> Forum > ๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑ > Dostluk Ve Kardeşlik > Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü  (Okunma Sayısı 14745 defa)
27 Şubat 2010, 05:50:45
arrad

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 10


« : 27 Şubat 2010, 05:50:45 »



Bismillah ir-Rahman ir-Rahim

Selamün Aleyküm;

Bu yazıyı 15 Mart 2009 tarihinde, bir arkadaşın bana yolladığı aşağıdaki e-posta üzerine araştırdım ve toparladım.
Yazıyı kendisine takdim ettiğim gibi sizlere de iletiyorum. büyük ihtimalle içeriğinde ki bilgileri sizde biliyorsunuzdur, ama belki bilmeyen vardır düşüncesiyle ve daha da önemli olarak inşallah hayırlara vesile olur umudu ile aktarıyorum.

Saygılarımla.
Kurtuluş.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

YILDIZNAME-ASTROLOJI-FAL-GAYB'I BİLMEK

Arkadaşın bana yolladığı e-posta metni:

"Selamün aleyküm,artık beyinlerimizi çalıştırıp, 5 duyuyla kayıtlı mahluklar olarak yaşama seviyesinden; Allah'u Tealanın kendisine "halife"olarak meydana getirdiği, "en şerefli" olma mertebesine ulaşma yolundaki çalışmalarımıza yeni bilgilerle ışık tuttuğun için çok teşekkür ederim,Allah senden razı olsun. Allah hepimize Hakikatı idrak ettirecek ilmi ve onun ile hal sahibi olmayı nasibetsin inşaallah.
İki gün önce bitirdiğim bir kitabı sana nasıl ulaştırabilirim konusunda çok düşündüm. Adresini bilmiyorum ki eve postalayayım, soyadını da bilmiyorum merkez postanesine göndereyim. "Din-Bilim ışığında insan ve sırları" adlı kitabi Ahmet Hulusi yazmış. Zahir yönüyle, dinin dayandığı gerçekler, Batın yönüyle dinin insana idrak ettirmek istediği, Hakikatı.
Kitab; Allahın azameti ve evrendeki yerimiz, güneş sistemi, ışınlardan ibaret evren ve burçlar,astrolojinin isbatı, burçların oluşturduğu 16 grup...anlatılmış. Kuran içinde ki "SIRLAR" acaba nelerdi?...

Kitap içinde (yıldıznameye işaret eden) Astronomi/Astroloji ilmini öğrenmeyi ve araştırmayı emreden ayeti kerimeler verilmiş:
Yunus 101
Ra'd 41
Nahl 79
Enbiya 30
Neml 93
Lokman 20
Sebe 9
Fussilet 53
Zuhruf 48
Ahkaf 33
Kaf 6
Gasiye 18

"Astronomi ilimlerini bilmeyen milletlerin vay haline" demiş yazar Al-i İmran 190-191 Ayetlerine işaret ederek.
Bu kitabı okumanı gerçekten çok arzu ederim. Gönderebilme durumum olursa seve seve yardımcı olmak isterim...Allah'a emanet ol."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ ~~~~~~

Benim ona yolladığım cevap:


BÖLÜM 1 - Yıldızname, Astroloji Nedir, Nasıl Oluşmuştur?:

Öncelikle "Astronomi" ve "Astroloji" arasında ki kavram farklarını öğrenmemizin gerekli olduğunu düşünnüyorum. Astronomi, uzay cisimleri bilimi adıdır, nasıl Meteoroloji gökyüzü bilimi üzerinde hava şartlarına dair olan bilimin adı, Jeoloji yeryüzü fiziki yapı biliminin adı ise, Astronomi de uzayda bulunan allah'ın yarattığı cisimlerin fiziki bilimine verilmiş bir ad'dır. Astroloji ise uzay cisimlerinin fiziki konumları ve değişkenlikleri üzerinde oluşturulmuş bilime dayanmayan batıl inançtan gelen bir fal çeşidinin adıdır. Sözlüğe baktığımız da "Astroloji" kelimesinin, eski latince ve grekçe den gelen bir kelime olduğunu, "astro" =yıldız, "loji"=name anlamına gelmekte olduğunu gösterir, bugün ki Türkçemize çevrildiğinde "Yıldızname" kelimesine denk gelmektedir. Aslında bu "astroloji" kelimesinin kökü çok daha eskiye, eski Türklere dayanmaktadır.

Hepimizin bildiği gibi yeryüzüne, her kavime Alla'ın kendi dinini (İslam'ı) anlatan, mesajcılığını yapan elçiler Peygamberler yollamıştır, 128 000 olarak telafüz edilen Peygamberler gönderilmiştir Allah tarafından. Son ResulAllah Muhammed Mustafa'dan (sas) önce her kavime birer Peygamber gönderildiği gibi bizim Türk kavmimize de Allah'ın dinini (İslam) telkin eden bir Peygamber gelmiştir. Bilindiği gibi bugün İncil diye kabul ettiğimiz kutsal kitap içinde Allahın sözünü, Hz. İsa (as) gerçek sözlerini, zamanının Sabahelerin yazmış olduğu İsa'dan (as) gelen Hadisleri ve uydurma nice hikayeleri, hatta pornografiyi bile içermektedir. O sebeple bugün İncil diye adlandırdığımız kitap orijinalinden çok uzaklaşmış ve Kurani Kerimde de belirtildiği gibi "Allahın yolundan şaşmışlar" inancı olan Hıristiyanlığa sebep vermiştir. Bu tahribata rağmen mevcut İncil'de Allah'ın sözü olan, aktarılmış gerçeklerde vardır. Bunlardan biri de İncil'de yer alan Adam & Havva (as) dan sonra takip eden Peygamberler soyağacıdır. Bu soyağacına göre Türk kavminin Nuh'un (as) torunu olan Yafes'ten (as) türemişlerdir, (İbranice & Arapçanın kök dili olan) Aramaikce'de "Japheth/Yapheth" olarak geçmektedir Yafes'in (as) adı. Aynı soyağacına göre Arap kavmi İsmail'den (as), İsrailoğulları ise İşhak'dan (as) türemiştir ve İsmail & İşhak (as) kardeştir. Elbet kesin kerçeği, ve herşeyi bilen Allah'tır.

Türk kavmine de gönderilen Peygamber sebebiyli Türklerin bir bölümü müslüman olmuş bir bölümü inkara gitmiştir, her kavme gönderilen her Peygamberden sonra olduğu gibi. Türkler kendilerine gönderilen Peygamberden sonra zaman içinde dine bidat katarak dinden uzaklaşmış ve zaman içinde Türklere özgü "şamanizm" inancına dönmüştür, Türkler kendilerine gönderilen Peygamberi cennete göçünde sonra dinlerinde eksiltme, ekleme ve unutma yaşata yaşata nesiller sonrası şaman inancını oluşturmuş, bu şaman inancında da adını "GökTengri" verdikleri tanrı'ya tapmaya başlamışlardır. Şimdi konumuza açıklık getirmesi burada biraz Etimoloji (dil bilimi) biliminden faydalanmak gerekmektedir. Eski Türkçemizde "As/Uz" Bilge kişi demektir, vaktinde Türk kavmine gelen Peygambere de Türkler zaman içinde "As/Uz Olan" demeye başlamıştır, ve (nasıl günümüzde Hıristiyanlar Hz. İsa (as) ilahlaştırdılarsa) Türkler kendilerine gelen bu Peygamberi (as) nesiller sonra ilahlaştırmıştır ve ona "O UZ" demeye başlamıştır, ki bu sebeple de bu Türk kavmi zamanla kendine "OUZ-OĞUZ" demeye başlamıştır, Oğuz Türkleri kavramı da buradan gelmektedir. Tabi Türkler "O Uz" diye adlandırdıkları bu Peygamberin arkaya kalan vahiylerinden dolayı (Ahireti, Cehennemi-Cenneti, Gökleri, Allahın Arşını anlatmasından dolayı) bu Peygamberin "Göklerden" geldiğine inanmış, zaman içinde de Türkler Gök'ün kutsal olduğuna inanmaya başlamış ve kendilerine aynı zamanda "Gök Türk" demeye başlamıştır. Gök yüzünü kutsal saymaya başlayan Türkler, GökTengri yi tapar olmuş şamanizm oluşmuştur. Tanrı kelimesinin kaynağı da, eski Türkçede Güneş, Tan'ın, doğuş yerine verilen TanYeri kelimesinden nesillerle gelişerek "Tanrı" şeklini almıştır, yani Türk kavmi İslami vahiy eden Türk kavmine gelmiş Peygamberi ilahlaştırıp, gök ile bağlantı kurmuş ve o Peygambere "O UZ" = Bilge Olan O ve GökTanrı'ya inanır olmuşlar.

Tabi zamanla Türklerde oluşan bu sapmalar beraberinde batıl inançlar getirmiş, Türk'ler "O UZ"un bilgisine sahip olabilmek için gök yüzünde ki cisimlere, yıldızlara bakarak batıl düşünceler oluşturmuş ve 12 hayvanlı takvim oluşturmuştur. Türk'ler göç ettikçe bu inanışlarını Çin'e yaymış, eski Çinlilerde bugün dahil kullandıkları "hayvanlı" Çin takvimine sebebiyat vermiştir, benzer şekilde Türklerin göçü ile diğer coğrafyalara inannışlarını taşımışlar, Hindistan yarım adasında benzer inanışlara sebebiyat vermişlerdir. Aynı şekilde Türkler eski çağlarda Anadoluya ve Doğu Avrupa'ya göç etmişlerdir. Bugün Milli Eğitim Bakanlığımızın dahil bastığı kitaplarda belirtildiği gibi Türkler Anadoluya 1071 Malazgirt savaşından sonra gelmemiştir, bu sahte tarih anlatışı Oryentalist ideoloji güden batılılar tarafından empoze edilmiş sahte ve eksik bir tarihi anlatımdır ve maalesef halen günümüze kadar kendi devletimiz bile buna alet olmaktadır. Halbuki Türk kavminin Anadoluya ve Doğu Avrupaya göçü on bin yıla yakındır, ve kendi başına düzinelerce ciltler yazılabilecek kapsamda ve derinliktedir.
Velhasıl, Türklerin binlerce yıl önce Anadolu ve Doğu Avrupaya doğru göçü sırasında, bildiklerini ve inanışlarını da beraberinde getirmeleri söz konusu olmuştur. Bu göçlerinden dolayı Türkler bu bölgede yaşayan ve daha sonra bu bölgeye göç eden diğer halklarla (Grekler, Daçyalılar, İliryalılar, Makedonlar ve Slavlar) ile karışmıştır. Türkler, "O UZ" diye kabul ettikleri Bilge İnsanın (Türklere gönderilmiş Peygamberin a.s.) dinini anlamak için uyguladıkları yıldızları okuyup tanımlama batıl inancını bu halklara özellikle Greklere (bugün Yunan dediğimiz millete) aktarmıştır, bugünki Yunanlıların ataları da bu UZ/AS olan kişinin dinini anlamak için bu batıl inancı almışlar ve uygular olmuşlar, buna da UZ/AS-O'DUR-LOJİ kelimesi ile adlandırmışlardır bu batıl sanatı, yani AS-TUR-LOJİ, yani ASTROLOJİ ingilizce de ASTROLOGY. Eski Grekçede "-logy" "-loji" bir mevzunun "bilimi" anlamına gelir, yukarıda bahsettiğimiz "meteor-oloji", "jeo-loji" veya "psiko-loji" de olduğu gibi, "logy/loji" eki bir nevi bugünümüz Türkçemizde kullandığımız "name" eki gibidir. Bu sebeple ASTROLOJİ kelimesi de Türklerden geçmiş olan, "UZ OLAN O'nun" yani Bilge Olan Peygamberin dinini anlamak için uydurulmuş bir batıl inancın Grekçeleşmiş ve ASTROLOJİ olan şeklidir, ve günümüzde astroloji kelimesinin güncel Türkçe şekili "YILDIZNAME"dir.

Yıldızname uydurması gördüğümüz gibi, bilindiği üzerine eski Türkler tarafından kendilerine gelen Peygamberin zamanından sonra vahyedilen dinden uzaklaşmaları, ekleme/çıkartma yaparak nesiller sonrası oluşturdukları batıl inançlarından gelmektedir ve İslamiyet dışı bir şer uydurmasıdır ve Türklerin göçlerle değişik coğrafyalara yayılması ile birçok millete aktarılmış, ve o milletlerin de kendi batıl inanışlarında yer almaktadır, eski putperestlerin çoğu Yıldızname inanışlarını taşımaktaydı, Hintliler, Grekler, Çinliler, Sümerler ve Araplar bunlardan birkaçıdır. Yukarıda ki paragraflarda yaptığım tespitlerin hepsini tarihçiler, iki örnek olmak üzere, Kazım Mirşan ve Polat Kaya'nın yaptıkları derin ve aydınlatıcı araştırmalarında bulabilirsiniz. Çok değerli çalışmaları olan bu iki bilgin bilimcilerin çalışmaları maalesef "mason hegomanyası" altında olan eğitim sistemimiz ve kültürümüzde pek susturulmaya çalışılmaktadır, ama samimiyeti ile araştırmak isteyenler için düzinelerce kaynaklar bulunmaktadır.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:40:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü rüya tabiri,Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü mekke canlı, Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü kabe canlı yayın, Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü Üç boyutlu kuran oku Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü kuran ı kerim, Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü peygamber kıssaları,Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyü ilitam ders soruları, Yıldızname - Burçlar - Astroloji - Fal - Büyüönlisans arapça,
Logged
27 Şubat 2010, 05:51:24
arrad

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 10


« Yanıtla #1 : 27 Şubat 2010, 05:51:24 »

BÖLÜM 2 - "Din-Bilim Işığında İnsan ve Sırları" (Yazar Ahmet Hulusi) Adlı Kitapta Yıldızname İçin "sözde delil" Olarak Sunulan Ayetlerin İncelenmesi:

Şimdi gelelim ismi geçen, yazarı Ahmet Hulusi olan, "Din-Bilim Işığında İnsan ve Sırları" adlı kitaba. Bu kitapta yer alan ve batıl inanış olan "yıldızname" için Kuran'da sözde delil olarak gösterilen listelenmiş Ayetlere. Bu Ayetleri tek tek inceleyelim, bakalım gerçekten bu Ayetlerde ne anlatılmakta ve acaba gerçekten kitabın yazarı olan Ahmet Hulusi'nin iddia ettiği gibi "yıldıznameye" işaret eden Allah'ın bir sözü var mı bunların içinde?

Bu incelememiz için, hem Kurani Kerimizde yer alan Arapça yazılışına bakacağız, hem İngilizce çevirmesine, hemde bunları Türkçemize çevireceğiz. Ayrıca her Ayet'in İngilizce çevirisini tek bir kaynaktan değil, dünyaca ünlü ve en yagın kullanılan dört farklı çevirmesini kullanacağız, bunlar Muhsin Khan, Yusuf Ali, Pickthal ve Sahih İnternational, bu şekilde çevirmeden kaynaklanabilecek olabilir "mana değişiklikleri" farklılıklarını da sıfıra indirgemiş olacağız.

(Not: Aşağıda ki her Ayetin Arapça orijinal yazılarını da eklemiştim fakat yazımı e-postaya aktardığımda çıkmamıştır, Kurani Kerim açıp bakabilirsiniz).

Yazar Ahmet Hulusi'nin "yıldıznameye" sözde delil olarak listelediği Ayetlere tek tek bakalım:


Sure 10 Yunus, Ayet 101
Bu Ayetin takribi açıklamasını anlamak için Yunus Suresi'nin bir önceki 100cü Ayetine bakmak lazım, 100cü Ayette Allah dilediğine iman verdiğini, anlamak istemeyenleri (imanı reddedenleri) cezalandırdığını belirtir. 101ci Ayette ise Allah Muhammed'e (sas) şöyle demesini emreder: " Söyle: 'Gök ve yerdeki delillere bakın, zaten görmek istemeyenlere görünecek bir delil veya bir uyarı olmayacaktır, çünkü onlar zaten görmek istemez' ". Bu Surenin bu Ayetinde (burclara işaret eden) astronomi veya astroloji ile ilgili bir söz yoktur.
Muhsin Khan: Say: "Behold all that is in the heavens and the earth," but neither Ayat (proofs, evidences, verses, lessons, signs, revelations, etc.) nor warners benefit those who believe not.
Yusuf Ali: Say: "Behold all that is in the heavens and on earth"; but neither Signs nor Warners profit those who believe not.
Pickthal: Say: Behold what is in the heavens and the earth! But revelations and warnings avail not folk who will not believe.
Sahih International: Say, "Observe what is in the heavens and earth." But of no avail will be signs or warners to a people who do not believe.

Sure 13 Ra'd, Ayet 41
Bu Ayetin takribi açıklaması: Ra'd Suresi 41 Ayette, Allah der ki "Görmezmisiniz biz nasıl yerküreyi uclarından nasıl azaltırız, Allah dilediğini yapar ve kimse mani olamaz, Allahın yargısı/adaleti kesin ve tezdir." Bu Ayet yeryuzunde oluşan kutup buzulların erimesine işaret eder. Bu Surenin bu Ayetinde (burclara işaret eden) astronomi veya astroloji ile ilgili bir söz yoktur.
Muhsin Khan: See they not that We gradually reduce the land (of disbelievers, by giving it to the believers, in war victories) from its outlying borders. And Allah judges, there is none to put back His Judgement and He is Swift at reckoning.
Yusuf Ali: See they not that We gradually reduce the land (in their control) from its outlying borders? (Where) Allah commands, there is none to put back His Command: and He is swift in calling to account.
Pickthal: See they not how we aim to the land, reducing it of its outlying parts? (When) Allah doometh there is none that can postpone His doom, and He is swift at reckoning.
Sahih International: Have they not seen that We set upon the land, reducing it from its borders? And Allah decides; there is no adjuster of His decision. And He is swift in account.

Sure 16 Nahl, Ayet 79
Bu Ayetin açıklaması takribi olarak: "Göklerde uçan kuşları görmezler mi? Bunları havada tutan Allah'tan başkası değildir. İman etmek için bu bile size bir delildir". Bu surede Allah "havacılık bilimini" delil olarak gösterir ve insanlığı imana çağırır. Bu Surenin bu Ayetinde (burclara işaret eden) astronomi veya astroloji ile ilgili bir söz yoktur.
Muhsin Khan: Do they not see the birds held (flying) in the midst of the sky? None holds them but Allah [none gave them the ability to fly but Allah]. Verily, in this are clear proofs and signs for people who believe (in the Oneness of Allah).
Yusuf Ali: Do they not look at the birds, held poised in the midst of (the air and) the sky? Nothing holds them up but (the power of) Allah. Verily in this are signs for those who believe.
Pickthal: Have they not seen the birds obedient in mid-air? None holdeth them save Allah. Lo! herein, verily, are portents for a people who believe.
Sahih International: Do they not see the birds controlled in the atmosphere of the sky? None holds them up except Allah . Indeed in that are signs for a people who believe.

Sure 21 Enbiya, Ayet 30
Bu Ayetin açıklaması takribi olarak: "İman etmeyenler görmezler mi Biz yeri ve göğü bir iken onları ayırdık ve tüm yaşamı su'dan çıkardık? Bunu söylememize rağmen hala inanmazlar mı?". Bu Surede Allah, bildiğimiz evrenin yaratılışının başlangıcında oluşan "Big Bang-Büyük Patlamayı" delil olarak gösterir, ve bildiğimiz bu evrenin başlangıç noktasını delil olarak sunduktan sonra, gezegenimizde hayatın su'dan başladığını ikinci delil olarak gösterir, bu gerçekler daha yakın zamanlarda bilim adamları tarafından bulunmuş ve ıspatlanmıştır. Bu Surenin bu Ayetinde (burclara işaret eden) astronomi veya astroloji ile ilgili bir söz yoktur.
Muhsin Khan: Have not those who disbelieve known that the heavens and the earth were joined together as one united piece, then We parted them? And We have made from water every living thing. Will they not then believe?
Yusuf Ali: Do not the Unbelievers see that the heavens and the earth were joined together (as one unit of creation), before we clove them asunder? We made from water every living thing. Will they not then believe?
Pickthal: Have not those who disbelieve known that the heavens and the earth were of one piece, then We parted them, and we made every living thing of water? Will they not then believe?
Sahih International: Have those who disbelieved not considered that the heavens and the earth were a joined entity, and We separated them and made from water every living thing? Then will they not believe?

Sure 27 Neml, Ayet 93
Bu Surenin 93cü Ayetini anlamak için önce 91&92ci Ayetlere bakmak lazım, bu Ayetlerde, Allah Muhammed'e (sas) insanlara elçi olduğunu söylemesini ve Kuran okuyup doğru yolu bulmaları/iman etmeleri için çabalamalarını ve iman edenlerin kendilerini kurtarmış olacağını söylemesini emreder, 92ci Ayette iman etmeyenlere de kendisinin sadece elçi/uyarıcı olduğunu söylemesini emreder Allah. 93cü Ayette ise Allah iman etmeyenlere şöyle söylemesini emreder: "Ve onlara söyle ki: "Allah'a hamd olsun, O size kendini tanıtacaktır (cezasıyla) ve siz O'nu o zaman (geç) anlayacaksınız. Hükümdarınız (Allah) ne yaptığınızı (imansız olmanızı) bilmez değil". Bu Surenin bu Ayetinde (burclara işaret eden) astronomi veya astroloji ile ilgili bir söz yoktur.
Muhsin Khan: And say [(O Muhammad SAW) to these polytheists and pagans etc.]: "All the praises and thanks be to Allah. He will show you His Ayat (signs, in yourselves, and in the universe or punishments, etc.), and you shall recognise them. And your Lord is not unaware of what you do."
Yusuf Ali: And say: "Praise be to Allah, Who will soon show you His Signs, so that ye shall know them"; and thy Lord is not unmindful of all that ye do.
Pickthal: And say: Praise be to Allah Who will show you His portents so that ye shall know them. And thy Lord is not unaware of what ye (mortals) do. Sahih International: And say, "[All] praise is [due] to Allah . He will show you His signs, and you will recognize them. And your Lord is not unaware of what you do."

Sure 31 Lokman, Ayet 20
Bu Ayetin takribi açıklaması: "Görmezmisiniz ki Allah size gökte ve yerdekileri faydanıza kılmıştır, ve sizleri kendi iyiliğinden (Rahmetinden) lutuflandırmıştır, hem ruhsal iyilikler vermiştir (din, vicdan, bilgi, ilim) hem materyal iyilik vermiştir (yiyecek, içecek, sağlık, dünya güzellikleri)? Bilgi sahibi olmak istemeyen, Kitap'ın nur'unun yol göstericiliğini anlamak istemeyenler cahilce Allah'a iman etmezler". Anlaşılacağı gibi bu Ayette, Allah tüm yaratılışı insanın iman etmesi ve huzur bulması için yarattığını belirtir, ama yine de bazı insanların bunu anlamadığını ve Kitap'tan (Kurani Kerim) nurlanmadığını belirtir. Bu Surenin bu Ayetinde (burclara işaret eden) astronomi veya astroloji ile ilgili bir söz yoktur.
Muhsin Khan: See you not (O men) that Allah has subjected for you whatsoever is in the heavens and whatsoever is in the earth, and has completed and perfected His Graces upon you, (both) apparent (i.e Islamic Monotheism, and the lawful pleasures of this world, including health, good looks, etc.) and hidden [i.e. One's Faith in Allah (of Islamic Monotheism) knowledge, wisdom, guidance for doing righteous deeds, and also the pleasures and delights of the Hereafter in Paradise, etc.]? Yet of mankind is he who disputes about Allah without knowledge or guidance or a Book giving light! Yusuf Ali: Do ye not see that Allah has subjected to your (use) all things in the heavens and on earth, and has made his bounties flow to you in exceeding measure, (both) seen and unseen? Yet there are among men those who dispute about Allah, without knowledge and without guidance, and without a Book to enlighten them!
Pickthal: See ye not how Allah hath made serviceable unto you whatsoever is in the skies and whatsoever is in the earth and hath loaded you with His favours both without and within? Yet of mankind is he who disputeth concerning Allah, without knowledge or guidance or a ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
27 Şubat 2010, 05:51:48
arrad

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 10


« Yanıtla #2 : 27 Şubat 2010, 05:51:48 »

BÖLÜM 3 - Kurani Kerim ve Hadisler Bu Uyduruk Batıl Olan "Yıldızname" İçin Ne Der?:

Bir önceki iki bölümde, Yıldızname/Astroloji'nin oluşum süresini öğrendik, nasıl ve nerden böyle bir batıl inanışın günümüze geldiğine baktık. Ayrıca bahsi geçen kitabın sözde delil olarak Kuran'ı alet etmesinin ne kadar yersiz ve gerçeğe dayanmadığına şahit olduk. Şimdi, Kuran'i Kerimin ve Allah'ın son Peygamberi Muhammed Mustafa'nın (sas) bu konu ve benzeri konular üzerine ne dediğini inceleyelim:

"Gaybı Allah'tan başka kimse bilemez." (Neml Sûresi, Ayet: 65)

"Ey iman edenler! şarap, kumar, putlar, fal (yıldızname/astroloji dahil) ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durun ki felaha erişesiniz" (Maide Suresi, Ayet: 90).

"Peygamber size ne emretti ise onu alın (O un dediği ile amel edin). Size neyi yasak etti ise ondan sakının." (Haşr Sûresi, Âyet: 7)

“Rabbinizden size indirilene uyun. O’nu bırakıp başka dostlara (batıla, yıldızname gibi bidat'a) uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz." (Araf Suresi, Ayet: 3)

“Bilinsin ki; insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.(hayırlı niyet & amel edene Allah'tan hayır vesile olur, şer ve bidat eden yıldızlar dahil hiçbirşey fayda sağlamaz)” (Necm Suresi, Ayet: 39)

“Bir toplum, kendilerinde olanı değiştirmedikçe Allah, o topluma verdiğini değiştirmez.” (Ra’d Suresi, Ayet 11)

"Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas) şöyle söylemiştir: Kuşun ötmesinden, uçmasından uğursuzluk kabul etmek, ufak taşlar (nohut, bakla, fasulye, iskanbil kağıdı, kahve telvesi vs.) ile fal açmak, kum üzerine hatlar çizmek, bunlardan (ve yıldızlardan) geleceğe dair hükümler çıkarmak SÎHİR ve KEHANET nevindendir" (Riyazüs-Salihin, c. 3, Hadis No: 1702.)

“Rasülullah (s.a.v) buyurdular ki: “Kim, Allah'ın zikrettiğinin gayrisi için yıldızlar ilminden bir bab iktibas ederse sihirden bir şube iktibas etmiş olur. Müneccim kâhindir; kâhinde sihirbazdır, sihirbaz da kâfirdir.” (İbn Abbas)

“ Muhammed (sas) der ki: Kim yıldızlarla ilgili bir ilim iktibas etmişse sihirden bir şube iktibas etmiş demektir. (Yıldız ilmi) arttıkça (sihir ilmi de) artar.” (Ebu Davud)

"Peygamber Muhammed (sas): Göklerde ve yerde gaybı Allah'dan başka bilen yoktur, kahin ve falcıya (yani gaipten haber veren kişiye) inanan kimsenin 40 gün namazı kabul olmaz", ona inanan kişi, bana indirileni (kitap ve vahyi, İslam'ı) inkar etmiş olur" buyurmuştur. Bu itibarla yıldızname ve benzeri fal kitaplarına itibar edilmesi ve bu tür şeylere inanılması caiz değildir." (Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı 27 Ocak 1987, K6214-9/93)

Kütübüs-sitte cilt 1,syf.181 deki hadisin mealinde İbraz ibn Sariye (r.a) dediki:

