> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Şirket Konuları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şirket Konuları  (Okunma Sayısı 3816 defa)
08 Şubat 2010, 19:20:24
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 08 Şubat 2010, 19:20:24 »




Tanımı Ve Kısımları

(Şin) harfinin kesresi ve (ra) harfinin sükûnu ile "şirket" şeklin­de okunabileceği gibi, bazan (şın) harfinin fethası ve (ra) harfinin kes­resi İle "şeriket" şeklinde de okunabilir. Ama en fasih olanı birincisi, yani şirket şeklinde okunandır. Hatta bazıları, ´şirket´ şeklinden baş­ka bir okuyuş tarzının sabit olmadığını söylemişlerdir. Lügat anlamı İtibariyle şirket, birbirinden ayırdedilemiyecek şekilde, iki malı birbi­rine katmak demektir. Fıkhî terminoloji bakımından şirketin anlamı, türüne göre değişir. Çünkü şirket, yani ortaklık; şirket-i mufâvada, şirket-i İnan, şirket ebdan, şirket-i vücûh ve diğer nevîlere ayrılır. Mez-heblerin bu husustaki tafsilâtı aşağıda verilmiştir.

(29) HANEFÎLER dediler ki: Şirketler öncelikle şirket-i mülk ve şirket-i ukûd olmak üzere iki kısma ayrılırlar. Şirket-i mülk, ortaklık akdi yapmaksızın, iki veya daha fazla şahsın bir eşyayı (ortaklaşa) mülk edinmeleri demektir. Şirket-i ukûd ise, iki veya daha fazla şahsın bir mal ve bu malın kazancı üze­rinde ortaklık akdi yapmaları demektir ki; bu da ortaklardan birinin:, "Şu hususlarda seninle ortaklık yaptım" demesi, diğerinin de "kabul ettim" de­mesiyle gerçekleşir. Şirket-i ukûd´un bütün kısımlarını, bu genel anlam içer­mektedir. Bu şirketlerden her biri yeri geldiğinde ayrı ayrı tanımlanacaktır.

Şirket-i mülk; şirket-i cebr ve şirket-i ihtiyar olmak üzere iki kısma ay-nlır. Şirket-i cebr, iki veya daha fazla şahsın bir eşyayı mülk edinmede mec­buren bir araya gelmeleri demektir. Meselâ; iki kişinin bir mala mirasçı olup paylarının ellerinde olmayan sebeplerden ötürü, ayıklanamayacak şekilde biribirine karışması, sözgelimi ikisine miras kalan buğdayın birbirine karışması gibi. Veya iki kişinin bir mala mirasçı olup paylarının ancak güçlük ve meşakkatle birbirinden ayıklanabilecek şekilde biribirİne karışması; sözgelimi arpayla buğdayın ya da pirinçle arpanın birbirine karışması gibi. Şirket-i ih­tiyara gelince bu, iki veya daha fazla şahsın kendi serbest iradeleriyle; bir eşyayı mülk edinmede, bir araya gelmeleri demektir. Örneğin; kendi arzula­rıyla mallarını birbirine katmaları veya ortaklaşa bir eşya satın almaları ve­yahut bir başkasının, kendileri lehine bir vasiyette bulunup da ikisinin, bu vasiyet, edilen malı kabul etmeleri gibi. Bütün bunlar; ortakların ihtiyarıyla teşekkül eden mülk şirketleridirler. Şirket-i mülkün rüknü, payların birara-ya gelmesidir. Bir şahsın payı, bir başkasınınkİyle bir araya gelince, şirket-i mülk gerçekleşmiş olur.

Şirket-i mülkü ilgilendiren bazı meseleler vardır ki, bunları şöylece sıra­layabiliriz:

1- İki kişi tarımsal bir araziye ortak olurlar da bu ortaklardan biri kay­bolursa, diğeri, eğer kendisi için faydalı olacaksa arazinin tümünü ekebilir. Kaybolmuş olan ortak bu durumda çıkagelirse, ortağının yararlandığı süre kadarıyla bu arazinin tümünden tek başına yararlanabilir. Müftâbih olan gö­rüş budur. Çünkü kaybolan ortak aklen, arazisinden diğer ortağın yararlan­masına razı olmuş demektir. Ortağın yararlanmasına (zahiren) izin vermemiş olsa bile böyledir. Ortaya çıkınca da, ortağının yararlandığı gibi, tek başına arazinin tümünden yararlanabilir. Ama ekin ekmek araziye zararlıysa ya da ekilmeksizin öylece bırakılması, verim gücünü arttırdığı için daha faydalıy­sa, hazırda bulunan ortak, kesinlikle ekemez. Ektiği takdirde gasbedici kim­selerin hükmüne girer. Eker de kaybolmuş olan ortak çıkagelir ve ekimi kabul etmez, bilâkis sökmek isterse, tarlayı bölüp kendi payım alma hakkına sa­hip olur. Kendi payını alınca da, dilediği gibi oradaki ekinleri söker. Diğer ortağın payındaki ekinler, kendisine bırakılır. Tarlayı ekmiş olan ortağın, ekim nedeniyle tarlada meydana gelen değer eksikliğin farkını, ortağına öde­mesi gerekir. Çünkü ekin ekmekle, ortağının payını gasbetmiş olmaktadır. Yalnız ekin eğer küçükse sökülebilir. Ama yetişmiş veya o seviyeye yaklaş-mışsa sökülmesi doğru olmaz. Ekin eken ortak, ekim dolayısıyla ortağının payına düşen tarlada meydana gelen değer eksikliği farkını ortağına öder. Ekinini de alır.

2- İki kişi bir konuta ortak olur da ikisinden biri kaybolursa, hazırdaki ortak, konutun tamamını oturma için kullanabilir. Tabiî eğer kullanımı, ko­nuta fayda veriyor ve içinde oturulmaksızın terkedilmesi, konutu harap va­ziyete sokmuyorsa, oturma için konutun tamamını kullanabilir. Ama böyle değilse hazırdaki ortak, konutun sâdece kendi payına düşen kısmını kulla­nabilir. Dâireleri ve odaları taksim eder; kendine düşen kısımda ikâmet eder. Ya da kendi hissesine düşecek kadarıyla, konutun tamamında bir süre ikâ­met eder. Sonra konutu, ikâmet ettiği süre kadar tahliye eder. (Sonra yine konuta girerek o süre kadar konutun tamamında ikâmet eder.) Özetleyecek olursak deriz ki; hazırdaki ortağın, hazırda bulunmayan ortak için faydalı olan bütün tasarrufları geçerlidir. Onun için zararlı olan bütün tasarrufları geçersizdir. Bu durumda hazırdaki ortak, hazırda bulunmayanın payım gas­betmiş sayılır. Şu halde hazırdaki ortağın, her ne şekilde olursa olsun, hazır­da bulunmayanın yararını gözetmesi gerekmektedir. Ortaklardan biri, ortaklık malı olan bir evde oturur da o ev, onun oturması nedeniyle harab olursa, oturanın evi onarması gerekir.

3- Ortaklardan biri, kendi rızasıyla malını ortağınınkine katarsa, mese­lâ her ikisinin de birer küme buğdayı olur, bu kümeleri birbirine katmak için anlaşırlar ve katarlar, ya da kendi istekleri olmadan malları birbirine karı­şırsa, bu durumda ortaklardan biri, diğerinin iznini almaksızın kendi payını satamaz. Çünkü bu durumda ortaklardan her biri, buğday tanelerinden her birine tam olarak sahihtir. Ortaklardan her biri, diğerinin hissesine karışık olan hissesini ifraz etmeden ve müşteriye teslim edecek duruma gelmeden satamaz. Ama diğerinin haberi olmaksızın ortaklardan biri, kendi buğdayı­nı diğerininkine katarsa, katan ortak buğdayın tümünü satabilir. Çünkü, kendi payını katmakla, diğerinin de payına sahip olmuş olur. Ama ortağına, his­sesinin mislini vermesi gerekir. Çünkü, haddi aşmıştır.

4- îki kişi bir ev yapımına ortak olurlarsa, inşaat sahası, ya her ikisinin ortak malıdır veya ikisinden sâdece birinin malıdır. Eğer inşaat sahası her ikisinin ortak mahysa, taraflardan birinin binadan kendi payına düşen kıs­mı, ortağı izin versin vermesin yabancı bir şahsa satamaz. Çünkü bu durumda satıcı olan ortak, binadaki payını sattığı müşteriden, arsasını boşaltmasını, tabiî bunun için de binayı yıkmasını isteyecektir. Bu durumda müşteriye en­kazdan başka bir şey kalmayacaktır. Binanın yıkılmasıysa, diğer ortağa za­rar verecektir. Yine bunun gibi; binanın tamamı bir kişinin olur da bu binanın yarısını satarsa, satış fâsİd olur. Çünkü; bu durumda evin yarısını satın alan müşteri, yarı enkazım almak için evî yıkmak isteyebilir ki; bu da binanın ge­ri yarısı kendisine kalan satıcıya zarar verir. Kişinin, binadaki yan payını, ortağına satması sahih olur mu olmaz mı? Bu konuda ihtilâf vardır: Bir kavle göre caiz, diğer bir kavle göre câİz değildir. Çünkü bu durumda satıcının, ortağından; satın almış olduğu binanın yarısını yıkıp da arsadaki yarı payını tahliye edip kendisine teslim etmesini istemesi mümkündür. Buysa diğer or­tak için zararlı olur. Ama arsa ortaklardan sâdece birinin mülkü olursa, or­taklardan birinin, binadaki payını yabancı birine satması aynı durumla karşılaşılacağı gerekçesiyle sahih olmaz.

Arazinin sahibi, alıcının kendisi olsa da olmasa da, taraflardan birinin kendi payını ortağına satması, ihtilafsız olarak sahihtir. Şundan ki: Arsaya sahip olmayanın bina yapmaya hakkı yoktur. Ancak arsa sahibi, bina yap­masına müsâade etmiştir. Müsâadenin ise bilâhare geri alınması sahihtir. Satış, arsa sahibine ise durum bellidir. Ama satış başkasına yapılırsa onun veya arsa sahibinin bu müsâadeyi geri alması sahih olur. Çünkü bu müsâade, ge­ri alınmaya hedeftir. Ama arsa, iki ortaktan başkasına aitse, sözgelimi iğreti veya kira veya vakıf arazisi ise veyahut gasbedilmiş bir arazi ise; iki kişi böy­le bir arsa üzerine bina yapmak için ortak olurlarsa, ortaklardan birinin bi­nadaki payını, ortaklık dışı yabancı birine satması caiz olmaz. Çünkü hisseyi satın alan müşteri, evin satın aldığı kısmını yıkıp enkazını almak isteyebilir. Buysa diğer ortak için zararlı olur. Ortaklardan her biri, kendi payını diğer ortağına satabilir. Tabiî bu satış, bir zarara yol açmayacaksa. Meselâ; iki kişi belli bir süreye kadar bir arsayı iğreti olarak alır, ortaklaşa olarak o arsa üzerinde bina yaparlar. Süre dolduğunda ortaklardan biri, binadaki payını diğer ortağına satabilir. Çünkü bu durumda satıcı, arsaya sahip olmadığı ve arsayla ilgisi bulunmadığından ötürü, binayı yıkmasını ortağından taleb ede­mez. Arsanın kiralık bir arsa ve kira süresinin sona ermiş olması durumun­da da aynı hüküm söz konusudur. Ama arsanın kira süresi henüz dolmamişsa, binadaki payını satması caiz olmaz. Çünkü arsanın yarısında müstecirlik hakkı bulunan, binanın yarı payının satıcısı, müstecirliği altında bulunan arsanın yarısını tahliye edip, kendisine teslim etmesi için» müşteriden satın aldığı bi­nayı yıkmasını isteyebilir. Ancak binayı satmazdan önce, arsanın yarısında­ki müstecirlik hakkına dayanarak, arsanın yarısını da ona icara verirse, satışı sahih olur. Gasbedilmiş arsa üzerinde ortaklaşa bina yapmış olan ortaklar­dan her biri, binadaki payını ortağına veya ortaklık dışı yabancı bir şahsa satabilir. Çünkü böyle bir arsa üzerinde bulunan bina, her zaman için yıkıl­maya mâruzdur. Arsanın vakıf malı olması durumunda (vakıf malını uzun süre bir kişi için alıkoymanın caiz olduğunu söyleyenlere göre) bu arsanın, uzun süre ahkonmasından sonra üzerinde ortaklaşa olarak iki kişi bina ya­parsa, ortakl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şirket Konuları
« Posted on: 20 Nisan 2024, 02:03:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şirket Konuları rüya tabiri,Şirket Konuları mekke canlı, Şirket Konuları kabe canlı yayın, Şirket Konuları Üç boyutlu kuran oku Şirket Konuları kuran ı kerim, Şirket Konuları peygamber kıssaları,Şirket Konuları ilitam ders soruları, Şirket Konularıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes