlarına karşı bir meşruiyet elde etmeye çalışıyorlar.

Anayasal düzenlemelerin bu kötüye kullanımı karşısında, bir anlamda sahte anayasaları gerçeklerinden ayırmak amacıyla, anayasacılık ilkelerini yansıtan “garantist anayasalar”, anayasa adı taşıyan ancak bu niteliği yansıtmayan düzenlemelerden ayrılmaya çalışılıyor. Bu ayrımın hangi esaslar çerçevesinde yapılacağı ise dünya anayasalarının ortak bazı ilke ve değerler temelinde değerlendirilmesi zorunluluğunu gündeme getiriyor.

İlk anayasaların ortaya çıkmasından itibaren günümüze kadar anayasacılık tarihi iki önemli gelişmeye tanık oldu. Bunlardan ilki 19. yüzyıldan başlayarak dünyaya yayılan demokrasi dalgası. Bugün, demokrasi anayasaların ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor ve bir anayasanın garantist nitelik taşıyabilmesi için demokratik rejimin tüm kural ve kurumlarını içermesi gerekiyor. Bu nedenle, çağımız, “anayasal demokrasi”ler çağıdır diyebiliriz. İkinci önemli gelişme ise, 1945 sonrasında tanık olduğumuz insan haklarının evrenselleşmesi süreci. Bu tarihe kadar insan hakları esas itibariyle ulus-devlet sistemleri içinde yapılan anayasalar ile hukukileşiyor, ancak ulus-devletlerin kendi anayasalarını yaparken hangi ilkeleri rehber edineceklerine dair bir uluslararası hukuk düzenlemesi bulunmuyordu. 2000’li yıllara gelindiğinde dünyada, küresel nitelik taşıyan ve Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş uluslararası sözleşmelerin yanında, başta Avrupa olmak üzere bölgesel nitelikli, bağlayıcı uluslararası insan hakları düzenlemeleri mevcut.

Özetleyecek olursak, yukarıda aktarmaya çalıştığımız gelişmeler, devletlerin anayasalarını evrensel bazı ilkelerle temellendirmesi gereklikliğine işaret ediyor. Bu ilkeler ilk paragrafta zikredilen anayasa tanımını yansıtıcı, garanti altına alıcı ve güçlendirici nitelikte. Genel olarak günümüz anayasacılığının aşağıda yer alan evrensel ilkelerle uyumlu olması gerekiyor:

1- Hukukun üstünlüğü: Bir anayasanın hukukun üstünlüğüne dayalı olması, özellikle devlet adına hareket eden kurum ve kuruluşlarının hukuka uyması ve her bireyin devlete karşı dava açma ve haklarını başka yollarla takip edebilme hakkına sahip olması anlamına geliyor.

2- Kuvvetler ayrılığı: Modern anayasalar kuvvetler ayrılığı ilkesine yer veriyor. Yasama, yürütme, yargı kuvvetleri birbirinden ayrılmalı ve bu güçler arasında gerekli kontrol ve denge sistemleri oluşturulmalı. Kuvvetlerin tekelde birleştiği bir siyasi yapı garantist anayasa ile uyumsuz.

3- Evrensel insan hakları ilkelerine bağlılık: Devletler insan hakları alanında uluslararası alanda kabul etmiş oldukları yükümlülükleri anayasal düzenlerine yansıtmaları ve bu yükümlülüklere aykırılık teşkil edebilecek bir düzenlemeden kaçınmalı.

4- Anayasal demokrasi: Demokratik kurum ve kurallar eksiksiz bir şekilde anayasalarda düzenlenmeli, tüm siyasi hak ve özgürlüklerin yanında, çoğulcu bir siyasi sistem anayasa tarafından garanti edilmeli.

5- Anayasal tarafsızlık: Anayasal tarafsızlık, bir anayasanın hiçbir değer ve ilkeleye yer vermemesi anlamına gelmez. Demokrasi, bireyin özerkliği, kuvvetler ayrılığı gibi değerler anayasaların ayrılmaz parçaları. Ancak, bireylerin ya da grupların özelliklerini yansıtan dinî, siyasi ve sosyal anlayış ve yaklaşımlar bir anayasal düzenin unsurları haline getirilmemeli.

Bu evrensel ilkelerden sadece evrensel insan haklarına ilişkin olanlar ve adil yargılanma ilkesi bağlamında hukukun üstünlüğü ilkesi devletleri bağlayan uluslararası hukuk kurallarına dönüştürülmüştü. Ancak bu kuralların bir devleti bağlayabilmesi, devletin ilgili sözleşmelere taraf olmasıyla mümkün. Kuvvetler ayrılığı, anayasal tarafsızlık ve demokrasi ise uluslararası hukuk tarafından düzenlenen konular değil. Bununla birlikte, bir devletin anayasal sistemi değerlendirilirken yukarıdaki özelliklerden tümü önem taşıyor. Bu özellikleri yansıtmayan bir anayasa evrensel anlamda bireysel hak ve özgürlükleri koruyan garantist bir anayasa olarak değerlendirilemez.

Acaba, yeni bir anayasa yapım sürecinde olan Türkiye’de anayasacılığın saydığımız evrensel ilkeleri ne derecede düzenlemeye kavuşturuldu? Bilindiği gibi 1982 Anayasası’nın ilk hali bireysel hak ve özgürlüklerin güvenceleri bakımından son derece sınırlandırıcı bir anlayışla kaleme alınmıştı. Ancak, Anayasa’da yapılan 17 değişiklik sonrasında bu alanda belli adımların atıldığını söyleyebiliriz. Türkiye, Birleşmiş Milletler’in tüm insan hakları sözleşmelerine olduğu gibi Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen temel sözleşmelere de taraf. Yapılması gereken, Türkiye’nin tüm uluslararası yükümlülüklerinin listelenerek yapılacak yeni anayasaya yansıtılması.

Türkiye’de, anayasal sistemin evrensel ilkelerden en fazla uzaklaştığı konulardan biri siyasi rejim. Türkiye dünyadaki devletlerin demokratik performanslarını ölçen uluslararası çalışmalarda tam demokrasi olarak görülmüyor, “yarı-demokrasi” ya da “melez demokrasi” olarak nitelendiriliyor. Bu değerlendirmenin temelinde ise, temel siyasi kararların alınmasında, seçilmişlerin dışındaki güçlerin etkili olmasını sağlayacak, genel olarak “vesayet kurumları” adı verilen oluşumların bizzat anayasa tarafından düzenlenmesi yatıyor. Türkiye’nin yarı-demokrasi olarak kabul edilmesinde bir başka neden, anayasal tarafsızlığın tam anlamıyla sağlanamamış olması. Milliyetçiliğin resmî ideoloji olarak kabulü, devletin yüceltilmesi, Türkiye’de anayasal tarafsızlığı engelleyen anayasal düzenlemeler arasında.

Hukukun üstünlüğü alanında etkili, tarafsız ve adil bir yargılama sisteminin oluşturulması önünde hâlâ anayasal engeller bulunuyor. Bireylerin haklarını arayabilecekleri başvuru yollarının etkili olmaması, onları uluslararası yollara sevk ediyor.

Demokratik toplumlar yeni anayasa yapımına ya anayasal kurumları çağdaşlaştırmak ve güncel gelişmelere uyumlu hale getirmek amacıyla ya da evrensel anayasacılık ilkelerine uyumlu olmayan anayasalarını bu ilkelere yakınlaştırmak amacıyla başvururlar. Yeni bir anayasanın yapımı eşiğinde olan Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, kurumsal reformun çok ötesinde, tam demokrasinin, çoğulculuğun, anayasal tarafsızlığın ve hukukun üstünlüğünün etkili bir şekilde yerleştirildiği, evrensel ilke ve kurallara uygun anayasal demokrasi sisteminin inşasıdır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Anayasa yapımında evrensel ilkeler
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:27:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Anayasa yapımında evrensel ilkeler rüya tabiri,Anayasa yapımında evrensel ilkeler mekke canlı, Anayasa yapımında evrensel ilkeler kabe canlı yayın, Anayasa yapımında evrensel ilkeler Üç boyutlu kuran oku Anayasa yapımında evrensel ilkeler kuran ı kerim, Anayasa yapımında evrensel ilkeler peygamber kıssaları,Anayasa yapımında evrensel ilkeler ilitam ders soruları, Anayasa yapımında evrensel ilkeler önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes