> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi  (Okunma Sayısı 2472 defa)
28 Şubat 2010, 16:51:00
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 28 Şubat 2010, 16:51:00 »



Bazı insanlar gizlice az bir mehir üzerine anlaşmayı, nikâh akdi esnâsındaysa büyük miktarda bir mehir ilân etmeyi âdet haline ge­tirmişlerdir. Nitekim âdet gereği olarak nikâh akdinden sonra koca, karısına hediye vermekte ve mehir, kendi durumlarına uygun hedi­yeler olarak belirtilmektedir. Bazı kimseler buna nafaka adı vermek­tedirler. Yine âdet gereğince kadın, eşlerin durumuyla mütenâsib bir çeyizle gerdeğe girmektedir. Şimdi eşler arasında vukûbulan anlaş­mazlık durumunda gizii mehir mi, yoksa aşikâr olan mehir mi nazar-ı İtibara alınacaktır? Hediyeler de mehir kapsamına girerler mi, girmez­ler mi? Koca, kadına vermiş olduğu çeyizi (geri) isteyebilir mi, iste­yemez mi? Mezhebferin bunlara ilişkin geniş açıklamaları aşağıya alınmıştır.

(62) Hanefîler dediler ki: Mehrin gizlilik ve aşikârlığı hususunda iki şe­kil vardır:

1- Eşlerin nikâh akdinden önce gizlice mehrin miktarı hususunda anlaş­maları, sonra nikâh akdini, anlaşmış olduklarından çok daha fazla olan bir mehir miktarı üzerine yapmaları. Bunun da birkaç şekli vardır:

a- Akidte arttırılan fazlalığın, gizlice anlaştıkları mehrin cinsinden ol­ması. Akidten sonra bunun üzerine anlaşırlarsa, mehir, akid olmadan üze­rinde anlaşmış olduklarıdır. Anlaşamazlarsa, mehir, koca onun sırf başkalarına karşı bir gösterişten ibaret olduğunu isbatlamadığı takdirde akidte belirtilendir.

b- Akidte arttırılan fazlalığın, mehrin cinsinden olmaması. Bu durum­da anılan fazlalığın gösteriş olduğu hususunda ittifak ederler de, akidten önce üzerinde anlaşmış oldukları miktar, mehr-i misle eşit olursa ne âlâ. Aksi tak­dirde mehr-i misil vermek gerekir.

c- Eşlerin gizlice, kadının mehrinin meselâ yüz dinar olması üzerine an­laşmaları, nikâh akdini yaparlarken vergi ve benzeri şeylerin korkusu dola­yısıyla mehirsiz olarak evlendiklerini ilân etmeleri. Bu durumda mehir, önceden üzerinde gizlice anlaşmış oldukları miktardır.

2- Eşlerin gizlice bir mehirde anlaşmaları, sonra da nikâhı başka bir mehir üzerine akdetmeleri. Örneğin gizlice yüzbin lira üzerine akdetmeleri veya ni­kâh akdi olmaksızın mehrin ikiyüzbin lira olduğunu ikrar etmeleri gibi. Bu durumda anlaşır veya yapılan işe şahit olurlarsa, gizlice üzerinde anlaşmış oldukları miktar, mehir olarak muteber olur. Anlaşamazlarsa, meselede ih­tilâf vardır. Şöyle ki: İmâmeyn, mehrin, ilk akdin üzerine yapılmış olduğu miktar olduğunu söylemektedirler. Ebû Hanîfe ise der ki: Cins değişik olursa, birincide ve ikincide belirtilen mehir vâcîb olur. Çünkü ikincisi, birinci üzerine bir arttırma sayılmaktadır.

Birincide yüz riyal, ikincideyse yüz dolar üzerine akid yapılırsa, bunla­rın hepsi mehir sayılır. İkincideki yüz dolar, kocanın arttırmış olduğu bir fazlalıktır. Birinciyle ikinci aynı cinstense, mehir olarak birinciye yapılmış olan fazlalıkla birlikte sadece ikincisi muteber olur. Meselâ eşler gizlice yüz­bin Türk lirası üzerine anlaşırlar, nikâh akdini veya akidsiz olarak ikrarları­nı ikiyüzbin Türk lirası üzerine yaparlarsa, mehir, ikiyüzbin Türk lirası olur. Zîra birincide ve ikincide mehrin cinsi birdir ki, o da Türk lirasıdır. İkinci akidte arttırılan yüzbin lira, mehir üzerine yapılan arttırma türündendir.

Âdet icâbı verilen hediyelere gelince, bunda birtakım tafsilât vardır. Ve­rilen hediye, normal olarak tüketilen meyve, balık ve et gibi ya yenilir şey­lerden olur veya yağ, Kal ve canlı koyun gibi bir müddet saklamlabilen aymlardan olur; veya mum, kına gibi yenilmeyen, ama âdeten kadınlar ta­rafından kullanılan şeylerden olur; yahut da bayramlarda ve benzeri münâ­sebetlerle verilen giysi ve para gibi şeylerden olur. Verilen hediye birinci türden olup koca bunun mehirden sayılacağını sanır ve kadın ise bunun hediye ol­duğunu söylerse, tek kelimeyle kadının sözü geçerli olur. Zîra bu gibi şeyle­rin mehir olacağı, âdetten değildir. Yenilip tüketilen şeylerden olmayanlara gelince, bunlar hakkında en uygun olan davranış, örfe uymaktır. Zamanı-mızdaki örfe göre bu tür eşyalar, mehir değil de hediye sayılırlar. Koca, bu­nun mehir olduğunu iddia eder, ama beyyine bulamazsa, yemin etmesi şartıyla kadının sözü geçerli olur. Tatlıyla birlikte kadına verilen yüzük ve bilezikler veya nakışlı elbiseler ve benzeri şeyler de örfe göre mehir sayılmazlar. Aksi­ne bunlar, kadının başka bir tâlibliyi kabul etmemesi için ön armağanlardır. Koca, bu verdiklerinin mehire mahsup olduğunu iddia eder, ama buna iliş­kin bir beyyine getiremezse, yemin etmesi şartıyla kadının sözü muteber olur. Kısaca, bu gibi şeylerde en kuvvetli dayanak, gelenek ve göreneklerdir. Ba­zıları derler ki: Meyve, et ve balık gibi âdeten tüketilen yiyeceklerde mute­ber olan, kadının sözüdür. Bunlardan başka mezkûr şeylerdeyse, isbatlayamama durumunda, yemin etmesi şartıyla kocanın sözü geçerli olur. Koca, yemin etmişse ve hediye de duruyorsa, kadın onu geri verip mehrini alabilir. Eğer tüketilmişse kıymeti hesaplanarak mehirden düşülür. Kıyme­ti, mehrin tamamına eşitse ödeşirler. Zamanımızda uygulanması gereken gö­rüş, birincisidir. Yani örfe bakılır. Örfe göre hediyeler mehirden sayılmıyorsa, örfe uyulur. İsbatlayamama durumunda ise söz, kadınındır.

Çeyiz meselesine gelince, şüphesiz birinci derecede sahih olan hüküm şudur : Mehir olarak söylenen ve mehir olması niteliğiyle üzerine nikâh akdi yapılan şeylerin -her ne kadar çok olsalar bile- karşılıkları, başka bir şey ol­maksızın sadece kadındır. Adamırî biri yüzbin liralık bir mehir üzerine bir kadınla evlenir ve âdet gereğince bu kadar mehre karşılık olarak eşlerin du­rumlarına lâyık büyük bir çeyizin getirilmesi icâb ettiği halde kadın bu çeyi zi getirmezse, koca, ondan çeyiz isteme hakkına sahip olmaz. Çeyiz getirirse de, bunlar kadının mülküdürler. Kocanın bunlarda bir hakkı yoktur.

Eşler mehir üzerine nikâh akdini yaparlar, sonra da koca, çeyizini ha­zırlaması için kadına bir miktar para verir, kadın da bu parayı alır, ama çe-yizsiz olarak kocanın yanına, gerdeğe girer; koca razı olduğuna delâlet eden bir zaman boyunca susup sesini çıkarmazsa, çeyiz taleb etme hakkı düşer. Ama susmazsa, bu hakkı düşmez. Zîra koca, bu parayı ona teberru olarak vermiş değildir. Aksine bu parayı kadına, kendisinin yükümlü olduğu bir işi yapması için vermiştir. Çünkü kocanın, kadın için geçim ihtiyaçlarını kar­şılayacak şekilde donatılmış bir yer hazırlaması zorunludur.

Baba, kızım kendi malıyla çeyizlendirir ve kız da bu çeyizleri teslim alırsa; babanın ve mirasçılarının bu çeyizi vermekten geri dönmeye hakları olmaz. Madem ki örf babanın kendi kızını çeyizlendirmesini gerektirmektedir, öy­leyse çeyizi verdikten sonra geri alamaz. Aynı şekilde küçüklüğündeyken kı­zına satın almış olduğu şeyler de kızının mülkü olur. Kızla babası anlaşmazlığa düşerler ve ikisinin de beyyinesi bulunmaz; baba, "ben bu malı kızıma iğreti olarak verdim´* der, kızsa "hayır, bunu mülk olarak bana verdi" der veya karısının ölümünden sonra koca, ona mirasçı olmak gayesiyle bu malın ka­rısına, babası tarafından mülk olarak verildiğini söylerse, müftâbih ve mû-temed olan görüşe göre bu durumda kadının sözü muteber olur. Kadının ölümünden sonra da kocasının sözü geçerli olur, babasınınki değil. Madem ki örfe göre babanın kızına vermiş olduğu anlaşmazlık konusu olan bu mal­lar iğreti olmayıp çeyizdir; öyleyse bu mallar hakkında babanın sözü geçerli değildir. Bunda babanın mülkiyetini itiraf etmek vardır. Mülkiyetin kıza geç­mesi içinse delile ihtiyaç vardır, denilemez. Zîra biz diyoruz ki, çeyiz ve ev eşyalarında dış görünüşü nazar-ı itibara almakla yetinilir. Bir ana, babanın mülkü olan evin eşyalarından bir kısmım kızına verir ve baba da susarsa; bu eşyalar kıza çeyiz olur ve geri alınması sahih olmaz.

Koca, karısının ailesine, karısını eş olarak kendisine çabucak teslim et­meleri amacıyla bir şeyler verirse, bunları onlardan geri alma hakkına sa­hiptir. Çünkü bu bir rüşvettir. Son olarak şunu da belirtelim ki, bir erkek başkası tarafından boşanmış olup, iddet beklemekte olan bir kadına, iddet sonrası kendisiyle evlenmesi için bir miktar harcamada bulunursa, her ne kadar bu caiz değilse de, bunun hükmüne dâir birkaç görüş vardır. Muhakkik âlim-lerce mûtemed sayılan görüşe göre erkek, onunla evlenmeyi şart koşmuş ve kadın da başkasıyla evlenmişse, ona yaptığı harcamaları geri alma hakkına sahip olur. Eğer evlenmeyi şart koşmamışsa, bir kısmı geri alabileceğim, bir kısmı da geri alamayacağım söylemişlerdir. Güzel olan görüşe göre, geri ala­bilir. Zîra âdete göre, o erkeğin, kendisiyle evlenmeyecek olursa o kadın için harcama yapmayacağı biliniyorsa, bu, bir şart mesabesinde olur. Bir görüşe göre o adam, yapmış olduğu harcamaları mutlak surette geri alma hakkına sahiptir. Çünkü, harcama yaparken kadının kendisiyle evlenmesini şart koşmuş olsa da olmasa da, bu bir rüşvet mesabesindedir.

Mâlikîler dediler ki: Eşler veya kocayla velî, gizlice mehir üzerinde anlaşırlar ve açık olarak da öncekine muhalif bir mehri ilân ederlerse, gizli­ce üzerinde anlaşmış oldukları mehir muteber olur. Açık olarak ilân edilir­ken şahit olanlar, gizlice anlaşma yaptıklarında bulunan şahitlerin aynısı olsalar da olmasalar da, hüküm değişmez. Ancak bazı Mâlİkîler, eşlerin giz­lice anlaşma yaptıkları sırada bulundurulan şahitlere açık olarak yapılan ilâ-nâtın bildirilmesinin zorunlu bir şart olduğunu söylemişlerdir ki, böylece şahitler, gerçek hakkında bilgi sahibi olsunlar. Eşler anlaşmazlığa düşerler ve kadın, kocasının gizli mehirden vazgeçtiğini, mehir olarak açıkça ilân et­tikleri meblağ üzerinde anlaştıklarını iddia eder, kocaysa bu iddiayı inkâr ederse, kadın bir beyyine olmadığı zaman kendi iddiası doğrultusunda ko­casına yemin ettirme halikına sahip olur. Koca yemin ederse, gizli mehir üze­rine amel olunur. Y...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 08:04:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi rüya tabiri,Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi mekke canlı, Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi kabe canlı yayın, Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi Üç boyutlu kuran oku Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi kuran ı kerim, Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi peygamber kıssaları,Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyizi ilitam ders soruları, Gizli Ve Aşikâr Mehir İle Kocanın Verdiği Hediyeler Ve Kadinin Çeyiziönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes