๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dört Mezheb Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 02 Şubat 2010, 20:06:45



Konu Başlığı: Helâller ve Haramlar
Gönderen: Eflaki üzerinde 02 Şubat 2010, 20:06:45

Yenmesi Helâl Olan Ve Olmayan Şeyler

Avlanmak için pençelerini kullanan şahin, doğan, kartal, akbaba ve benzeri kuşların etini yemek haramdır. Ama güvercin gibi, avlanmak için pençesini kullanmayan kuşların etini yemek helâldir.

Kesici dişleri olan ve başkalarına saldıran aslan, kaplan, kurt, ayı, fil, maymun, pars, çaka! ile evcil veya yabani kedinin eti haramdır. Ama kesici dişleri olduğu halde onlarla başkalarına saldırmayan deve gibi hay­vanların etleri helâldir.

Kuzgun, çavuş kuşu, kırlangıç, göçeğen (bu, kuşları avlayan ve et­ten başka bir şey yemeyen, büyükbaşlı bir kuştur.), baykuş, yarasa, gece kuşu, akbaba, saksağan ve leşlerle geçinen karganın etini yemek haramdır. Ama rengi siyah, gagası ve ayakları kırmızı olan tarla kargası helaldir.

Ğaddaf denilen iri bir cins karganın da etini yemek haramdır. Buna Kayz adı verilir. Ve sıcak mevsimde gelir. Kanatları geniş ve uzundur. Hayvanlardan ehlî olan eşeğin eti haramdıK30*. Ama yabanî eşeğin eti helâldir. Anası eşek olan katırın eti de haramdır. Anası inek olan katı­rın veya babası yabanî eşek, anası da at olan katırın eti ise helâldir. Çün­kü böyle bir katır, eti helâl olan iki hayvandan doğmuştur. Gelincik denen hayvanın eti de haramdıK31). Hayvanlardan at<32), zürâfa<33>, geyik, bütün çeşitleriyle yabanî sığır, büyük ve küçük kirpi´34), tavşan ve arap tavşanı-nın<35> etini yemek helâldir. Cerbu´ denilen arap tavşanının, zürâfanın ter­sine arka ayaklan ön ayaklarından daha uzundur. Kuyruğuyla kulakları da çok uzundur. KeleK36´, sırtlan*37), tilki*38*, sincap ile samuK39) -Bunlar Türk tilkilerinden İki türdür-, fenek (bu da bir nevi tilki olup, cildi yumu­şak olduğu için derisinden kürk yapılır) eti helâl olan hayvanlardandır.

Bütün türleriyle serçeler, bıldırcın, kanber, sığırcık, bağırtlak, balık­çıl bülbül, papağan*40), deve kuşu, tavus<41>, turna, kaz, ördek ve bilinen diğer kuşların eti helâldir. Çekirgenin yenilmesi de câizdiK42).

Meyveleri ve aynı zamanda peyniri kurduyla birlikte yemek helâl olur. Mişş (bir çeşit peynir) ve emsâlî de böyledir. Aynı kabilden olarak içine bit düşen bakla ve buğday da, ayiklanmaksızın biliyle beraber yenilebilir. Mezheplerin buna dair geniş açıklamaları aşağıya alınmıştır*43).

Akrep, yılan, fare, kurbağa, karınca ve benzeri yer haşerelerini ye­mek haramdır*44*.

Kara ve deniz kaplumbağasını yemel- haramdır*45).

Domuz İle köpeğin, şer´î kesimden başka bir yolla canı çıkmış olan ölü hayvanın etini yemek haramdıK46).

Ciğer ve dalak dışındaki kanlar, boğularak ölmüş hayvan, bir aletle vurularak öldürülen hayvan, yüksek bir yerden düşüp ölen hayvan, baş­ka biri tarafından boynuzlanarak öldürülen hayvan haramdır, yenilemez. Ancak bu sayılan hayvanlar, kendilerinde henüz hayat varken kesilirler-se, mezheblerin aşağıda belirtilen tafsilâtlı görüşleri çerçevesinde helâl olur; yenilebilirler*47).

Bedene ve akla zarar veren afyon, esrar, kokain ve bütün çeşitleriyle zararlı uyuşturucular ile zehirleri kullanmak şiddetle haramdır.

Domuz veya insan şeklinde olup balık suretinde olmasalar bile de­nizde yaşayan hayvanları yemek helâldir*48). Nitekim yılan balığını yemek helâldiK49). Timsah dışındaki diğer balık çeşitlerini yemek de helâldir. Tim­sah ise haramdır.

Necasetle beslenen hayvanların etini yemek helâldir*50). Ama yediği necasetten ötürü kokusu kötüleşir veya etinin tadı değişirse yenmesi mek­ruh olur. Bu hayvanların süt ve yumurtaları da etlerinin hükmüne tâbi olup, tadları değişirse yenmeleri mekruh olur.

Bu durumdaki hayvanları kesmeden önce, pis kokuları gidinceye ka­dar hapsetmek sünnettir, pislikle beslenen bir devenin etini yemenin mek­ruh olmaması için, kırk gün bir tarafa bağlanıp hapsedilerek temiz yemie beslenmesi; yine bu durumdaki sığırın aynı şekilde otuz gün; davarın ye­di gün; tavuğunsa üç gün hapsedilmesi ve temiz yemle beslenmesi gere­kir. Çünkü devenin durumu hakkında Abdullah İbn Ömer´ (r.a.) in hadîsi; deveden başka hayvanlar hakkında da diğer râvilerin hadîsi vârîd olmuştur.

(26) Mâlikîler dediler ki: Başkalarının hukukunun taalluk etmediği bü­tün temiz hayvanlar helâldir. Şu halde kartal, doğan ve benzeri kuşların eti­ni yemek caizdir.

(27) Mâlîkîler dediler ki:  Yukarıda ilgili maddede sayılan aslan, kaplan gibi yırtıcı hayvanların etini yemek mekruhtur. Ancak, maymunla ilgili ola­rak iki görüş vardır. Bir görüşe göre maymunun etini yemek haram, diğeri­ne göre mekruhtur. Mûtemed olan, ikinci görüştür. Bir çeşit küçük maymun olan nesnas da bu hükme tâbidir.

(28) Mâlîkîler dediler ki:  Çavuşkuşunun etini yemek kerahetle birlikte helâldir. Kırlangıç ve akbaba da aynı şekilde helâl olur. Gece kuşunun etini yemekse mekruhtur; ancak haram olduğunu söyleyenler de vardır. Her iki görüş de meşhurdur.

Hanefîler dediler ki:  Kırlangıç ve baykuşun eti helâldir. Çavuş ku­şuyla göçeğen kuşunun etini yemek mekruhtur. Yarasayla ilgili iki görüş var­dır. Birine göre etini yemek mekruh, diğerine göre haramdır.

(29) Hanefîler dediler ki:  Saksağanın etini yemek mekruhtur. Çünkü o, bazan tahıl ve bazan da leş yer.

Mâlîkîler dediler ki:  Bütün türleriyle, karganın etini yemek helâldir.

(30) Mâlikîler dediler ki: Ehlî eşek, at ve katır hakkında iki görüş var­dır. Meşhur görüşe göre etleri haramdır. İkinci görüşe göre katırla eşeğin eti mekruhtur. At eti ise mekruh olmakla birlikte mubahtır.

(31) Şâfiîler dediler ki: gelinciğin etini yemek helâldir.

(32) Hanefîler dediler ki: Müftâbih kavle göre at etini yemek, tenzihen mekruhtur.

(33) Şâfiîler dediler ki:  Mûtemed görüşe göre zürâfanın etini yemek ha­ramdır.

(34) Hanefî ve Hanbelîler dediler ki: Büyük olsun, küçük olsun ki­rpinin etini yemek haramdır.

(35) Hanefîler dediler ki: Arap tavşanının etini yemek haramdır.

(36) Hanefîler dediler ki: Kelerin eti haramdır. Çünkü o, murdar şey­lerdendir. Onun helâl oluşu hakkında vârid olan hükümler, "Onlar için te­miz şeyleri helâl kılar; murdar şeyleri de haram kılar"[16]âyet-i kerîmesinin nüzulünden öncesine matuftur.

(37) Hanefîler dediler ki:  Parçalayıcı dişi olduğu için sırtlanın eti ha­ramdır.

(38) Hanbelî ve Hanefîler dediler ki: Tilkinin etini yemek haramdır.

(39) Hanbelî ve Hanefîler dediler ki:  Sincap, samur ve fenekin eti ha­ramdır.

(40) Şâfiîler dediler ki:  Papağan eti yemek haramdır.

(41) Şâfiîler dediler ki:  Tavus kuşunun etini yemek haramdır.

(42) Mâlikîler dediler ki:  Ancak kesmeye niyet etme halinde çekirgeyi yemek helâl olur. Önce de belirtildiği gibi, onun benzerlerinin kesimi, niyet­le beraber onu öldürecek bir fiilin işlenmesidir. (Ateşte pişirmek gibi) Ölü bir çekirge bulunduğunda, önu yemek helâl olmaz.

(43) Hanefîler dediler ki: Kendisine ruh üfürülmemiş olan kurtçuklar, ister müstakil olsunlar, ister başka bir şeyle beraber olsunlar (içinde bulun­dukları yiyecekle birlikte) yenilebilirler. Kendisine ruh üfürülmüş olan kurt­çuğa gelince, ister canlı olsun, ister ölü olsun, ister müstakil olsun, ister başkasıyla beraber olsun yenilmesi caiz olmaz. Tahıl biti de aynı hükme tâbidir.

Şâfiîler dediler ki:  Peynir ve meyvelerin kurdu, eğer kendilerinden kaynaklanıyorsa içinde bulunduğu şeyle birlikte yenmesi helâl olur. Ancak bal arısı böyle olmayıp, balla karışmış ise ufalanıp parçalanmaması duru­munda yenilmesi caiz olmaz. Arının yenilmesi hususunda ölüsü ile dirisi, ayık­lanması zor olanla olmayanı arasında cevaz bakımından bir fark yoktur. Arı, (konması istenmeyen) bir yerden uzak olup kenarda kalsa veya başkası tara­fından bir kenara itilir de sonra, kovulduğu o yere koruma imkânına rağ­men geri dönse (ve orada bulunan şeyin içine düşse) bu durumda dahi yenilmesi caiz olmaz, nitekim (başka bir şeye karışmaksızın) yalnızca arıyı yemek te hiç bir hâlde caiz olmaz.

Hanbelîler dediler ki: Kurtçuk ve bitlerin, yenilen yiyeceklere bağ­lı olarak onlarla beraber yenilmeleri caiz olur. Buna göre meyveyi kurduyla beraber, aynı şekilde peynir ve sirkeyi de içinde bulunan şeylerle beraber ye­mek caiz olur. Ama bit ve kurtçukları yalnızca yemek caiz değildir.

Mâlîkîler dediler ki: Meyve kurduyla mişş (bir çeşit peynir)in kurt­çuğu gibi, yiyeceklerden oluşan kurtçuklar, canlı olsun olmasın mutlak su­rette yenilebilirler. Bu hususta hiç bir tafsilâta gerek yoktur. Eğer kurtçuklar yiyecekten oluşmamış ve aynı zamanda canlı iseler, bunları yiyebilmek için, kesilmelerine niyet ederek öldürücü fiili uygulamak vâcib olur. Ama ölü ise­ler ve ayıklanmaları da mümkünse yemeğin içinden alınıp atılır. Eğer ayık-lanamaz ve yemeğin miktarı da kendilerinden çok olursa yemekle birlikteyenilebilirler. Eğer yemek, daha az veya eşitse yenilmeleri caiz olmaz. Eğer hangisinin daha çok olduğuna karar verilemeyip şüpheye düşülürse yine ye­nilebilir. Çünkü yemeği, şüpheye dayanarak atmak doğru olmaz.

Bütün bu anlatılanlar, yiyeceğin insana zarar vermeyeceği, iştahın ka­bul edebileceği durumlarda sözkonusudur. Aksi takdirde böylesi yiyecekleri yemek caiz olmaz.

(44) Mâlikîler´e göre zarar veren yiyeceklerin haramlığı hususunda hiç tartışma yoktur. Şu halde zararlı haşereleri yemenin caiz olmaması hususunda tek söz vardır. Ama bir kavim bu gibi şeyleri yemeyi alışkanlık hâline getir­miş de bunlardan zarar görmüyorlar ve mideleri de kabul ediyorsa meşhur kavle göre yemeleri haram olmaz. Sözgelimi yılanı kesmek mümkün olursa ve mide onu hiç bir zarar görmeyerek kabul ederse, yenmesi helâl olur. Yıla­nın kesilmesi şu şekilde olur: Baş tarafından bir kısım, kuyruk tarafından da bir kısım kesilir. Öyle ki kendisinde hiç zehir bırakılmaz. Bu takdirde he­lâl olur. Diğer haşereler de yılan gibidir. Bazı Mâlİkîlerden nakledilen görü­şe göre haşereler mutlak olarak haramdır. Çünkü haşereler murdardır. Bu daha uygun bir görüştür. Haşerelerin helâl olduğunu ileri süren meşhur gö­rüşe göre bunları kesmeyi kasdetmeden yemek helâl olmaz. Kesilmeleri de, onlara ateş, sıcak su veya dişlerle öldürücü bir fül tatbik edilmesiyle olur.

