> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Şarkının Hükmü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şarkının Hükmü  (Okunma Sayısı 1403 defa)
03 Şubat 2010, 18:19:56
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 03 Şubat 2010, 18:19:56 »




Şarkı okuyup dinlemenin de düğün yemeğine yapılan davete icabet­le alâkası vardır. Verilen bir düğün yemeğinde gelenekler icâbı şarkı ve oyun varsa, o yemeğe yapılan davete icabet etme yükümlülüğü düşer mi? Bu soruya verecek cevabımız şudur: Bu ziyafette okunan şarkı ve oyna­nan oyunlar, şer´an mubah olmazlarsa davete icabet yükümlülüğü düşer. Ama hafif (Aşırılık olmayan) oyunların ve mubah şarkıların bulunması du­rumunda icabet yükümlülüğü düşmez. Şundan ki: Müsamahakâr İslamîyetin yasa koymadaki hedef ve maksatları ahlâkı güzelleştirmek, nefisleri kötü şehvetin pislik ve günahlarından arındırmak noktasında toparlanmak­tadır. Çirkinlikleri işlemeye vesîle olan herhangi bir fiil, haddizatında gü­zel de olsa haramdır. Sözgelimi şarkı, sesi nağmelerle hareketlendirme açısından hiç günahı olmayan mubah bir davranıştır. Ama bazan şarkı, kendisini haram ya da mekruh kılan bir takım şeylere maruz bırakmakta­dır. Oyun da böyledir.

Şarkı, kişiye helâl olmayan bir kadın, ya da tüysüz bir oğlana arzu duyup günaha girmesine sebebiyet verecekse haram olur. Yine şarkı söy­leme nedeniyle insana içki içmek veya zamanı boşa harcama veyahut da dinî vecîbeleri edâ etmekten vazgeçmek için keyif ve heyecan gelirse ha­ram olur. Ama bu gibi durumlara yol açmaması hâlinde yaşamakta olan belirli bir kadını vasfedip anlatan kelimeleri içeren bir şarkıyı okumak, o kadın hayatta olduğu sürece helâl olmaz. Çünkü bu şarkı, dinleyicileri veya okuyucuyu o kadına karşı şehvetlendirir ve onunla fitnelenmelerine ne­den olur. Ama ölümünden sonra okumak, onunla karşılaşma umudu kal­madığı için mahzurlu olmaz. Tüysüz genç oğlanlar da bu bakımdan kadın gibidirler. İnsanları imrendirecek tarzda içkiyi anlatan kelimeleri içeren şar­kıyı okumak da helâl olmaz. Çünkü bu tür şarkılar, dinleyicileri içki içme­ye ve içki meclislerine katılmaya iter ki, bu da dince büyük bir suçtur. Müslüman olsunlar, zımmî olsunlar insanları hicveden kelimeleri içeren şarkıları okumak helâl değildir. Zîrâ bu, din nazarında haram kılınmıştır. Bu gibi şarkıları okumak ve dinlemek helâl olmaz.

Hikmet ve nasihat içeren; çiçeklerle kokuları vasfedici, yeşillik ve (di­ğer) renkleri tanıtıcı, su ve benzeri şeyleri tasvir edici; haram kılınmış bir fitneye sebebiyet vermeyen gayr-ı muayyen (belirgin olmayan tanınma­yan) bir insanın güzelliğini betimleyici şarkıları okumak mubah olup ya­sak değildir.

Oyun oynamaya gelince, fuhuş ve yalan sözlerden avret yerlerini aç­maktan, insanları alaya almaktan, kadınların kendilerine helâl olmayan erkeklerin huzurunda oynamalarından uzak kalınması şartıyla caiz olur. Nitekim bazı kimseler düğün yemeklerinde oynamaları için kötü kadınları kiralamaktadırlar. Oyun, eğer bu tür kepazelikleri kapsayacak olursa ha­ramdır. Bu oyunları seyredip gönül eğlendirmek ve bu gibi rezaletlerin mev-cûd olduğu düğün yemeklerine yapılan davete icabet etmek helâl olmaz. Bu anlattıklarımız, İsJâmî kuralların gereğidir.

