๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dört Mezheb Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 03 Şubat 2010, 17:19:52



Konu Başlığı: Altın Ve Gümüşten Giyim Ve Kullanımı Helâl Olan Ve Olmayan Şeyler
Gönderen: Eflaki üzerinde 03 Şubat 2010, 17:19:52

Altın ve gümüşü kullanmak erkeğe de kadına da haramdır. Altın ve gümüşü kullanmanın erkeğe ve kadına yasaklanmasının sebebi oldukça açıktır. Bu iki madeni kullanmakla; insanların nakit olarak kullandıkları al­tın ve gümüş miktarı piyasadan çekilmekte, geçimlerini büyük çapta gay­retler sarfettikten sonra ancak zar-zor temin edebilen yoksulların kalbi kırılmaktadır. Büyük sıkıntılar içinde olan yoksullar, başkalarının bu ma­denleri aşırı derecede israf ettiklerini, bunları hiç umursamaksızın yanla­rında alıkoyduklarını Görmektedirler. Bu durumu gören yoksulların kalbi ürpermekte, bu da gönüllerine çok kötü bir etki yapmaktadır. Bu nedenle de İslâm dîni, gerekli bazı haller dışında altın ve gümüşü kullanmayı ka­dın ve erkeklere haram kılmıştır. Meselâ süslenmek için kadının altın ve gümüş kullanmasına müsâade edilmiştir. Çünkü kadın, süslenmeye zo­runlu olarak muhtaçtır. Bu sebeple de dilediği kadar artın ve gümüşle süs­lenebilir. Erkeklerin gümüş yüzük takınmaları mubahtır. Zîrâ erkek, adını üzerine yazdırmak ve mühür olarak kullanmak için yüzüğe ihtiyaç duyar. Böyle yaparak yüzüğünü kullanması kolay olur. Parmağında taşımakla da (yitirmekten) emîn olur. İleride de açıklanacağı üzere, piyasada bu ma­denlerin azalmasına neden olmayacak kadar az miktardaki altın ve gü­müşü kullanmak da mubahtır.

Altın ve gümüş kaplar edinmek haramdır. Erkek veya kadının bu kap­larda yeyip-içmeleri, Peygamber (s.a.v.)´in şu yasağından ötürü haram kı­lınmıştır:

"Altın ve gümüş kaplarda içmeyin ve (yine bu madenlerden yapılmış tabaklarda) yemeyin. Çünkü bunlar, dünyada onlar (Allah´ı tanımayanlar) âhirette İse Sizler İçindir.[22]

Altın ve gümüş kaplardaki yağ ve kokuyu sürünmek de haramdır. Bu kaplan kullanmak haram olduğu gibi, kullanmaksızın mal edinip bulun durmak da haramdır. Ama kullanması helâl olan kimselere kiraya vermek maksadıyla mal edinmek müstesnadır. Altın ve gümüş kaşıklarla yemek, altın veya gümüşten yapılmış sürme mili, ayna, divit kalemi, tarak, buhur­danlık ve ibrik edinmek haramdır. Altın veya gümüşten yapılmış kahve fincanı, saat kabı, nargile şişesi ve benzen eşyaları edinmek de haramdır. Altın veya gümüş madenlerinden yapılmış olup da kullanılması helâl olan eşyaya gelince, mezheblerin buna ilişkin görüşleri aşağıya alınmıştır.

(56) Hanefîler dediler ki: Kişinin, evini altın ve gümüş kapla süslemesi caizdir. Yalnız, bunları kullanmaması ve böbürlenme aracı yapmaması şart­tır. Böbürlenmeye kaçmaksızm, önce de belirtildiği gibi, ipek sergi üzerine oturması, ipekli yastıklara yaslanması da caizdir.

(57) Mâlikîler dediler ki:  Erkeğin kılıcını altın veya gümüşle süslemesin­de bir sakınca yoktur. Bu süs, kabza gibi kılıca bitişik bir parça da olsa, kın gibi kılıçtan ayrı bir parça da olsa farketmeyip aynı hükme tâbidir. Kadının ise, kılıcını bu madenlerle süslemesi haramdır. Çünkü onun sâdece bu ma­denlerden vücûda takınılan şeyleri kullanması mubahtır. Kılıçtan başka di­ğer savaş âletlerini süslemek de haramdır. Mushaf cildini, ta´zim etmek kastıyla dıştan altın veya gümüşle süslemekte bir sakınca yoktur. Ama altın ve gümüşle iç kısmını süslemek, bu madenlerle ona yazı yazmak veya cüzle­re ayırmak mekruhtur. Mushaf dışındaki kitapları bu iki madenle süslemek-se mutlak surette haramdır.

Dişi düşen kimsenin, onun yerine altın veya gümüş bir diş takması ca­izdir. Burnu kesilen kişinin de, bu madenlerden yapılmış bir burun taktır­ması caizdir. Erkeğin iki dirhem ağırlığında gümüş yüzük takınması caizdir. Çünkü Peygamber (s.a.v.) ağırlığı iki dirhem olan gümüş bir yüzük takın­mıştı. Bizim de O´na uymayı kastederek ve hepsinin toplam ağırlıkları iki dirhem olsa bile, birden fazla olmamak şartıyla gümüş yüzük takınmamız caiz olur. iki dirhemden fazla olan gümüş yüzüğü (bir tane olsa bile) takın­mak haramdır. Aynı şekilde bir kısmı altın, bir kısmı gümüş olan yüzüğü de, altın kısmı gümüşten az olsa bile, takınmak haramdır. Gümüş yüzüğü sol elin serçe parmağına takmak müstehabtır. Sağ ele takmak mekruhtur. Başka bir madenden yapılmış olup altın veya gümüşle kaplanan kablarla il­gili olarak biri yasaklayan, diğeri mubah kılan iki görüş vardır. Bunlardan ikisi de aynı ağırlıktadır. Altın veya gümüşten yapılmış olup bakır veya kur­şunla kaplanan kablarla ilgili olarak biri yasaklayan, diğeri mubah kılan İki görüş vardır. Ama itimâda şayan olan:yasaklayan görüştür. Ağaç ve benzeri bir şeyden yapılıp da kırılmış olan ve altın ya da gümüş bir telle lehimlenen veya tutturulan kablarla ilgili olarak da biri yasaklayan, diğeri de mekruh olduğunu söyleyen iki görüş vardır, ki her ikisi de ağırlık bakımından aynıdır.

Duvara asmak için altın, ya da gümüş halka takılan kap da bu hükme tâbidir. İnci veya yakut gibi cevherlerden yapılan kaplara gelince, bunlarla ilgili olarak biri yasaklayan, diğeri mubah kılan iki görüş vardır ki, her ikisi de aynı ağırlıktadır.

Bıçak, hançer, gem ve benzeri nesnelerin altın veya gümüşle kaplanma­sı hususunda da önceki ihtilaf söz konusudur. Bıçak sapının ve benzeri şeylerin gümüşten olmasına gelince, bunların haramlığı ihtilafsız bir şekilde kesindir. Erkeğin ve kadının demir ve bakır yüzükler takınmaları mekruh­tur. Akik ve diğer cevherlerden yapılan yüzükleri takmaksa caizdir.

Şâfiîler dediler ki:  Erkeğin ve kadının altın veya gümüşten yapılma burun taktırması; aynı şekilde dişi düşenin, düşen diş yerine altın veya gü­müşten yapılma diş taktırması; parmak ucu kopan birinin, altın veya gümüşten yapılma parmak ucunu taktırması caizdir,

Mushafı gümüşle süslemek erkeğe de kadına da caizdir.Altınla süslemekse yalnızca kadına caizdir. Süslemek, üzerine ince parçacıklar yapıştırmaktır. Mushaf´ı altın ve gümüşle kaplamak caiz değildir. Arada hiç bir fark olmak­sızın erkeğin de, kadının da Mushaf´ı altın veya gümüşle yazmaları, mûtemed görüşe göre caizdir/,´Ateşe yaklaştırıldığında bir parçası eriyip kopmayacak şekilde, kalınca demir veya kurşunla kaplanmış olan altın veya gümüş kabları kullanmak caizdir. Kadının değil, fakat erkeğin savaş âletini gümüşle süslemesi, ya da kaplaması caizdir. Kapları gümüş zincir veya - küçük olması şartıyla- gümüş levha ile onarmak caizdir. Kullanılması zo­runlu olan kabı büyükçe bir gümüş levhayla onarmak mekruhtur. Kullanıl­ması zorunlu olmayan bir kab için böyle yapmak haramdır. Büyükçe levhadan kasıt, kabın bir yanını kaplayacak bir büyüklükte olmasıdır. Küçük levha ise, bundan daha az yer tutan levhadır. Büyüklük ve küçüklükte ölçüyü tesbittebaş vurulacak merciin örf olduğu söylenmiştir. Erkeğin, kullanması helâl olan kimselere kiraya vermek amacıyla, altın ve gümüş ziynetleri bulundur­ması, Şafiî mezhebine göre ihtilafsız olarak caizdir.

Erkeğin gümüş yüzük takması helâldir. Hatta ağırlık, yer ve zaman ba­kımından emsaline uyarak ve israfa, kaçmamak halinde gümüş yüzük takın­ması sünnet olur. Emsalinin normal adedinden fazla (ağırlıkta) olursa haramdır. Gümüş yüzüğü sağ elin serçe parmağına takmak daha fazîletli-dir. Yüzüğün kaşım avuç içi tarafına çevirmek sünnettir.

Altın yüzük takmak mutlak surette haramdır. Esahh olan görüşe göre demir, bakır ve kurşundan yapılmış yüzüğü takmak, kerahetsiz olarak caizdir.

Hanefîler dediler ki: Altın, ya da gümüş bir kaba konulan yemeği yiyecek plan kişinin, lokmayı almak için yalnız elini veya kaşığını kaba dal­dırması sakıncalı olmaz. Altın veya gümüş kabı elle tutup kullanmak tahri-men mekruhtur. Meselâ hamamda gümüşten yapılmış maşrapayla su alıp başına döken kimsenin davranışı tahrîmen mekruh olur. Altın veya gümüşle yaldızlanmış bir kapta yemek ve içmek, gümüşlü ya da altınlı kısmını ağza getirmemek şartıyla caizdir. Kırık yerleri altın veya gümüşle tutturulmuş olan kapları, kürsüleri ve karyolaları, altınlı veya gümüşlü yerlerine dokunulma-ması hâlinde kullanmak da caizdir. Ayna ve benzeri şeylerin kulpunu altın ya da gümüşten yaptırmanın bir sakıncası yoktur. Atın gemi veya eğerini altın veya gümüşle süslemek, altınlı ya da gümüşlü yerin üzerine oturma-mak kaydıyla, caiz olur.

Altın ve gümüşle nakışlanmış elbiseyi giymek caizdir. Erimesi hâlinde kıymet tutacak kadar altın veya gümüşün elde edilemiyeceği ölçüde altın ya da gümüşle kaplanmış eşyaları kullanmak da aynı şekilde caizdir. Altın ve­ya gümüşü bıçağın kesici kısmına veya kılıcın kabzasına koymak, bunları kullanırken, elin altınlı ya da gümüşlü yere değdirilmemesi şartıyla mekruh olmaz. Kılıcı, kılıcın askı kayışını altın ya da gümüşle süslemekte bir sakın­ca yoktur. Kemerin ise, gümüşle süslenmesi böyledir, ama altınla süslenme­si tahrîmen mekruhtur.Bıçak, makas, kalemlik, mürekkep hokkası ve aynanın altınla süslenmesi tahrîmen mekruhtur. Ama bunların gümüşle süslenmele­rine ilişkin iki görüş vardır. Saat, kapı ve benzeri şeylerin çivi ve civatalan-mn altından, ya da gümüşten olmasında bir sakınca yoktur. Ama kapının altın veya gümüşten yapılması tahrîmen mekruhtur. Savaş âletlerine altın veya gümüş konulmasında sakınca yoktur. Silâhın altın veya gümüşle kaplanma­sında da bir sakınca yoktur. Altın veya gümüşle kaplı kablardan yararlan­mak; akîk, billur, cam, zeberced ve kurşundan yapılma kapları edinmek ve bunlardan yararlanmakta da bir sakınca yoktur.

Erkeğin, erkeklerce takılması âdet olan şekilde yapılmış olması şartıy­la, gümüş yüzük edinmesi caizdir. Sözgelimi çift kaşlı olma ve benzeri şekil­lerde kadın yüzüğü şeklinde yapılan gümüş yüzüğü takmak, erkek için tahrîmen mekruhtur. Gümüş dışında; demir, bakır ve kurşun gibi maden­lerden yapılma yüzükleri erkeklerin-de, kadınların da takmaları mekruhtur. Akikten yapılma yüzüğü takmaya gelince, bu konuda ihtilâf vardır. Doğru olan görüşe göre caizdir. Yüzüğün kaşındaki deliği altın çiviyle doldurmak­ta bir sakınca yoktur. Gümüş yüzüğün bir miskal miktarından fazla olması doğru olmaz. Erkeğin, hâkim ve kadı olma gibi bir özellikten dolayı, adını yüzüğüne yazdırarak mühür yapması gibi bir ihtiyacın belirmesi nedeniyle gümüş yüzük edinmesi sünnet olur. Yüzüğünü de sol elin serçe parmağına takar. Sağ elinkine takması da caizdir.

Dişleri gümüş telle bağlamak ihtilafsız olarak caizdir. Altın telle bağla­maya gelince, bunun caiz olup olmadığı hususunda ihtilâf vardır. Düşen ve­ya çekilen dişin yerine gümüş diş taktırmak caizdir. Altın diş taktırmanın caiz olup olmadığı hususunda ihtilâf vardır.

Hanbelîler dediler ki:  Temiz madenlerden yapılma kaplan edin­mek mubahtır. Bu madenler cevher, billur, yakut ve zümrüt gibi pahalı ol­salar da, ağaç, demir ve bakır gibi pahalı olmasalar da mubahtır. Ancak altın ve gümüşten yapılma kaplan edinmek haramdır. Yine bu iki madenden ya­pılma kapları kullanmak da haramdır. Kırık veya çatlak olup da altın veya gümüşle lehimlenip tutturulmuş kapları kullanmak erkeğe de kadına da ha­ramdır. Altın ve gümüşten yapılma sürme mili edinmek ve bu madenlerden biriyle kaplanmış kapları kullanmak haramdır. Altın veya gümüşten yapı­lan (masa ve sandalye gibi) yemek yeme araçlarını kullanmak da haramdır. Bu madenlerle nakışlanmış kaplan kullanmak haramdır. Az da olsa elbise de bulunan altını kullanmak haramdır. Sâdece yüzük kaşının altından olması caizdir.