> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Diyanet Vakfı Meali > Muhammed Sûresi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Muhammed Sûresi  (Okunma Sayısı 864 defa)
18 Şubat 2011, 00:25:54
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 18 Şubat 2011, 00:25:54 »



47-MUHAMMED

Adını Peygamberimizin isminden alan bu sûreye aynı zamanda Kıtâl sûresi de denmiştir. Medine'de inmiştir, 38 (otuzsekiz) âyettir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

1. İnkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların işlerini Allah boşa çıkarmıştır.

Mekke halkı, İslam’a girmekten çekiniyor, üstelik İslam’a girenleri de çevirmeye, alıkoymaya uğraşıyordu. Ayet, böyle inkar içinde bulunan bir topluluğun, fakirlere yemek yedirmek, sıla-i rahim yapmak, esirleri azat etmek, Mescid-i Haram’ın imarına çalışmak gibi amellerinin boşa gideceğini belirterek, bu davranışlarının dünyada faydasını görseler bile, ahirette sevaptan mahrum kalacaklarını açıklamaktadır.


2. İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.

3.
Bunun sebebi, inkâr edenlerin bâtıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır. İşte böylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatır.

4. (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz.

Savaşta, öncelikle, zafere ulaşmak için gereken yapılır. Düşman mağlup olunca sağ kalanlar esir alınır. Esirler ya bağışlanarak veya fidye alınarak serbest bırakılır. Fidye alma, mal veya esir mübadelesi şeklinde olabilir. Savaş ulvi bir gaye için emredilmiştir; bu gayeyi gerçekleştirerek imtihan verenlerin amellerinin boşa çıkarılmayacağı da ayrıca belirtilmiştir.



5. Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şâdedecek .

6. Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.

7.
Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.

8.
İnkâr edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.

9.
Bunun sebebi, Allah'ın indirdiğini beğenmemeleridir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır.

10. Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Allah onları yere batırmıştır. Kâfirlere de onların benzeri vardır.

Ayette hususi bir tevcihle, Mekke kafirlerine önceki milletlerin evlat ve mallarının tümünün yok edildiği hatırlatılmış, öncekilere benzer sonuçların ve helakın onların da başlarına geleceği beyan edilmiştir. Genel anlamda ise inkarcıların için bu tür bir örnek her an geçerlidir.



11.
Bu, Allah'ın, inananların yardımcısı olmasından dolayıdır. Kâfirlere gelince, onların yardımcıları yoktur.

12.
Muhakkak ki Allah, inanıp iyi işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar; inkâr edenler ise (dünyadan) faydalanırlar, hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir.

Ayet, inkar edenleri, ahireti tanımayan, başlarına gelecekten habersiz, bütün imkanlarını midelerine ve şehvetlerine harcayan muhteris yaratıklar şeklinde tanımlamaktadır.


13. Senin şehrinden -ki ora (halkı) seni çıkardı daha kuvvetli nice şehirleri yok ettik; onlara bir yardım eden de çıkmadı.

Burada Resulullah’ın hicrete zorlanıp çıkarıldığı Mekke şehrine işaret edilmiştir.


14. Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işi kendisine güzel görünen ve heveslerine uyan kimse gibi olur mu?

15. Müttakîlere vâdolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

16. Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'ın kalplerini mühürlediği, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.

Kafirlerin iki yüzlü tipini teşkil eden münafıklar, Hz. Peygamber’in huzurunda veya hutbede dinlediklerini, sonradan sırf alaya almak ve maskaralık etmek için, İbn Mes’ud ve İbn Abbas gibi alim sahabilere yanaşarak Hz. Peygamber’in az önce neler söylediğini sormaya yelteniyorlardı. Ayet, onların bu tutumunu açıklayarak davranışlarını kötülemektedir.


17. Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.

18. Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alâmetleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar!

Mekke kafirlerinin kıyametin kopmasını beklemelerini kınayan ayet, kıyametin alametlerinin geldiğini hatırlatmaktadır. Hz. Peygamber’in gönderilmesi, ayın ikiye ayrılması gibi olaylar bu cümledendir.



19. Bil ki, Allah'tan başka ilâh yoktur. (Habibim!) Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.

“Dolaşılan yer” gündüzleri gidip gelinen yer veya dünya, “durulan yer” ise geceleri ikamet edilip barınılan yer veya ahiret şeklinde yorumlanmıştır.


20. İman etmiş olanlar: Keşke cihad hakkında bir sûre indirilmiş olsaydı! derler. Ama hükmü açık bir sûre indirilip de onda savaştan söz edilince, kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığı geçiren kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. Onlara yakışan da budur!

“Hükmü açık sure”, muhkem olan,müteşabih olmayan sure demektir. Böylece muharebenin hükmü muhkem ayetlerle kesin olarak ortaya konmuştur. Zaten savaşın zikredildiği her surenin muhkem olduğu ve üzerinde nesh varit olmadığı belirtilmiştir.


21. (Onların vazifesi) itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.

Ayetin ifade ettiğine göre, vazifeleri itaat ve güzel söz söyleme durumunda olanlar, savaş isteklerinde de sadık olmalı, savaşa karar verilince korkup vazgeçmemelidirler.



22. Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?

Ayet, Allah’a verdikleri söze sadakat göstermeyenleri suçlarken, onların iman ve İslam’dan yüz çevirdikleri zaman cahiliye devrinin adetlerine döneceklerini, yağma, tlan, akraba arasında çekişme ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömme gibi taşkınlıkları yapabileceklerini haber vermektedir.



23. İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.

24. Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?

25. Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.

Burada, açık delil ve mucizeleri gördükten sonra, küfre veya iki yüzlülüğe dönenlerin, şeytana uyduklarına, şeytanın da böylelerine uzum ömür telkin ederek emellerini arttırdığına dikkat çekilmiştir.



26. Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: Bazı hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir. Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor.

Ayette münafıkların, Allah Resulüne düşmanlık yapacaklarına ve onunla birlikte müslümanların savaşmalarını önleyeceklerine dair yahudi ve müşriklere vaadde bulunmuş olduklarına işaret edilmiştir.



27. Ya melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak!

28
. Bunun sebebi, onların Allah'ı gazaplandıran şeylerin ardınca gitmeleri ve O'nu razı edecek şeylerden hoşlanmamalarıdır. Bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır.

29. Kalplerinde hastalık olanlar, yoksa Allah'ın, kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar?

Hem Hz. Peygamber’e, hem de müminlere kin besleyen münafıklar, kafirlere yardım ediyor, buna karşılık iman ve cihad gibi ilahi hoşnutluğa sebep olacak davranışlara yönelmiyorlardı. Bu yüzden görünürdeki amellerinin boşa gittiği geçen ayetlerde belirtilmiştir.


30. Biz dileseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları konuşma tarzlarından tanırsın. Allah işlediklerinizi bilir.

Rivayet edildiğine göre, bu ayetin nüzulünden sonra Hz. Peygamber’e hiçbir münafık gizli kalmıyor, hepsini simalarından tanıy...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Muhammed Sûresi
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:39:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Muhammed Sûresi rüya tabiri,Muhammed Sûresi mekke canlı, Muhammed Sûresi kabe canlı yayın, Muhammed Sûresi Üç boyutlu kuran oku Muhammed Sûresi kuran ı kerim, Muhammed Sûresi peygamber kıssaları,Muhammed Sûresi ilitam ders soruları, Muhammed Sûresiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes