> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Diyanet Vakfı Meali > Şuarâ Sûresi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şuarâ Sûresi  (Okunma Sayısı 1038 defa)
24 Şubat 2011, 02:22:54
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 24 Şubat 2011, 02:22:54 »



26-eş-ŞUARÂ


Mekke'de nâzil olan bu sûre, 227 (ikiyüzyirmiyedi) âyettir. 224, 225, 226, 227. âyetleri (dört âyet), Medine'de nâzil olmuştur. "Şuarâ", şairler demektir; 224. âyetinde şairlerden sözedildiği için, sûre bu ismi almıştır. Muhaliflerin Kur'an'a karşı ileri sürdükleri iddialarından biri de, onun bir şair tarafından meydana getirilmiş olduğu idi. İşte Kur'an, Hz. Peygamber'in irşadı ile daha önceki peygamberlerin irşadlarının özde birleştiğini ve Kur'an'ın bir şair eseri olmadığını isbat ederek, bu iddiayı çürütmekte ve reddetmektedir.


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

1. Tâ. Sîn. Mîm.

2. Bunlar, apaçık Kitab'ın âyetleridir.

3.
(Resûlüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!

4.
Biz dilesek, onların üzerine gökten bir mucize indiririz de, ona boyunları eğilip kalır.

5. Kendilerine, o çok esirgeyici Allah'tan hiçbir yeni öğüt gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.

6. Üstelik (ona) "yalandır" derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir.

7. Yeryüzüne bir bakmazlar mı! Orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirdik.

8. Şüphesiz bunlarda (Allah'ın kudretine) bir nişâne vardır; ama çoğu iman etmezler.

9.
Şüphe yok ki Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

10.
Hani Rabbin Musa'ya: O zalimler güruhuna, Firavun'un kavmine git. Hâla (başlarına gelecekten) sakınmayacaklar mı onlar? diye seslenmişti.

11.
Hani Rabbin Musa'ya: O zalimler güruhuna, Firavun'un kavmine git. Hâla (başlarına gelecekten) sakınmayacaklar mı onlar? diye seslenmişti.

12. Musa şöyle dedi: Rabbim! Doğrusu, beni yalancılıkla suçlamalarından korkuyorum.

13. (Bu durumda) içim daralır, dilim dönmez; onun için Harun'a da elçilik ver.

14. Onların bana isnad ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum.

15. Allah buyurdu: Hayır (seni asla öldüremezler)! İkiniz mucizelerimizle gidin. Şüphesiz ki, biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz.

16. Haydi Firavun'a gidip deyin ki: Gerçekten biz, âlemlerin Rabbi'nin elçisiyiz;

17.
İsrailoğullarını bizimle beraber gönder.

18. (Kendisine Allah'ın emri tebliğ edilince Firavun) dedi ki: Biz seni çocukken himayemize alıp büyütmedik mi? Hayatının birçok yıllarını aramızda geçirmedin mi?

19. Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!

Burada Hz. Musa’nın bir Mısırlının ölümüne sebep olduğuna işaret olunmaktadır. Bilgi için bak. Kasas 28/15.


20. Musa: Ben, dedi, o işi o anda sonunun ne olacağını bilmeyerek yaptım

Tefsirlerde daha çok, Hz. Musa’nın öldürme kasdı olmaksızın o adama vurduğu ve bu işin, kasdı aşan müessir fiil neticesi adam öldürme olduğu izahı ağır basmaktadır.



21.
Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı.

22. O nimet diye başıma kaktığın ise, (aslında) İsrailoğullarını kendine kul köle etmendir.

Firavun’un, nimet diye Hz. Musa’nın başına kaktığı ve onu nankör olarak nitelendirmesine yol açan şey, onu bebekliğinde sahipsiz bulunca alıp beslemesi ve barındırması, özellikle onu diğer erkek çocukları gibi öldürmemesi idi. Hz. Musa, bu sözleri inkarı bir üslupla, onun yaptığının esasen bir nimet olmadığını ve kendisinin İsrailoğullarını kul köle edinmesinden ibaret bulunduğunu ifade etmektedir. Zira Firavun’un Hz. Musa’yı sarayına almasına da kendisinin İsrailoğullarına karşı davranışı sebep olmuştu.


23
. Firavun şöyle dedi: Âlemlerin Rabbi dediğin de nedir?

24. Musa cevap verdi: Eğer işin gerçeğini düşünüp anlayan kişiler olsanız, (itiraf edersiniz ki) O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir.

25. (Firavun) etrafında bulunanlara: İşitiyor musunuz? dedi.

26. Musa dedi ki: O, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbidir.

27.
Firavun: Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir, dedi.

28
. Musa devamla şunu söyledi: Şayet aklınızı kullansanız (anlarsınız ki), O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir.

29.
Firavun: Benden başkasını tanrı edinirsen, andolsun ki seni zindanlıklardan ederim! dedi.

30. Musa: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

31. Firavun: Doğru söyleyenlerden isen, haydi getir onu! diye karşılık verdi.

32. Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)!

33. Elini de (koynundan) çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)!

34. Firavun, çevresindeki ileri gelenlere: Bu, dedi, doğrusu çok bilgili bir sihirbaz!

35. Sizi sihiriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?

Hz.Musa’nın gönderdiği mucizeler, Firavun’un kibir duygularını alt üst etmiş, Firavun tanrılık davasını bir tarafa bırakıp, etrafındaki ileri gelenlerden fikir almaya mecbur kalmıştı.


36. Dediler ki: Onu ve kardeşini eğle ve şehirlere toplayıcı görevliler gönder;

37. Ne kadar bilgisi derin sihirbaz varsa sana getirsinler.

38. Böylece sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde biraraya getirildi.

39. Halka: Siz de toplanıyor musunuz (haydi hemen toplanın), denildi.

40.
(Firavun'un adamları: ) Eğer üstün gelirlerse, herhalde sihirbazlara uyarız, dediler.

41. Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a: Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır değil mi? dediler.

42. Firavun cevap verdi: Evet, o takdirde hiç şüphe etmeyin, gözde kimselerden de olacaksınız.

43. Musa onlara: Ne atacaksanız atın! dedi.

44.
Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve: Firavun'un kudreti hakkı için elbette bizler galip geleceğiz, dediler.

45. Sonra Musa asâsını attı; bir de ne görsünler, onların uydurduklarını yutuveriyor!

46.
(Bunu görünce) sihirbazlar derhal secdeye kapandılar.

47.
"Alemlerin Rabbine, iman ettik" dediler.

48.
"Musa ve Harun'un Rabbine iman ettik" .

49.
Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki: Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

50. "Zararı yok, dediler, (nasıl olsa) biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz."

51. "Biz, ilk iman edenler olduğumuz için Rabbimizin hatalarımızı bağışlayacağını umarız."

52. Musa'ya: Kullarımı geceleyin yola çıkar; çünkü takip edileceksiniz, diye vahyettik.

53.
Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi:

54. "Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır."

55. "(Böyle iken) kesinkes bizi öfkelendirmişlerdir."

56. "Biz ise, elbette uyanık (ve yekvücut) bir cemaatız." (diyor ve dedirtiyordu).

57. Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, çıkardık.

58.
Hazinelerden ve değerli bir yerlerden.

59. Böylece, bunlara İsrailoğullarını mirasçı yaptık.

60. Derken (Firavun ve adamları) gün doğumunda onların ardına düştüler.

61. İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları: İşte yakalandık! dediler.

62.
Musa: Asla! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir.

63. Bunun üzerine Musa'ya: Asân ile denize vur! diye vahyettik. (Vurunca deniz) derhal yarıldı (on iki yol açıldı), her
bölük koca bir dağ gibi oldu.

64. Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.

Musa ve adamlarının ardından, düşmanlarda bu denizde açılan yollara girdiler.



65. Musa ve beraberinde bulunanların hepsini kurtardık.

66. Sonra ötekilerini suda boğduk.

67. Şüphesiz bunda bir ibret vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.

Gerek Mısır’da kalan Kıptilerin artıkları, gerekse kurtulduktan sonra buzağıya tapmaya kalkan ve “Yüz yüze Allah’ı görmedikçe iman etmeyiz” demeye varan İsrailoğulları, bu apaçık dersten ibret almadılar, imana gelmediler.


68. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

69. (Resûlüm!) Onlara İbrahim'in haberini de naklet.

70. Hani o, babasına ve kavmine: Neye tapıyorsunuz? demişti.

71.
"Putlara tapıyoruz ve onlara tapmaya devam edeceğiz" diye cevap verdiler.

“Putlara tapıyoruz ve bütün gün onlara hizmet edip durmaktayız” manasına da verilmektedir. Zira onların, gün boyunca ibadet edip gece ibadet etme...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şuarâ Sûresi
« Posted on: 29 Nisan 2024, 09:08:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şuarâ Sûresi rüya tabiri,Şuarâ Sûresi mekke canlı, Şuarâ Sûresi kabe canlı yayın, Şuarâ Sûresi Üç boyutlu kuran oku Şuarâ Sûresi kuran ı kerim, Şuarâ Sûresi peygamber kıssaları,Şuarâ Sûresi ilitam ders soruları, Şuarâ Sûresiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes