๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dört Mezheb Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 02 Şubat 2010, 17:59:18



Konu Başlığı: Hedy Kesmenin Yeri Ve Zamanı
Gönderen: Eflaki üzerinde 02 Şubat 2010, 17:59:18

Hedyin ne zaman ve nerede kesileceği hususunda mezheblerin ileri sürdükleri detaylı görüşler aşağıya alınmıştır.

(11) Hanbelîler dediler ki: Bütün çeşitleriyle hedy kesmenin ilk vakti kurban bayramının birinci günü, hutbeden önce olsa bile bayram namazı­nın kılınmasından sonradır. Ama hutbeden sonraya bırakılması daha fazi­letli olur. Son vakti de teşrîk günlerinin ikincisinin, yani bayramın üçüncü gününün sonudur. Kurban kesme günleri üçtür: Bayramın birinci, İkinci ve üçüncü günü. Bayramın ikinci ve üçüncü günlerinin gecelerinde kesmek mek­ruhtur. En faziletlisi bayramın birinci günü kesmektir. Vaktinden önce kesi­lirse geçerli olmaz ve yerine yenisini kesmek vâcib olur. Vakti geçerse ve eğer tatavvü hedyi ise, artık daha sonra kesilmesine gerek kalmaz. Ama vâcib ise kaza olarak kesilmesi vâcib olur.

Hedyin kesim yeri ise haremdir. Haremin neresinde kesilirse kesilsin ge­çerli olur. Ancak umre yapan için en faziletli kesim yeri Merve´dir. Hac ya­pan içinse Minâ´dır. Harem dışında kesilirse geçerli olmaz. Ancak, hareme ulaşmadan gücü kesilir de yürüyemezse, takılıp kaldığı yerde kesilir (ve ge­çerli olur).

Hanefîler dediler ki:  Kıran ve temettü hedyleri yalnızca kurban bay­ramının ilk üç günü içinde kesilebilir. Kesim de akabe cemresini taşladıktan sonra yapılır. Bayramdan Önce kesilirse geçerli olmaz. Bayramın ilk üç gü­nünden sonra kesilirse geçerli olur. Yalnız, kesim günlerinden sonraya erte­lendiği için ayrıca bir hedy daha kesilmesi gerekir. Kıran ve temettü hedyleri dışındaki hedylerİn kesilmesi zamanla kayıtlı değildir. Kesim yeri ise mutlak olarak haremdir. Kesim eğer, kurban bayramının ilk üç günü içinde olacak­sa Minâ´da kesilmesi sünnettir. Eğer diğer günlerde olacaksa Mekke´de ke­silmesi daha faziletli olur. Yalnız, adak edilmiş sığır veya develerin kesiminin haremde yapılması zorunlu değildir.

Şafııler dediler ki:  Adak dolayısıyla vâcib olan hedy ile mendub olan hedyin kesim vakti; bayramın birinci günü güneşin doğmasını müteakip, bay­ram namazının kılınması ve normal İki hutbenin okunmasından hemen sonra girer ve teşrîk günlerinin sonuncusunda, güneşin batmasına kadar devam eder. Bu zaman aralığı içinde geceleri ve gündüzleri kesmek caiz olur. Yal­nız, zaruret olmaksızın geceleri kesmek mekruhtur. Meselâ yoksullar, gece­leyin yiyecek sıkıntısı duyarlarsa o zaman hedyi kesmek mekruh olmaz. Teşrik günlerinin geçmesinden sonra kurban kesilmemiş ise ve adaksa kaza olarak kesilmesi gerekir. Adak değilse vakti geçmiş olur; kesilmez. Kesilirse hedy olarak değil de salt et İçin kesilmiş olur. Hac fiillerinden sakıncalı birini yap­mak nedeniyle vâcib olan hedye gelince onun kesim vakti, sebebinin vuku­undan sonradır. Yalnız fevat -Arefe vakfesi vaktinin kaçırılmış olması- kurbanı bundan istisna olarak kaza haccında kesilir. Temettü yapanın kes­mesi vâcib olan hedyin kesim vakti, hacc ihramına girme vaktidir. Umre ta­mamlandıktan sonra, hac ihramına girmeden önce kesilmesi de caiz olur. Kesimin son vakti yoktuf. En faziletlisi, kurban bayramının birinci günü kes­mektir. Kesim yeri ise haremdir. Başka yerde kesilmesi caiz olmaz. Harem´-in neresinde kesilirse kesilsin geçerli olur. Yalnız, umre yapanın Mekke´de kesmesi sünnettir. Çünkü onun ihramdan çıkış yeri orasıdır. Mekke´de de en faziletli kesim yeri Merve´nin yanıdır. Mahsur kalmış kişinin kesim ye-riyse, mahsur kaldığı yerdir. Ama en faziletlisi, hedyini hareme göndermesi-dir. Hacıların hedyi Minâ´da kesmeleri sünnettir. Çünkü onların ihramdan çıkış yerleri orasıdır.

Mâlikîler dediler ki: Hedyin kesim vakti, bayramın birinci günü baş­lar. Akabe cemresinin taşlanmasından sonra kesilmesi mendub olur. Cem­reyi taşlama vakti de, kurban bayramının birinci günü fecrin doğmasıyla başlar. Ama gün doğuncaya kadar ertelemek mendubtur. Bayramın üçüncü gününün sonuna kadar uzanır. Kesim günleri; bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günleri olmak üzere üçtür. Bu günler geçse bile yine kesilmesi gere­kir. Hedyin kesim yerine gelince burası Minâ´dır. Tabiî bunun için de üç şart gereklidir:

1-  Hac ihrammdayken hedy sevkedîlmiş olmalı,

2-  Kurban bayramının ilk gecesinin bir bölümünde beraberinde hedyi olarak Arafat´ta vakfe yapmalı. Veya Ten´im gibi harem dışı bir yerde hed­yi durdurmalı. Naibinin, kendisinin yerine vakfe yapması, kendisinin vakfe yapmasının yerine geçer.

3-  Yukarıda belirtilen üç günden birinde hedyi kesmek istemelidir.

Bu şartlardan biri ihlâl edilirse, meselâ umre ihrammdayken onu sevke-derse veya Mekke´den satın alırsa veyahut ne kendisi ne de naibi bayramın ilk gecesi Arafat´ta hedy ile birlikte bir süre durmazsa, veyahut da üç kesim gününden sonra kesmek isterse, kesim yeri Mekke olur. Başka yerde kesme­si de caiz olmaz. Mekke´nin her tarafı, kesim için elverişlidir. Ama en fazi­letli kesim yeri, Merve yanıdır. Yukarıdaki şartları yerine getirmekle beraber hedyi Mekke´de kesen kişinin hedyi, günahkâr olmakla birlikte geçerli olur.

Günahkâr olunur. Çünkü Minâ´da kesmek vâcib olduğu halde bu vâcib ter­kedilmiştir.