(45) Hanbelî ve mâlikîler dediler ki:Deniz kaplumbağasını kestikten sonra yemek helâl olur. Kara kaplumbağasına gelince o, Hanbelîlerin kuv­vetli görüşüne göre haramdır.

(45)  Malıkıler´in, köpek etine ilişkin olarak iki görüşü vardır. Bunlar­dan birinci görüşe göre mekruh, ikincisine göre de haramdır. İkincisi daha meşhurdur. Köpek etini yemenin helâl olduğunu hiç bir kimse söylememiş­tir. İmam Malik´in; "Köpek etini yemek helâldir" dediğini söyleyen kişi, te´dib edilir (cezalandırılır).

(47) Malikller dediler ki: Boğularak veya bir âletle vurularak ölen az­gın hayvanla, yukarıda sayılan şekillerde ölüm kertesine gelen hayvanların etlerini yemenin helâl olması için; öldürücü darbenin onların omurga ve omu­riliklerini etkileyerek oralarda özün kesilmiş ve hayat umudu kalmaz hâle gelmemiş olmaları gerekir. Eğer omurga ve omurilikleri kırılıp bakılır ve iç­lerinde özün kesilmediği görülürse, keserek etlerini yemek helâl olur. Çün­kü bu takdirde yaşama imkânları vardır. Ama öldürücü darbenin etkisiyle beyinleri dağılırsa, yani Özleri veya kafatasının içinde bulunan şeylerden ba­zısı dışarı çıkarsa, yaşama umudu kalmadığı için etleri haram olur. Aynı şe­kilde karın boşluğu dağılır, yani karında bulunan ciğer, kalb, dalak ve benzeri organlardan biri, tekrar yerine konulamayacak şekilde dışarı çıkar veya ba­ğırsakları dökülüp parçalanırsa ölü gibi olur. Kendisinde hareket kalsa bile, kesme işlemi tatbik edilmez.

Bunlardan başka, eti yenen hayvanlar kesildiklerinde iki halde bulunurlar: Ya hastalıklı olurlar veya sağlıklı olurlar. Eğer iyileşmesi umulmayan bir has­talık halinde iseler, kesijmeleri iki şartla sahîh olur:

1- Kesilecek hayvan,´ beyni dağılarak veya özü kesilerek öldürücü bir darbeye maruz kalmış olmamalıdır.

2- Kesimden sonra kuvvetli bir harekette bulunmalı veya kanı fışkır-malıdır.

Her ne halde olursa olsun bunlar, vücûda zarar vermedikleri takdirde helâl olabilirler. Ama kesilen hayvan sağhklıysa kendisinden kanın fışkır­ması şart olmayıp, ayağını uzatması veya yumması durumunda kanının ak­ması yeterli olur. Kan akmaksızın sâdece ayağını uzatması veya yumması yeterli olmaz. Aynı şekilde kan akmaksızın titremesi veya gözünü açması ya da yumması yeterli olmaz.

Hanefîler dediler ki: Boğulmak üzere olan, yüksekten düşüp ölmek üzere olan ve diğer durumlardaki ölümcül hayvanlar, gizli de olsa kendile­rinde hayat mevcûd olursa, kesildikleri takdirde etlerini yemek helâl olur. Hasta bir davarın kesilmesi hâlinde, yaşadığı eğer kesimden önce bilinirse; kesim esnasında kanı çıkmasa ve hareket etmese de, eti mutlak olarak helâl olur. Ama kesimden önce yaşayıp yaşamadığı bilinmezse, kesim esnasında kanı çıkar veya hareket ederse eti helâl olur. Hareket etmez veya kanı çık­maz da ağzını açarsa etini yemek helâl olmaz. Ama ağzını kapatırsa, yenil­mesi helâl olur. Gözünü açarsa yenilmez; yumarsa yenilir. Ayağını uzatırsa yenilmez; dikleşirse yenilir. Tabiî yenilmesi hâlirde vücûda zarar vermeye­cekse yenilmesi helâl olur. Aksi takdirde hiç bir surette yenilmesi helâl olmaz.

Şâfîîler dediler ki:  Hayvanın etinin helâl olması için, zanla da olsa kesimden önce kendisinde yerleşik hayatın bulunması şarttır. Şâfiîlerin bu husustaki detaylı görüşleri, önceki cildin sonunda, kesimin şartları bölümünde anlatılmıştır.

Hanbelîler dediler ki: Boşulmak üzere ve diğer sayılan durumlar nedeniyle ölmek üzere olan hayvan, yaşama imkânı olmayan bir duruma gelmiş olsa bile; az da olsa, ayaklan, göz kirpimi veya kuyruğuyla hareket et­mesiyle, kendisinde yerleşik hayatın mevcûd olduğu bilinirse kesilmekle eti helâl olur. Yalnız bu hareket, kesüen hayvanın yapmakta olduğu hareket­lerden daha canlı olmalıdır. Eğer hayvan, kesilmekteplan bir hayvanın yap­tığı hareketler safhasına ulaşmışsa, (helâl olması için) kesimin faydası olmaz. Yine bunun gibi nefes borusu kesilen veya karnındaki ciğer, dalak ve benze­ri organları dışarı çıkan hayvan, ölü hükmünde olduğundan dolayı, helâl ol­ması için kesimin bir faydası olmaz. Leş hükmündedir.

(48) Hanefîler dediler ki:  Balık suretinde olmayan deniz hayvanlarım ye­mek helâl olmaz. Deniz insanı, deniz domuzu, deniz atı ve benzerlerini ye­mek helâl değildir. Yalnız yılan balığı bundan müstesna olarak helâldir. Bütün balık türleri de helâldir. Yalnız, suda kendiliğinden ölüp sırtı alta, karnı üs­te gelen balık haramdır; yenilemez.

Malîkîler dediler ki:  Hiçbiri istisna edilmeksizin bütün deniz hay­vanlarını yemek helâldir.

(49) Hanbelîler dediler ki:  Yılan balığını yemek helâl değildir. Çünkü yılan balığı bu mezhebe göre murdar varlıklardandır.

(50) Hanbelîler dediler ki: Yediği şeylerin çoğu necasetlerden oluşan hayvanın eti ve sütü haramdın. Terinin binene bulaşması nedeniyle binilmesi de haram olur. Helâl olması için, üç gün üç gece hapsedilerek bir tarafa bağ­lanması ve yalnızca temiz yiyeceklerle beslenmesi gerekir.

Malikîler: Bunların meşhur görüşüne göre, pislikle beslenen hay­vanın etini yemek helâl ama sütlerini içmek mekruhtur.


Konu Başlığı: Ynt: Helâller ve Haramlar
Gönderen: Kevser 9 üzerinde 21 Temmuz 2014, 19:35:55
Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh(...)
Annem ile beraber geçnlerde yılan etinin helal veya haram olması hususunda biraz konuşmuştuk
ve RABBİM razı olsun cevabını fazlasıyla öğrendim(...)


Konu Başlığı: Ynt: Helâller ve Haramlar
Gönderen: Ceren üzerinde 03 Mayıs 2018, 01:34:40
Aleykumselam.rabbim bizleri helal dairede yasayan ve helal lokma yiyen her aninda haram lokmadan kaçınan kullardan olalim inşallah. ..


Konu Başlığı: Ynt: Helâller ve Haramlar
Gönderen: Sevgi. üzerinde 03 Mayıs 2018, 01:57:24
Aleyküm Selam.  Rabbimiz biz kullarına her kolaylığı sunmuş. Eğer Rabbimizin buyurduğu emir ve yasaklarına uyar isek kurtuluşa erenlerden olmayı umabiliriz. Rabbim bizleri herdaim Rızasını kazanmak için gayret edenlerden eylesin inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Helâller ve Haramlar
Gönderen: Mehmed. üzerinde 03 Mayıs 2018, 08:02:04
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri helal ve harama riayet edenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Helâller ve Haramlar
Gönderen: sedanurr üzerinde 03 Mayıs 2018, 08:16:03
Ve Aleykümselam Rabbim bizleri helal ve harama dikkat edenlerden eylesin