"Bir gün Rasulullah(s.a.v.)bize namaz kıldırdı,sonra yüzünü cemaate çevirerek çok beliğ çok manidar bir vaazda bulundu öyleki; dinleyenlerin gözleri yaşla kalpleri heyecanla doldu,cematten biri: Ey Allah’ın rasulü sanki bu bir veda konuşmasıdır,bize ne tavsiye ediyorsunuz dedi? Buyurdularki: ”Size,Allah’a karşı takvada bulunmanızı, başınızda bir Habeşli köle olsa bile emrini dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Zira sizden hayatta kalanlar benden sonra nice ihtilaflar (bidatlar) görecekler. Öyle ise size sünnetimi ve hidayet üzere olan Hulefai Raşidinin sünnetini hatırlatırım, bunlara uyun ve Kuran'a dört elle sımsıkı sarılın. Sonradan çıkarılan şeylere (bidata) karşıda son derece dikkatli ve uyanık olun. Zira(sünnette bulunana zıt olarak) her yeni çıkarılan şey bid’attir, her bid’atte dalalettir(sapıklıktır)” (Tirmizi ve Ebu Davut)

Yıldızname ve her türlü fal haramdır, Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

“Falcının, büyücünün söylediklerine inanan, Kur’an-ı kerime inanmamış olur.” (Taberani)

"Fal baktıran, falcıya inanmasa bile, kırk gün namazı kabul olmaz.” (Müslim)

"Büyü yapan ve yaptıran ve bunlara inanan bizden değildir buyuruldu". (Bezzar)

"Cin ile tanışan falcılar, (Yıldızname)ye bakıp, sorulan her şeye cevap verenler böyledir. Bunlara ve büyücülere gidip, söylediklerine, yaptıklarına inanmak, bazen doğru çıksa bile, Allah’tan başkasının her şeyi bildiğine ve her dilediğini yapacağına inanmak olup, küfürdür." (Hadika)

"Uğursuzluğa inanan, kâhinlik yapan, kâhine giden (yıldızname dahil), büyü yapan ve yaptıran ve bunlara inanan bizden değildir, Kur'an-ı kerime inanmamış olur". (Buhari & Muslim)

"Cinci tarikatçıya inanmak, insanı cinden kurtardığına inanarak, ona ücret vermek caiz değildir. Büyü çözene de para vermek caiz değildir." (İbni Ebi Zeyd)

"Bir kimse, ben çalınanları, kaybolanları bilirim dese, diyen de, buna inanan da kâfir olur. “Bana cin haber veriyor, onun için biliyorum” derse, yine kâfir olur. Çünkü cin de gaybı bilmez. Gaybı yalnız Allah bilir" (Birgivi Vasiyetnamesi)

"Büyü; ilme, fenne uymayan (yıldızname dahil), gizli sebepler kullanarak, garip işler yapmayı sağlayan ilimdir. Büyü öğrenmek de, öğretmek de haramdır. Müslümanları zarardan korumak için öğrenmek de haramdır." (İbni Âbidin)

"Büyü yapmak, küfre en yakın olan, en kötü haramdır." (İmam-ı Rabbani)

"Müslüman büyü yapmaz. Allah saklasın, imanı gittikten sonra büyü tesir eder." (Hadis-i Şerif, c.3, m.41)

"Hayırlı iş yapmak için de haram işlemek caiz değildir." (Hadika)

"Büyü yapmak (gayba ait yıldıznameye inanmak) büyük günahtır." (İmam-ı Nevevi)

"Gaibden haber vermek maksadı ile yıldız ilmi ile uğraşan kimse, büyücü gibi günaha girer." (İbni Mace)

"Fal bakmak, yazı ve çizgi (yıldızname) ile haber vermek, puta tapmak gibidir." (Ebu Davud)

"Bir şeyin, bir günün veya bir yerin uğursuz sanılması, Yahudilikte vardır. Hıristiyanlıkta da, 13 rakamının uğursuzluk getirdiğine inanılır. Dinimizde ise, bir şeyi uğursuzluğa yormak yoktur. Fakat, (Şu iş veya şu ev bana uğursuz geldi) gibi sözleri söylemekte mahzur yoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: Müslümanlıkta uğursuzluk yoktur. (Yıldızların uğur/uğursuzluk getirmesi ve yıldızname yoktur)" (Mektubat-ı Rabbani 3/41)

"Dinimizde uğursuz gün olmadığı gibi, uğursuzluk diye bir şey yoktur (bunlara inanmak şeytandandır". (İmam-ı Gazali)

"Resulullah (sas), gördüğü şeyleri hayra yorar, hiçbir şeyi uğursuz saymazdı". (İ. Ahmed)

"Uğursuzluk düşüncesinin (yıldızlar dahil), kendisini, ihtiyacı olan bir işi yapmaktan alıkoyan kimse, Allah’a şirk koşmuş sayılır." (İ. Ahmed)

"Bir şeyi (yıldızlar dahil) uğursuz sayan, ona itibar etmesin ve işinden geri kalmasın!" (Taberani)

"Helake sürükleyen yedi şeyden biri büyüdür (yıldızname dahil)." (Buhari)

"Büyücüye (yıldızname dahil) inanan kimse, Cennete giremez." (İ.Hibban)

"Falcıya fal (yıldızname dahil) baktıran, onun sözüne inanmasa bile, kırk gün kıldığı namaz kabul olmaz." (Müslim)


Her âlim, Cennetlik demek değildir. Onlardan da Cehenneme giden olacaktır. Kur’anda, bunlar bahsedilmiştir. Bakınız 62ci Sure Cuma, Ayet 5'e, bakınız 7ci Sure Araf, Ayet 176'ya.

Kötü âlimler hakkında hadis-i şeriflerden bazıları da şöyledir:

"Âlimlerin iyisi, insanların en iyisi, kötüsü de, insanların en kötüsüdür." (Bezzar)

"Yazıklar olsun kötü âlimlere ki, ilmi ticarete alet ederler." (Hakim)

"Amelsiz âlim, mum gibidir, kendini yakar, insanları aydınlatır." (Bezzar)

"Ümmetim, kötü âlimler, cahil abidler yüzünden helak olur." (Darimi)

"Kıyamette en şiddetli azap, ilmi kendine fayda vermeyen âlime olur." (Beyheki)

"İlmini, insanlara öğretmeyen âlime, kıyamette ateşten yular bağlanır." (Tirmizi)

"Kıyamette bir din adamı Cehenneme atılır. Tanıdıkları ona, "Sen dünyada dinin emirlerini bildirirdin. Niçin bu azaba düştün?" derler. O da, "İnsanlara, günahtır, yapmayın" der, kendim yapardım. "Yapın" dediklerimi de yapmazdım. Bunun cezasını çekiyorum" der." (Buhari)

"Öyle bir zaman gelir ki, âlimler fitne (bidatlar icat eder örneğin yıldızname) unsuru olur." (Ebu Nuaym)

Demek ki âlimlerin iyisi de, kötüsü de oluyor.

"İnsanların kötüsü, kötü âlimlerdir. Bunlar, din, iman hırsızlarıdır. Kur’an-ı kerimde mealen, (Onlar kendilerini Müslüman sanıyor. Onlar son derece yalancıdır, şeytan onlara musallat olmuştur. Allahü teâlâyı hatırlamaz ve ismini ağızlarına almazlar, şeytana uymuşlar, şeytan olmuşlardır. Biliniz ki, şeytana uyanlar ziyan etti, ebedi saadeti bırakıp, sonsuz azaba atıldı) buyuruluyor." (İmam-ı Rabbani)

"Tâbi’inden olan büyük âlimleri, onların yolunu, kurdukları mezhepleri beğenmeyip, dört mezhepten farklı kitap yazıp, (Biz bir mezhebe göre değil, İslam’a göre yazıyoruz) diyen cahiller, kendilerinin büyük âlim olduklarını söylüyorlar. Halbuki hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Âlimim diyen cahildir.)" (Taberani)

"Bid’at ehli bu sapıklar, kâfirlerden daha zararlı olur. En büyük kâfirlerden biri Deccal olduğu halde, hadis-i şerifte, (Sizin için Deccal’den daha çok, sapık önderlerden korkuyorum) buyuruldu." (İ.Ahmed)

Anlaşıldığı gibi Yıldızname/Astroloji/Burçlar/Zodyak hurafedir.. Her burçta doğan aynı karaktere sahip olsa, bütün dünyadaki insanlar burç sayısı kadar yani 12 karakterli olurlar. Aynı burçta doğan iki kişiden biri âlim, diğeri zalim, biri sert, öteki yumuşak olabilir. İnsanların karakterlerini burçlar tayin etmez. Halk arasında, Yıldızname/Astroloji/Zodyak (burçlar kuşağı) üzerinde yer alan 12 takımyıldıza “burçlar” adı veriliyor. Yıldızname, gökyüzünde güneş ve başlıca gezegenlerin yolu üzerinde bulunduğu tasarlanan hayali bir kuşaktan ibarettir. Burçlar kuşağı olarak da söylenir.
Güneşin burçlara karşı olan durumunun değişmesi yüzünden, bugün burçlardan hiçbiri kendi adıyla anılan bölgede bulunmamaktadır ve zamanla değişmektedir. Bu yüzden 20. yüzyılda Güneş, 1 Ocak’ta Oğlak burcunda olmayıp...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
01 Eylül 2015, 20:57:45
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« Yanıtla #3 : 01 Eylül 2015, 20:57:45 »

Esselamu aleykum ; Çok istifadeli bir konu ayetlerle delillendirilmiş cenabı hak razı olsun inşaallah .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Eylül 2015, 21:04:18
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 01 Eylül 2015, 21:04:18 »

Aleykümselam.Rabbim bizleri faldan,büyüden,burçları fallaştıran her şeyden alı koysun inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes