๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dört Mezheb Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 27 Ocak 2010, 17:36:48



Konu Başlığı: Akşam Namazının Vakti
Gönderen: Eflaki üzerinde 27 Ocak 2010, 17:36:48

Akşam namazının vakti, güneş kursunun ufukta kaybolmasıyla baş­layıp kırmızı şafağın yine ufukta kaybolmasıyla sona erer.


Hanefiler dediler ki:  Batı ufkunda, gün batımında peşpeşe gelen üç durum görülür:

a.  Kırmızılık,

b.  Beyazlık,

c. Siyahlık.

İmam Âzam´a göre vakit için geçerli olan şafak beyazlıktır. Bu beyazlığın kaybolması ve siyahlığın görülmesiyle akşam namazının vakti sona erer. İmam Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed´e göre şafak, kırmızı olan şafaktır. Diğer mezheblerin İmamları da bu hususta görüş birliği etmişlerdir.

Malikiler dediler ki:  Akşam namazının ihtiyarî vakti uzatılamaz. Aksine bu, daraltılmış bir vakittir. Bu namazın ihtiyarî vakti, her iki hades hâlinden ve necasetten temizlenmek, avret yerlerini kapamak, ezan okuyup kamet getirmek gibi şartlan ifâ etmek için gerekli olan sürenin yanı sıra na­mazı kılabilecek kadar süreyi kapsayan bir zamandır. Şu halde sözü edilen şartları daha önceden îfâ etmiş olan kişi, akşam namazını, vaktin başlama­sından itibaren bu şartlan îfâ etmeye yetecek kadar bir süre geciktirebilir. Tabiî bu geciktirme de, sözü edilen şartların normal olarak yerine getirilebi­leceği kadar bir süreyle takdir edilmelidir. Bu hususta itidalli davranmak ge­rekir. Meselâ vesveseli bir kişinin fazla uzatmasıyla çok acele davranan bir kişinin kısaltması muteber sayılmaz. Zarurî vakte gelince bu, ihtiyarî vaktin peşi sıra başlar ve fecrin doğuşuna kadar devam eder. Astronomi ilmiyle uğraşanlar derler ki: Namaz saatleri, cumhur-u ulemânın belirtmiş oldukları vakitlere göre ayarlanmıştır. Bir kişi astronomik zamandan önce namazını kılarsa, kıldığı namaz bâtıl olur. Her halükârda ihtiyat açısından namazı bu vakte kadar veya sonrasına tehir etmek caizdir.[158]