> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar  (Okunma Sayısı 1456 defa)
07 Şubat 2010, 15:35:56
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 07 Şubat 2010, 15:35:56 »



Nehyedİldiği halde, geçerli olan satış nevileri çoktur:

1- Necş satışı: Bu, kişinin kendisinin bir mala ihtiyacı olmadığı halde, başkasını o malı satın almaya kışkırtmak için, malın kıymetini arttırması­dır. Bu, Peygamber (s.a.v.) in yasaklamış olduğu haram bir davranıştır. İbn Ömer (r.a.) İn rivayetine göre:

"Rasûlullah (s.a.v.), necş satışından nehy etmiştir.[16]

Satıcı, bazı tüccarların yaptığı gibi yalan yere fiyat arttırımında bulu­nanla anlaşmışsa, bunun günahı her ikisinin üzerine olur. Aralarında böyle bir anlaşma yoksa, sâdece yalan yere fiyat arttıran günahkâr olur. Ama böyle yapmakla mal kendi değerinden fazla fiyatla satılmamışsa, haram olmaz. Bunun hükmüyle ilgili olarak mezheblerin geniş açıklamaları aşa­ğıya alınmıştır.

2- Bunlardan biri de kentlinin köylü adına yaptığı satıştır. Bu şöyle olur: Kentli birisi, köylünün getireceği malları toptan satın almayı üstlenir. Sonra da kentli (simsar), bu malları diğer kentlilere peyderpey satar; on­ları sıkıntıya düşürür ve fiyatların yükselmesine yol açar. Bunun hükmüy­le ilgili olarak mezheblerin geniş açıklamaları aşağıya alınmıştır.

3- Mezheblerin ileri sürdükleri tafsilât çerçevesinde, (dışarıdan) mal getiren kervanları karşılayarak onlardan mal satın almak da, yasaklanan alışverişlerdendir.

4- Yasaklanan satışlardan biri de, başkasının pazarlığı üzerine pa­zarlık etmektir. Bu şöyle olur: Satıcı ile müşteri, bir malı belli bir fiyatla satma ve satın alma hususunda prensip olarak anlaşır ve razı olurlar; sonra başka birisi gelerek, mal sahibiyle, razı olduğu fiyattan fazlasına pazarlı­ğa girişir ve "bu malı ona satma razı olduğun fiyattan fazlası ile bunu ben senden satın alırım" der. Müşterinin ilke olarak malı satın almaya razı ol­ması, sonra bir başkasının gelerek ona, "bu malı ona geri ver. Ben sana daha iyisini (veya daha ucuza) veririm" demesi de böyledir. Satıcıyla müş­terinin karşılıklı rızâlaşarak satışa meyletmelerinden önce, daha işin ba­şındayken yapılan arttırma ise caizdir. Peygamber (s.a.v.), pazarlık üstüne pazarlık yapmayı şu sözüyle yasaklamıştır:

"Kişi, kardeşinin pazarlığı üstüne pazarlık etmesin.[17]

Bu, fiilden yasaklamayı içermektedir. Bunun hükmünde, mezheble-rin tafsilâtı vardır.

(172) Mâlikîler dediler ki: Satıcı, yalan yere fiyat arttıranı bilir; satış ta­mamlanıncaya kadar sesini çıkarmazsa satış sahih olur. Ama durumu far-keden müşteri, malı alıp almamakta serbest olur. Satıcıya geri vermeden önce mal müşterinin yanında zayi olursa, malın satılan fiyatıyla asıl değerinden hangisi daha az ise, onu ödemekle yükümlü olur. Malın değeri teslim alındı­ğı günkü piyasaya göre değil, satış akdinin yapıldığı günkü piyasaya göre hesaplanır. Ama satıcı, malının fiyatının başkalarınca yalan yere arttırıldı­ğından habersizse, müşteri asla muhayyer olamaz.

Şâfiîler dediler ki: Satıcı, yalan yere fiyat arttırımında bulunan ki­şiyle anlaşmalı değilse, müşteri için muhayyerlik ittifakla yoktur. Ama satı­cı anlaşmahysa, bunda ihtilâf vardır. Esahh kavle göre müşteri, yine muhayyer değildir. Çünkü malı bizzat araştırmada kusurlu davranmış; kendisini ve baş­kalarını oyuna getirenlere güvenmiştir. Dolayısıyla hiç bir hakkı yoktur.

Hanefîler dediler ki: Mal, kendi kıymetinden fazla bir fiyata ulaştığında necş satışı tahrîmen mekruh olur.

Hanbelîler dediler ki: Satıcı, yalan yere fiyat arttırımında bulunanla anlaşmış olsun olmasın, necş satışında müşteri muhayyerlik hakkına sahip­tir. Yalnız malı, normalin üzerinde bir fiyatla satın almış olması şarttır. Bu durumda müşteri, malı alıp almamakta serbesttir. Bazıları demişler ki: Müşteri malı tutup geri vermezse, malın asıl değerinden fazla vermiş olduğu bedel farkını satıcıdan alır. Satıcının müşteriye, "bu mal için bana şu kadar fiyat verildi" demesi ve sonra yalan söylediğinin anlaşılması da, necş satışı gibi­dir. Bu durumda müşteri, malı alıp almamakta serbesttir. Yalnız her iki du­rumda da müşterinin malı alırken olayı bilmemesi şarttır. Biliyorsa, muhayyerlik hakkı yoktur. Çünkü kendisi kusurlu davranmıştır.

(173) Mâlikîler dediler ki: Kentli birisinin, köylünün getirdiği mallan sat­mayı üstlenmesi, iki şartla caiz olmaz:

1- Satış, kentli birisine yapılmalıdır. Ama onun gibi bir köylüye yapılır­sa caiz olur.

2- Malın fiyatı kentte bilinmemelidir. Eğer biliniyorsa, satış sahih olur. Şundan ki: Bu yasaklığm illeti, köylüleri, insanlara ucuz fiyatla mal satmak için kendi hallerine bırakmaktır ki, böylece insanlar onlardan yararlanabil­sinler. Ama fiyatları bilirlerse, o zaman kendilerinin satmasiyla simsarların onlar için satması arasında bir fark yoktur. Bunun mutlak surette caiz ol­mayacağını söyleyenler de olmuştur. Fakat kentlilerin köylüler adına satın alması ise caizdir.

Küçük köy sâkinlerinin´de bâdiye sakinleri gibi olup olmadığı hususun­da iki görüş vardır: Kuvvetli görüşe göre, kentlinin, köylünün getirdiği mal­ları satmayı üstlenmesi caizdir. Şehir sakinlerinden biri, köylünün getirdiği mallan satmayı anılan iki şartla birlikte üstlenmesi durumunda satış feshe­dilir. Satılan eşya da henüz tüketilmemişse, satıcıya geri verilir. Eşya tüke-tilmişse satış, malın fiyatı üzerinden geçerli kılınır. Satıcı, müşteri ve simsar, günah işlemiş olup te´dip olunurlar. Fail, bu satışın haremliğini bilmemesi nedeniyle ta´zir olunur.

Hanbelîler dediler ki: Kentlinin köylü için satması haramdır, sa­hih olmaz. Bu alışveriş, beş şartla haram olur ve sahih olmaz:

1- Köylü, eşyayı satmak için getirmiş olmalıdır. Ama depolamak, stok yapmak ya da yemek için getirdiği halde kentli birisinin satması için onu teş­vik etmesi ve satmayı üstlenmesi halinde bu satış caiz olur. Çünkü bunda, kentliler için bir genişletme ve kolaylaştırma vardır. Bâdiye ehlinden kasıt, bedevî olsun olmasın, kent sakini olmayan ve kente gelen kimse demektir.

2- Köylü, malını günün piyasasına uygun fiyatla satmayı kasdetmiş ol­malıdır. Ucuza satmayıp bekletmeyi kastederse memnuiyet, malı satmayı üst­lenen simsar tarafından değil de satıcı tarafından olur.

3- Köylü, piyasadaki fiyatı bilmemelidir. Eğer biliyorsa; kentlinin, ma­lını satmayı üstlenmesi sahih olur. Çünkü o, fiyatı köylüden daha fazla bili­yor değildir.

4- Müşteri de kentlilerden olmalıdır. Ama kendisi gibi köylü birisiyse, kentlinin onun malını satmayı üstlenmesi sahih olur. Çünkü kendisi gibi bir köylüye satmasında kentliler için bir genişletme eseri mevcûd değildir.

5- İnsanların, onun malına ihtiyaçları olmalıdır. Kentlilerin köylülere satmalanysa caizdir.

Şâfiîler dediler ki: Kentlinin anılan bâdiye sakini için satması ha­ramdır. Bunun küçük günah mı, büyük günah mı olduğu hususunda ihtilâf vardır. Bu alış-verişin günahı, bunun haram olduğunu bilenin üzerinedir. Bu şahıs, köylü de olabilir, kentli de... Bazıları derler ki: Bunun günahı, kentli üzerinedir. Köylüye gelince, onun bunda bir günahı yoktur. Çünkü o, ken­disi için yararlı olan bir işte kentliye muvafakat etmiştir. Dolayısıyla bunda mazurdur.

Kentli, kentte oturan demektir. Kentten kasıt da şehir, kasaba ve reyf-lerdir. Reyf ise içinde her ne kadar arabîlerin kıldan yapılma evleri (çadırla­rı) bulunsa da hem verimli, hem verimsiz tarlaları bulunan yerlerdir. Ama burada kastedilen, bu değildir. Asıl maksat, satmak amacıyla dışarıdan kente mal getiren yabancı kimsedir. Bazıları, buna yabancı kaydını eklemenin şart olmadığını söylemişlerdir. Meselâ kentlilerden birinin depolamış olduğu buğ­day ve benzeri bir malı olur, sonra bunu bir defada satmak üzere çıkarır; bir başkası da ona peyderpey satması için ertelemesini söylerse; bu, kentli de olsa, onun gibi yabancı biri de olsa, malını satmayı üstlenen biri de olsa veya başkası da olsa günahkâr olur. Çünkü yasakhğın illeti, her iki durum­da da tahakkuk etmektedir. Ki o da halkı sıkıntıya düşürmek ve piyasayı yükseltmektir. Bazıları, malı dışarıdan getirenin yabancı olmasının gerekti­ğini mûtemed görüş saymışlardır. İster kentli, ister yabancı olsun, mutlak surette günahkâr olacağını söyleyenlere gelince, bu satış üç şartla haram olur:

1- Mal, yiyecek maddesi gibi kendisine genelde ihtiyaç duyulan bir şey olmalıdır. Kent sâkinlerinin tümü o mala muhtaç olmasalar bile, gayr-ı müslim olsa dahi bir grubun o mala ihtiyaç duyması yeterli olur. Bu yiyecek madde­si, meyve gibi umumun ihtiyaç duymadığı bir şeyse, o zaman bu satış haram olmaz.

2- Dışardan gelen şahıs, malını günün piyasasına uygun bir fiyatla sat­mayı kasdetmelidir. Ama malını perakende satmak istiyorsa, bir şahıs ona, "ben senin malım perakende satmayı üstleniyorum" derse, günahkâr olmaz.

Çünkü böyle diyen şahıs´, bu durumda halka zarar vermiş olmamaktadır. Mal sahibini, malını perakende satmaktan men etmenin yolu da yoktur. Çünkü din hudutları çerçevesinde mal sahibi, malı üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilir.

3- Mal sahibi toptan satmanın mı, yoksa perakende satmanın mı kendi­si için hayırlı olacağı hususunda ona danışmış olmamalıdır. Bu hususta ihti­lâf vardır. Mûtemed görüşe göre, kendisi için hangisinin daha hayırlı olacağını da...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar
« Posted on: 25 Nisan 2024, 09:27:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar rüya tabiri,Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar mekke canlı, Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar kabe canlı yayın, Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar Üç boyutlu kuran oku Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar kuran ı kerim, Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar peygamber kıssaları,Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlar ilitam ders soruları, Geçersizliği Gerektirmeyen Nehyedilmiş Satışlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes