Konu Başlığı: Cenaze Yıkamanın Mendubları Gönderen: Eflaki üzerinde 29 Ocak 2010, 21:38:10 Cenaze yıkamakla ilgili olarak bazı mendub hususlar vardır ki, bunları şu şekilde sıralayabiliriz: 1. Yıkamayı üçlemek: Cenazeyi her yıkayışta, ileride açıklanacak olan yıkayışın, ölünün vücudunun her tarafını kaplaması mendubtur. Bu yıkayışlardan ilki farz, bundan sonraki iki yıkayış ise mendubtur. Bu hususta ittifak vardır. Yalnız Hanefîler farz olan yıkayıştan sonraki iki yıkayışın mendub değil, sünnet olduğunu söylemektedirler. Mendubla sünneti birbirinden ayrı görmeyen Şâfiîlerle Hanbelîler de bu hükümde Hanefîlere muvafık sayılırlar. Cenaze, cesedinin her tarafını kapsayacak şekilde üç yıkanışla yıkanıp temizlendikten sonra, yıkayışı fazlalaştırmak mekruh olur. Yıkayışı bundan az sayıda yapmak, cesed temizlenmiş olsa bile mekruhtur. Bunda ittifak vardır. Ama cesed, her tarafı kapsayan üç yıkayışla temizlenmezse, yıkama sayısını temizleninceye kadar sınırsız olarak arttırmak ve sayıları tekle sona erdirmek mendub olur. Sözgelimi cesed dört yıkayışla temizlenirse, sayıyı tekle sona erdirmiş olmak için beşinci bir kez daha yıkanır. Hanefîlerle Şâfiîler bu hükümde ittifak etmişlerdir. Mâlikîlerle Hanbelîlerin buna ilişkin görüşleri aşağıya alınmıştır. Hanbeliler dediler ki: Cenaze, her tarafını kaplayacak üç yıkayışla temizlenmediği takdirde, yıkayış sayısını yediye çıkarmak vâcib olur. Yedi yıkayışla da temizlenmezse, en uygun olanı, yıkamaya temizleninceye kadar devam etmektir. Ama yıkamaları tek sayıyla sona erdirmek mendub olur. Malikiler dediler ki: Eğer cenaze üç yıkayışla temizlenmezse dördüncü kez yıkanır. Birinci yıkamanın suyuna hiçbir şey katılmayıp saf olarak kullanılmalıdır. Müteâkib yıkamaların suyuna sabun ve benzeri şeyler katılır. Yıkama sayısının tekte kalması için dörtten sonra beşinci kez yıkanır. Eğer beş yıkamayla temizlenmezse altıncı kez yıkanır ve birincisi dışındaki her yıkamada temizleyici malzeme kullanılır. Altıncı yıkayıştan sonra yıkama sayısının tekte kalması için yedinci kez yıkanır. Yine de temizlenmezse sekizinci kez yıkanır. (Yıkama sayısı tek olmasa da) dokuzuncu kez yıkanmaz. Bu sayılan durumların hepsinde son yıkama suyuna koku katılır. Ama ilk yıkama, saf suyla yapılır. 2. Yıkama suyuna koku ve benzeri şeyler katmak: Cenaze yıkamakla ilgili mendubların ikincisi, son yıkama suyuna kâfur ve benzeri kokular katmaktır. Kâfur katmak daha iyi olur. Son su dışındaki sulara gelince, bunlara köknar yaprağı ve sabun gibi temizleyici maddeler katmak mendub olur. Bu kokular, eğer ölü hac için ihramlı değilse yıkama suyuna katılır. İhramlı ise katılmaz. Çünkü sağ olan ihramlının da yıkama suyuna bunlar katılmaz. Hanbelîlerle Şâfiîler bu hüküm üzerinde ittifak etmişlerdir. Mâlikîlerle Hanefîlerin buna ilişkin görüşleri ise aşağıya alınmıştır. Hanefî ve Malikiler dediler ki: İhramda bulunsun bulunmasın, ölünün yıkama suyuna koku katmak mendub olur. Çünkü o artık mükellef olmaktan çıkmıştır. Ölümle, ihramdan da çıkmıştır. Bu nedenle, sağken ihramlılık hâlinin tersine, öldükten sonra başı örtülmektedir. Ancak Mâlikîler derler kî: Birinci yıkama saf su ile yapılmalıdır. Çünkü Mâliki mezhebine göre sabun ve benzeri şeyler, karıştıkları suyu temiz olmaktan çıkırırlar. Nitekim bu husus, sular bahsinde de anlatılmıştır. 3. Yıkama suyunu ısıtmak: Şiddetli soğuk gibi sakıncalı bir durum olmadıkça veya kirleri (ancak sıcak suyla) giderebilme gibi bir sebep bulunmadıkça cenazeyi soğuk suyla yıkamak daha fazîletlidir. Hanbelîlerle Şâfiîler bunda müttefiktirler. Mâlikîler, suyun sıcak veya soğuk olmasının hiçbir farkı olmadığını söylerler. Hanefîlerse her halükârda sıcak suyu kullanmak1 daha fazîletli olur demişlerdir. 4. Ölünün başına ve sakalına koku sürmek: Yıkama işi bittikten sonra, ölünün başına ve sakalına safran dışındaki diğer kokulardan sürmek mendubtur. Ayrıca alın, burun, eller, ayaklar ve dizler gibi secde organlarının; gözlerin, kulakların üzerine ve koltuk altlarına kokular koymak da mendubtur. Bu kokunun kâfur olması daha fazîletlidir. Bütün bunlar, bir kimsenin ihram içindeyken ölmemiş olması durumunda mendub olurlar. Aksi takdirde bu kokulan kullanmak doğru olmaz. Bütün bu anlatılanlarda irfifak vardır. Ancak Mâlikîler derler ki: Ölünün başına ve sakalına koku sürmek mendub değildir. 5. Ölü kimsenin yanında buhur tüttürmek, mezheblerin tafsîlâtına göre mendubtur. Mâlikîler; ölünün yanında buhur tüttürmenin mendub olmadığını söylemişlerdir. Hanefiler dediler ki: Buhur tüttürme üç yerde mendub olur: 1. Ruhun teslimi anında. Ölüm gerçekleştikten sonra cenaze, kanepe veya teneşir gibi yüksek bir yere konulur. Konulmadan önce de burası üç veya beş kez buhurla tütsülenir. Bu tütsüleme, buhurdanlığın kanepe veya teneşir etrafında üç, beş veya yedi kez döndürülmesiyle yapılır. Bundan fazla sayıda yapılmaması gerekir. Tütsüleme yapıldıktan sonra, cenaze bunun üzerine konur. 2. Cenazenin yıkanması esnasında. Bu sırada da buhurdanlık, teneşirin etrafında bilinen şekilde döndürülür. 3. Kefenleme esnasında. Bu sırada da buhur tüttürmek mendubtur. Hanbeliler dediler ki: Yıkama yerinde yıkama işi tamamlanıncaya kadar buhur tüttürülür. Şafiiler dediler ki: Cenazenin, ruhunu teslim etmesinden itibaren, namazı kılınıncaya dek etrafında buhur tüttürmek mendubtur. 6. Ölünün avret mahallini örten çamaşırı dışındaki diğer bütün elbiseleri üzerinden çıkarılmalıdır. Şâfiîler dışındaki diğer mezhebler bunda görüş birliği etmişlerdir. Şafiiler dediler ki: Cenazeyi, suyun alta gitmesini engellemeyen ince bir gömlek içinde yıkamak mendubutur. Yıkayan kimse, elini bu gömleğin geniş yeninin içine sokabilirse ne alâ. Aksi takdirde yenlerini iki taraftan yarması gerekir.[128] |