Gülü herkes sever. Gülü dikeniyle seven var mı?
Bugüne kadar dalından hiç gül koparmadım. Dikeni canımı acıtır diye değil; ben onun canını acıtırım diye...
Benim canımı acıtanlar çok oldu. Yine de onlardan nefret etmeyi hiç düşünmedim. Aksine, en değerli şeyin kendim olduğunu bana fark ettirdikleri için onlara teşekkür borçluyum.
Ateşte kaynayan suyun içine düştüğümde beş yaşındaydım. Acının ne olduğunu ilk o gün anladım. O acılar, unutulmaz zannederdim. İnanın bana ruhsal olarak çekilen acılar, daha derin izler bırakıyor. O yara izlerini gördükçe; yandığım o günü hatırlıyorum. Oysa ruhsal olarak çektiğim acıları hiç, ama hiç unutmuyorum.
Sizin de pişman olduğunuz, "Bunları yapmasaydım..." dediğiniz anlar olmuştur mutlaka. Benim, çok oldu. Ne yazık ki geriye alınmayan tek şey, zaman... Ömrümün yarısından fazlasını tamamladım. Ne öğrendim biliyor musunuz? Hiç kimseye hak ettiğinden fazla değer vermeyeceksiniz.... İnsanın en çok canını acıtanlar, yine en çok sevdikleri oluyor. Ne demiş Necip Fazıl KISAKÜREK;
"Beni bir ben bilirim
Bir de YARADAN.
Bana bir ben lâzımım;
Birde ANLAYAN..."
Ben, kendimi sevdiklerime anlatamadım. Umarım siz, anlatırsınız.
Sevgiyle kalın
alıntı
alıntıdır
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın