๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkamüs Sultaniye => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2011, 12:57:27



Konu Başlığı: Maden ve definelerin zekâtı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Mart 2011, 12:57:27
 
5- MADEN VE DEFİNELERİN ZEKÂTI


Madenler açık mallardandır. Hukukçular, hangi maden­ler zekâta tâbidir konusunda fikir ayrılığına düşmüşlerdir. Ebû Hanîfe'ye göre, altın, gümüş, bakır, demir gibi madenler zekâta ti-bidir. Eritilemiyen sıvı ve taş madenler zekâta tabi değildir.

Ebû Yusuf a göre, süs eşyası olarak kullanılan mâdenler, cev­herler zekâta tâbidir. Şafiî'ye göre, yalnız altın ve gümüş maden­leri zekâta tâbidir. Çıkarılan bu madenler eritilince, zekât ölçüsü­nü dolduruyorlarsa zekâta tâbidir. Böyle çıkarılan alün ve gümüşün zekât miktarında ise üç görüş var:

1- Tıpkı saf gümüş ve altında olduğu gibi kırkta bir zekât alı-

nır.

2- Defineler gibi 1: 5 (beşte bir) zekât alınır.

3- Madenin durumuna bakılır. Zorla, büyük masraflarla çıka-rılıyorsa kırkta bir, az masrafla, kolaylıkla çıkarılıyorsa beşte bir nisbetinde zekât alınır.

Zekâta tâbi mâdenlerin üzerinden senenin geçmesi istenmez. Bunların zekâtı çıkarıldığında alınır.

Defineler: Câhiliyyet zamanından, eski devirlerden, sakla­nılıp kalmış olan ve sonraları başkaları tarafından çıkarılan mal­lardır. Bulan şahıs beşte birini zekât olarak sarf eder. Çünkü ha-dis-i şerifde:

"Definelerde zekât beşte birdir”[117] buyurulmuştur. Ebû Hanîfe'ye göre, defineyi bulan onu saklamada ve açığa çıkarmada serbesttir. Açığa çıkarıldığında da halîfenin beşte birini alıp al­mamada serbestisi vardır. Define başkasına âit bir arazîde bulun­muşsa, arazî sahibinindir. Çıkaranın hakkı yoktur. Arazî mâliki çıkarılan malın zekâtını vermişse başka bir şey yapmasına lüzum yoktur. Bulunan definelerin üzerinde müslümanlara âit bir işaret varsa o define Lükata (Kaybedilmiş mal) hükmündedir. Bu­lunduğu andan itibaren 1 yıl beklenir. Bu süre içinde malın sahibi çıkagelmişse ne âlâ, yoksa bulanın olur.[118]



[117] Buharı, zekat 66, Ebû Dâvud, imare 40, Müslim, hudud 45, 46 v.s.

[118] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 229-230.