> Forum > ๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ > Diyanet İşleri Başkanlığı > Diyanet Duyurular > V. Din Şûrası kararları açıklandı…
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: V. Din Şûrası kararları açıklandı…  (Okunma Sayısı 616 defa)
14 Aralık 2014, 11:27:36
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 14 Aralık 2014, 11:27:36 »



V. Din Şûrası kararları açıklandı

V. Din Şûrası kararları açıklandı. 8 Aralık Pazartesi günü Ankara’da başlayan ve üç gün süren V. Din Şûrası kararları, maddeler üzerinde müzakere yapılmasının ardından yazılı olarak açıklandı.

“Günümüzde Yeni Dinî Anlayışlar; Dinî Bilgi, Eğitim ve Din Hizmetleri” başlığı altında toplanan ve İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan din hizmeti ve din eğitimini topluma ulaştırmada yapılması gerekenlerin de ele alındığı kararlar kamuoyuyla paylaşıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve akademi camiasından 300’e yakın ilim adamının katıldığı şûradan çıkan kararlar şu şekilde;

İslam’ın düşünce alanında sağladığı kültürel çeşitlilik korunmalı ve geliştirlerek sürdürülmelidir…

İslâm tarihinde çok sayıda itikadî ve fıkhî mezheplerin, ekol ve anlayışların, özgün yorum ve dini tezahürlerin ortaya çıktığı bir vakıadır. İslâm medeniyeti, aynı kökten yetişen bu farklı dalları tarihsel süreç içersinde bünyesinde tutmayı başarmış, ötekileştirici ve dışlayıcı bir tutum sergilememiştir. Bu durum, İslâm’ın dinî düşünce alanında sağladığı özgürlük ortamını ve tevarüs ettiğimiz kültürel çeşitlilik ve zenginliği ifade etmektedir. Bu zenginlik, korunmalı, ihya edilmeli ve geliştirilerek sürdürülmelidir.

Gelecek kuşakların daha bilinçli hale gelmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır…

Geride bıraktığımız birkaç yüzyılda İslâm coğrafyasında yaşanan çok boyutlu toplumsal travmaların ardında sömürge, istila, istibdat ve işgal gibi dâhili ve harici etkenlerin yattığı bilinmektedir. Bunda pozitivist eğitim anlayışının ve ideolojik düşünme biçimlerinin meydana getirdiği zihniyet yapılarının da payı olduğu da inkar edilemez. Günümüzdeki kendi geleneğine yabancı yeni dinî anlayışların tahripkâr bir karaktere bürünmesinde bütün bu saikler rol oynamaktadır. Bu sebepler, çok yönlü tahlil edilerek gelecek kuşakların daha bilinçli hale gelmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.

İnsan yetiştirme süreç ve mekanizmaları yeniden gözden geçirilmelidir…

Çağımızda dini görünümlü baskı, şiddet ve vahşet üreten, dinî duyguları istismar eden, hakikati sadece kendinde gören, hedefine ulaşmak için her yolu mübah sayan, dinî hizmetleri güç devşirmeye ve çıkar sağlamaya matuf bir araca dönüştüren, dinî değerleri hiçe sayarak pragmatist tutumu esas alan ve bütün Müslümanları derinden yaralayan bu tutum ve davranışlara karşı toplumsal bir bilinç geliştirilmeli ve bunun gereği olarak insan yetiştirme süreç ve mekanizmaları yeniden gözden geçirilmelidir.

Din algısı konusunda çarpık anlayışların yaygınlaşmaması ve samimi dindarların zihinlerinin bulandırılmaması için çok yönlü bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır…

Kur’an ve Sünnetin anlaşılması ve dinin pratik hayatta yaşanmasıyla ilgili yöntem tartışmaları hep var olagelmiştir. Mezheplerin oluşum çağlarından sonra, hakikatin geçmişte belirlendiğinden ibaret olduğu zannedilmiş; Selefin kendi dönem ve şartlarını yorumlama ve karşılaştığı problemleri çözüme kavuşturma çabası içinde olduğu, dolayısıyla temel dini metinlerin anlaşılmasında her zamanın kendi şart ve ihtiyaçlarının da etkili olduğu gerçeği tümüyle göz ardı edilmiştir. Bu dar yaklaşım, modern hayatla, modern bilim ve zihniyetle bir hesaplaşmaya girişmeksizin dinî bilgiyi önceki asırlardaki çözümlerle sınırlandırarak dini, fer’î çözümlerden ibaret donmuş bir hayat tarzına hapsetmektedir. Bu anlayış sahipleri, kendi hakikatlerine ve dinî anlayışlarına inanmayanları, İslâm’ın ana yolunun tarih boyunca prensibi olan “Ehl-i kıble tekfir edilmez.” düsturunu yok sayarak kolaylıkla tekfir etme cihetine gitmektedir. Bunlara göre doğrudan nasslara başvurmak yerine, fıkhî konularda farklı metot takip ederek oluşan mezhepler ve tarih boyunca medeniyet üreten bütün düşünce okulları bidat; irfan geleneğimizin dinî tecrübesini temsil eden maneviyat mektepleri de dalalet odağıdır. Bu tür çarpık anlayışların yaygınlaşmaması ve samimi dindarların zihinlerinin bulandırılmaması için çok yönlü bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır.

Tasavvufî düşüncenin kurumsallaşmasıyla oluşan bazı yapıların istismara yol açmaması için bilinç ve farkındalığın artırılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır…

İrfanî gelenek olarak da dillendirilen dinî yaklaşım ve tecrübelerin, Kur’an ve Sünnet ölçüleri içerisinde kaldığı müddetçe kişinin manevi bakımdan gelişimini sağladığı söylenebilir. Ancak bu tecrübenin, kişisel ve sübjektif olduğu ve herkesi bağlamayacağı açıktır. Zira bu tecrübe, İslâm’ın doğru ve açık bilgisinden koptuğu takdirde indi mülahazaya evrilmekte, eğitim ve pedagoji açısından da kolay bir istismar alanına dönüşmektedir. Bilhassa tasavvufî düşüncenin kurumsallaşmasıyla oluşan bazı yapılar, zaman zaman etki alanlarını güçlendirme adına pragmatizme kayabilmekte ve varlıklarının devamı için dünyevî kaygılarla hareket edebilmekte, kurumsal güç ve çıkar güdüsü bireyin manevi tezkiyesinin önüne geçebilmektedir. Bu bakımdan istismarların önlenebilmesi için toplumsal bilinç ve farkındalığın artırılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.

Toplumun ahengini bozan ve ferdin bireysel sorumluluğunu ortadan kaldıran akımlara karşı toplumsal bilincin artırılması için daha etkin sorumluluk üstlenmelidir…

Bütün dünyayı kurtarma iddiasıyla ortaya çıkan ve mega idealler peşinde koşarak özel bir misyon edasıyla hareket eden dinî yapılar, modern zamanların ürettiği karakteristik yapılardır. Bu tarz yapıların, özellikle sömürgecilik döneminden itibaren başlayan ve günümüzde de yeni biçimlere evrilen, etkili kilise yapıları olduğu da bilinen bir gerçektir. Başlangıçta dini karizmatik kişiler etrafında şekillenen bu kabil hareketler, zamanla kendi içinde hiyerarşik bir yapıya, bir söyleme ve misyona dönüşmektedir. Dinî referansların ve başta peygamberler olmak üzere tarihte temayüz etmiş dinî şahsiyetlerin anlatıları, bu tür yapılarda bağlılarını motive etmek için maniplasyon aracı olarak kullanılmaktadır. Kendilerinin dışındaki hareket ve oluşumlara karşı mücadelede her yolun mubah sayıldığı bu yapılar, her türlü ortama uyum sağlamaya ve gizliliğe büyük önem vermektedir. Şahıs merkezli bu hareketlerde körü körüne itaat kültürüyle iradeler teslim alınabilmektedir. Toplumun ahengini bozan ve ferdin bireysel sorumluluğunu ortadan kaldıran bu tür akımlara karşı toplumsal bilincin artırılması ve farkındalık oluşturulması için başta Din İşleri Yüksek Kurulu olmak üzere dinî ve ilmî merciler, daha etkin sorumluluk üstlenmelidir.

İslâm, bir ideolojiye yahut sosyal mühendislik içeren bir politik projeye indirgenemeyecek kadar yücedir…

İslâm’ın, ahlâk, haklar ve özgürlükler bağlamında ve inançlara saygı ekseninde sosyo-politik bir yönü ve içeriği olduğu açıktır. Ancak İslâm, bir ideolojiye yahut sosyal mühendislik içeren bir politik projeye indirgenemeyecek kadar yücedir. Önüne İslâm veya İslâmî nitelemesi eklenerek de olsa pragmatist, makyavelist ve hedefe varmak için her yola başvuran bir tavır İslâm’la bağdaşmaz. Modern zamanlarda demokrasi zemininde yeni birtakım siyasi, ideolojik teori ve arayışlar ortaya çıkmıştır. Aynı şekilde modern zamanlarda İslâm dünyasında din-siyaset ilişkisine dair tartışmalar, kendi tarihsel sürekliliğinden kopmadan çağın gereklerini karşılayabilen kuramsal bir bütünlüğe de kavuşturulamamıştır. Bir din olarak İslâm, insanın dünya ve ahiret mutluluğunu, toplumsal yönetim biçimi olarak siyaset de toplumsal barışı ve sosyal refahı esas alır. Beşerî zaafları bünyesinde barındıran siyasî programları İslâm’la özdeşleştirmek, İslâmî hakikatlerin zedelenmesine ve yıpranmasına neden olabilir. Dolayısıyla İslâm’ın her zaman ve zeminde herkesi kuşatan ve herkese çok yönlü ilham veren çağrısını ulaştırmak için anlaşılabilir güncel bir dille tebliğ ve irşad faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.

İslâm coğrafyasında çatışmaları durdurmak, barış ve sükûneti sağlamak, “Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi” gibi platformların kalıcı ve etkin hale gelmesi sağlanmalıdır…

İslâm coğrafyasında çatışmaları durdurmak, barış ve sükûneti sağlamak, Müslümanlar arasında kardeşliği korumak ve İslam beldelerinde huzur ve esenlik ortamını sürdürmek için Diyanet İşleri Başkanlığının girişimleriyle başlatılan “Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi” gibi platformların kalıcı ve etkin hale gelmesi sağlanmalı, bu yönde İslâm ülkelerindeki dini kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve ilişkiler geliştirilmelidir.

İslamofobia ve onun tetiklediği İslâm karşıtı tutumlar, bugün, topyekûn dünya barışına ve selametine gölge düşürmektedir…

Başta Avrupa olmak üzere Batı dünyasında hastalıklı bir tutum olarak seslendirilen İslamofobia ve onun tetiklediği İslâm karşıtı tutumlar, bugün, topyekûn dünya barışına ve selametine gölge düşürmektedir. Bir endüstri hâline getirilen İslamofobia, kültürel bir yanılsamadır ve haddizatında bir insanlık ayıbıdır. İslâm başta olmak üzere dinlerin mukeddesatına yapılan hakaret, tezyif ve tahkir girişimleri birer nefret suçu olarak nitelenmeli, bu hususta çatışmayı değil, çözümü esas alan çaba ve gayretler teşvik edilmelidir.

Din ve toplum kavramları ekseninde bir bilgi yönetim merkezi kurulmalıdır…

Başta İslâm dünyası olmak üzere dünyanın belli başlı bölgelerinde cereyan eden dinî hadise ve oluşumları anlamak ve doğurdukları sonuçları sağlıklı değerlendirebilmek için bilimsel bilgi üretimine duyulan ihtiyaç aşikârdır. Bu amaçla din ve toplum kavramları ekseninde bir bilgi yönetim merkezi kurulmalıdır. Bu merkez genelde din, özelde İslâm ve İslâm’ın tarihî süreçte toplum üzerindeki etkisiyle ilgili akademik ve bilimsel araştırmalar yapar, yaptırır ve bu konularla ilgili bilgi ve dokümantasyon merkezi oluşturur.  Türkiye ve dünyadaki değişim ve gelişmeleri dikkate alarak, bir din, kült...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: V. Din Şûrası kararları açıklandı…
« Posted on: 27 Nisan 2024, 08:18:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: V. Din Şûrası kararları açıklandı… rüya tabiri,V. Din Şûrası kararları açıklandı… mekke canlı, V. Din Şûrası kararları açıklandı… kabe canlı yayın, V. Din Şûrası kararları açıklandı… Üç boyutlu kuran oku V. Din Şûrası kararları açıklandı… kuran ı kerim, V. Din Şûrası kararları açıklandı… peygamber kıssaları,V. Din Şûrası kararları açıklandı… ilitam ders soruları, V. Din Şûrası kararları açıklandı…önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes