Konu Başlığı: İtikâfın Mekruhları Ve Âdabı Gönderen: Eflaki üzerinde 31 Ocak 2010, 19:38:16 Mezheblerin, itikâfın mekruhları ve adabına ilişkin tafsilâtlı görüşleri aşağıda açıklanmıştır. Malikiler dediler ki: İtikâfın mekruhlarını şu şekilde sıralayabiliriz: 1. İtikâfın on günden az, bir aydan fazla olması. 2. İtikâftaki kişinin, mescidin avlusu veya yakınındaki ve mescid dışındaki yerler gibi diğer müştemilâtında yemek yemesi. Mescidden uzak yerlerde yemek yemesi hâlinde itikâfı batıl olur. 3. Muktedir olan itikâftaki kişinin, kendisine yetecek miktarda yiyecek, içecek ve giyeceği yanına almaması. 4. İtikâftaki kişinin zarurî ihtiyacını karşılamak maksadıyla yakındaki evine gitmesi. Tabiî bu evde kendisini itikâftan alıkoyacak hanımı veya cariyesi de bulunmamalıdır. Evi mescidden uzak olursa, mescidden çıkıp evine gitmekle itikâfı batıl olur. 5. İtikâf hâlinde ilim öğrenmek ve öğretmekle meşgul olmak. Zîrâ itikâftan amaç, nefsi terbiye etmektir ki; bu da umumiyetle zikir ve namazla sağlanır. Ancak ilmihal öğrenmek bundan istisna edilmiştir. îtikâf-ta ilmihal öğrenmekle meşgul olmak mekruh değildir. 6. İtikâfta çok miktarda yazı yazmakla meşgul olmak. Ama kişi, yazı yazmakla geçimini temin ediyorsa ve bu nedenle yazı yazmak mecburiyetinde ise mekruh olmaz. 7. Zikir, namaz, Kur’an, teşbih, tahmid, tehlîl, istiğfar ve Peygamber Efendimize salâtü selâmdan başka şeylerle meşgul bulunmak da itikâfta mekruh olur. Meselâ mesciddeki bir hastayı ziyaret etmek veya mescide getirilen bir cenazenin namazım kılmak gibi... 8. Ezan okumak için itikâftaki kişinin minareye veya mescidin damına çıkması. 9. Yanında kendisine yetecek kadar erzağı ve giysisi olmayan kişinin itikâfa girmesi de mekruhtur. İtikâfın âdabına gelince bunları da şu şekilde sıralayabiliriz: 1. İtikâfa giren kişi yanına, üzerindeki elbisenin yanısıra ikinci bir elbise daha almalıdır. Çünkü bu elbiseye ihtiyaç duyulabilir. 2. İtikâfa girmiş olan kimse, itikâf süresi bayram gecesi sona erdiğinde, itikâf ibâdetini bayram namazı ibâdetine bitiştirmek ve direkt olarak mescidden bayram namazgahına gidebilmek için bayram gecesi mescidde beklemelidir. 3. Kendisini konuşmaya tutacak şeylerden uzak durması için mescidin geri tarafında durmalıdır. 4. İtikâf, Rarrşazan ayında, özellikle Kadir gecesine rastlaması için Ramazanın son on gününde yapılmalıdır. Zîrâ Kadir Gecesinin, Ramazanın son on gününden birine rastlaması kuvvetle muhtemeldir. 5. İtikâf süresi, on günden eksik olmamalıdır. Hanefiler dediler ki: İtikâfta tahrfmen mekruh olan davranışları şu şekilde sıralayabiliriz: 1. İtikâftaki kişinin, ibâdet olduğuna inanarak susması. Ama susmanın ibâdet olduğuna inanmaksızın susarsa mekruh olmaz. Kişinin dille işlenen günahlardan uzak durarak susması en büyük ibâdetlerdendir. 2. Satış için mescide eşya getirmesi de, itikâftaki kişi için tahrîmen mekruhtur. Ama mescide eşya getirmeksizin kendisi veya çoluk çocuğu için ihtiyaç duyduğu satış akdini yapması caizdir. Diğer ticâret akitlerini yapması caiz olmaz. İtikâfın âdâbıyla ilgili hususları ise şu şekilde sıralayabiliriz: 1. Hayır söz dışında başka şeyler konuşmamalıdır. 2. İtikâf için mescidlerin en faziletlisini seçmelidir ki, bu da sırasıyla Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, sonra Mescid-i Aksâ’dır. Tabiî bu hüküm, bu gibi yerlerde ikâmet edenlere özgüdür. Bunlardan sonra büyük cemaatli camiler gelir. 3. İtikâftaki kişi, Kur’an-ı Kerîm, hadîs ve ilim okumak ve okutmakla meşgul olmalıdır. Şafiiler dediler ki: İtikâftaki kişinin, mescidin kirletilmeyeceğinden emîn olması hâlinde, hacamat vurdurup kan aldırması mekruhtur. Mescidin kirletilmeyeceğinden emîn olmazsa bu işleri yapması haram olur. İtikâfın âdabını da şöylece sıralayabiliriz: 1. Kur’ân-ı Kerîm ve hadis okuyarak, zikir yapıp ilim öğrenerek Allah’a tâatle meşgul olmalıdır. 2. İtikâfta oruç tutmalı (bu, sünnettir). 3. İtikâf büyük cemaatleri toplayan mescidde yapılmalıdır. Bu bakımdan mescidlerin en faziletlisi Mescid-i Haram, sonra Mescid-i Nebevî, ondan sonra da Mescid-i Aksâ’dır. 4. İtikâftaki kişi hayır söz dışında konuşmamalı, sövmemeli, boş şeyler söylememelidir. Hanbeliler dediler ki: İtikâftaki kişinin geceye kadar (gündüzleyin) susması mekruhtur. Bunu yapmayı adarsa, bu adağı yerine getirmesi gerekmez. İtikâfın âdabına gelince bunu da şöylece ifâde edebiliriz: İtikâfa giren kişi vaktini, Kur’ân-ı Kerîm okumak, zikir yapmak, namaz kılmak, mâlâyanî’den uzak durmak gibi Allahü Teâlâya tâatte bulunarak geçirmelidir.[198] |