๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑ => Dostluk Ve Kardeşlik => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 12 Mart 2010, 00:06:19



Konu Başlığı: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Eflaki üzerinde 12 Mart 2010, 00:06:19
Lâ tahzen...  
 
Üzülme!Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın.
Üzülme!

Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.

Üzülme!  

Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki...

Üzülme!  

Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki... Gözden çıkarmamış olmalı seni.

Üzülme!  

Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.

Üzülme!  

Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki... Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.

Üzülme!  

Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil O. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değil O. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.

Üzülme!  

Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.

Üzülme!  

O'nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innAllahe meânâ."

Üzülme!  

Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki..." Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki..."

Senai Demirci


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Asudecan üzerinde 22 Mart 2010, 00:59:42
Rabbim bu yazıda yazılanları guymayı nasip etsin.


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Salihalp üzerinde 18 Haziran 2010, 09:52:49
teşekkürler kardeş bende bunu sizinle paylaşmak istiyordum ki sen zaten paylaşmışsın:)(yeni gördüm)sağolasın..selametle..


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Sefil üzerinde 18 Haziran 2010, 12:06:26
allah razı olsun çok güzel bir paylaşım çok hoş olmuş allah hizmetlerinizi daim eylesin


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Zehibe üzerinde 03 Temmuz 2010, 17:51:52
Üzülme!

Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil O. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değil O. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.  :'( :'(
Bir tek teselli O'nda buluyorum elhamdulillah..

Allah c.c. razı olsun kardeşim..


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Hadice üzerinde 09 Aralık 2010, 12:32:16
Allah razı olsun kardeşimçok güzel paylaşımdı...
duygulanarak hüzünlenek okudun Şükür halimize bizi kollayan gözeten ve hatta hiç bir zaman unutmayan Rabbimiz var kardeşlerim  hepinizi ona emanet ediyorum..


Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki..." Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki..."


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Ekvan üzerinde 06 Ocak 2011, 11:27:08


  Maşaallah..Rabbimin ilhamını duyan gönüller dil olunca, böyle güzellikler çıkıyor ortaya..

  "Lâ tahzen, innAllahe meânâ."

   Rabbim bu sırrı her an yüreğinde duyanlardan,yakınlığıyla dünya gurbetini aşanlardan eylesin hepimizi,inşaallah..

   BİR YER VAR BİLİYORUM..HERŞEYİ SÖYLEMEK MÜMKÜN..DUYUYORUM..ANLATAMIYORUM..


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Salihalp üzerinde 06 Ocak 2011, 17:40:37
La Tahzen! İnnALLAHe-l meana!"


Asırlar öncesinden, hicretin en can alıcı noktasında, sevr mağarasından tüm insanlığa bir teselli mesajı yükseldi :

La Tahzen! İnnALLAHe-l meana!"
"Üzülme, Allah bizimle beraberdir."

Pekiyi, sadece Hz. Ebu Bekir’e miydi bu teselli?.. Sadece müşriklerin şerrinden sığınmaya mıydı?..

Hayatın, imtihan ekseninde, bazı kırılma noktalarında vardır.. Bu noktalarda, sonsuz bir kudrete dayanma arzusu, zirveye çıkar.. Sebepler sükût ettiğinde, çaresizlik tüm çareleri tükettiğinde, artık O’ndan (c.c.) başka hiçbir yardımcının kalmadığını hissettiğinde, bu teselli, rahmetin kucağına sevkin başlangıcı olur..

İşte hicret sahnelerinden birinde ve en birincisinde, Allah (c.c.) tam emniyet ve tevekkül ile kendisini, Kendine emanet edene, yardımını nasıl yetiştiriyordu, eskimeyen levhalardan bir kez daha izleyelim..

En güzel’in (s.a.v.) hayatı, hayata da en güzel örnekti.. Çünkü Alemlerin Rabbi, O’nu alemlere rahmet göndermişti.. Hayat seyrinde, itaatten ibadete, ahlaktan tevekküle her şeyde “zirve” olduğu gibi, Rahmetin de tecessüm etmiş bir timsali olan Efendimiz (s.a.v.), sebeplerin sükûta yaklaştığı son noktada, sadık dostuna işte böyle teselli vermişti..

Eğilseler ayaklarını görecekleri kadar yaklaşan müşrikleri gören Ebu Bekir (r.a.) Kâinatın efendisine zarar verirler endişesi ile :

"-Yâ Resûlallah!" dedi. "-Beni öldürseler de gam çekmem. Ben nihâyet bir ferdim. Amma, Allah göstermesin, sana bir zarar ve ziyan eriştirecek olurlarsa bu, bütün ümmetin helâkine sebep olur."

Rasulullah endişesiz ve mütebessimdi.. Çünkü öyle birine inanmış güvenmişti ki, O (C.C.) kendisini bırakmazdı.. Asılardır, hassas kulaklarda ve kalblerde yankı bulan şu cümle ile teselli verdi son peygamber arkadaşına:

"Üzülme, Allah bizimle beraberdir."

Hz. Ebû Bekir:

"-Yâ Resûlallah" dedi.

"-Onlardan birisi eğilip de ayaklarının dibinden bir bakıverse, bizi görür."

İki cihanın mefhari olan Efendimiz, yine emîn ve tam tevekkül ile şunları demişti:

"-Yâ Ebâ Bekir, iki kişinin üçüncüsü Allah olursa,

sen âkibetin ne olacağını zannediyorsun?

Yakalanacağımızı mı sanırsın?"
Allah’a tam tevekkül edene yardım, işte böyle yetişiyordu.. Hem hiç umulmadık yardımcılarla…

Müşriklerin rehber olarak yanlarına aldıkları iz sürücü, kavminin en iyisiydi.. Adeta havadaki kokudan iz sürebiliyordu..

O kadar eminler ki kendilerinden; bu sefer yakalayacaklar ve başına büyük ödül konulan Allah rasulünü öldüreceklerdi.. Ama unuttukları bir şey vardı.. O’nun (s.a.v.) öyle bir gözeteni, koruyanı vardı ki; O’nu (s.a.v.) en güçsüz bir örümceğin ağı ile kibirli o müşriklerin gözlerinden ve şerrinden muhafaza edebilirdi ve etti..

İz sürücü kendinden emindi : “-İşte buradalar” dedi.. Fahr-i Kâinat Efendimizle Sıddık-ı Ekber, konuşulanları duyuyorlardı.



Ve ezelde vazife almış nöbetçiler işbaşındaydı.. İki yabani güvercin, bir de örümcek..

Mağaranın dibine kadar giden o müşrik, bu nöbetçilere takılmış ve geri dönmüştü :

"Mağaranın ağzında iki yabanî güvercinin yuva kurduğunu gördüm. Orada olduklarına asla ihtimal vermem" demişti.

Azılı müşrik Ümeyye bin Halef ise, arkadaşlarına hiddetli hiddetli şöyle seslenmişti:

"Hâlâ mağaranın orada ne dolaşıp duruyorsunuz. Orada örümceğin ağ bağladığını görmüyor musunuz? Vallahi ben, bu ağın Muhammed doğmadan önce gerilmiş olduğu kanaâtındayım."

Hak; batıla bir kez daha üstün gelmişti.. Ve Cenâb-ı Hak, nöbetçi tayin ettiği bir örümcek ve iki yabanî güvercin ile Sevgili Resûlünü bütün Kureyş'e karşı korumuş oluyordu.

Kul tam emniyetle Rabbine teslim olsun da, Rabbi onu rahmeti ile kuşatıp, koruması altına almasın, mümkün müydü bu?.. Tüm dizginler elinde bulunan Allah (c.c.), “Rabbim benimle beraber; beni görüyor, biliyor” teslimiyetine kayıtsız kalır mıydı hiç?.. Elbette kalmazdı, kalmadı ve kalmayacak da…

İmtihan dünyasının senaryolarında bazen,“sıkıntılar” başrol oynar.. Hakîm ve Rahîm olan Rabb, hikmeti ve rahmeti ile vazifelendirir, musibeti.. Değil mi ki, başımıza her ne gelse O’ndan (c..c) gelir.. Bu noktada “Bela vereni” bulana, bela; rahmetin kâşifidir..
Günah kirlerini, ateşe bırakmak istemeyen, rahmeti ile bu dünyada, geçici sıkıntılarla kulunu temizlemek isteyen Allah (c.c.) bununla, kuluna yakınlığını hissettirir..

Kendisine kendinden daha yakın; kendinden daha şefkatli olanı bulan, daha neyi arar ki?.

Madem bizimle beraberdir Allah (c.c.), o zaman telaşa gerek yok.. Her musibette, her çaresizlikte, ümmetinin derdi ile dertlenen Allah rasulü, şefkati ile başımızı okşar, ve fısıldar kulağımıza :

“Korkma, üzülme, Allah seninle beraberdir!”


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Secde Gülü üzerinde 11 Ocak 2011, 10:33:54
Allah razı olsun kardeşlerim..


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Ekvan üzerinde 19 Şubat 2011, 09:34:24


     Üzülme!

O'nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innAllahe meânâ."

Üzülme!

Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki..." Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki..."


      Rabbim o kadar muhtacız ki..O kadar muhtacız ki..Ved Duha'nı duymaya..Sanki şu anda bizim için nazil oluyormuş gibi..

    Efendim..Ve senin La Tahzen diyen sesinde teselli bulmaya ..O kadar muhtacız ki..O kadar muhtacız ki..


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Ekvan üzerinde 19 Şubat 2011, 20:04:11
sabaha çıktıktan sonra artık geçen geceye bakma. Çünkü şerri ve hayrı ile giden dünü değil bugünü yaşayacaksın. farzet ki ömrün sadece birgün, o da bugün...
bugün doğdun ve bugün Rabbine kavuşacaksın.
geçmişin kederi, geleceğin kaygısı ile ayağının sürçmesine müsaade etme. bütün dikkatini, ihtimamını, çalışmanı, bugüne teksif et.
ömrünün bu son gününün namazlarını mutlak surette huşu içinde eda et! Kur'an'ı Kerim-i tedebbür ederek oku. Tesbihatını huzurda yapıyormuşçasına yap. ahlakına, muamelatına dikkat et. insanlara faydalı olacak işler konusunda son derece azimli ve gayretli olarak gününü geçir.
bu son gününün saatlerini iyi kullan. dakikalarını senelere, saniyelerini aylara dönüştür.
yüce Mevlayı çokça zikret. bugün tarlana hep hayır ek
. günahlarından tövbe et. kinden, hasetten uzak ol. rızkına razı ol. eşini, çocuklarını mutlu et.
kendin ol - İmmea olma
hiçbir zaman başkası olmaya gayret etme.
Çünkü bu gerçekten sonsuz bir sıkıntı sebebidir.
Adem aleyhisselamdan bugüne insanoğlundan biri diğeriyle aynı surette yaratılmamıştır. sen özelsin.
geçmişte hiç kimse senin suretinde yaratılmadı. bundan sonra da yaratılmayacak. sen Ahmet'ten Mahmut'tan farklısın.
bu yüzden kendini başkasında diriltmeye kalkışma.
hayata 'sen' olarak atıl. Yaratıldığın gibi yaşa. sesini, yürüyüşünü değiştirme.
senin özel bir tadın, rengin var.
seni bu tadınla, renginle tanıdık ve böyle görmek istiyoruz. Çünkü sen böyle yaratıldın.
İbn Mes'ud (r.a.) bir gün arkadaşlarına: "Sakın herhangi biriniz "immea" olmasın!" dedi.
Onların "Ey Eba Abdirrahman! İmmea da nedir?" diye sormaları üzerine de şunları söyledi:
"İmmea "Ben halka bağlıyım. Onlar doğru yolda olurlarsa ben de doğru yolda olur; onlar dalalette (sapıklıkta) olursa ben de dalalette olurum" diyen kişidir.
Allah'a yemin ederim ki halk tamamen kâfir olsa dahi siz kendinizi kâfir olmamak için zorlamak mecburiyetindesiniz." İnsanoğlu tabiatı itibariyle meyve ağaçları gibidir. Kimisi uzun kimisi kısa. Kimisi tatlı kimi ekşi.
Muz gibiysen başka mevye olmaya gayret etme. Çünkü güzelliğin, değerin muz olmandadır. Renklerimizin, dillerimizin, güçlerimizin velhasıl tüm özelliklerimizin farklı oluşu Bari Teala'nın ayetlerinden bir ayettir.
La-Tahzen / Üzülme Çünkü hüzün, düşmanı sevindirir, dostunu üzer, haset edenin diline düşürür.
La-Tahzen / Üzülme Çünkü hüzün, kaybolanı geri getirmez, öleni diriltmez, kaderi değiştirmez, hiçbir fayda getirmez.
La-Tahzen / Üzülme Çünkü hüzün sinirleri yıpratır, kalbini yorar, gecelerini mahveder.
La-Tahzen / Üzülme eğer günah işlediysen tövbe et, istiğfarda bulun, yanlış yaptıysan düzelt, o'nun rahmeti sonsuz, kapısı hep açıktır.
La-Tahzen / Üzülme kaybettiğin şey için üzülme çünkü daha pek çok nimetlere sahipsin. 'n sana bahşettiği diğer nimetleri düşün ve şükret.
Teala, "'ın nimetlerini saymaya kalksanız buna güç yetiremezsiniz" buyurmuyor mu?
La-Tahzen / Üzülme ehli batılın sözlerinden dolayı üzülme, onların tenkitlerine sabrettiğin sürece mükafatlandırılacağını unutma.
La-Tahzen / Üzülme insanlara ihsanda bulunduğun sürece üzülme. Çünkü mutluluğun yolu insanlara ihsanda bulunmaktan geçer.
La-Tahzen / Üzülme Çünkü iyiliğin mükafatı on mislinden yedi yüz misline, kötülüğün karşılığı ise sadece mislince......


Allah razıı olsun çok güzel paylaşım


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Ekvan üzerinde 19 Şubat 2011, 21:21:24


  kendin ol - İmmea olma
hiçbir zaman başkası olmaya gayret etme.
Çünkü bu gerçekten sonsuz bir sıkıntı sebebidir.
Adem aleyhisselamdan bugüne insanoğlundan biri diğeriyle aynı surette yaratılmamıştır. sen özelsin.
geçmişte hiç kimse senin suretinde yaratılmadı. bundan sonra da yaratılmayacak. sen Ahmet'ten Mahmut'tan farklısın.
bu yüzden kendini başkasında diriltmeye kalkışma.
hayata 'sen' olarak atıl. Yaratıldığın gibi yaşa. sesini, yürüyüşünü değiştirme.
senin özel bir tadın, rengin var.
seni bu tadınla, renginle tanıdık ve böyle görmek istiyoruz. Çünkü sen böyle yaratıldın.


    Allah razı olsun değerli kardeşim..İlaç niyetine okudum..Rabbim şifamıza vesile eylesin,inşaallah..


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Nursima üzerinde 19 Mart 2011, 16:56:50


       Yazı da yorumlar da çok güzel..Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Ekvan üzerinde 19 Mart 2011, 17:06:45
Kaybettiğin şey için üzülme çünkü daha pek çok nimetlere sahipsin Allah'n sana bahşettiği diğer nimetleri düşün ve şükret ALLAH (cc) Teala, "Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız buna güç yetiremezsiniz" buyurmuyor mu?

Sanirim bunu yapmakta zorlaniyoruz kaybettiklerimiz icin uzulmemek cok zor ki

An gelir yakini kaybedersin
An gelir esini kaybedersin
An gelir isini kaybedersin
An gelir evini ,yuvani kaybedersin
An gelir dostunu kaybedersin
An gelir sagligini kaybedersin
Hayat bu bazi seyler avuclarindan kayar gider ve uzulursun

RAbbim sevgisini gonlumuzden kaydirmasin yeter ki!!!!
 


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: ceylannur üzerinde 24 Mart 2011, 12:03:55
Üzülme!

Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki... Gözden çıkarmamış olmalı seni.


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Hadice üzerinde 28 Mart 2011, 10:51:11
An gelir yakini kaybedersin
An gelir esini kaybedersin
An gelir isini kaybedersin
An gelir evini ,yuvani kaybedersin
An gelir dostunu kaybedersin
An gelir sagligini kaybedersin
Hayat bu bazi seyler avuclarindan kayar gider ve uzulursun

RAbbim sevgisini gonlumuzden kaydirmasin yeter ki!!!!


Amin Amin Amin yüreğine sağlık Sevda Gülü kardeşim Rabbim yar ve yardımcımız olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: ceylannur üzerinde 12 Nisan 2011, 09:40:09
Senai Demirci nın yazıları severe okurum sag ol kardesım payalsımın için yuregınıze sagalık


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Rukiye Çekici üzerinde 09 Ocak 2014, 19:19:28
Üzülme!

O'nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innAllahe meânâ."
   
          RABBİM HEPİMİZE GÜZEL ŞEYLERİ DAİM EYLESİN. :)


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Hafsa Nur 6.D üzerinde 09 Ocak 2014, 19:26:52
Üzülme!

Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil O. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değil O. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.  :'( :'(
Bir tek teselli O'nda buluyorum elhamdulillah..

ALLAH c.c. razı olsun kardeşim..


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 13 Ağustos 2014, 00:32:28
Esselamu aleykum;
Ne yana geçsem öbür yanda yanar ateşin
Zamanı ve gücümü soğurur azgın bir ırmak
Bütün kaybettiklerim sensin ve bilmediklerim
Gittim mi dikine giderim bu yüzden
Düştüm mü başüstü düşerim


Sınamayı seversin, bu senin eski oyunun
Bense yanılmaya tutkunum
Hem sana tutkunum
Hem ortadayım
Nöbet davulları çalarım rüsvay oldukça
Kapıma karışık notlar koyarlar
En muzip yanımla dönerim sabaha
Ve senden uzağa
Ve sana,


 Sen, sen, sen ki ne belalar gördüm senin yüzünden
Beni  "BELA" ile yıkadığın günden beri
Kızgın şerbetler içtiğim senin sofrandı
Damgaladın da  ortada koydun köleni.


Senai Demirci'nin  çok  güzel ve etkili yazıları var..Allah c.c. razı olsun...


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Pelinay üzerinde 05 Haziran 2015, 19:14:22
Ve aleykumusselam ve rahmetullah.Allah razi olsun.cok guzel paylasim paylasim.
Insana uzuntuyu sevdiriyor ,sevindiriyor adeta.Rabbim burda yazilanlari gonulden hissedebilmeyi nasip eylesin insallah


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Rüveyha üzerinde 09 Ağustos 2015, 14:27:31
Senai demirci yine çok yürekten yazmış..Mevlam bizlere de idrak nasip etsin İnşaAllah.Rabbim razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Lâ tahzen...Senai Demirci
Gönderen: Melda üzerinde 09 Ağustos 2015, 15:36:06
Selamün aleyküm. Çok güzel bir paylaşım. Yüreğime dokundu resmen. Artık üzülmeyeceğim inşallah. Üzüldüğümde bile üzüldüğüm için sevineceğim. Allah c.c razı olsun.