Bu anlattıklarımız, mezheb imamlarının bu konuda söylemiş oldukla­rı sözleri yukarıdaki şekilde yorumlayan düşünür-bilginlerin nakillerinden alınmıştır. Âlimlerin bu alanda söyledikleri sözlere aşağıda yer vermiş bulunmaktayız.

(85) Şâfiîler: İmam Gazzâlî, "Ihyâu UIGmi´d-Dîn" adlı eserinde der ki: Sevinç vakti olan bayram gününe kıyasla diğer sevinçli zamanlarda şarkı söylemenin, oyun ve dans etmenin, def çalmanın, süngü-kalkan oyunu oy­namanın, habeş ve zencilerin oyunlarını seyretmenin mubah olduğuna nass-lar delâlet etmektedir. Evlenme düğünleri, bu düğünlerde verilen yemekler, akîka ziyafetleri, sünnet yemekleri, seferden dönüş ziyafetleri ve diğer se­vinç ve ferah sebebi günlerindeki şölenler de bu mânâda ele alınmalıdır. Bü­tün bunlar, şer´ân ferahlanma sebebi sayılmaktadırlar. Dostları ve kardeşleri ziyaret edip onlarla buluşarak, yemek ve sohbet ziyafeti tertipleyerek onlar­la biraraya gelerek -ki bu gibi yerlerde şarkı dinlenir- sevinip ferahlan­mak caiz olur."

Şu da var ki Gazzâlî, şarkıları bir kaç kısma ayırmış olup, bunlardan fitneye veya dince sakıncalı durumlara yol açan veyahut da dince müstehcen sayılan kelimeleri içerenleri ele almış ve bu tür şarkıların haram olduğunu söylemiştir. Gazzâlî´nin yukarıda tırnak içinde nakledilen sözünde, bahset­tiği mubah oyun ve danstan maksat, erkeklerin, şehvetlenmeleri düşünülme­yen, kendi gibi erkekler huzurunda yaptıkları oyun ve danslardır. Kadınların kendilerine helâl olmayan erkekler huzurunda oyun oynamaları veya dans etmelerine gelince, bu, şehvetlerin kabarmasına ve fitneye yol açacağından dolayı icmâ ile haram kılınmıştır. Bunda hayâsızlık ve iffetsizlik vardır. Tüysüz genç delikanlıların kendilerine tutkun ve şehvetlenen kimselerin huzurunda oynamaları da kadınların oynaması gibi haramdır.

Üstad Gazzâlî, oyun ve dansın mübahlığma, Habeşli ve zencilerin bir bayram günü Peygamberimizin mescidinde oyun oynadıklarını, Peygamber (s.a.v.) Efendimizin de buna ses çıkarmayıp, ikrar ettiğini, Hz.Âişe (r.a.) nin de örtülü vaziyette bu oyunları seyredip eğlenmesine izin verdiğini delîl olarak nakletmiştir. Bilindiği gibi böyle olunca oynamak hiç bir şehveti ha­rekete geçirmez. Oyun ve dansın mubah olan çeşidi, kötü şehvetleri hareke­te geçirmeyenlerdir.

Yine İhya adlı eserde, İmâm Şafiî´nin şöyle dediği nakledilmektedir: "Hi­caz âlimlerinden hiç birinin, (fitneye yol açacak şekilde başkalarının güzelli­ğini) vasfeden şarkılar dışındaki diğer şarkıları mekruh saydığını bilmiyorum. Develeri nağmeli yüksek sesler çıkararak yürütmek, güzelleri ve bahar evle­rini nağmeli şarkı ve şiirlerle anmak mubahtır." İmam Gazzâlî der ki: "İmâm Şafiî´den, şarkının bâtıla benzer mekruh bir eğlence olduğuna ilişkin nakle­dilen sözler, şarkının mübahhğını ortadan kaldırmaz. Çünkü İmam Şafiî bu sözüyle şarkının haram olan kısmını kasdetmiştir. Şundan ki, onun eğlence­den kasdı abesliktir. Abes (yani anlamsız şeylerse) haram hususlara neden olmadıkça haram olmaz. Bâtıla benzer olanlar da böyledir." İmâm Gazzâ­lî» şarkının mübahhğı hususunda İhya adh eserinde uzunuzadıya istidlalde bulunmuştur. Dileyenler İhya kitabına başvurabilirler.

Hanefîler dediler ki: Haram olan şarkılar, helâl olmayan kelimele­ri içeren şarkılardır. Örneğin yaşamakta olan kadım ve tüysüz genç delikan Iıyı tasvir eden, insanı içmeye itecek şekilde içkiyi vasfeden, zâlimleri anlatan, hicvetmek kastıyla müslüman veya zımmî birini vasfeden şarkılar haramdır. Ama başkasına edebî delil olsun diye veyahutta bu şarkılardaki fesahat ve belagatı öğrenmek maksadıyla okumak haram değildir. Çiçek ve kokuların tasvirini yapan çiçeklerle ilgili şarkılar; suların, dağların, bulutların ve ben­zeri varlıkların vasfını içeren şarkılar hiç bir bakımdan yasaklanamaz. (Bu anlatılanlar ´Feth´ül-Kadîr´in şehâdetlerindendir.)

Şarkı okumanın mekruh ve dinlemenin de günahkârlığa yol açan hu­suslardan olduğuna ilişkin olarak Ebu Hanîfe´den nakledilen sözler, haram türdeki şarkılara yorulmahdir. Müsabaka bahsinde de anlatılacağı üzere javla ve satranç oynamak; saz, rebap ve kanunun tellerine vurmak; zurna, boru ve benzeri âletleri öttürmek İmâm A´zâm´a göre tahrîmen mekruhtur.

Mâlîkîler dediler ki: Nikâh akdini duyurmak amacıyla halkasız def ve davulları, zurna ve borazanı kullanmak fazlaca Iehviyata yol açmaması şartıyla hem kadınlar, hem de erkekler için caizdir. Bazıları, bu yalnızca ka­dınlar için mubah olur demişlerdir. Bazıları ise, bu âletlerin evlenme akdi, evlenme düğünü ve sevinçli her vakitte kullanılmasının caiz olacağını söyle­miş, yalnızca nikâh akdi ziyafetine özgü olamayacağını ileri sürmüşlerdir. Şarkı okumaya gelince bu, ensâr cariyelerinin okudukları şu, aşağıda recez bahsindeki şarkı türünden olursa caizdir:

"Size geldik size geldik Bize selâm verin ki sizi selâmlayalım. Siyah buğday tanesi olmasaydı, Vadînize hiç inmezdik."

Hanbelîler dediler ki: Tavla ve satranç oynamak helâl olmadığı gibi ud, zurna, rebap ve davul çalmak da helâl değildir. Bu gibi şeylerin bulun­duğu velîmeye icabet etmek helâl olmaz. Şarkıya gelince, sesi güzelleştirerek terennümde bulunmak aslında mubahtır. Hatta Kur´ân-ı Kerim okuma es­nasında böyle yapmanın müstehab olduğunu söyleyen bazı kimseler de mev­cuttur. Tabiî bunu yaparken de harfleri değiştirme ve fazlalaştırma yönüne gidilmemelidir. Aksi takdirde haramdır. Vaaz, hikmet ve benzeri konular­daki kelimeleri terennüm ederek sesi güzelleştirmek de böyledir. Bazıları, Kur´-ân´ı nağme ile okumanın ve bu şekilde okuyanı dinlemenin mekruh olduğunu söylemişlerdir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şarkının Hükmü
« Posted on: 20 Nisan 2024, 07:01:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şarkının Hükmü rüya tabiri,Şarkının Hükmü mekke canlı, Şarkının Hükmü kabe canlı yayın, Şarkının Hükmü Üç boyutlu kuran oku Şarkının Hükmü kuran ı kerim, Şarkının Hükmü peygamber kıssaları,Şarkının Hükmü ilitam ders soruları, Şarkının Hükmüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes