> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Kuşeyri Risalesi > Dua-Fakr
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dua-Fakr  (Okunma Sayısı 2569 defa)
13 Ocak 2010, 15:35:27
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Ocak 2010, 15:35:27 »



DUA-FAKR

Hakk Taâlâ: «Gizlice ve tazarru yolu ile Rabbınıza dua ediniz». I Araf, 7/55) buyurmuştur.
Aziz ve Celil olan ALLAH: «Rabbınız, dua ediniz, kabul edeyim demiştir». (Gâfir, 40/60) buyurmuştur.
Resûlüllah (s.a.), «Dua ibadetin iliğidir», buyurmuştur (129).

Dua ihtiyaç anahtarıdır, ihtiyaç sahiplerinin istirahat mahallidir, sıkıntıda kalanların sığındığı yerdir, dert ve hacet sahiplerinin nefes aldıkları alandır. Hakk Sübhanehu ve Taâlâ dua etmeyi terkedenleri kötülemiş ve: «Onlar ellerini kapalı tutuyorlar». (Tevbe, 9/17) buyurmuştur. Bu âyet «Ellerini dua için bize uzatmıyorlar» şeklinde tefsir edilmiştir (130).

Sehl b. Abdullah şöyle diyor-. «ALLAH insanları yarattı ve onlara bildirdi ki: Bana münacaatta bulununuz, eğer bunu yapmazsanız bana nazar ediniz (murakabe hâlinde olunuz), eğer bunu dâ yapmazsanız beni dinleyiniz, eğer bunu da yapmazsanız (dilenciler gibi) Kapımda bulununuz, eğer bunu da yapmazsanız ihtiyaçlarınızı bana arzediniz».

Üstad Ebu Ali Dakkak (r.a.) in Sehl b. Abdullah´tan şunu naklettiğini işitmiştim: «Kabul edilmesi ihtimali en fazla olan dua (kâl ile değil) hâl ile yapılan duadır».

Hâl ile yapılan dua, dua edenin dua ile istediği hususta mutlak olarak ihtiyaç hâlinde olması ve sıkıntı içinde bulunan kulun başka çaresi olmamasıdır.

Dua bahsini krş: İhya, I, 301.

129. Tirmizî, Daavat, 1, Aclûnl, I, 403.
130. Dua: Çağırmak, nida etmek, yalvarmak, yakarmak, niyaz etmek, istemek, dert ve ihtiyaçları bârîgâh-ı izzete arzetmek, kulun acz ve zaafını beyan ve itiraf etmesi. Lisan-i kâl ve lisan-i ´hâl ile yapılır.

Bir sufi Cüneyde gelerek oğlum hiç sebep yokken evden kaçtı. onun geri gelmesi için dua buyur, dedi. Bunun üzerine Cuneyd: dediğin gibi ise, evine git, oğlun dönmüştür, dedi. Kadın evine döndü, oğlunun geldiğini gördü, fakat bu sefer teşekkür için tekrar Cü-neyd´e geldi. Cüneyd´e: Çocuğun eve döndüğünü´ nasıl anladın? diye sorulunca: ALLAH Taâlâ: ´Dua ettiğin zaman sıkıntıda kalan muzdara icabet eden ve sıkıntısını gideren kimdir?´ (Neml, 27/62) buyurmuştur, (bundan anladım) dedi».
Daha faziletli olan dua mıdır, (ihtiyacını söylemek midir?) yoksa sükût ve rızâ mıdır? konusunda âlimler ihtilâf etmişlerdir.

Bazılarına göre dua bizatihi bir ibadettir. Resülüllah (s.a.): «Dua ibadetin özü ve iliğidir», buyurmuştur. İbadet olan bir şeyi icra etmek, onu terketmekten elbette ki daha üstündür. Sonra dua ALLAH Taâlâ´nın kulu üzerinde hakkıdır. (Eğer ALLAH duayı kabul ederse ne a´lâ fakat) kabul etmezse ve kulunu muradına nail kılmazsa bu takdirde kul Rabbının hakkını ifa etmiş olur. Çünkü dua ubudiyetle ilgili fakr ve ihtiyaç hâlinin açığa vurulmasından ibarettir. Ebu Hazm A´rac, «Dua yapmaktan mahrum kalmam, duanın kabul edilmesinden mahrum olmamdan daha çok zoruma gider», demiştir.

Diğer bazılarına göre, ilâhî hükmün ve kaderin cereyanı karşısında sükût etmek ve hiç bir arzuya sahip olmamak (humûl) daha mükemmel bir hâldir. Hakk Taâlâ´nın irâde ve ihtiyarına istinat ederek mukadderata rızâ göstermek daha evlâdır.

Bunun için Vâsıti, «Ezelde senin için takdir edilen şeyi ihtiyar etmen, içinde bulunduğun zamana (ve hadiselere) karşı koymandan senin için daha hayırlıdır», demiştir. (Onun için bu konuda) Resülüllah (s.a.) ALLAH Taâlâ´dan haber vererek: «Zikrimle meşgul olduğu için bir dilekte bulunmayan kuluma, dilek sahibi kullarıma verdiğimden daha üstün şeyler ihsan ederim», buyurmuştur (131).
Diğer bazılarına göre kulun lisan bakımından dua sahibi, kalp bakımından rızâ sahibi olması (ve dilde duayı, kalpte rızâyı bulundurması daha evladır.

