๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dört Mezheb Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 05 Şubat 2010, 00:51:45



Konu Başlığı: Yemin Sayısı Arttıkça Keffâret Sayısı Da Artar
Gönderen: Eflaki üzerinde 05 Şubat 2010, 00:51:45

Yeminlerin birden fazla olması durumunda keffâretler de yeminler savısınca birden fazla, olur.

(110) Hanefîler dediler ki: Bu meselede iki görüş vardır:

1-İster aynı yerde, isterse ayrı ayrı yerlerde edilmiş olsunlar, yeminle­rin birden fazla olması durumunda keffâretler de o nisbette artar. "İkinci yeminle birinci yeminin aynısını kasdettim" diyen kimsenin sözüne itibâr edilmez.

2-Yeminler birden fazla olunca iç içe.girerler ve keffâretleri birden faz­la olmaz. Bir tek keffâretle hepsinin sorumluluğundan çıkılır. Bu, İmam Mu-hammed´in görüşüdür. Bazıları da bunu benimsemişlerdir.

Hanbelîler dediler ki:  Yeminin tekerrür etmesi ile şu durumlardan biri söz konusu olur:

İkinci yeminin keffâreti ya birinci yemin keffâretiyle aynı cinsten olur, ya da aynı cinsten olmaz. Eğer aynı cinstense ikisi iç içe girer ve bunun için tek keffâret vermek gerekir. Meselâ "vallahi yemem", ´´vallahi içmem", "val­lahi giymem" diye yemin edip de, bu yeminleri bozan kişinin tek keffâret vermesi gerekir. Çünkü bu yeminlerin keffâretleri aynı cinsten oldukları için, iç içe girerler. Bu yeminlerin hepsi de bozulmuş olsa veya bir kısmı bozul­muş olup da diğerlerinin gereği yerine getirilmiş olsa hüküm yine aynıdır. Aynı şekilde bir kişi adakta bulunmaya yemin eder de sonra bu yeminini ikinci ve üçüncü kez tekrarlayıp bu yeminlerini de bozarsa, tek keffâret ödemesi gerekir. Aynı cinsten oldukları için, bu yeminlerin keffâretleri iç içe girer. Allah adına yemin edip de sonra zihar üzerine yemin eden kişiye gelince, ay­rı cinslerden oldukları için, bunların keffâretleri iç içe girmez ve her biri için ayrı ayrı keffâret ödemesi gerekir. Sebebi, konusu ve kalıbı aynı olan yemi­ni tekrarlamaya gelince; meselâ "vallahi yemem", "vallahi yemem" diye ye­min eden kişinin tek keffâret ödemesi gerekir. Çünkü bu yeminlerin sebebi aynıdır ki, o da görüldüğü gibi te´kidtir.

Mâlikîler dediler ki:  Keffâret şu hususlardan ötürü birden fazla olur:

1-  Tekrar edilen yeminin amacı, yemini bozmak olmalıdır. Sözgelimi: "Vallahi Zeyd ile konuşmam" şeklindeki bir yemini her tekrar edişinde ye­mini bozmaya niyetlenen kişi, yeminini her bozuşta keffâreti de tekerrür eder. Zeyd ile her konuştukça keffâret ödemesi gerekir.

2-  Yeminin bozulmasının tekerrürü, sâdece kelimelerden değil de örf­ten anlaşılmalıdır. Diyelim ki, vitri terk eden kişi, terketmesi nedeniyle kı­nanır da terketmemeye yemin ederse, her terkettikçe keffâret ödemesi gerekir. Çünkü örf, bir defa bile olsa vitri terketmeyeceğine delâlet etmektedir. Bu kişi vitri her terkettiğİnde sanki; "vitri her terkettikçe bana keffâret vâcib olsun" demiş gibi olmaktadır.

3- "Vallahi girmem", "vallahi girmem", "vallahi girmem" demek gi­bi aynı şey üzerine defalarca yemin edip her defasında keffâretin fazlalaş­masına niyet etmek. Bu durumdaki bir kişinin, girmem dediği yere girmesi halinde, yemininin üç kez tekrarlanmış olması nedeniyle, üç keffâret verme­si gerekir. Ama defalarca yemin etmekle, keffâretlerin artmasını değil de tekidi kasdederse keffâretleri fazlalaşmaz. Bu, ittifakla sabittir.

Yemini tekrarlamakla yemini yeniden kurma kasdı güdülürse bunda ih­tilâf vukûbulmuştur. Yemin edilen yerler aynı da olsa, ayrı da olsa keffâret­lerin sayısı artmaz. Aynı şekilde "vallahi girmem yemem", "...giymem" gibi muhtelif şeyler üzerine yemin eden kişi, bunlarla keffâretlerin fazlalaş­masını kasdetmişse, müteaddit keffâretler ödemesi gerekir. Ama bunlarla, keffâretlerin birden fazla olmasını değil de yeminin yeniden kurulmasını ni­yet etmiş olursa, yukarıda anılan ihtilâf burada da sözkonusu olur. Te´kid de burada geçerli değildir. Çünkü te´kîd, üzerine yemin edilen şeylerin aynı olması durumunda sözkonusu olur.

4-  Çoğul olduğu için tekrara delâlet eden bir lâfızla yemin etmek. Sözgelimi, "eğer böyle yaparsam üzerime yeminler veya keffâretler vacib olsun" demek gibi. "Yeminler" veya "keffâretler" lâfzını kullanmakla eğer daha fazlasına niyet etmemişse, çoğulun en az sayısı olan üç keffâret ödemesi ge­rekir. Eğer "...üzerime on yemin veya keffâret vâcib olsun" demiş olsaydı on keffâret ödemesi gerekir.

5- Konumu açısından tekrara delâlet eden bir lâfızla yemin etmek. Söz­gelimi, "bu işi yaptıkça..." veya "Her ne zaman bu işi yaparsam üzerime yemin, ya da keffâret vâcib olsun" diyen kişi, yemininin aksini her yapışta keffâret ödemekle yükümlü olur. Çünkü "Her ne zaman yaparsam" ve "yap­tıkça..." cümlesi ve edatları konum itibariyle tekerrürü ifade ederler. Ama "bu İşi yaparsam" veya "yaptığım zaman üzerime keffâret vâcib olsun" diyen kişinin, yemininin aksini ilk defa işlediğinde keffâret ödemesi gerekir. Çünkü yemini, birinci fiille çözülmüş olur. Kuvvetli görüş budur. "Kur´ân, Tevrat, İncil hakkı için bu işi yapmayacağım" deyip de yapan kişi, sâdece bir keffâret öder. Çünkü bu kitapların üçü de Allah kelâmıdırlar ki, kelâm da Allah´ın sıfatlarından biridir. Kuvvetli görüş, budur. Bir kişi, "vallahi yarın ve yarından sonra onunla konuşmayacağım" diye, sonra ikinci kez; "vallahi yarın onunla konuşmayacağım" diye yemin eder ve yarın da konu­şursa yine bir keffâret Ödemesi gerekir. Çünkü ikinci yeminin müteallakı (üze­rine yemin edilen şey), birinci yeminin müteallakının bir bölümüdür. Birinci yemin, yarın ve yarından sonrasını kapsamaktadır. İkincisi ise sâdece yarını kapsamaktadır ki, o da birinci yeminin müteallakının bir bölümüdür. Ama önce yarın konuşmayacağı üzerine, sonra hem yarın, hem de yarından son­ra konuşmama üzerine yemin eden kişi, eğer yarın konuşursa iki keffâret ödemesi vâcib olur. Zira ikinci yemin, birinci yeminin müteallakının bir bö­lümü değildir. Ama yarın konuşmaz da, yarından sonra konuşursa bir kef­fâret ödemesi gerekir.

Şâfiiler dediler ki: Kaseme yemininin, diğer dört çeşit yeminin ve ğamûs yemininin tekerrürü ile keffâretler de tekerrür eder. Gamûs yeminin­de, bir kişi yalan olarak başkası üzerinde alacağı bulunduğuna yemin eder ve bu yeminini de tekrarlarsa, mükerrer keffâret ödemesi gerekir. Adamın biri başka birine, "vallahi her uğradıkça sana selâm vereceğim" diyerek ye­min eder ve ona uğradığı her seferinde selâm vermezse keffâret ödemesi vâ­cib olur. Ama "vallahi eve girmem" diye yemin eden kişi, bu yeminini tekrarlarsa, aralarında fasıla olsa bile bütün girişleri için keffâret ödemişse, tekrar keffâret ödemesi gerekir.