๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dört Mezheb Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 25 Şubat 2010, 19:09:02



Konu Başlığı: Vekil, Başkasına Vekâlet Verebilir Mi?
Gönderen: Eflaki üzerinde 25 Şubat 2010, 19:09:02
Müvekkil, başkasına vekâlet vermesi hususunda vekiline izin ve­rirse, vekilin başkasına vekâlet vermesi sahih olur. Ama izin verme­mişse, vekilin başkasına vekâlet vermesinin sahih olup olmadığı hususunda mezheblerin ihtilâfları aşağıda açıklanmıştır.

(44) Mâlikîler dediler ki: Aslî müvekkil, başkasma vekâlet vermesi hu­susunda vekiline izin vermezse, vekilin başkasına vekâlet vermesi, iki durum dışında sahih olmaz:

1- Vekil, kendisine vekâleten verilen işi bizzat yapmaya lâyık olmazsa, meselâ; umumî bir pazarda, bir hayvan satmak üzere vekil tâyin edilen kişi, şerefli biri oluşu sebebiyle bu işi yapmaya uygun olmazsa, mezkûr hayvanı satmak üzere başkasını vekil tâyin edebilir. Yalnız, ikinci müvekkilin mute­ber bir insan olduğunu aslî müvekkilin bilmesi, ya da ikinci müvekkilin şe­ref ve itibariyle meşhur biri olması şarttır. Bu şart gerçekleşmeden vekil, müvekkilinin iznini almadan başkasına vekâlet verirse ve mal (hayvan) da zayi olursa, birinci vekil (ikinci müvekkil) sorumlu olur.

2- Vekil, yalnız başına altından kalkamayacağı çok işleri yapmak üzere vekil tâyin edilirse, çalışmada kendisine yardımcı olması amacıyla başkası­na vekâlet verebilir. Ama tek başına bağımsız olarak çalışmak üzere başka­sma vekâlet veremez. Vekil, başkasına vekâlet verir, sonra aslî müvekkil birinci vekili azlederse, birincisinin azledilmiş olması nedeniyle ikincisi de azledil­miş olmaz. Aslî müvekkil ikinciyi azletmek isterse, onu tek olarak azledebi­lir. Birinci vekil de ikinciyi azledebilir. Aslî müvekkil ölürse, her iki vekil de azledilmiş olur. Kendisine yetki devri yapılarak tâyin edilen (mufavvez) vekil, mutlak surette başkasına vekâlet verebilir.

Hanefîler dediler ki:  Vekilin, müvekkilinin iznini almadan başka­sına vekâlet vermesi caiz olmaz. Ancak bazı durumlar bundan istisna edil­miştir:

1-  Bir kişi, üzerindeki zekâtı hak sahiplerine vermek için bir başkasını vekil tâyin ederse, bu durumda vekilin, müvekkilden izin almaksızın başka­sına vekâlet vermesi caiz olur. İkinci vekil, aslî müvekkilin iznini almaksızın tasarrufta bulunabilir. Ama bir kişinin, kendisine kurbanlık bir hayvanı sa­tın almak üzere birisini vekil tâyin etmesinde durum bunun aksine olur. Bu vekil de bir başkasına vekâlet verir ve bu ikinci vekil, kurbanlık hayvan sa­tın alırsa, bu satın alma akdi askıda kalır. Aslî müvekkil, satın almayı onay­larsa akid sahih olur. Aksi takdirde sahih olmaz.

2-  Adamın biri, borcunu teslim almak üzere bir başkasını vekil tâyin ederse; bu vekil, kendi aile efradından birine, bu borcu teslim alması için vekâlet verebilir. Borçlu da, borcunu bu ikinci vekile öderse, zimmetten kur­tulmuş olur. Çünkü vekilin aile efradından olan birinin eli, vekilin eli gibi­dir. Ama kendi aile efradından olmayan, yabancı birini vekil tâyin eder, borçlu da, ödemeyi ona yapar ve ödenen borç aslî müvekkilin eline ulaşırsa, borçlu zimmetten kurtulur. Aslî müvekkilin eline ulaşmayıp ikinci vekilin elinde te­lef olursa, borçlu zimmetten kurtulmuş olmaz. Bu borcu ikinci vekilin öde­mesi gerekir. Alacaklı, vekil tâyin etmiş olduğu birinci vekile müracaat ederek malın tazminini isteyebilir.

3- Bir kişi bir malı satmak üzere bir başkasını vekil tâyin eder de sonra satış fiyatını kendisinin takdir etmesini ister, vekil de yapılacak fiyat takdi­rini müvekkilden duyması için yerine başkasını vekil tâyin ederse, bu vekâ­let aslî müvekkilin izhi olmadan sahih olur. Çünkü onun maksadı, fiyat takdiridir ki, bu da tiiç bir zarara uğramaksızın elde edilmiştir.

Yetkiyi vekilin görüşüne bırakmak, başkasına vekâlet vermesi için ve­kile izin verme yerine geçer. Müvekkil ona, "Kendi görüşüne göre çalış" ve­ya "dilediğini yap" derse, vekil kendi yerine başkasına vekâlet verebilir. Birinci vekil, ikinci vekile: "Kendi görüşüne göre çalış" veya "dilediğini yap" der­se, o, bir üçüncü şahsı vekil tâyin edemez. Boşama ve köle azâd etme gibi hususlar bundan istisna edilmiştir. Bir kişi, boşama veya köle azâd etme hu­susunda bir başkasma: "Kendi görüşüne göre çalış" veya "dilediğini yap" derse sahih olmaz. Böyle demekle onu vekil tâyin etmiş olmaz. Başkasına vekâlet vermesi sahih olmaz. Birinci vekil, aslî müvekkil tarafından kendisi­ne yetki devri yapılmadan veya tevkil izni verilmeden bir başkasına vekâlet verirse ve ikinci vekil de tasarrufta bulunursa, tasarrufu sahih olmaz. An­cak hazırda veya gaipte olsun, birinci vekil onun bu tasarrufunu onaylarsa sahih olur. Çünkü maksat, vekilin görüşünün gerçekleşmesidir. Bu da ta­sarrufu onaylamasıyla gerçekleşmiştir. Bu ikincisi, her ne kadar vekâleti aslî müvekkilin izni veya yetki devri olmadan verildiği için sahih değilse de, ve­kil adını alır. Zîrâ tasarrufunun onaylanmış olması, onu şu anda vekil yap­mıştır. Fuzûli akidlerde de yapılan akid, onaylandıktan sonra, akdi yapmış olan kişi vekil olmaktadır. Sonradan yapılan onay, önceden verilen vekâlet gibidir. Müvekkilin emri ya da yetki devretmesine dayanarak birinci vekil, ikinci bir vekil tâyin ederse, bu ikincisi aslî müvekkile tâbi olur. Birinci veki­lin azledilmesi veya ölümü sebebiyle kendisi azledilmiş olmaz. Aslî müvek­kilin ölümü sebebiyle, her ikisi de azledilmiş olurlar.

Hanbelîler dediler ki:  Bizzat yapma imkânına sahip olduğu bir işi yaptırmak üzere vekilin, başkasına vekâlet vermesi caiz olmaz. Bir işi yap­mak üzere vekil tâyin edilen kimsenin emsallerinin, o işi yapmaları sahih de­ğilse, bu işi yaptırmak için kendi yerine bir başkasını (ikinci) vekil (olarak) tâyin etmesi sahih olur. Aynı şekilde bir işi yapmak üzere vekil tâyin edilen kişi, o işi yapmaktan âciz ise, kendi yerine bir başkasını vekil tâyin etmesi sahih olur. Aslî müvekkili, başkasına vekâlet vermesine izin verirse, kendi yerine başkasını vekil tâyin etmesi sahih olur. Müvekkili: "Dilediğini yap" demekle yetki devri yaparak ona vekâlet verdiği takdirde, bu vekilin bir baş­kasına da vekâlet vermesi sahih olur.

Şâfîîler dediler ki:  Vekilin, yapmaktan âciz olduğu veya kendisine lâyık görmediği bir işi yaptırmak üzere başkasını vekil tâyin etmesi, müvek­kilden izin almadan da sahih olur. Ama diğer işlerde kendi yerine başkasını vekil tâyin edebilmesi için, müvekkilin açık veya dolaylı olarak izin vermesi gerekir.