131. Tirmizî, Sevabu´l-Kur´an, 25; Dârimî, Fezâilu´l-Kur´an, 6.

Dua eden kimse susması gerektiğine dair işaret alırsa sükût etmesi efdal olur.
Şöyle demek de doğrudur: Kul için münasip olan dua hâlinde Rab Taâlâ´yı müşahede etmekten gafil olmamaktır. Bundan sonra (dua etmek istiyen) kulun kendi hâlini gözetlemesi (murakabe etmesi) icabeder. Eğer içinde bulunduğu anda duadan daha çok ferahlık ve genişlik hissederse onun için evlâ olan dua etmektir. Şayet dua esnasında duadan men´e dair kalbinden men ve sıkılmaya benziyen bir işaret alırsa, onun için evlâ olan o anda duayı terketmektir. Eğer kalbinde ferahlığın artması veya bir engellenme halinin husulü gibi bir durum hissetmezse bu takdirde dua etmek veya duayı terketmek yekdiğerine eşit olur. Bu durumda bulunan kulun üzerinde ilim (şuur ve sahv hâli) galipse dua etmesi daha iyi olur. Çünkü dua ibadettir, eğer içinde bulunduğu vakitte üzerinde marifet, hâl ve sükût galip ise susması daha doğru olur.

Şöyle denilmesi de doğrudur: Müslümanların nasibi ve faydası ve Hakk Sübhanehu ve Taâlâ´nın hakkı bulunan hususlarda dua cihetini tercih etmek daha doğrudur, kulun kendisine ait haz ve nasip bulunan hususlarda sükût etmesi daha mükemmel bir haldir. Rivayet edilen hadiste şöyle buyurulmuştur: «ALLAH Taâlâ sevdiği kulun kendisine dua ettiğini görünce: Ey Cebrail, kulumun dilediği hacetini yerine getirmeyi geciktir. Çünkü ben onun sesini dinlemeyi arzu ediyorum. Sevmediği ve buğzettiği bir kulunun dua ettiğini görünce de: Ey Cebrail, bu kulumun dileği olan haceti yerine getir. Çünkü Ben onun sesini dinlemekten hoşlanmıyorum», buyurur.

Hikâye edilir ki: Said b. Kettan (r.a.) bir kere Hakk Taalâ´yı rüyada görmüş ve, «ilâhi nice zamandır dua ediyorum, fakat icabet buyurmuyorsun», demişti. Bunun üzerine ALLAH, «Ey Yahya, sesini dinlemekten hoşlanıyorum da ondan», buyurmuştu.

Resülüllah (s.a.) şöyle buyurdu: «Nefsimi kudret elinde tutan ALLAH´a yemin ederim ki: Kul ALLAH Taâlâ´ya dua eder (ve ondan bir şey ister) fakat ALLAH o kula gadap etmiş olur. Onun için bu kuldan yüz çevirir. Fakat kul yine dua eder, ALLAH yine yüz çevirir. Kulusanmadan dua ederse ALLAH ona rahmet nazarıyla bakar.

Enes b. Mâlik (r.a.) anlatıyor: «Resûlüllah (s.a.) zamanında Şam´dan Medine´ye, Mekke´den Şam´a mal götürerek ticaret yapan bir adam vardı. Bu zat Aziz ve Celil] olan ALLAH Taâlâ´ya tevekkül ederek kafile ile gitmezdi. Bir kere Şam´dan gelmiş ve Medine´ye girmek üzere iken birden ata süvari olmuş bir hırsız karşısına çıkmış ve tüccara: Dur! diye bağırmıştı. Tüccar durdu ve; kasdın malımadır, bana yol ver, dedi. Hırsız: Malın zaten malımdır, benim kas-dım sanadır, dedi. Tüccar ona: Beni ne yapacaksın, senin işin ma-lımladır, bana yol ver, dedi. Hırsız bu teklifi de evvelki gibi reddetti. Bunun üzerine tüccar, o halde bana biraz mühlet ver, abdest alayım, namaz kılayım. Aziz ve Celil olan Rabbıma dua edeyim, dedi. Hırsız: Aklına gelen şeyi yapabilirsin, dedi. Bunun üzerine tüccar kalktı, abdest aldı, dört rekât namaz kıldı, sonra ellerini semâya kaldırarak dua etti ve duasında ezcümle dedi ki: Ya Vedûd, ya Ve-dûd (sevgili Rabbım) ey yüce Arş´ın sahibi, ey yoktan yaratan ve öldükten sonra tekrar var eden, ey dilediğini yapan, Arş´ın dört tarafını dolduran yüzünün nuru hürmetine sana niyaz ediyorum, bütün mahlukata hakim olan kudretin hürmetine, her şeyi ihata eden rahmetin hürmetine, sana yalvararak istiyorum-, (üç kere) ey çaresiz kalanların imdadına yetişen! Tüccar duasını bitirir bitirmez karşısına kır atlı, beyaz elbiseli ve elinde nurdan bir süngü bulunan bir süvari dikildi, eşkiya süvariyi görünce tüccarı bıraktı ve ona doğru yürüdü. Şaki yaklaşınca süvari ona hücum etti ve öylesine bir darbe indirdi ki, hırsız atından düştü. Sonra tüccara geldi ve: Kalk ve bu adamı öldür, dedi. Tüccar: Sen kimsin? Ben şimdiye kadar adam öldürmedim, bu adamı öldürmek içime yatmıyor, dedi. Bunun üzerine süvari hırsızın yanına döndü ve onu öldürdü. Sonra tüccara geldi ve: Bil ki ben üçüncü semâdan gelen bir meleğim, ilk defa dua ettiğinde semânın kapılarından bir kılıç şakırdısı işittik ve bir vukuat var, dedik. İkinci kere dua ettiğinde semâların kapıları açıldı ve ateş kıvılcımları gibi kıvılcımlar ortaya çıktı. Üçüncü defa dua eder etmez, üst semâdan inen Cebrail (a.s.) bize geldi ve: Bu belâyı kim defedecek? diye bağırdı. Bunu duyunca Rabbıma bu adamı öldürme görevini bana vermesi için dua ettim: Ey ALLAH´ın kulu (Abdullah) iyi bil ki, kim senin dua ettiğin gibi dua ederse, ALLAH Taâlâ onun her nevi sıkıntısını, derdini ve uğradığı musibeti izâle edilir, bir şey istenirse ihsan edilir».

Duanın âdâbı: Duanın gafletten uzak ve huzur-ı kalp içinde yapılması lâzımdır. Resûlüllah (s.a.) ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: «ALLAH Taâlâ kalbi gaflet içinde bulunan kulun duasını kabul etmez» (132).
Duanın şartı: Dua yapanın helal yemesi icabeder. Resulûllah (s.a.) Sa´d´a, «Helal kazan, duan kabul edilsin», demiştir.

Derler ki: Dua ihtiyacın (görülmesini temin eden malzemenin içinde bulunduğu evin) anahtarıdır. (Bu anahtarın) dişleri ise helal lokmadır.

Yahya b. Muaz şöyle niyazda bulunurdu; «İlâhî, ben âsi bir kulum, sana hangi yüzle dua edebilirim! Sen Kerimsin, nasıl olur da Sana dua etmem!»

Hikâye edilir ki; Hz. Musa düşkünlük içinde dua eden bir adama uğradı ve «İlâhî, elimde olsa bu adamın ihtiyacını görürdüm dedi. ALLAH. Taâlâ´dan, Musa (a.sya vahiy geldi: «Ben o kuluma senden daha çok merhamet ederim. Fakat o Bana dua ediyor ama kalbi, sahibi bulunduğu koyun sürüsündedir. Kalbi Benden başka bir yerde bulunan kulumun duasını kabul etmem». Musa (a.s.) durumu adama hatırlattı. Adam her şeyi terkederek kalbi ile ALLAH Taâlâ´ya teveccüh etti ve derhal ihtiyacı görüldü.

Cafer Sâdık´a soruldu: Bize ne hâl arız oldu ki dua ediyor, fakat duamızın kabul edildiğini göremiyoruz? Cevap verdi: «Çünkü siz (hakkıyle) tanımadığınız kimseye (kalbiniz gaflette olduğu halde) dua ediyorsunuz». (Onu hakikaten tanıyarak dua etseydiniz, huzur-ı kalp ve hulûs ile dua ederdiniz, o zaman duanız makbul olurdu).

Üstad Ebu Ali Dakkak (r.a.) in şunu anlattığını işitmiştim: «Ya-kub b. Leys doktorların tedaviden âciz kaldıkları bi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dua-Fakr
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:03:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dua-Fakr rüya tabiri,Dua-Fakr mekke canlı, Dua-Fakr kabe canlı yayın, Dua-Fakr Üç boyutlu kuran oku Dua-Fakr kuran ı kerim, Dua-Fakr peygamber kıssaları,Dua-Fakr ilitam ders soruları, Dua-Fakr önlisans arapça,
Logged
06 Mart 2019, 21:02:23
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 06 Mart 2019, 21:02:23 »

Esselamu aleyküm. Allah yolunda olan onun verdiği ile yetinen ve her hali ile dua edip kendini gözeten kullardan olalım insallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

06 Mart 2019, 21:02:55
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 06 Mart 2019, 21:02:55 »

Esselamu aleyküm. Allah yolunda olan onun verdiği ile yetinen ve her hali ile dua edip kendini gözeten kullardan olalım insallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

07 Mart 2019, 06:24:32
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #3 : 07 Mart 2019, 06:24:32 »

Aleyküm Selam. Rabbim bizleri herdâim duâ edip verdiği her nimetleri ile yetinenlerden olabilmeyi nasip etsin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

07 Mart 2019, 20:01:34
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #4 : 07 Mart 2019, 20:01:34 »

Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes