๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dört Mezheb Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 05 Şubat 2010, 00:50:14



Konu Başlığı: Yemin Keffaretı Ne Zaman Verilir?
Gönderen: Eflaki üzerinde 05 Şubat 2010, 00:50:14

Yemin keffâretini, yemini bozmadan önce vermek sahih olduğu gibi, bozduktan sonra vermek de sahihtir. Mezheplerin buna ilişkin detaylı gö­rüşleri aşağıya alınmıştı.

(109) Hanefîler dediler ki:  İster oruç tutarak, ister diğer üç şeyden bi­riyle (ki bunlar yiyecek verme, giyecek verme ve köle azâd etmektir) olsun, yemini bozmadan önce keffâret vermek mutlak surette sahîh olmaz. Çünkü bunlara göre keffâretin sebebi, yemini bozmaktır. Müsebbebin sebebten önce gelmesi sahîh değildir. Yemini bozmadan önce keffâret olarak yoksullara bir şey veren kişinin, verdiği şeyi onlardan tekrar geri alması caiz olmaz. Çünkü onlara vermiş olması, başka bir şeyin yanısıra ki o da keffâret vermektir-Allah rızâsı için bir hayır yapma niteliğindedir. (Her ne kadar keffâret ola­rak geçerli olmasa da) yoksullara vermiş olmakla hayır işlemiş ve sevab ka­zanmıştır. Bu sadakayı geri alarak hayrı bozmaya hakkı yoktur. Bozulan yeminin, keffâretini acele şekilde vermek vâcibtir. Keffâretin ertelenmesi hâ­linde günahkâr olunur ve bu yükümlülük ölümle de kalkmaz.

Mâlikîler dediler ki:  Mübhem nezir veya yeminle veya keffâret sö­zü vermekle veya "billahi" demekle de olsa gerçekleşmiş yemini bozmadan önce keffâret vermek sahîh olur. Bu yeminin, olumlu veya olumsuz cümley­le kurulmuş olması, hükmü değiştirmez. Ancak yemin, yemin-i berr sigasıy-la (olumsuz cümleyle) kurulmuşsa (vallahi bu eve girmem demek gibi); keffâreti, yemini bozmadan önce vermek câİz olsa da, en iyisi, yemini boz­duktan sonra vermektir. Yemin, yemin-i hins (yani olumlu cümleyle kurul­muş) ise (vallahi sefere çıkacağım demek gibi) ve yapılması yeminle taahhüt edilen iş için bir süre de konulmuşsa, yine aynı hüküm sözkonusudur. Ama verilen süre geçmedikçe, keffâreti vermemek müstehabtır.

Keffâreti, yemini bozduktan hemen sonra vermek, kuvvetli görüşe gö­re vâcibtir. Keffâret vermenin vücûb şartı, yemini bozmak, sebebi ise yemindir. Hükmün sebebi, şartına tekaddüm ederse hükmün de bu-sebebten sonra gel­mesi caiz olur. (Yani keffâret, yemini bozmadan önce ve fakat yeminden sonra verilebilir. Keffâretin yeminden (ki o, sebebtir) Önceye ahnmasıysa it­tifakla caiz değildir. Önceki şartlar çerçevesinde keffâret vermek vâcib olur ki, bu şartlardan biri (yemin ettirme amacıyla) zorlama olmamasıdır.

Şâfiîler yemin keffâretinin, yemin etmek ve yemini bozmaktan iba­ret iki sebebi olduğunu söylemişlerdir. Keffâretin, bu iki sebeb vuku bulma­dan verilmesi caizdir. Tabiî eğer keffâret, oruç tutma dışında bir yolla edâ ediliyorsa bu olabilir. Oruç tutarak edâ ediliyorsa, oruç bedensel bir ibâdet olduğundan ötürü, keffâretin sebebten önceye alınması caiz olmaz. Hiç ge­reği yokken orucu, vücûb vaktinden önceye almak, Ramazan orucunda da olduğu gibi sahîh değildir. Bedenî ibadetin vücûb vaktinden önceye alınma­sı ancak bir ihtiyaç nedeniyle caiz olur. Örneğin iki namazı, cem-i takdim şeklinde bir arada kılmak gibi. Ramazanda gündüzleyin oruçluyken cinsel ilişkide bulunma keffâreti gibi tek sebebli keffâretlerin, sebeblerinden Önce­ye ahnmalariysa caiz değildir. Yemin keffâreti önceden verilir de keffâret sebebi olan yemin bozulmazsa, keffâreti vermiş olan kişi; geri almayı şart koşmuşsa veya (alan) yoksul, bunun önceden (vâcib olmaksızın) verildiğini bilirse keffâreti geri alabilir. Aksi takdirde geri alması sahîh olmaz. Bir va­cibi terketmek veya haram bir işi yapmak gibi haram bir yemin bozmayla da olsa yemini bozmadan Önce keffâreti vermek caiz olur.

Hanbelîler dediler ki:  Yemin ve adakların bozulması durumunda keffâretlerinin acilen verilmesi vâcib olur. Yemin eden kişi, yeminini boz­madan önce de keffâret verebilir ve bu keffâret, yeminin bozulmasından son­rası için geçerli olup, yemini önceden çözer. Çünkü keffâretin sebebi yemindir. Vücûb şartı da yeminin bozulmasıdır. Keffâretin şarttan (yemini bozmadan) önce verilmesi caiz, ama sebebten (yemin etmeden) önce verilmesi caiz de­ğildir. Çünkü bir şeyin sebebinden önce var olması mümkün değildir. İçki içmemeye yemin eden kişinin yemini gibi, bozulması haram bir yemin bile olsa keffâretin, yemini bozmadan önce verilmesi caiz olur. Oruç tutma veya diğer şekillerle de olsa keffâretin, yemini bozmadan önce verilmesi caizdir.