Konu Başlığı: Cenaze Namazının Rükünleri Gönderen: Eflaki üzerinde 29 Ocak 2010, 22:07:49 Cenaze namazının kılınmış sayılabilmesi için tahakkuk etmesi gereken bazı rükünler vardır. Bu rükünlerden biri eksik kalınca namaz batıl olur ve iadesi gerekir. Bu rükünleri şöylece sıralayabiliriz: 1. Niyet: Mâlikîlerle Şâfiîlere göre niyet, cenaze namazının bir rüknüdür. Hanefîlerle Hanbelîlerse bunun rükün değil, şart olduğunu söylemişlerdir. Her halükârda, diğer namazlarda olduğu gibi, cenaze namazında da niyet etmek zorunludur. Niyetin ne şekilde yapılacağı hususunda mezheblerin tafsilâtlı görüşleri aşağıda sunulmuştur. Hanefiler dediler ki: Bir kimsenin cenaze namazına içinden niyet etmesi yeterli olur. Bazıları da cenaze erkekse, “er kişi niyetine”, kadınsa “kadın kişi niyetine”, kız çocuksa “kız çocuğu niyetine”, erkek çocuğuysa “erkek çocuğu niyetine” diye niyet etmenin zorunlu olduğunu söylemişlerdir. Ama cenazeyi tanımayan kimseler “imamın üzerine namaz kılmakta olduğu ölünün üzerine namaz kılmaya niyet ettim” demelidir. Çünkü namazın sebepi ölüdür. Öyleyse sebepin niteliğini belirlemek gerekir. İhtiyata uygun olan en kuvvetli görüş budur. Diğer bazıları da derler ki: Bu niyetle birlikte, ölü için duaya da niyet etmek icâbeder. Malikiler dediler ki: Ölü üzerine namaz kılmaya niyet etmek yeterlidir. Kadın mı, erkek mi olduğunu bilmemenin bir sakıncası olmaz. Öyle ki, cenazenin erkek olduğu kanısında olur da, sonra kadın olduğu anlaşılırsa, yine de bir sakıncası olmaz. Hanefüerin de görüş olarak ileri sürdükleri gibi, cenaze namazının farzlığına niyet etmek gerekli değildir. Şafiiler dediler ki: Cenaze namazına ve bunun farzlığını edâ etmeye niyet gereklidir. Bu farzlığm kifâye olduğunu açıkça belirtmemenin bir mahzuru yoktur. Hazırda duran ölünün erkek veya kadın olduğunu belirtmek şart değildir. Şayet belirtir de sonra belirttiği gibi olmadığı anlaşılırsa, kıldığı namaz sahîh olmaz. Hanbeliler dediler ki: Cenaze namazına şu şekilde niyet edilmelidir: “Hazırda bulunan bu meyyit (ölü) için namaz kılmaya niyet ettim”. Eğer ölüler birden fazla ise “hazırda bulunan bu mevta (ölüler) için namaz kılmaya niyet...” edilmelidir. 2. Tekbirler: Bunlar iftitah tekbiriyle birlikte dört tanedirler. Ki, her biri bir rek’at karşılığındadırlar. Bunların rükün oldukları hususunda görüş birliği mevcûdtur. 3. Kıyam: Cenaze namazının başından sonuna dek ayakta durmalıdır. Özürsüz olarak, oturarak kılan kişinin namazı sahîh olmaz. Bunda da görüş birliği edilmiştir. 4. Ölü için duâ: Duanın yeri ve niteliğine İlişkin olarak mezheblerin detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır. Malikiler dediler ki: Mûtemed görüşe göre dördüncüsü de içinde olmak üzere her tekbirin ardından duada bulunmak vâcibtir. Duanın en azı: “Allah’ım onu bağışla” veya buna benzer bir duayı okumaktır. En güzeli, Ebu Hüreyre (r.a.)’nin duasını okumaktır. “Âlemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun! Peygamberimiz Muhammed’e, O’nun tüm âline ve ashabına salâtü selâm olsun, Allah’ım! Senin kulun ve cariyenin oğlu olan bu kul, senden başka tanrı olmadığına, bir olduğuna, ortağın olmadığına; Muhammed’in de senin kulun ve elçin olduğuna tanıklık ederdi. Sen onu daha iyi bilirsin. Eğer iyi biri idiyse iyiliğini arttır. Eğer kötü idiyse kötülüklerini bağışla. Allah’ım! Bizi onun sevabından mahrum etme. Ondan sonra bizleri fitneye (kötü durumlara) düşürme” Cenaze eğer kadınsa, yine yukarıdaki duâ gibi hamd ve salâttan sonra şöyle başlayıp geriye kalan kelimeleri yerine göre müennes kalıbına çevirerek okur. Cenaze erkek çocuğuysa yine hamd ve salâttan sonra şunları okur: “Allah’ım! O senin kulundur ve kulunun oğludur. Onu sen yarattın... Sen rızıklandırdın... Sen öldürdün... Sen de dirilteceksin... Allah’ım! Onu, ebeveyni için önden giden bir selef, zahire ve sevâb kıl. Onunla terazilerini ağırlaştır. Onunla sevablarını artır. Ondan sora bizleri ve anne-babasını kötü durumlara düşürme. Allah’ım! Onu, İbrahim (a.s.)’in kefaletinde mü’minlerin sâlih seleflerine kavuştur. Ona, evine karşılık daha hayırlı bir ev, ailesine karşılık daha hayırlı bir aile ver. Onu kabir sınavından ve cehennem azabından koru.” Eğer bir arada bulunan kadın ve erkek iki ölü üzerine namaz kılın-maktaysa ibareleri erkeğe göre, dolayısıyla da kelimeleri müennes değil, müzekker olarak okumak gerekir. Şöyle ki: Kadın ve erkek karışık ikiden fazla ölüler topluluğu üzerine namaz kılmmaktaysa, kelimeleri yine erkeklere göre, müzekker olarak telâffuz etmek gerekir. Şöyle ki: Eğer toplu haldeki kadın ölüler üzerine namaz kılınmaktaysa duayı şöyle okumalıdır: Mezkûr duaları okuduktan sonra her ölü için dördüncü tekbirden sonra ek olarak şu dua okunmalıdır: “Allah’ım! Geçmişlerimizi, ölen hayırlı evlâtlarımızı, imân etmede bizden önce olanları afvet. Allah’ım! Bizden yaşattıklarını imân üzere hayatta bırak. Bizden vefat ettirdiklerini de İslâm üzere vefat ettir. Allah’ım! Müslüman erkekleri ve müslüman. kadınları afvet.” Bu duadan sonra da selâm verilmelidir. Hanefiler dediler ki: Duâ, üçüncü tekbirden sonra okunur. Belirli bir kalıptaki duayı okumak vâcib değildir. Kişiden istenen, âhiretle ilgili bir duayı okumaktır. Tabiî ki en iyisi, Avf İbn Mâlik (r.a.)’in rivayet ettiği hadis ile bizlere intikâl eden şu duayı okumaktır: “Allah’ım! Onu afvet. Ona merhamet et. Ona afiyet ver. Onun günahlarından vazgeç. Onu ağırla. Girdiği yeri (mezarını) genişlet. Onu suyla, kar ve dolu ile yıka. Beyaz elbisenin kirlerden arınışı gibi, onu günahlardan arındır. Ona evinden daha hayırlı bir ev, ailesinden daha hayırlı bir aile, eşinden daha hayırlı bir eş ver. Onu kabir azabından ve cehennem azabından koru” Tabiî bu kalıptaki duâ erkek ölüler için okunur. Kadm ölüler içinse müzekkerler müennese çevrilir. Meselâ, diye okumak gerekir. Çocuk ölüler içinse şu duâ okunmalıdır: “Allah’ım! Onu bizim için önden giden bir hazırlık, azık ve sevâb kıl. Allah’ım! Onu bizim için şefaatçi ve şefaat edilen kıl.” Namaz kılan kişi bu duayı iyice bilmiyorsa, dilediği bir başka duayı okuyabilir. Şafiiler dediler ki: Duanın, üçüncü tekbirden sonra ve hazırda bulunan ölü için hayır talebi şeklinde olması şarttır. Namaz kılmakta olan kişi, mü’minler için duâ eder de özellikle hazırdaki ölü için duâ etmezse bu, rüknün yerine gelmesi için yeterli olmaz. Ancak hazırdaki ölü çocuk ise, kendisi için duâ edilmese de sakıncası olmaz. Nitekim ebeveyni için de duâ etmek yeterli olur. Duâ ederken rahmet ve mağfiret gibi uhrevî isteklerde bulunulmalıdır. Ölü, bulûğa erip ölünceye kadar aynı halde kalan bir deli veya çocuk gibi mükellef biri olmasa bile kendisi için âhiretle ilgili dualarda bulunmalıdır. Duâ için belli kelime ve kalıplara bağlı kalmak zorunluluğu yoktur. Vaktin uzaması nedeniyle cenazenin kokacağından korkutmazsa, en faziletlisi şu aşağıdaki meşhur duayı okumaktır. Ama kokusunun değişeceğinden korkulursa duanın en azıyla yetinmek vâcib olur. Meşhur duâ şudur: Ayrıca bundan önce şu duayı okumak da müstehabtır: Bu iki duadan önce de şu duayı okumak mendubtur: Duayı okuyan kimse, üzerine namaz kılmakta olduğu cenaze veya cenazelerin durumuna göre kelimeleri müzekker, müennes, tesniye ve cemî kalıplarına göre okumalıdır. Duayı okuyan kişi şahıs kelimesini kasde-derek duadaki kelimeleri müzekker olarak okuyabileceği gibi; cenaze kelimesini kastederek duadaki kelimeleri müennes olarak da okuyabilir. Ölü olan küçük çocuk için anılan duanın yerine şu duayı okuyabilir: Cenaze namazı kılmakta olan kişinin her tekbir alışta ellerini kaldırması sünnettir. Hanbeliler dediler ki: Duanın üçüncü tekbirden sonra yıpılması gerekir. Dördüncü tekbirden sonraya bırakmak da caiz olur. Diğer tekbirlerden sonra duâ okumak sahih değildir. Büyük yaşta ölenler için duanın en azı “Allah’ım! Onu afvet” veya benzeri bir duadır. Küçük yaşta ölenler için duanın en azı, “Allah’ım! onun vesilesiyle ebeveynini afvet” veya benzeri bir duadır. Sünnet olan ise bu hususta nakledilen şu duayı okumaktır: Bu duâ, erkek olsun kadın olsun büyükler içindir. Ancak Ölü kadınsa zamirler müennese Çevrilir. Ölü, deli olarak bulûğa erip, ölünceye dek aynı halde kalan kimse veya çocuksa, okunacak duada şunlar söylenmelidir: Bu duâ, nitelikleri belirtilen erkek ve kadın ölüler için okunur. Yalnız ölü kadın ise, zamirler müennese çevrilir. 5. Dördüncü tekbirden sonra selâm: Üç mezheb imamına göre selâm rükündür. Hanefîlerse bunun vâcib olduğunu söylemişlerdir. Nitekim Hanefîlere göre selâm, diğer namazlarda da vâcibtir. Terkedil-mesi hâlinde namaz batıl olmaz. 6. İkinci tekbirden sonra Peygamber Efendimize salâtü selâm getirmek: Bu, Şâfiîlerle Hanbelîlere göre rükündür. Hanefîlerle Mâlikîlerin buna ilişkin görüşleri aşağıda anlatılmıştır. Hanefiler dediler ki: İkinci tekbirden sonra Peygamber Efendimize salâtü selâm getirmek rükün değil, sünnettir. Malikiler dediler ki: Her tekbirden sonra, duaya başlamadan önce Peygamber Efendimize salâtü selâm getirmek mendubtur. 7. Cenaze namazında Fâtiha’nın okunup okunmaması, rükün olup olmaması hususunda mezheblerin görüşleri aşağıya alınmıştır. Hanefiler dediler ki: Cenaze namazında kıraat niyetiyle Fatiha okumak tahrîmen mekruhtur. Duâ niyetiyle okumak ise caizdir. Şafiiler dediler ki: Cenaze namazında Fâtiha’nın okunması, rükünlerden bindir. En faziletlisi, birinci tekbirden sonra okumaktır. Ama herhangi bir tekbirden sonra da okunabilir. Tekbirlerden herhangi birinden sonra Fâtiha’ya başladığında tamamlanması icâbeder. Artık kesilmesi veya bir sonraki tekbirden sonraya ertelenmesi caiz olmaz. Başlandıktan sonra kesilir veya ertelenirse namaz batıl olur. Bu hususta mesbûk ile diğerleri arasında hiçbir fark yoktur. Hanbelîler: Cenaze namazında Fâtiha’yı okumak namazın rükünlerinden bindir. Birinci tekbirden sonra okunması da vâcibtir. Mâlikîler: Cenaze namazında Fatiha okumanın tenzîhen mekruh olduğunu söylemişlerdir.[138] |