๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dört Mezheb Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 27 Şubat 2010, 21:57:56



Konu Başlığı: Üç Talâkla Boşandıkları İçin Haram Olan Kadinlar Ve Hülle Yaptıran Erkek
Gönderen: Eflaki üzerinde 27 Şubat 2010, 21:57:56
Bir kimse, karısını üç talâkla boşarsa, bu kadın başkası tarafın­dan nikahlanıp (boşanmadıkça), kendisine helâl olmaz. İkinci koca­nın, bu kadınla devamlı yaşamaya niyet etmesi gerekmez. İkincisi bu kadınla, sırf ilk kocasına helâl olması kasdıyla cinsel temasta bulunsa bile bu kadın ilk kocasına helâl olur. ikinci kocaya "muhallil" de­nir. Bu kadın ancak, mezheblerin ileri sürdükleri tafsilâtlı şartlar çer­çevesinde ilk kocasına helâl olur.

(35) Mâliki ve Hanbblıler dediler ki:  Bir kimse hülle yapma kasdıy­la (boşanmış) bir kadınıfnikahlarsa, bu kadın, ilk kocasına mutlak surette helâl olmaz. İkinci kocanın (hullecinin) nikâhı ise bâtıl ve geçersizdir.

(36) Hanefîler dediler ki:  İkinci koca, o kadını ilk kocasına helâl olma­sı amacıyla nikahlarsa, bu, bazı şartlarla sahih olur.

1- İkinci koca, onu sahih bir akidle nikâhlamahdır. Akid fâsid olursa, önceki şartları taşımadığı gerekçesiyle, kadın ilk kocasına helâl olmaz. İkin­ci akid, başkasının onayına bırakılırsa, meselâ bu kadını köle biri nikâhlar ve efendisinin onaylamasından önce kadınla cinsel temasta bulunursa, ilk kocasına helâl olmaz.

2-  İkinci koca, kendisiyle gerdeğe girip cinsel temasta bulunmuş olmalı­dır. Temas olmaksızın, yalın bir nikâh akdi bu kadını ilk kocasına helâl kıl­maz. Bu hüküm üzerinde icmâ vardır.

Saîd bin Müseyyeb´in, yalın bir nikâh akdiyle de bu kadının ilk kocası­na helâl olacağını söylediği rivayet edilmiştir. Ancak onun bu sözüyle, ke­sinlikle hiç bir imam amel etmemiştir. Bu yolda fetva verenlere Allah´ın ve bütün meleklerin laneti olsun. Kadı bu yolda hüküm verirse, hükmü yerine getirilmez. İkinci kocanın akıllı olması şart değildir. Aksine, deli biri bile o kadınla temasta bulunursa, ilk kocasına helâl olur. Hissetmeyen uykudaki bir adam veya baygın bir adam o kadınla temasta bulunursa, yine ilk koca­sına helâl olur. Aynı şekilde kadının kendisi uykudayken veya baygınken ken­disiyle temasta bulunulursa, yine ilk kocasına helâl olur. Ancak bu hükümde ihtilâf vardır. Bazıları temas yapan erkekle kadının lezzet duymalarını şart koşmuşlardır. Nitekim hadîsin zahiri de bunu öngörmektedir. Şu halde te­mastan lezzet almayan baygın veya uykudakilerin yaptıkları temas dolayı­sıyla kadın, ilk kocasına helâl olmaz. Ama delinin durumu bunun tersinedir. O kesinlikle cinsel temastan lezzet alır. Kadının ilk kocasına helâl olması için, penisin, kadının vaginasına girdirilmesİni yeterli görenler, baygın veya uy­kuda bile olsa yapılan temasla bu kadının ilk kocasına mutlak surette helâl olacağını söylemektedirler. Ama en sağlamı, hadîsin zahiriyle amel etmektir. Yalnız, penisin sadece girdirilmesiyle lezzet duyuluyorsa, kadın ilk ko­casına helâl olur.

îkinci kocanın baliğ olması şart değildir. Onun penisi oynayan ve ka­dınlara karşı şehvetlenen mürâhik (buluğ çağına yaklaşmış) biri olması, hül­le bakımından yeterli olur.

Müslüman koca tarafından boşanan zımmî kadına hülle yapacak olan ikinci kocanın müslüman olması şart değildir. Müslüman bir erkek, zımmî bir kadınla evlenir, bilâhare onu üç talâkla boşarsa ve bu kadın da kendi gibi zımmî bir erkekle evlenirse ve onun tarafından da boşamrsa, müslüman olan ilk kocasına helâl olur. Hülle için yapılan temasın engelsiz olması, yani temas yaparken iki cinsel organ arasında kalın bir engel bulunmaması şart­tır. Erkek, penisine kalın bir bez sararak kadınla temasta bulunursa, bu te­mas hülle açısından yeterli ve sahih olmaz. Ama bu engel, kaput (penis kılıfı) diye bilinen ince ve iki organın ısısının birbirine geçmesine engel olmayan cinstense, yapılan temas yeterli ve sahih olur.

3- îkinci kocanın teması, guslü gerektiren bir temas olmalıdır. Öyle ki, penisin sünnet yeri olan baş kısmı, vaginanm içine tam girmelidir. Mûtemed olan görüş budur. Meni akması şart değildir. Bilindiği gibi hulleci olan ikin­ci kocanın mürâhik (buluğa yaklaşmış bir erkek) olması yeterli görülmüş­tür. Yapılan cinsel temasın, caiz bir temas olması da şart değildir. Kadın hayızh veya nifaslı veya ihramlı iken hulleci erkek onunla temasta bulunursa, bu kadın ilk kocasına helâl olur.

4-  Bu kadın ikinci kocanın boşaması nedeniyle iddetini tamamlamalı­dır. Bu iddeti tamamlamadan ilk kocasına helâl olmaz. Birinci kocanın ken­disini boşamasından sonra iddetini tamamlamadığı sürece hulleci olan ikinci koca da onu nikâhlayamaz. "İkinci nikâh akdinin sahih olması şarttır´* der­ken, bundan sözetmiştik. Zîra kadın iddet beklemekteyken üzerine akid ya­pılırsa, yapılan nikâh akdi sahih olmaz.

5-  Cinsel temasın, ön organdan yapıldığı kesin olarak bilinmelidir. Kendisi gibileriyle normal olarak cinsel temasta bulunulmayan -kocasından boşanmış-küçük yaştaki bir kadınla yapılan cinsel temas, onu ilk kocasına helâl kıl­maz. Önüyle arkası birbirine karışmış olan müfdât kadınla cinsel temasta bulunmak da böyledir. Bu kadın, kendisiyle temasta bulunan ikinci koca­dan hâmile kalmadıkça, ilk kocasına helâl olmaz. Zîra gebe kalmazsa, vagi-nadan temasta bulunulmuş olduğu kesin olarak bilinemez. Penisi kesik olan erkeğin yaptığı temas da böyledir. Böyle bir erkeğin yaptığı temas dolayısıy­la kadın, ilk kocasına helâl olmaz. Meğer ki kadın, bu kocadan hâmile kal­sın. Bu da şöyle olur: Penisi kesik olan bu erkek, kesik olan yeri vaginanın üzerine koyarak kadınla sevişebilir. -Nitekim bazı kadınlar da biribirleriyle böyle yapmaktadırlar-. Sonra da bu sevişme nedeniyle menisi akabilir. İşte bu meni akması nedeniyle kadın hâmile kalırsa, ilk kocasına helâl olur.

Hadım (testisleri kesik) bir erkeğin bu kadınla yaptığı cinsel temas da böyledir. Böyle bir erkek, bu kadınla evlenir ve penisini kadının vaginasına girdirirse, kadın ilk kocasına helâl olur. Penisinde bir nevi uyanma ve hare­ket bulunan yaşlı bir erkeğin bu kadınla evlenip cinsel temasta bulunması da hülle açısından yeterli olur. Ama penisi paçavra gibi olup hiç uyanmıyor ve eliyle tutup girdirmediği takdirde vaginaya girmesi mümkün olmuyorsa, bu temas dolayısıyla kadın, ilk kocasına helâl olur mu, olmaz mı? Bir kavle göre helâl olur. Çünkü önemli olan, penisin başının vaginaya girmesidir. Bir kavle göre helâl olmaz. Ama;

"Ey kadın, sen onun (erkeğin) balçığından o da senin balçığından tadıncaya kadar"[9] hadîs-i şerifinin zahirinden de anlaşılacağı gi­bi, penisin vaginaya girmesiyle ikisi de lezzet alırlarsa, bu kadın ilk kocasına helâl olur. Lezzet almazlarsa helâl olmaz.

Şu da var ki: Bir erkeğin, başkası tarafından boşanmış bir kadını, ilk kocasına helâl olması için hülle yapmak kasdıyla nikahlayıp onunla cinsel temasta bulunması caiz olur mu, olmaz mı? Caiz olur ve bunu yapan erkek sevap da kazanır. Yalnız, bunun bir takım şartlan vardır:

1-  Bu işi yapan ikinci erkek, sırf şehvetini tatmin etmeyi değil de, karı koca arasını düzeltmeyi amaç edinmelidir. Bunu yalnızca şehvetini tatmin etmek için yaparsa mekruh olur. Ama yine de bu kadın, ilk kocasına helâl olur.

2-  Hülle yapan ikinci erkek, kendim sırf bu işe vermemelidir. Öyle ki, halk arasında boşanan kadınlara hülle yapan biri olarak tanınmamalıdır. Böyle olduğu takdirde yaptığı iş tahrîmen mekruh olur.

