> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Havale
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Havale  (Okunma Sayısı 2014 defa)
25 Şubat 2010, 19:13:00
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 25 Şubat 2010, 19:13:00 »



Tanımı:

Havale kelimesi, (Ha)nın fethasıyla "havale" şeklinde okunabi­leceği gibi, (Ha) nm kesresiyle "hivâle" şeklinde de okunabilir. Ama fethali olarak havale şeklinde okunması daha fasihtir.

Lügat anlamı bakımından havale kelimesi, bir şeyi bir yerden baş­ka biryere nakletmek anlamını ifâde eder. Lügat anlamı genellik ifâ­de etmekte olup, bir eşyayı, meselâ bir bardağı bir yerden başka bir yere nakletme anlamını kapsadığı gibi, bir borcun, bir zimmetten baş­ka bir zimmete nakledilmesi anlamını da kapsar. Havale, "e-hâ-le" fiilinin ism-i masdarıdır. Bu fiilin masdarı ise, "ihale" dir. "Ben Ab­dullah´ı Murad´a havale ettim" cümlesinde baştaki "Ben" muhil (ha­vale eden)dir. Abdullah, muhal (havale edi!en)dir. Mühtal dendiği de olur. Murat, muhâlun aleyh (kendisine havale edilen) dir. Buna mûh-tâlun aleyh dendiği de olur. Havale konusu olan mal ise, muhâlun bih (kendisiyle havale edilen şey) dir.

Şer´î ıstılahtaki anlamına gelince, havale, bir borcu, kendisine denk olan bir borç karşılığında, bir zimmetten başka bir zimmete nak­letmek demektir. Bu nakil ile birinci zimmet, ibra edilmiş olur. Mese­lâ Abdullah´ın Murat´tan bin lira alacağı olur. Bu alacağın ödeme vâdesi üç ay sonra gelecektir. Murat´ın da, aynı vâdede ödenmek üze­re Ahmet´ten bin lira alacağı olur. Bu durumda Murat, Abdullah´ı ile­ride anlatılacak olan şartlar çerçevesinde Ahmed´e havale ederse, Murad´ın zimmeti Abdullah´ın alacağından ibra edilmiş olur. Artık Mu­rat yerine Ahmed´in zimmeti, Abdullah´ın borcuyla meşgul olur.

(46) Hanefîler dediler kî: Havalenin tanımında iki görüş vardır:

1- Havale, sadece borç talebim, borçlunun zimmetinden mültezimin (ken­disine havale edilenin) zimmetine nakletmektir. Bir kişinin bir başkasından alacağı olur; borçlu, alacaklıyı başkasına havale eder, kendisine havale edi­len de bu borcu kabullenirse; alacaklının borç talebi, borçlunun zimmetin­den, kendisine havale edilen ve borcu ödemeyi üstlenen kişinin zimmetine intikal eder. Borç ise; eskiden olduğu gibi, asıl borçlunun zimmetinde kal­makta devam eder.

2- Havale, hem borcun, hem de borç talebinin, beraberce nakledilmesi demektir. Şu anlamda ki; borcu ödemeyi üstlenen kişiye, havalenin yapıldı­ğı anda borçlunun zimmeti, borçtan ibra edilmiş olur.

Havale sadece borç talebinin naklidir, diyenler şu delilleri dayanak ola­rak kabul etmişlerdir:

a- Alacaklıyı başkasına havale eden aslî borçlu, borcu kendi ödemek isterse, alacaklı bu isteği kabul etmek mecburiyetindedir. Eğer borç, kendi­sine havale edilen kimsenin zimmetine geçmiş olsaydı, alacaklı, borcu aslî borçlunun ödemesini kabul etmeye zorlanamazdı. Çünkü bu durumda aslî borçlu, kendi ödemekle bir nevi teberruda bulunmuş olacaktı ki, hiç bir şa­hıs, başkasının yapacağı teberrûları kabul etmeye zorlanamaz.

b- Başkasına havale edilen alacaklı kişi, kendisine havale olunduğu kim­seyi borçtan ibra ettikten sonra, o kişinin bu ibrayı reddetmesi sahih olmaz. Ama bu borcu kendisine hîbe edecek olursa, hîbeyi reddetmesi sahih olur. Eğer bu borç kendisine havale edilen kişinin zimmetine geçmiş olsaydı, Öbü­rü yapılan ibrayı reddedebilirdi. Oysaki, borç onun zimmetine geçmemiştir. Hâlen havale edenin zimmetinde durmaktadır. Kendisine havale edilen, ala­caklının kendisini ibra etmesini reddedemez. Oysa alacaklının kendisine hî­be etmesi durumunda, hîbeyi kabul etmeyebilir. Buna benzer olarak bir kişi, borç hususunda bir başkasını kendisine kefil kılar da alacaklı» kefili borçtan ibra ederse, kefil bu ibrayı reddedemez. Çünkü borç, birinci şahısla ilintili­dir. İleride de açıklanacağı gibi doğru olan görüş budur.

Alacaklı, kefil olan kimseye, borcunu almayıp hîbe ederse kefil, bu hî­beyi reddedebilir. Çünkü hîbe, sadece kefile âit olmaktadır. Hîbeyi kabul veya reddetmede yegâne yetkili kendisidir.

c- Başkasına havale edilen alacaklı, kendisine havale olunduğu kimseyi borçtan ibra ederse, aslî borçlunun zimmeti de borçtan ibra olunmuş olur. Alacaklı artık ikinci bir kez kendisinden borç taleb edemez. Ama borcu, ken­disine havale edildiği kimseye hîbe ederse, kendisine havale edildiği kimse, aslî borçlunun kendisinde bu havale nedeniyle ödeştiği bir alacağı yoksa, ken­disine hîbe edilen bu borcu aslî borçludan alma hakkına sahip olur.

d- Kendisine havale edilen kimse müflis olarak ölür veya borcu inkâr eder, aleyhine bir delil de mevcut olmazsa, alacaklı (havale edilen) kişi, ken­disini ona havale etmiş olan aslî borçluya müracaat ederek borcunu ondan taleb eder. Eğer borç, havale eden aslî borçlunun zimmetinde kalmakta de­vam etmeseydi, alacaklının kendisine müracaat edip borç ödeme talebinde bulunması sahih olmazdı. Kendisine havale olunan kimsenin müflis olarak ölmesi veya aleyhine bir delil bulunmadığı halde borcu inkâr etmesi duru­mu, "Tevî" terimiyle ifâde edilmektedir. "Tevî" sözlük bakımından malın telef olması anlamına gelmektedir. Sonra Ebû Hanîfe "Tevî" kelimesini, bu durumu ifâde etmeye özgü kılmıştır. Ebû Yusuf ile Muhammed de buna bir ekleme yaparak, kendisine havale olunan kimsenin İflas ettiğine, sağlığm-dayken hâkim tarafından hüküm verilmesi mânâsını da, "tevî" kelimesinin mânâsının kapsamına koymuşlardı. Bu durumda da alacaklı kişi, kendisini havale eden aslî borçluya müracaat ederek hak talebinde bulunur.

e- Havale edilen (alacaklı) kişinin, alacağım havale olunduğu şahıstan almak üzere, havale eden aslî borçluyu vekil tâyin etmesi sahih olmaz. Eğer borç, aslî borçlunun zimmetinden çıkıp kendisine havale edilen kişinin zim­metine geçmiş olsaydı, onu tahsil etmeye aslî borçluyu vekil etmek sahih olur­du. Çünkü bu durumda o,|börç ve alacaklı ile alâkası bulunmayan yabancı biri olacaktı.

f- Havaleyi feshetmek sahihtir. Eğer borç, bir zimmetten başka bir zim­mete geçmiş olsaydı, havale akdi bağlayıcı olacak ve taraflardan biri bu ak­di feshedemeyecekti.

g- Adamın biri bir eşya satın alıp bedelini ödemez de, satıcıyı bedelini teslim almak üzere başkasına havale ederse, bu durumda satıcı, bedeli ken­disine ödeyinceye dek o malı müşteriye teslim etmeyip kendi zimmetine ya­nında alıkoyabilir. Eğer bu borç kendisine havale edilen kimsenin zimmeti­ne geçmiş olsaydı, satıcının malı müşteriye teslim etmeyip kendi yanında alı­koyması sahih olmayacaktı.

Havalenin, hem borcun, hem de borcu taleb etmenin, bir zimmetten baş­ka bir zimmete geçmesi olduğu görüşünde olanlar, görüşlerini teyid husu­sunda şu delili ileri sürmektedirler: Havale edilen alacaklı, kendisine havale edildiği kimseyi borçtan ibra eder veya bu borcu kendisine hîbe ederse sahih olur. Ama kendisini havale etmiş olan aslî borçluyu borçtan ibra eder veya borcu ona hîbe ederse, bu sahih olmaz. Eğer borç, aslî borçlunun (havale edenin) zimmetinde kalmakta devam etseydi, borçtan ibra edilmesi veya bor­cun kendisine hîbe edilmesi sahih olacaktı.

Hanefi fıkıhçılar buraya kadar anlatılanlarda görüş birliği etmişlerdir. Öyleyse bu anlatılan iki tanım ile nakledilen hükümler arasında nasıl bir uz­laşma sağlayacağız sorusuna cevaben deriz ki: Havale bazan borcun ertelen­mesi sayılır. Bu durumda sadece borcu ödeme talebi, bir yerden başka bir yere geçmiş olur. Nitekim havalenin, borcu ödeme talebinin, bir yerden baş-ka bir yere geçmesi olduğunu ifâde eden hükümler de bunu anlatmaktadırlar.

Havale, bazan aslî borçluyu ibra etmek anlamında ele alınır. Böyle olunca da son şekilde görüldüğü gibi, havale, hem borcun hem de borcu ödeme ta­lebinin bir yerden başka bir yere geçmesi demek olur.

Şu halde havalenin, sadece borcu ödeme talebinin, bir yerden başka bir yere geçmesi olduğunu söyleyebiliriz. Bu gibi ıstılahı kavramları türlere ayır­manın bir sakıncası yoktur. Çünkü bunlar, gerçek tanım değildirler.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Havale
« Posted on: 24 Nisan 2024, 11:58:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Havale rüya tabiri,Havale mekke canlı, Havale kabe canlı yayın, Havale Üç boyutlu kuran oku Havale kuran ı kerim, Havale peygamber kıssaları,Havale ilitam ders soruları, Havaleönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes