๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Diyanet İşleri Meali => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 25 Ocak 2011, 15:21:56



Konu Başlığı: Saffat suresi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 25 Ocak 2011, 15:21:56
SAFFAT SURESİ (37)

Bismillahirrahmanirrahim

37/1-5. sıra Sıra duran ve önlerindekini sürdükçe süren ve Allah'ı andıkça anan meleklere and olsun ki, sizin Tanrınız birdir; göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların -doğuların da- Rabbidir.

37/6.  Şüphesiz Biz, yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik.

37/7.  Onu, inatçı her türlü şeytandan koruduk.

37/8-9.  Onlar yüce alemi asla dinleyemezler. Her yönden kovularak atılırlar. Onlara sürekli bir azap vardır.

37/10. Hele bir tek söz kapan olsun; delici bir alev onun peşine düşüverir.

37/11.  Allah'a eş koşanlara sor: Kendilerini yaratmak mı daha
zordur, yoksa Bizim yarattığımız gökleri yaratmak mı? Aslında Biz kendilerini özlü ve yapışkan çamurdan yaratmışızdır.

37/12.  Evet; sen onlara şaşıyorsun, onlar da seni alaya alıyorlar.

37/13.  Onlara öğüt verildiğinde öğüt dinlemezler.

37/14.  Bir mucize gördüklerinde onu eğlenceye alırlar.

37/15-17.  "Bu apaçık bir sihirdir; öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman, önceki babalarımız yahut biz mi dirileceğiz?" derler.

37/18.  De ki: "Evet hem de zelil ve hakir olarak."

37/19. Tek bir çığlık. Hemen bakıp kalırlar.

37/20.  Şöyle derler: "Vay bize! İşte bu ceza günüdür."

37/21.  Onlara: "İşte bu, yalanladığınız hüküm günüdür" denir.*

37/22-23.  İlgililere şöyle emredilir: "Zulmedenleri, onlarla işbirliği edenleri ve Allah'ı bırakıp da taptıklarını derleyin. Onları cehennem yoluna koyun."

37/24. "Onları durdurun; çünkü kendilerinden daha da sorulacaktır."

37/25. Şöyle sorulur: "Size ne oldu ki birbirinizle
yardımlaşmıyorsunuz?"

37/26.  Hayır; bugün onların hepsi teslim olmuşlardır.

37/27. Birbirlerine dönüp soruşurlar.

37/28. İleri gelenlerine: "Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz" derler.

37/29.  Onlar da şöyle derler: "Hayır; siz inanmış kimseler değildiniz."

37/30. "Bizim sizin üstünüzde bir nüfuzumuz yoktu. Bilakis, azmış bir millettiniz."

37/31. "Bu sebeple, Rabbimizin sözü aleyhimizde gerçekleşti. şüphesiz azabı tadacağız."

37/32. "Sizi biz azdırmıştık, çünkü kendimiz azgındık".

37/33. O gün hepsi azabda birleşirler.

37/34.  Doğrusu suçlulara böyle yaparız.

37/35.  Onlara: "Allah'tan başka tanrı yoktur" denildiği zaman şüphesiz büyüklenirler.

37/36. "Deli bir şair yüzünden tanrılarımızı mı bırakalım?" derlerdi.

37/37.  Hayır; o, gerçeği getirmiş ve peygamberleri doğrulamıştı.

37/38.  Şüphesiz siz can yakıcı azabı tadacaksınız.

37/39.  Yaptığınızdan başka birşeyle cezalanmayacaksınız.

37/40.  Ancak Allah'a içten bağlı kullar bunun dışındadır.

37/41-44. İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine ikram olunur.

37/45-47. Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.

37/48-49.  Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır.

37/50. Birbirlerine dönüp sorarlar:

37/51-53.  İçlerinden biri şöyle der: "Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi."

37/54. Yanındakilere: "Siz onu bilir misiniz?" der.

37/55.  Bir bakar onu cehennemin ortasında görür.

37/56. Ona der ki: "Allah'a and olsun ki, az kalsın beni de mahvedecektin."

37/57.  "Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de oraya götürülenlerden olurdum."

37/58-59. "Birinci ölümden sonra bir daha ölmeyeceğiz değil mi? Azap da görmeyeceğiz ha?"

37/60.  İşte büyük kurtuluş şüphesiz budur.

37/61. Çalışanlar bunun için çalışsın.

37/62. Konukluk olarak bu mu iyidir, yoksa zakkum ağacı mı?

37/63. Biz o ağacı, zalimler için bir dert yaptık.

37/64.  O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır.

37/65.  Tomurcukları şeytan başı gibidir.

37/66.  İşte cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar.

37/67. Sonra, üzerine kaynar su katılmış içki şüphesiz onlar içindir.

37/68. Doğrusu sonra dönecekleri yer yine cehennemdir.

37/69.  Onlar babalarını şüphesiz sapık kimseler olarak bulmuşlardı.

37/70. Öyleyken yine de onların izlerinden kovalanırcasına koşturuyorlardı.

37/71.  Onlardan önce, evvelki ümmetlerin çoğu, and olsun ki sapıtmıştı.

37/72.  And olsun ki, içlerine uyarıcılar göndermiştik.

37/73.  Uyarıldığı halde yola gelmeyenlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak!

37/74.  Allah'ın, O'na içten bağlanan kulları bunun dışındadır.*

37/75. And olsun ki, Nuh Bize seslenmişti de duasına ne güzel icabet etmiştik.

37/76.  Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

37/77.  Ancak onun soyunu sürekli kıldık.

37/78-79. Sonra gelenler içinde "Alemlerde, Nuh'a selam olsun" diye ona iyi bir ün bıraktık.

37/80. İşte Biz iyi davrananları böyle mükafatlandırırız.

37/81.  Doğrusu o, bizim inanmış kullarımızdandı.

37/82. Sonra, diğerlerini suda boğduk.

37/83.  İbrahim de şüphesiz O'nun yolunda olanlardandı.

37/84.  Nitekim Rabbine temiz bir kalple geldi.

37/85.  İbrahim babasına ve milletine şöyle demişti: "Nelere kulluk ediyorsunuz?"

37/86.  "Allah'ı bırakıp uydurma tanrılar mı istiyorsunuz?"

37/87. "Alemlerin Rabbi hakkındaki sanınız nedir?"

37/88-89. İbrahim yıldızlara bir göz attı ve "Ben rahatsızım" dedi.

37/90. Onu bırakıp gittiler.

37/91-92.  O da onların tanrılarına gizlice yönelip: "Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konuşmuyor musunuz?" dedi.

37/93.  Sonunda, üzerlerine yürüyüp kuvvetle vurdu.

37/94.  Bunun üzerine putperestler koşarak ona geldiler.

37/95-96. İbrahim onlara şöyle söyledi: "Yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yonttuklarınızı da Allah yaratmıştır."

37/97. Putperestler: "Onun için bir yapı yapın da onu oradan ateşin içine atın" dediler.

37/98.  Ona düzen kurmak istediler, ama Biz onları altettik.

37/99. İbrahim: "Doğrusu ben Rabbim uğrunda sizi bırakıp gidiyorum; O beni doğru yola eriştirir" dedi.

37/100.  "Rabbim! Bana iyilerden olacak bir çocuk ver" diye yalvardı.

37/101. Biz de ona yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik.

37/102.  Çocuk kendisinin yanısıra yürümeye başlayınca: "Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda iken seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?" dedi. "Ey babacığım! Ne ile emrolundunsa yap, Allah dilerse, sabredenlerden olduğumu göreceksin" dedi.

37/103-105. Böylece ikisi de Allah' a teslimiyet gösterip, babası oğlunu alnı üzerine yatırınca Biz: "Ey İbrahim! Rüyayı gerçek yaptın; işte biz iyi davrananları böylece mükafatlandırırız" diye seslendik.

37/106. Doğrusu bu apaçık bir deneme idi.

37/107.  Ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik.

37/108-109. Sonra gelenler içinde "İbrahim'e selam olsun" diye ona iyi bir ün bıraktık.

37/110.  İşte iyileri böylece mükafatlandırırız.

37/111.  Doğrusu o, inanmış kullarımızdandı.

37/112. Ona, iyilerden olan İshak'ı peygamber olarak müjdeledik.

37/113.  Kendisini ve İshak'ı mübarek kıldık; ikisinin soyundan iyi olan da vardır, açıktan açığa kendisine yazık eden de vardır.*

37/114. And olsun ki Musa ve Harun'a da iyilikte bulunmuştuk.

37/115.  İkisini ve milletlerini büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.

37/116.  Onlara yardım etmiştik de üstün gelmişlerdi.

37/117. Her ikisine de, apaçık anlaşılan bir Kitap vermiştik.

37/118.  Her ikisini de doğru yola eriştirmiştik.

37/119-120. Sonra gelenler içinde "Musa ve Harun'a selam olsun" diye iyi birer ün bıraktık.

37/121.  Doğrusu Biz, iyileri böylece mükafatlandırırız.

37/122.  İkisi de şüphesiz inanmış kullarımızdandı.

37/123.  Doğrusu İlyas da peygamberlerdendir.

37/124-126.  Milletine: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Biçim verenlerin en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da Baal putuna mı taparsınız?" demişti.

37/127-128. Bunun üzerine onu yalanlamışlardı. Allah'ın O'na içten bağlı kulları bir yana, bunların hepsi cehenneme götürüleceklerdi.

37/129-130. Sonra gelenler içinde, "İlyas'a selam olsun" diye bir ün bıraktık.

37/131.  Doğrusu Biz iyileri böylece mükafatlandırırız.

37/132. O, inanmış kullarımızdandı.

37/133.  Şüphesiz Lut da peygamberlerdendir.

37/134-135.  Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lut'u ve ailesinin hepsini kurtarmıştık.

37/136. Sonra diğerlerini yok etmiştik.

37/137-138.  Sabah akşam, onların yerleri üzerinden geçersiniz. Akletmez misiniz?*

37/139.  Doğrusu Yunus da peygamberlerdendir.

37/140.  Dolu bir gemiye kaçmıştı.

37/141.  Gemide olanlarla karşılıklı kura çekmişti de yenilenlerden olmuştu, bu sebeple denize atılmıştı.

37/142. Kendini kınarken onu bir balık yutmuştu.

37/143-144.  Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı.

37/145.  Halsiz bir halde iken kendisini sahile çıkardık.

37/146.  Onun için, geniş yapraklı bir bitki yetiştirdik.

37/147.  Onu, yüzbin veya daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik.

37/148.  Sonunda ona inandılar, bunun üzerine Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

37/149. Putperestlere sor, kızlar senin Rabbinin de erkekler onların mı?

37/150. Yoksa melekleri kız olarak yarattığımızda onlar hazır mı idiler?

37/151-152.  Dikkat edin; doğrusu onlar yalan uydurup söylüyorlar, "Allah doğurdu" diyorlar. Onlar şüphesiz yalancıdırlar.

37/153. Allah kızları, oğullara tercih mi etmiş?

37/154. Ne oluyorsunuz? Ne biçim hükmediyorsunuz?

37/155.  Hiç düşünmez misiniz?

37/156. Yoksa apaçık bir deliliniz mi var?

37/157. Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin bakalım.

37/158.  Allah'la cinler (melekler) arasında da bir soy bağı icadettiler. And olsun ki, cinler de, kendilerinin (bunu söyleyenlerin) hesap yerine götürüleceklerini bilirler.

37/159.  Allah onların vasıflandırmalarından münezzehtir.

37/160. Allah'ın içten bağlı kulları bunların dışındadır.

37/161-163.  Sizler ve taptığınız şeyler, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah'a karşı azdırıcı değilsiniz.

37/164-166.  Melekler şöyle derler: "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız, şüphesiz biz Allah'ı tesbih edenleriz."

37/167-169.  Putperestler: "Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir
kitap olsaydı, Allah'ın O'na içten bağlanan kulları olurduk" derlerdi.

37/170. Böyleyken O'nu inkar ettiler. Ama bileceklerdir.

37/171.  And olsun ki, peygamber kullarımıza söz vermişizdir.

37/172.  Onlar şüphesiz yardım göreceklerdir.

37/173. Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir.

37/174.  Bir süreye kadar onlara aldırış etme.

37/175. Onlara inecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.

37/176. Azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar?

37/177. O azap, yurtlarına indiğinde, uyarılan fakat yola gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur!

37/178.  Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

37/179.  İnecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.

37/180.  Senin güçlü olan Rabbin, onların vasıflandırmalarından münezzehtir.

37/181.  Ve selam, peygamberleredir.

37/182. Hamd de Alemlerin Rabbi Allah'adır.*