3- Bu işi yapmak için kendisine ücret verilmesini şart koşmamahdır. Ücreti şart koşarsa, hülle yapması haram olur ve:

"Allah, hülle yapana ve kendisi için hülle yapılana lanet etsin[10] hadîs-i şerifinin kapsamına girer. Çünkü ücret Şart koşması dolayısıyla lanete müstahak olur.Bundan dolayı günahkâr ve asî olur. Çünkü tekesini, dişi keçi üzerine çekmek için ücret alan kimseye benzemektedir. Yanında erkek bir eşeği veya başka herhangi bir hayvanı bu­lunan kimsenin, bu hayvanını kendi dişi eşeğinin veya diğer dişi bir hayvanı­nın üzerine çekip döl tutturmak gayesiyle isteyen bir kimseden ücret alması haram olur. İşte aynı şekilde, hülle yapan erkek de yaptığı temas için ücret alırsa, ücretle dişi eşeğin üzerine atlatılan erkek eşek gibi olur.

4-Nikâh kıyarken hülleyi şart koşmamahdır. Meselâ "ilk kocana helâl olman için seninle evlendim" dememelidir. Böyle derse şart bâtıl, ancak nikâh akdi sahih olur. Mûtemed olan görüş budur. Akidten sonra temasta bu­lunursa, kadın ilk kocasına helâl olur. Ama tahrîmen mekruh olmakla beraber helâl olur. Görüldüğü gibi bunun mekruhluğunun illeti, yukarıda geçen hül­le ile ilgili hadîsin zahir anlamına muhalefet etmektir. Zîra hülle yapanla, kendisi için hülle yapılan kimselerin lanetlenmesi »nikâh akdi yaparken hülle yapma şartım koşan hulleciye, bu vasfı veriyor. Bilindiği gibi Hanefîler, hülle maksadıyla nikâh akdi yaparken ücret almayı şart koşan hullecinin de lanet kapsamına gireceğini söylemektedirler. Hadisteki "lanet" bedduasının, üc­ret almayı şart koşanla, hülle yapmayı şart koşana mahsus olduğunu söyle­meye engel hiçbir şey yoktur. Çünkü hülle yapmak için ücret almayı şart koşan kimse, açıkça hülle yapmayı şart koşmuş gibi olur. Bunların her ikisi için de "bu adam bu işi, mürüvveti giderecek alçak bir amaç uğruna yaptı" di­yebiliriz. Her ikisi de lanete müstahak olur.

Bazı kimseler Ebû Hanîfe´nin: "Nikâh akdi esnasında hülle yapma şar­tını koşmak sahih olur ve bu şart (kocayı) bağlar. Öyle ki, cinsel temastan sonra bu kadını boşamaya yanaşmazsa, kadı onu boşamaya zorlar" dediği­ni nakletmişlerdir. Ancak Hanefîlerin muhakkik âlimleri, bu sözün zayıf olup esas alınamayacağını, çünkü mezhebin kurallarıyla çeliştiğini söylemektedirler. Şundan ki; nikâh, fâsid şartlar dolayısıyla bâtıl olmaz. Aksine nikâh sahih olmakla beraber, bu fâsid şartlar bâtıl olurlar. Şüphesiz ki hülle yapmayı şart koşmak, nikâh akdinin gereklerinden değildir. Bu şartın bâtıl, nikâh ak-dininse sahih olması gerekir. Mezhebin mûtemed görüşü budur. Geçici ni­kâh bahsinde de anlatılacağı gibi, nikâh akdi, belli bir zamanla sınırlandırılırsa, akid bâtıl olur.

Kadın, (hulleci) erkeğin kendisini boşamayacağından korkarsa, ona: "Bo­şanma yetkisi bende olmak kaydıyla seninle evlendim" der ve erkek de "ka­bul ettim" cevabını verirse, nikâh akdi sahih olur. Kadın, dilediği zaman kendim boşayabilir. Kadın, erkeğe bu sözü söylerse akid sahih olur. Ama erkeğin kendisi, kadına "akıbetini tâyin etme yetkisi sende olmak üzere se­ninle evlendim" derse, nikâh akdi sahih olur, fakat erkeğin ileri sürdüğü bu şart geçersiz olur.

Özetlersek, hülle yapma işi, bu sakıncalardan salim bulunur ve bunun­la da boşanmış olan kan-kocamn aralarını düzeltme kasdı güdülürse caiz­dir. Eşleri barıştıran hulleci de, bu yaptığından ötürü sevap kazanır. Ama bu iş, yukarıda belirtilen diğer amaçlarla yapılırsa, tahrîmen mekruh olur. İlk koca olsun, hulleci olsun, boşanan kadın olsun, bu işe ortak olan herkes günahkâr olur. Ama diğer şartlar tahakkuk ederse, nikâh akdi sahih olur. Açıklanan şekliyle cinsel temas vukûbulursa, kadın, ilk kocasına helâl olur.

Mâlikîler dediler ki: Bir kimse, üç talâkla boşanmış bir kadını ilk kocasına helâl kılmak amacıyla nikahlarsa, yapılan nikâh akdi fâsid olur. Gerdeğe girmekle akid sabit olmaz. Aksine gerdekten önce de olsa, sonra da olsa araları tefrik edilir. Hülle yapma şartıyla bu kadınla evlenirse akid, talâksız olarak fesholunur. Çünkü nikâh akdi baştan beri varolmamıştır. Hülle yapmayı şart koşmaz ama, nikâh akdinden sonra bunu ikrar ederse, yine aynı şekilde akid, talâkla fesholunur. Nikâh akdinden önce bu ikrarda bu­lunur, sonra da kadını nikahlarsa, akid, talâksız olarak fesholunur. Nikâh akdi yapılırken de böyle birikrârda bulunursa aynı hüküm sözkonusu olur. Bazıları derler ki: Mutlak surette hulleciyle kadının arası, bâin bir talâkla tefrik edilir. Bu kadının ilk kocasına helâl olup olmamasında önemli olan, ikinci erkeğin niyetidir. Hülle yapmaya niyet etmişse, akid fâsid olur. Böyle bir niyeti yoksa, akid sahih olur. Boşayan erkekle boşanan kadının niyetle­rine gelince; ikinciyle evlenmeyi sırf hülle maksadıyla yapmış olsalar bile bunun önemi yoktur. Çünkü artık boşama yetkisi ikinci kocadadır. Hülle yapmaya niyet ederse, evlilik binasının temelini oluşturan bir şartı terketmiş olur. Bu şart da, evliliğin asıl amacı olan, eşlerin bir arada yaşamalarının sürekliliği­dir. Bir kimse, hülle maksadıyla bir kadınla evlenip cinsel temasta bulunur­sa, bu kadın ilk kocasına helâl olmaz. İkinci koca (hulleci) akid esnasında takdir etmiş olduğu mehri, cinsel temasta bulunduğu gerekçesiyle kadına ver­mekle yükümlü olur. Bu hususta ihtilâf yoktur. Hülleyi nikâh akdinde şart koşarsa, kadınla temasta bulunduğu takdirde ona önceden belirttiği miktar­daki mehrini (mehri müsemmâsını) vermesi, esah kavle göre gerekli olur. Aynı şekilde, kadınla hülle niyetiyle evlenir ve kadın kendisini beğendiği tak­dirde onu tutup boşamamaya niyet ederse, önceki gibi nikâh akdi fâsid olur. Cinsel temas yapılsa bile ilk kocasına helâl olmaz. Başkasıyla geceleyen bo­şanmış bir kadın, ilk kocasına helâl olmaz. Ancak bu kadın, kendisini hülle niyeti olmaksızın nikahlayan bir kocayla evlenirse, ilk kocasına helâl olur. Tabiî bu da bazı şartların gerçekleşmesiyle mümkündür:

1-  İkinci koca baliğ olmalıdır.

2- Penisinin başı, veya başı yoksa, baş kadar bir kısmı kadının vagina-sına girmelidir. Bundan daha kısa bir kısım girerse, kadın ilk kocasına helâl olmaz. Kadın, penisin, mak´ada sokulmasıyla ilk kocasına helâl olmaz. Ay­rıca ikinci koca, kadınla cinsel temasta bulunurken, vaginaya girdirmezden önce olsun, vaginaya girdirdikten sonra olsun, penisinin mutlak surette uyanıp kalkmış olması gerekir. Meselâ penisini uyanıp kalkmaksızın vaginaya gir­dirir, girdirdikten sonra (vaginadayken) uyanıp canlanırsa temas sahih olur. Penisin tam olarak uyanıp kalkması şart değildir, ama mutlaka vagina içine girdirilmesi gerekir. Vaginanın üstüne koymak yeterli olmaz. Penise, temas esnasında kalın bir bez sarmamahdır. Ama iki tenasül organının ısılarının birbirine geçmesine engel olmayan ince bir bezin penise sarılmasıyla yapılan temasın sahih olup olmayacağı hususunda ihtilâf vardır. Kuvvetli görüşe göre bu durumda yapılan cinsel temas, kadının ilk kocasına helâl olması açısın­dan yeterli olur. Kadınları gebe bırakmaktan sakınmak için zamanımızda pe­nise takılan kılıf da bu ince bez hükmündedir. Kılıf takılarak yapılan cinsel temasla da kadın, ilk kocasına helâl olur. Cinsel temas esnasında meninin akması şart değildir. Mâlikîlerin, cinsel temas esnasında mutlaka meni ak­masını şart koştukları yolunda Hanefî kitaplarında yer alan ifâdeler doğru değildir.

Testisleri kopuk olup sadece penisi bulunan erkeğin, penisini vaginaya girdirmesiyle ve kadının da bu durumu bilmesi şartıyla yine ilk kocasına he­lâl olur. Çünkü kadın, bu durumu bilip razı olursa, nikâh akdi bağlayıcı olur. Ama bu durumu bilmezse, nikâh akdi kusurlu ve feshe kabil olur. Bu nikâ­ha dayanılarak yapılan cinsel temas dolayısıyla kadın, ilk kocasına helâl olamaz.

3-  İkinci koca müslüman olmalıdır. Müslüman bir erkek, ehl-i kitabtan olan karısını üç talâkla boşar, sonra kitabî bir erkek onunla evlenip bilâhare ayrılırsa, bu kadın, müslüman olan ilk kocasına helâl olmaz. Ama Hanefî-ler bu görüşe muhaliftirler.

4-  Kadında ve kendisiyle evlenen ikinci kocada cinsel temasa engel şer´î bir özür bulunmamalıdır. Meselâ kadın, hayızlı veya nifaslı olmamalıdır. Bu kanamaları kesilmiş olduğu halde henüz gusletmemiş olması da cinsel te­masa engeldir. Veya her ikisi, ya da birisi Ramazan orucu, yahut muayyen adak orucunu tutuyor durumda bulunmamalıdır. Bu durumlarda cinsel te­mas yapılsa bile kadın, ilk kocasına helâl olmaz. Bazıları bu durumda yapı­lan cinsel temasın, kadını, kendisini boşamış olan ilk kocasına helâl kılacağını söylemişlerdir. Ama ikisi veya biri, nafile orucu tutuyor, ya da farz veya mu­ayyen adak orucunu kaza ediyorken yaptıkları cinsel temas, kadını ittifakla ilk kocasına helâl kılar.

5-  Her ikisi veya birisi, yaptıkları cinsel teması inkâr etmemelidir. Er­kek ya da kadın, yapılan cinsel teması inkâr ederse, kadın ilk kocasına helâl olmaz.

6-  Kadın, cinsel temasa dayanamayacak kadar küçük yaşta olmamalıdır.

1- Kadın, cinsel temasın vukûbulduğunu bilmeli ve hissetmelidir. Ka­dın, uyumaktaysa veya baygın vaziyetteyse, ya da idrâk edemeyecek derece­de deli olursa ilk kocasına helâl olmaz. Ama ikinci kocanın, cinsel temasın vukûbulduğunu bilmesi, mûtemed görüşe göre şart değildir. Kendisi deli veya hissetmeyecek derecede uyku halindeyken bile temasta bulunursa, bu teması, kadını ilk kocasına helâl kılar.

Şâfîîler dediler ki: Adamın biri, başkasının üç talâkla boşamış ol­duğu bir kadını, ilk kocasına helâl etmek maksadıyla nikahlarsa, yaptığı akid şu şartlarla sahih olur:

1- İkinci  koca, kadını sahih bir akidle nikâhlamahdır. Akid fâsid olur veya şüphe sonucu kadınla cinsel temasta bulunur, ya da zina ederse, bu ka­dın ilk kocasına helâl olmaz. Çünkü Cenab-ı Allah şöyle buyurmaktadır:

"Bundan sonra kadın, başka bir erkeğe nikâhlanmadıkça (ve ondan da ayrılmadıkça) ilk kocasına helâl olmaz..[11]Açıkça görüldüğü gibi burada sahih akid sözüyle, sahih nikâh akdi kasdedilmektedir.

2- İkinci koca, nikâh .akdini yaparken, hülle yapmayı sözlü olarak şart koşmamahdır. "Kendisini boşamış olan ilk kocasına helâl kılmak amacıyla falan kadınla evlendim" veya: "Kendisiyle temas yaptığımda boşamak veya onun bâin talakla boşanması üzerine falan kadınla evlendim" derse, akid bâtıl olur. Bu fâsid akde dayanarak yaptığı cinsel temas dolayısıyla kadın, ilk kocasına helâl olmaz. Herhangi bir şart koşmaksızın kadım nikâhlar, ama ilk kocasına dönmesi için kadını boşayacağını niyetinde tutarsa, bu mekruh olur.

3- İkinci kocanın, lezzet alma zevkine sahip olduğu tasavvur olunabil-melidir. Meselâ çocuk olsu. bile, cinsel teması arzulayan biri olmalıdır. Baliğ olması, temas esnasında menisinin akması ve akıllı olması şart değildir. Deli bir erkek, sahih bir akidle nikahlandıktan sonra cinsel temasta bulunursa, bu kadın ilk kocasına helâl olur. Boşanmış olan bu kadın zımmî ise, kendi­sini nikahlayan ikinci kocanın (hullecinin) müslüman olması şart değildir. Müslüman bir erkek, karısını boşadıktan sonra karısı zımmî bir erkekle ev­lenir, zımmî erkek de cinsel temastan sonra kendisini boşarsa bu kadın, (müs­lüman olan) ilk kocasına helâl olur. İkinci kocanın hür olması da şart değildir. Boşanmış bir kadın, bir köleyle evlenir ve kölenin efendisi de bu evliliği onay­larsa sahih olur.

Kadının cinsel temasa dayanıklı olması şart değildir. Emsalleriyle cinsel temasta bulunulmayacak kadar küçük yaştaki bir kadın üzerine sahih nikâh akdi yapıldıktan sonra vaginasına penisin başı girdirilirse, bu kadın, kendi­sini boşamış olan ilk kocasına helâl olur. Cinsel temasın lezzetini bilmeyen ve kendi emsallerinin, kadınlarla cinsel ilişkide bulunmadığı erkek çocuğu­nun durumu bundan farklı olup, onun yapacağı cinsel temas dolayısıyla ka­dın ilk kocasına helâl olmaz. İki durum arasındaki fark şudur: Üç talâkla boşanmış kadına başka bir erkeğin cinsel temasta bulunmasından amaç; er-kekleri,karılarınıüçtalâklaboşamaktannefret ettirip uzaklaştırmaktır .Bu uzak­laştırma ve nefret ettirme de, küçük yaştaki kadını ellemek ve penisin başını onun vaginasına girdirmekle gerçekleşmektedir. Bu temasta bulunanların, biribirlerinin balçıklarını tatmaları şart değildir. "Ey kadın, sen onunbalcı-Iından, o da senin balçığından tadıncaya kadar" hadîs-i şerifinden maksat, cinsel temasın kendisidir. Çünkü lezzetten, çoğunlukla cinsel temas anlaşılır. cinsel temasla penis vaginanın içine girmelidir. Öyle ki, penisin başı, bekâret zarının ötesine kadar gitmelidir. Kadın bakire olup da, erkek penisi­ni zarım yırtmaksızın ve bekâretini gidermeyecek şekilde vaginaya girdirir-se, bu yeterli olmaz. Zîra gerekli oları, penisin başının, bekâret zarının ötesine gidecek kadar vagina içine girmesidir. Bazılarına göre bu kadarı da yeterli olur. Kadınla mak´adtan temas yapıldığı takdirde bu temas, onu ilk kocası­na helâl kılmaz. Erkek, menisini kadının vaginasına cinsel temastan başka bir yolla akıtırsa, bu da kadını ilk kocasına helâl kılmaz. Penisi kesik bir erkek, penisini vaginanın üstüne koyup da sevişerek menisini vaginaya akı­tırsa, kadın yine ilk kocasına helâl olmaz. Ama testisleri kopuk bir erkek, kadınla temasta bulunursa, bu temas kadını ilk kocasına helâl kılar.

5- Penis sertleşmiş vaziyette olmalıdır. Sertleşmediği halde, erkek kendi eliyle tutarak vaginaya gİrdirirse, kadın ilk kocasına helâl olmaz. Penisin tam olarak kalkmış olması şart değildir. Ayrıca temas yaparken cinsel organları arasında örtü, perde ve kılıf gibi engellerin bulunmaması şartı aranmamak­tadır. Erkek, penisine bir bez sararak vaginaya girdirirse sahih olur. Hele hele ince bir Örtü olan ve kaput dîye bilinen kılıfı penisine takarak öylece temasta bulunursa, bu kadın önceki kocasına haydi haydi helâl olur. Cinsel temasın hayız, nifas ve ihram gibi yasaklar dolayısıyla memnu bir temas ol­maması da şart değildir. İlk kocanın, nikâh akdinin fâsitliği dolayısıyla hül­le yapma zorunluluğunun düşmesine dâir son bir konu da şudur: Adamın biri, bir kadını Şafiî mezhebine göre fâsîd olan bir akidle nikahlayıp (meselâ iki fâsık şahidin huzurunda nikâhlar veya fâsık velî tarafından bir kadın ken­disine nikâhlanırsa) sonra da bu kadınla gerdeğe girip karı-koca hayatı ya­şar ve bilâhare üç talâkla boşarsa, araya hulleci koymaksızın bu karısıyla yeni bir evlenme akdi yapabilir mi, yapamaz mı? Çünkü ilk nikâh akdi fa­sittir ve bu nikâhın ortadan kaldırılması, talâk (boşama) sonucunu doğur-.maz. Evet bu erkeğin, boşadıktan sonra araya hulleci koymaksızın karısıyla yeniden evlenme akdi yapması mümkün olur mu, olmaz mı?

Şafiî mezhebinin müftâbih görüşüne göre bu erkek, araya hulleci koy­maksızın ilk karısıyla yeniden evlenme akdi yapamaz. Hülleyi düşürmek için ilk nikâh akdinin fâsid olduğunu gerekçe edinerek fetva vermek sahih ol­maz. Evet, ilk nikâh akdi iki fâsık şahidin huzurunda yapılır veya velisiz ya­pılırsa ve bu durum eşlerin ikrarıyla, ya da beyyineyle tesbit edilirse, hüküm şu olur: Kadı, Allah hakkı olarak değil de karı-koca hakkı olarak, hulleciyi araya koymaksızın yeni bir nikâh akdi yapmalarına hükmedebilir. Sözgeli­mi ilk nikâh akdinde kadına verileceği bildirilen mehir (mehr-i müsemmâ) o kadının mehr-i mislinden az olur da, kadın nikâhın fâsid olduğunu iddia ederek mehr-i mislini almak ister ve bu durum da tesbit edilirse, kadın mehr-i misil alma hakkına sahip olur. Aynı şekilde koca, gerdeğe girmeden karısını üç talâkla boşar ve kadının bu nedenle hak edeceği yarı mehri vermemek için ilk nikâh akdinin fâsid olduğuna dâir beyyine getirirse, kadı, onun lehine hükmeder. Bu durum tesbit edilir ve kadı da bu^olda hüküm verirse, buna bağlı olarak hülle yaptırma zorunluluğu da ortadan kalkar. Her iki durum­da da koca, araya hulleci koymaksızın karısıyla yeniden evlenme akdi ya­pabilir.

Karısını üç talâkla boşadıktan sonra hülle yaptırmak, Allah´ın hakkındandır. Eşlerin ikisi de nikâh akdinin fâsid olduğunu ikrar eder veya fâsid olduğuna dâir beyyine getirirlerse ve araya hulleci koymaksızın yeniden ev­lenmek isterlerse, beyyine veya ikrarlarına aldırış edilmez. Ancak bir beyyi­ne hasbî olarak kendiliğinden ortaya çıkarsa ve değerlendirilmesine de ihtiyaç varsa, o zaman dinlenir. Bu şöyle olur: Fâsid bir nikâh akdi yaparak bir ka­dınla evlenen, bir süre sonra da onu üç talâkla boşayan bir adamın, bu üç talâkla boşayışına dâir bir beyyine bulunmaması, kadının da o erkekle bir­likte normal bir evlilik hayatını sürdürüyor olduğunu zannetmesi; sonra da kadı´nın huzurunda ifâde verirken kendisi üzerine bâtıl bir nikâh akdi yapıl­dığını, bu akde dayanarak o erkekle evlilik hayatını sürdürmesinin doğru ol­mayacağını söylemesi halinde, kadı onların nikâhını fesheder. İşte bu durumda, kocası, araya hulleci koymaksızın bu kadın üzerine yeni bir nikâh akdi yapabilir. Bu hüküm için şöyle bir mesele de düşünülebilir: Adamın bi­ri fâsid akidle nikahladığı karısını, gerdekten önce üç talâkla boşar, sonra da o kadının anasıyla m&hremi imişçesine muaşerette bulunur ve hasbî bir beyyine ortaya atılır ve bu kayınvâlidesiyle mahremi gibi birlikte yaşaması­nın caiz olmadığına şehâdet edilirse -çünkü bu kadının kızıyla fâsid nikâh akdi yaptığı için bu kadın bu erkeğin mahremi olamaz- kadı, nikâh akdinin sahih olmadığına karar verir. Böylece de hülle yaptırma zorunluluğu orta­dan kalkmış olur. Özetlersek: Nikâh akdinin fâsitliğine dayanarak hülle yap­tırma yolunda hüküm vermek sahih olmaz. Ancak eşler, gizlice buna göre amel edebilirler. Fakat hâkim bunu farkederse, onları birbirlerinden ayırır. Bunda kocanın, nikâh akdi esnasında başka bir mezhebi taklid etmesiyle et­memesi arasında bir fark yoktur. Velîsiz olarak bir kadın üzerine nikâh akdi yapmak veya bu akdi iki fâsık şahit huzurunda yapmak gibi, Şafiî mezhe-bince fâsid olan bir akdi, Hanefî mezhebini taklid ederek yapan veya hiç bir mezhebi taklid etmediği halde, bu akdi için Hanefî bîr hâkim tarafından sa-hihlik kararı verilen bir adam, karısını üç talâkla boşadıktan sonra bu ka­dınla yeniden evlenmek isterse, mutlaka hülle yaptırması gerekir. Ama nikâh akdi, şart ve hükümleri bilmeyen halk arasında düzenlenir ve akdi düzenler­ken hiç bir mezhebi taklid etmez, ya da bu akid için hâkim tarafından şahin­lik kararı verilmez, bilâhare koca da karısını üç talâkla boşarsa, yargı açısından değil, fakat diyanet açısından bu koca, hülle yaptırmaksızın karısıyla yeni­den evlenebilir.

Hanbelîler dediler ki:  Bir kimse, başkasının üç talâkla boşamış ol­duğu bir kadını, ilk kocasına helâl kılmak amacıyla nikâhlar veya nikâh ak­di esnasında bu şartı açıkça ileri sürer, ya da bu şartta kadın veya velîsiyle nikâhtan önce anlaşır ve bu şarttan geri dönmezlerse, nikâh bâtıl olur. Bu kadın da ilk kocasına kesinlikle helâl olmaz. Zîra îbn Mâce, Hz. Peygambe­rin şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

"Size iğreti tekeden haber vereyim mi? (Orada bulunanlar) dediler ki: "Evet, ey Allah´ın Rasûlü". Buyurdu ki: "O, hülle yapan erkektir. Allah, hülle yapana da, kendisi için hülle yapılana da lanet etsin." [12]

Üç talâkla boşanmış kadın, başka birisiyle evlenip ondan boşanmadık-ça, ilk kocasına helâl olmaz. Helâl olması için, şu şartların tahakkuku gerekir:

1-  îkinci nikâh akdi sahih, her türlü şarttan ve boşama niyetinden so­yutlanmış olmalıdır.

2-  İkinci koca, kadına vaginasından cinsel temas yapmalıdır. Soyut bir nikâh akdi veya kadınla erkeğin tenhada buluşmaları, ya da çıplak tenle bi-ribirlerine sarılmaları, kadının ilk kocasına helâl olması açısından yeterli ol­maz. Aksine penisin başının, vagina içine girdirilmesi zorunludur. Penisin başını mak´ada girdirmekle kadın, ilk kocasına helâl olmaz. Şüphe sonucu yapılan veya köleyle yapılan veyahut da fâsid nikâha dayanılarak yapılan cinsel temasla da helâl olmaz.

3- Cinsel temas yaparken penis sertleşmiş olmalıdır. Sertleşmemiş olan penisi vaginaya girdirmekle, kadın ilk kocasına helâl olmaz.

4-  Kadında cinsel temasa engel mazeretler bulunmamalıdır. Meselâ ha-yızh veya nifaslıyken, ihramdayken veya farz orucu tutarken kendisiyle te­mas yapılırsa, bu kadın ilk kocasına helâl olmaz. Temas yapılması helâl olmayan bir vakitte, meselâ o vaktin namazı kılınmamış, vaktin çıkmasına da çok az zaman kalmışsa, bu dar vakitte, ya da mescidte temas yapılırsa, bu temas her ne kadar caiz olmasa bile kadın, ilk kocasına helâl olur.

İkinci kocanın baliğ olması şart değildir. On yaşına varmamış olsa bile, mürâhik (buluğ çağına yaklaşmış) biri olması yeterlidir. Temas yaparken meni akması da şart değildir. Bu fâsid akidle neseb sabit olur. Eğer miktarı belir­tilmişse mehr-i müsammâ da bu akidle sabit olur. Miktar belirtilmemişse mehr-i misil sabit olur. Bu evlilikten boşanma durumunda kadının iddet bekleme­si gerekir. Bu fâsid akid dolayısıyla iffet sabit olmaz ve bu kadın da ilk ko­casına helâl olmaz.


Konu Başlığı: Ynt: Üç Talâkla Boşandıkları İçin Haram Olan Kadinlar Ve Hülle Yaptıran Erkek
Gönderen: Mehmed. üzerinde 19 Ağustos 2015, 05:56:46
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah,"Size iğreti tekeden haber vereyim mi? (Orada bulunanlar) dediler ki: "Evet, ey Allah´ın Rasûlü". Buyurdu ki: "O, hülle yapan erkektir. Allah, hülle yapana da, kendisi için hülle yapılana da lanet etsin."

Rabbim (celle celalühü) bizleri muhafaza eylesin.


Konu Başlığı: Ynt: Üç Talâkla Boşandıkları İçin Haram Olan Kadinlar Ve Hülle Yaptıran Erkek
Gönderen: İkraNuR üzerinde 19 Ağustos 2015, 13:55:58
ve aleykümüsselam ve rahmetullah .
Rabbim bizleri böyle ilerden uzak tutsun.
Allah (c.c.) razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Üç Talâkla Boşandıkları İçin Haram Olan Kadinlar Ve Hülle Yaptıran Erkek
Gönderen: Ceren üzerinde 19 Ağustos 2015, 16:13:16
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Boşanma noktasında ilk eş ile evlenmenin hükümleri vardır.Dikkat etmek gerekir harama düşmemek için...


Konu Başlığı: Ynt: Üç Talâkla Boşandıkları İçin Haram Olan Kadinlar Ve Hülle Yaptıran Erkek
Gönderen: ❣ Muhammed ❣ üzerinde 19 Ağustos 2015, 17:45:52
Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah Ve Berekatuh...Çok ayrıntılı bir konu.Bu konuya dikkat edilmesi gerekir.İnşaAllah dikkat edip harama düşmeyiz.Allah c.c razı olsun İnşaAllah...