> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Yunus suresi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yunus suresi  (Okunma Sayısı 887 defa)
07 Nisan 2010, 12:09:04
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Nisan 2010, 12:09:04 »





 
YÛNUS SÛRESİ




Kur´ân-ı Kerîm´in onuncu sûresi. Yüz dokuz âyet, bin sekizyüz otuz iki kelime ve beşbin beşyüz altmış yedi harften ibarettir. Fasılası lam, mim, ve nun harfleridir. Mekkî surelerden olup, İsra sûresinden sonra nâzil olmuştur. 40, 94, 95, %. âyetleri Medîne´de inmiştir. Mekke döneminin sonlarında, Mekkelilerin Müslümanlara yönelik baskılarının arttığı ve Hz. Muhammed´in son uyarılarını yaptığı bir dönemde nâzil olduğu anlaşılmaktadır.

Sûrede başından sonuna kadar Hz. Muhammed´in gerçek peygamber olduğuna inanmayan, ona çeşitli iftira ve yakıştırmalar yaparak düşman olan müşriklere kainattan ve daha önceki milletlerin başlarına gelenlerden örnekler vererek kendilerine gelen bu peygambere inanmaları gerektiği uyarısı yapılıyor, inanmadıkları takdirde ahirette başlarına gelecek azab hatırlatılıyor; bu arada ona inanan Müslümanlar çektikleri bu sıkıntılar karşısında ahiret hayatında ödüllendirilecekleri müjdesi verilerek dirençleri arttırmak isteniyor; Hz. Peygamber´e bizzat hitab eden âyetlerde müşriklerle yaptığı sözlü mücadelede ona yön veriliyor ve onları istekleri ve baskıları karşısında teslim olmaması, bunu yaparsa şiddetli bir cezaya çarptırılacağı yolunda uyarılıyor. Allah´ın kâinatta ve ahiret hayatında tek egemen güç olduğu, O´nun çeşitli sıfatları zikredilerek hatırlatılıyor; müşriklerin tapındıkları yalancı sahte put ve ilahların Allah karşısında hiçbir gücü olmayan varlıklar olduğu kesin bir dille ilan edildikten sonra top yekün Allah´a dönmeleri konusunda insanlar uyarılıyor.

"İçlerinden olan bir adama: ´İnsanları (gafilleri) korkut ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında gerçek bir şeref olduğunu müjde ver´ diye vahyetmemiz insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfredenler: Bu apaçık bir büyücü değil midir?´ dediler" (2) âyetiyle, aralarında yıllarca dürüst, güvenilir, ahlâklı, kötülüklerden uzak, akrabaya düşkün, zayıfları kollayan, hiç bir zaman yalan söylememiş ve bu yüzden de her türlü değerli şeyin kendisine emanet bırakıldığı "Muhammedü´l-Emin" dedikleri bir insanın, kendilerini, başlarına şiddetli bir azab gelmeden önce hak yola dönmeleri için uyarıcı bir peygamber olarak görevlendirilmesinden şaşkınlığa düşmek yakıştırılamıyor insana. Onlar bunun mümkün olmadığına inanıyor ve Muhammed (s.a.s)´i yıpratmak için eskiden söyledikleri övgü dolu sözleri bırakıp ona; "Bundan başka bir Kur´ân getir, ya da onu değiştir" (15); "Rabbinden üzerine bir âyet (mucize) indirilse ya" (20); "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" (38); "(Kıyametle uyarıldıklarında da Eğer doğru sözlüler iseniz bu belirttiğimiz süre (vaad) ne zamanmış?" (40); eğlenerek "bu bir gerçek mi?" (53) diyerek karşı çıkıyorlar, "İlmini kavrayamadıkları ve kendilerine henüz yorumu gelmemiş bir Şeyi yalanlıyorlar"dı (39).

Onların bu şekilde karşı çıkışlarına cevap olarak Allah peygamberden onlara bazı sorular sormasını istiyor, böylece tartışmada onları köşeye sıkıştırıyor:

"Güneşi bir aydınlık, ayı da bir nur kılan ve yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için (aya) duraklar tesbit eden O´dur" (5).

"Gerçekten gece ile gündüzün ard arda gelişinde ve Allah´ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde korkup sakınan bir topluluk için âyetler vardır" (6) "Karada ve denizde sizi gezdiren O´dur" (22). "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan (görme ve işitme duyusu haline getiren, istediğinde de yok etmeye gücü yeten) kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Onlar Âllah´ın diyecekler. Öyleyse de ki: Peki siz (gerçeğe karşı gelmekten) yine de sakınmayacak mısınız?" (31); "Onlara sor: Sizin şirk koştuklarınızdan yaratmayı başlatacak, sonra da onu iade edecek olan var mı? De ki: Âllah yaratmayı (ilkin) başlatır, sonra da onu´ iade eder. Öyleyse nasıl olurda şirkin kötü yollarına düşüyorsunuz? Onlara yine sor: Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mıdır?´ De ki: Hakka ulaştıracak Allah´tır. Öyleyse hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size, nasıl hüküm veriyor musunuz?" (34,35) Onlara sor: Hiç şunu düşündünüz mü? Eğer o´nun azabı size gece ya da gündüz geliverse (onu nasıl engelleyeceksiniz?), suçlu günahkârlar bunu ne diye erkene almak istiyor?" (50); "O, dinlemeniz için geceyi, gündüzü de ğöz açtırıcı´ olarak sizin için yaratmıştır. Şüphesiz tebliği işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten âyetler vardır" (67).. Bu şekilde müşriklerin elini kolunu bağlayan, onlara söyleyecek hiçbir söz bırakmayan sûre, başka âyetlerinde inanmaları için davet edildikleri Allah´ın sıfatlarını tanıtmaya devam ediyor:

"Gerçek şu ki, sizin Rabbiniz altı günde gökleri ve yeri yarattıktan sonra da arş´ı kuşatan, işleri evirip çeviren Allah´tır. O´nun izni olmadıkça hiç kimse (putlarınız dahi) şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur; öyleyse O´na kulluk edin (putlara, tâğutlara, içinizden ileri gelenlere değil). Buna rağmen anlamayacak mısınız?" (3); "Sizin dönüşünüz O´nadır..." (4); "Gayb (bizim için sır olan bilgiler) yalnızca Allah´ındır..." (20); Kıyamet günü hepsini bir araya toplar (45); Göktekilerin ve yerdekilerin tümü O´nundur; O öldürür ve diriltir (55-56); insan nerede ve hangi durumda bulunursa bulunsun Allah onun üzerinde gözetleyicidir; yerde de gökte de zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (gizli) kalmaz (61); İzzet ve gücün tümü Allah´ındır. O işitendir, bilendir (65); "Allah çocuk edindi" dediler. O (bundan) yücedir. O, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır... (68).

Allah, tanıtıldıktan onların putları karşısında bütün kainata hakim olan gücü delillerle anlatıldıktan sonra kendilerine gönderilen peygamber hakkında taşıdıkları şüphelere cevap veriliyor sûrenin değişik âyetlerinde: "İçlerinden olan bir adama insanları korkut ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rabbleri katında gerçek bir şeref olduğunu müjde ver´ diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfredenler bu apaçık bir büyücü değil midir?´ dediler" (2); Kur´ân hakkında şüpheye düşüp başka bir Kur´ân daha getirmesini istediklerinde Allah peygambere şöyle söylemesini emrediyor: "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem, haddim değildir. Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, şüphesiz ben büyük günün azabından korkarım".Ayrıca de ki: Eğer Allah dileseydi, onu size okumazdım ve onu size bildirmezdim. Ben bu vahiyden önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz vicdanınızın sesine kulak vermeyecek misiniz?" (15-16); peygamberliğini delillendirmek üzere bir mucize istemeleri karşısında ise söylenecek söz, "Gayb yalnızca Allah´ındır. Siz bekleyedurun, ben de elbette sizinle birlikte bekleyeceğim (isterse eğer Allah mucize de verir, azab da indirir)?(20); "Her ümmetin peygamberi vardır, onun için size de bir peygamber gönderdik ki, bize peygamber gönderilseydi böyle sapıtmazdık´ (diyecek bir mazeretiniz kalmasın)? (47); onların inandığı gibi peygamber zengin olacak, altınları, sarayları, hizmetçileri, olağanüstü yetenekleri olacak diye bir kural yoktur; o da bir insandır; onun için Allah şu sözü öğretiyor peygamberine: "Allah´ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç birşeye) malik değilim, herşey Allah´ın iradesine bağlıdır" (49). Âyetler peygambere dönerek, hak davanın öncüsü olarak zorluklarla karşılaşmasının, hakaretlere uğramasının gayet doğal olduğu hatırlatılıyor ve şu teselli veriliyor: "Onların söyledikleri seni üzmesin. Tartışmasız, izzet ve gücün tümü Allah´ındır. O, işitendir, bilendir" (65). Daha sonra zorluk karşısında gevşeyip düşmanlarına pes etmesi halinde cezalandırılacağı uyarısıyla peygamber dirençli olmaya çağırılıyor: "Onların söylediklerinden etkilenip (de) sana indirdiğimizden eğer şüphe içindeysen, senden önce kitabı okuyanlara sor (senin beklenen peygamber olduğunu söyleyeceklerdir, onların kitaplarında bu yazılıdır). Andolsun, Rabbinden sana gerçek gelmiştir; şu halde kuşkuya kapılanlardan olma" (94), "Ve Allah´ın âyetlerini yalan sayanlardan olma yoksa kayba uğrayanlardan olursun" (95); "Sana yararı da zararı da olmayan, Allah´tan başkalarına tapma. Eğer sen (bu emirlerin tersini) yapacak olursan, bu durumda muhakkak zulme sapanlardan olursun´ (106); "Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O´ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O´nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur..." (107); Ve bu uyarıların ardından kendisine inanıp hidayete erecek olanların kurtuluşa, karşı çıkanların ise kendi aleyhine olan bir yola gireceği gerçeği hatırlatıldıktan sonra kesin bir emir veriliyor kendisine: "Ve ey peygamber, sana vahyolunana uymaya devam et ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O hükmedenlerin en hayırlısıdır" (109). Kur´ân ise bir yalan değil, kendisinden önce indirilen kitapları doğrulayan ve onları ayrıntısıyla açıklayan bir kitaptır.

Allah, müşriklerin şüphelerini ortadan kaldırmak için az-çok duydukları, bildikleri, hikayeler olarak anlattıkları geçmişten bazı toplulukların ve onlara gönderilen peygamberlerin başlarından geçenleri hatırlatıyor. Bu amaçla Hz. Nuh, Hz. Musa, Hz. Yunus´tan ve daha başkalarından sözeden âyetler onlara karşı çıkanların nasıl cezalandırıldığını haber vererek, bundan ibret alan müşriklerin hak dine inanmasını sağlamaya çalışıyor. Örneğin Nuh kavmi; kendilerine okunan Allah´ın emirleri işlerine gelmeyip ağır geldi ve iyiliklerini isteyen Nuh ve inananları cezalandırmak için toplantı yaptılar, onları öldürmeye karar verdiler. Sonuçta ne oldu?... Biz de onu ve gemide onlarla birlikte olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık. Âyetlerimizi yalan sayanları da suda boğduk..." (73).

Örneğin Firavun ve adamları: Kendilerine mucize desteğiyle gelen Musa ve kardeşi Harun´a düşman oldular, ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yunus suresi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:27:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yunus suresi rüya tabiri,Yunus suresi mekke canlı, Yunus suresi kabe canlı yayın, Yunus suresi Üç boyutlu kuran oku Yunus suresi kuran ı kerim, Yunus suresi peygamber kıssaları,Yunus suresi ilitam ders soruları, Yunus suresiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes