> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları  (Okunma Sayısı 3820 defa)
09 Şubat 2010, 16:06:49
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 09 Şubat 2010, 16:06:49 »




İcârenin bir takım şartları vardır ki; mezheblerin bunlarla ilgili geniş açıklamaları aşağıya alınmıştır.


(35) Hanefîler dediler ki: Satış akdinde olduğu gibi, icâre akdinde ara­nan şartlar da dört kısma ayrılır:

1- Gerçekleşme şartları. Bu şartların bulunmaması halinde icâre akdi

gerçekleşmez.

2- Sıhhat şartları. Bu şartların bulunmaması halinde icâre akdi gerçek­leşse bile sahih olmaz.

3- Bağlayıcılık (lüzum) şartları. Bu şartların bulunmaması halinde icâre akdi bağlayıcı olmaz.

4- Geçerlilik (nefaz) şartlan. Bu şartların bulunmaması halinde icâre akdi geçerli olmaz.

1- Gerçekleşme şartları: Bunları şöylece sıralayabiliriz:

Akıllılık: Delinin ve mümeyyiz olmayan çocuğun düzenlediği icâre akdi gerçekleşmez. Mümeyyiz olan çocuk (çalışmak için) kendi bedenini icara ve­rirse veya mülkiyetindeki bir eşyayı icara verirse; eğer bu gibi işleri yapmak için velîsinden taraf izinliyse, yapmış olduğu icâre akdi, velisinden ayrıca onay almaksızın gerçekleşir. Eğer izinli değilse, yapmış olduğu icâre akdi askıda olarak gerçekleşir. Velîsi onaylamadıkça akid geçerli olmaz. Kısıtlılık altın­daki mümeyyiz çocuk, çalışmak için) kendi bedenini icara verip çalışır ve yaptığı işi müstecire (İş1 verene) teslim ederse, kendi şahsı İçin ücret almayı hak eder.

Köle de bu bakımdan mümeyyiz çocuk gibidir. Yalnız, bu durumda ala­cağı ücret, efendisine âit olur. Çocuk, İcar edildiği işi yaparken bir zarara uğrar veya telef olursa, müstecir (işveren) sorumlu olur; tazminat ödemesi gerekir. Çocuk hatâen ölürse, meselâ; çalışmakta olduğu duvar üzerine yı­kılır ve ölürse, diyeti, müstecirin (işverenin) ailesi tarafından ödenir. O işte hak etmiş olduğu ücreti de müstecir öder. Çalışırken bir zarara uğrarsa müs­tecir tazminat Öder.

Sîganın şartlarına gelince, bunları da şöylece sıralayabiliriz: İcâre akdi­nin tarafları, kendi serbest iradeleriyle akdi yapmış olmalıdırlar. Şu halde zorlanarak veya yanılarak veya unutarak icâre akdini yapanların akidleri, her ne kadar gerçekleşip geçerli de olsa sahih değildir. Bu, ancak fâsid bir akid olur. Bunun hükmü de şudur: îcar edilen şey kullanıldıktan sonra ecr-i misil verilmesi gerekir. Bu ve bundan önceki şart, akdi yapanla ilgilidir.

icar edilen şey, icara veren tarafından müstecire teslim edilebilir nite­likte olmalıdır. Teslim edilebilir olmayan, yitik bir hayvanın icara verilmesi sahih değildir. Bir kişiyi günah işlemek üzere icar etmek sahih değildir. Bu akdi yapan kişi, günah işlemek amacıyla kendi bedenini her ne kadar müste­cire teslim etmeye muktedir ise de, yapılan icâre sahih değildir. Çünkü gü­nah işlemek üzere bedenini İşverene teslim etmesine şer´an muktedir değildir.

Şer´an imkânsız olan şey, hakikaten de imkânsızdır. îcâreden kastedi­len iş, icar edilen kişiye icâreden Önce farz veya vâcib olan bir iş olmamalı­dır. Meselâ, haccettirmek üzere adam icar etmek sahih değildir. İmamlık ve müezzinlik gibi diğer tâatleri yaptırmak üzere adam icar etmeye gelince, icar edilmesi caiz olan ve olmayan şeyler bahsinde bu hususta gerekli açıklama yapılmıştır.

İcâre akdine mahal olan menfaatin, akıllı kimseler nazarında elde edil­mesi arzulanan bir değeri olmalıdır. İcar bedelinin (ücretin) belirlenmiş olması gereklidir. Ücret de bazı kısımlara ayrılır:

1- Nakîtler. Cüneyh, kuruş ve diğer paralar gibi. Ücret nakit olarak ve­rilecekse, akidleşme esnasında miktarının (meselâ on cüneyh gibi); niteliği­nin (meselâ katıksız veya karışık gibi) açıklanması şarttır. İcâre akdinin yapıldığı beldede, sâdece kendisiyle muamele edilen bir tek cins nakit varsa, akidleşme esnasında ondan söz edilmese bile icâre bedeline dâir anlaşmada yalnızca o nakdin cinsi esas alınır. Beldede birden fazla cinsten nakit varsa, akidleşme esnasında nakdin miktar ve niteliği belirlenmezse akid fâsid olur. Nakitte sürenin belirtilmesi şart değildir. Peşin verilebileceği gibi, vadeli olarak da verilebilir. Vadeli olduğunda, tıpkı vadeli satılan malın bedeli gibi borç olur.

2- Ölçekle ölçülen, tartıyla tartılan, miktar bakımından birbirine yakın olan ve sayı ile sayılan malların semen (satılan mala verilen bedel) olmaları, satış bahsinde de söylendiği gibi sahihtir. Semen olması uygun görülen şey­lerin, ücret olması da uygundur. Ücret olarak verilmesi kararlaştırılan öl­çekli, tartılı veya sayılı malların da miktar, nitelik ve vâdelerinin belirlenmesi şarttır.

Şu halde akidleşmede, "falan kişi şu eşyayı on ölçek iyi cins buğday kar­şılığında...´ veya "... yirmi kilo beledî yağı karşılığında icar etmiştir" şeklin­de bir ifâdenin yer alması gerekir. Bu ücretin peşin veya bilâhare ödeneceğini de belirtmek zorunludur. Ücret olarak verilecek olan şey, taşıma masrafı ge­rektiriyorsa, meselâ on kilo bakla karşılığında, adamın biri bir tarla icar et­mişse, icarcının icar bedelini (ücreti) teslim alacağı yerin belirtilmesi şarttır. Belirtilmediği takdirde icâre akdi fâsid olur. Ücret olarak verilecek şey için taşıma masrafı gerekmiyorsa, bu şart aranmaz. İcar sahibi, ücreti dilediği yerde teslim alabilir. Bazıları, teslim yerinin belirtilmemesi durumunda icâ­re akdinin fâsid olmayacağını söylemişlerdir.

3- Ücret, bir hayvan da olabilir. Bir kişi, bir deve veya bir sığır karşılı­ğında, kendisine bir yıl süreyle hizmet etmesi için bir şahsı icar ederse, ücret olarak verilecek hayvanın belirli ve "şu sığır" demek gibi kendisine işaret edilen bir hayvan olması şarttır. Böyle olmadığı takdirde akid fâsid olur.

4- Ücret; elbise, kumaş, kap ve benzeri ticâret eşyalarından biri olabi­lir. Böyle bir nesnenin ücret olarak verilmesi taraflarca karara bağlanırsa, miktar, nitelik ve ödeme zamanının belirtilmesi şart olur. Meselâ; peşin ola­rak veya ileriki bir tarihte iyi cins ketenden beş elbise ücret olarak verilecek­tir demek gibi. Akidte, böyle bir açıklamaya yer verilmezse, akid fâsid olur. Ticâret malları, zimmette borç olmazlar. Ancak selem olurlar. Şu halde se­lemde aranan şartlar, ticâret mallarında da aranır. Ticâret mallarına, ölçek­le ölçülen, tartıyla tartılan, sayı ile sayılan mallara işaret etmek, bu mallar hakkında (akidleşme esnasında ek bir) açıklama yapmaya gerek duyurma­maktadır.

Hanefîlere göre ücretin peşin olarak verilmesi, her halükârda şart değildir. Bu ücret, "şu hazırdaki hayvan" demek gibi borç olmayan bir eşya da olsa, zimmette nitelenen bir borç da olsa hüküm aynıdır. Çünkü ücret, sırf akdi yapmakla mülk edinilmez. Akdi yapar yapmaz teslimi vâcib değil­dir. Sahih olan görüş budur. Şundan ki: Akid, menfaat üzerine düzenlen­miştir. Menfaatse, akid esnasında mevcud olmayıp peyderpey meydana gelmektedir. Ücret, menfaate karşılık verilen bir bedeldir. Menfaat peşin ola­rak elde edilemediğine göre, bedeli olan ücreti de peşinen ödemek gerekmez. Müstecirin, menfaati elde etmesi zamanında ancak ücretin ödenmesi zorun­lu olur. Şu da var ki; ödenmesi durumunda ücrete sahip olunur. Müstecir, icar sahibine ücreti peşin olarak verirse, icar sahibi o ücrete sahip olur. Müs-tecİr, artık onu geri alamaz. Aym şekilde peşin icâre akidlerinde, ücretin pe­şin olarak verilmesi şart koşulursa, bu şartla da ücrete sahip olunur. Adamın biri, akid gününden başlarfıak şartıyla bir başkasından ev icar eder; evi icara veren de ücretin peşin verilmesini şart koşarsa, -zaten günümüzde yapılan icare akidlerinde de durum budur- sahih olur. Evi icara veren, Ücreti öde­meden evde oturmasını menedebilir. Ücreti peşinen vermeyecek olursa akdi feshedebilir.

Denebilir ki bu, akdin gerektirmediği ve taraflardan sadece birinin ya­rarına olan bir şarttır. Böyle bir şart nasıl sahih olabilir? Buna cevaben deriz ki ücret, satılan malın bedeli mesabesindedir. îlke olarak peşin verilmesi ge­rekir. Ama satıcı, bedelin kendisine peşin ödenmesine dair hakkından fera­gat ederse, bilâhare ödenmesine razı olursa, ödeme tarihi beklemesi gerekir. Satın alınan maldaki ayıp muhayyerliği hakkı da müşteri lehine sabittir. Ama müşteri bu haktan feragat ederse, ayıplı da olsa satın aldığı malı kabul et­mekle yükümlü olur. Bizim ücret meselesi de bu statüye tabidir. Müstecir, icar ettiği şeyin menfaatini tam olarak elde etmeden ücret vermeme hakkına sahiptir. Ama bu hakkından feragat ederse, ücreti önceden ödemesi zorunlu olur.

Peşin olmayan icâreye gelince, diyelim ki; adamın biri, akid tarihinden bir veya bir kaç gün sonra ekmek üzere bir tarla veya içinde oturmak üzere bir ev icar eder de icara veren kişi, icar bedelinin (ücretinin) peşin ödenmesi­ni şart koşarsa bile bu, onun ücrete sahip olmasını gerekli kılmaz. Müstecir, bu durumda ücreti peşin ödememe hakkına sahiptir. îcar vâdesi geldiğinde, icara veren kişi müsteciri, icar ettiği eşyayı kullanmaktan menedemez veya akdi feshedemez. Ama icar ettiği eşyayı girmezden önce, icara veren kişi ma­lında dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Şu halde peşinen icar vâdesi gelme­den malını satacak olursa, icâre akdi fâsid olur. Dilerse feshetme hakkı da vardır. Çünkü peşin olmayan icâre -ki buna, geleceğe nisbet edilen icâre ak­di adı verilmektedir- müftâbih kavle göre bağlayıcı değildir. Özetlersek, böyle bir icârede ücrete dört şeyle sahip olunur:

1- İcar edilen şeyin menfaatini tam olarak elde etmekle.

2- Ücretin bilfiil ödenmesiyle.

3- İcâre peşin olup da gelecek zamana nisbet cdilmemişsc, ücretin peşi­nen verilmesi şart koşmakla.

4- Fiilen elde edilmese...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları
« Posted on: 29 Nisan 2024, 13:25:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları rüya tabiri,Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları mekke canlı, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları kabe canlı yayın, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları Üç boyutlu kuran oku Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları kuran ı kerim, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları peygamber kıssaları,Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartları ilitam ders soruları, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı İcârenin Şartlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes