Ümmetin miracı da bir gün gelecek Kudüs’ten gerçekleşecek

Nasıl ki Miraç Kudüs’ten gerçekleşti, ümmetin miracı da bir gün gelecek Kudüs’ten gerçekleşecek

Recep ayının 27. gecesi olarak kabul edilen Miraç Kandili, Kudüs'te Mescid-i Aksa'da büyük bir coşkuyla kutlandı.
Diyanet İşleri Başkanlığının düzenlediği 'Kudüs, Miraç Kandili Özel Programı',
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in kıldırdığı ve binlerce Müslüman'ın birlikte secdeye gittiği akşam namazının ardından Kur'an tilavetiyle başladı.
Mescid-i Aksa İmam Hatibi Yusuf Ebû Suneyne'nin selamlama ve Miraç Kandili programından dolayı Diyanet İşleri Başkanlığına teşekkür konuşmasının ardından binlerce Filistinli ve Türk vatandaşlarının doldurduğu El-Aksa'nın kürsüsüne çıkan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, sözlerine, dünyanın muhtelif yerlerinden Mescid-i Aksa'ya gelerek, Peygamberlerin yurdunu, Hz. Peygamberin bütün Peygamberlere imamlık yaptığı Mescid-i Aksa'da Müslümanların buluşmasından dolayı Allah’a hamd ederek başladı.
Tüm İslam aleminin Miraç Kandilini kutlayan Başkan Görmez, miracın her türlü kötülükten iyiliğe, güzelliğe, hakka, adalete yükselmek olduğunu kaydederek, miracın, zor süreçlerden geçen İslam ümmetinin kurtuluşuna vesile olmasını, bu miracın ümmetin miracına vesile olmasını diledi.
Miraçtan çıkarılacak çok önemli ve büyük dersler olduğunu vurgulayan Başkan Görmez’in Mescid-i Aksa’da binlerce Müslümana yaptığı konuşmadan önemli başlıklar şunlar;
“Kalbinin semasına doğru miraca çıkamayan rabbine doğru da miraca çıkamaz…”
Miraçtan çıkarılacak çok önemli ve büyük dersler vardır. Bunlardan en önemlisi, bizi Rabbimize yükseltecek değerlere olan miracımızdır. Her türlü kötülüğü bırakarak kendimizi iyiliğe, güzelliğe, hakka, adalete yükseltmektir. Miracın bize verdiği en büyük ders budur. Kalbinin semasına doğru miraca çıkamayan rabbine doğru da miraca çıkamaz.
Bugün bütün İslam dünyası tarihin en zor süreçlerinden geçiyor. Aşağılarda sürünüyoruz. Rabbimizin bizden istediği efendimiz gibi yücelere ve yükseklere doğru miraca çıkmaktır.
“Mescid-i Aksa, bugün ümmete şöyle sesleniyor, ‘Siz beni özgürlüğüme kavuşturmadıkça miraca çıkamazsınız’…”
Mescid-i Aksa, bugün bütün taşlarıyla, bütün ümmete şöyle sesleniyor, ‘Siz beni özgürlüğüme kavuşturmadıkça miraca çıkamazsınız.’ Mukaddesatı işgal altında olan bir millet miraca çıkamaz. Kalbini, zihnini ve aklını kötülüklerin işgalinden kurtaramayan bir ümmet kendi mukaddesatını da işgalden kurtaramaz. Önce her birimiz kalbimizi her türlü kötülükten, kinden, öfkeden, nefretten ve şirkten kurtararak özgürlüğüne kavuşturacağız. Aklımızı ve zihnimizi de her türlü kötülükten kurtaracağız ki, ümmetin özgürlüğünden söz edelim.
“Kudüs’e gelmemizin bir sebebi de Filistinli kardeşlerimizin ve Mescid-i Aksa’nın asla yalnız ve garip olmadığını göstermek içindir…”
Ümmetin hasret kaldığı Mescid-i Aksa'yı koruyan, muhafaza eden Filistinli kardeşlerime en kalbi teşekkürlerimi İslam ümmeti adına ifade etmek istiyorum. Bugün hutbede de ifade ettiğim gibi binlerce vatandaşımızla miracı idrak etmek için aranıza gelmemizin bir sebebi de, ‘Siz yalnız değilsiniz. Mescid-i Aksa asla garip değildir, asla yalnız değildir’ demek içindir.
“Nasıl ki Efendimizin miracı Kudüs'ten gerçekleşmiştir. İslam ümmetinin de miracı bir gün gelecek Kudüs'ten gerçekleşecektir…”
Efendimizin miracı Mekke'den de olabilirdi. Kabe’nin yanından da olabilirdi. Kudüs'ten gerçekleşmesinin manası İslam ümmetine büyük bir mesajdır. Nasıl ki Efendimizin miracı Kudüs'ten gerçekleşmiştir. İslam ümmetinin de miracı bir gün gelecek Kudüs'ten gerçekleşecektir.
“Miraçtan alacağımız büyük dersleri unutmamalıyız…”
Hicretin dokuzuncu senesine biz ‘Hüzün Yılı’ diyoruz. Peygamber Efendimiz, o yıl büyük hüzünler yaşadı. En büyük destekçisi olan ümmetin validesi olan Hz. Hatice'yi, sonra amcası Ebû Talib’i kaybetti. Sonra Taif’e Medine bulmak için gitti ve taşlanarak yurduna dönmek zorunda kaldı. Tam bu hüzünlü ortamda yüce Rabbimiz, Efendimizi bir gece Mekke'den Ümmühani’nin evinden bu mübarek mekana getirdi ve buradan da semalara yolunu açtı.
Bu gece üç şeyi unutmayacağız. Birincisi, Efendimizin miraçtan ümmetine getirdiği büyük hediyeyi, diğeri Efendimizin miraçtayken Rabbimizle yaptığı konuşmayı ve sonuncusu ise miraçtan alacağımız büyük dersleri unutmamalıyız.
“Hz. Adem'den Hz. İbrahim'e, Hz. Musa’dan Hz. İsa'ya kadar bütün Peygamberler İslam Peygamberidir…”
Efendimiz miraçtan üç büyük hediye ile döndü. Birincisi, Bakara Suresi'nin iki ayeti… Bu iki ayeti her gece okumayı Efendimizden aldığımız bir sünnet olarak görüp, her gece bu hediyeyi hatırlayarak günümüzü bitiriyoruz. Birinci ayette, iman esaslarımız tekrarlanmıştır. Aynı zamanda burada Rabbimiz İslam’ın evrenselliğini göstermiştir. ‘Biz Peygamberler arasında ayrım yapmayız’ hediyesini getirmiştir Efendimiz. Biz Peygamberler arasında ayrım yapmıyoruz. Adem'den İbrahim'e, Musa’dan İsa'ya kadar bütün Peygamberler İslam Peygamberidir.
“Rabbim bizden öncekilere yüklediğin ağır yükleri bizlere yükleme…”
İkinci ayette ise Rabbimiz, bizimle ilgili kuralları koymuş. ‘Biz insana çekemeyeceği hiçbir yükü yüklemeyiz.’ Sonra bize çok güzel dualar öğretiyor Rabbimiz, ‘Rabbim hata eder ve unutursak bizleri sorumlu tutma’, ‘Rabbim bizden öncekilere yüklediğin ağır yükleri bizlere yükleme’, ‘Çekemeyeceğimiz yükü bizlere yükleme Allah’ım’, ‘Bizleri affet, bizlere mağfiret et, bizlere merhamet et, sen bizim mevlamızsın, bizi kâfirlere karşı muzaffer eyle Allah’ım.’
“Müminler ancak namaz ile miracı gerçekleştirebilirler…”
Miracın bize bir diğer hediyesi namazdır. Namaz sadece gündelik bir ibadet olarak bizlere hediye edilmedi. Namaz aynı zamanda her gün bizim miracımız kılındı. Müslümanlar günde beş defa rabbine doğru miraca çıkmaya nail oldu. Efendimiz son nefesinde son kelimesi şu oldu, ‘ En yüce dosta gidiyorum. Gözümün nuru namazı unutmayın’ Çünkü Müminler ancak namaz ile miracı gerçekleştirebileceklerdir.
“Namaz kılan her mümin tıpkı miraca çıkar gibi Allah ile selamlaşır…”
Unutmayacağımız önemli husus namaza yerleştirildi. Efendimizin Miraçta yüce rabbimizle yaptığı konuşma namaza yerleştirildi. Siz her gün namazda tahiyyata oturduğunuzda o konuşmaları zikrediyorsunuz. Her türlü davranışlarla kalp ile yapılan sevaplar bütün iyilikler ve güzellikler rabbimiz içindir. Bütün dualar, güzel davranışlar, güzel işler sadece Allah için yapılır. Yüce rabbimiz Efendimize hitaben, ‘Selam sana olsun ey Peygamber’ buyurdu. Orada Efendimiz ümmetini unutmadı. ‘Selam bizim üzerimize olsun ve salih kullarının üzerine de olsun’ dedi. Ve o konuşma namaza yerleştirildi. Namaz kılan her mümin tahiyyata oturduğunda tıpkı miraca çıkar gibi Allah ile selamlaşır ve tüm salih kullara selamlarını iletmiş olur. Rabbimizin Efendimizle yaptığı bu konuşmayı dinleyen ve buna şahit olan Allah'ın melekleri şehadet ettiler. Biz o şehadeti de tahiyyatın bir parçası olarak namazda okumaya devam ediyoruz.
“Kudüs’e gelmemizin bir sebebi de Filistinli kardeşlerimizin ve Mescid-i Aksa’nın asla yalnız ve garip olmadığını göstermek içindir…”
Sözlerimin sonunda ümmetin hasret kaldığı Mescid-i Aksa'yı koruyan, muhafaza eden Filistinli kardeşlerime en kalbi teşekkürlerimi İslam ümmeti adına ifade etmek istiyorum. Bugün hutbede de ifade ettiğim gibi binlerce vatandaşımızla miracı idrak etmek için aranıza gelmemizin sebebi, ‘Siz yalnız değilsiniz. Mescid-i Aksa asla garip değildir, asla yalnız değildir’ demek içindir.
“Nasıl ki Efendimizin miracı Kudüs'ten gerçekleşmiştir. İslam ümmetinin de miracı bir gün gelecek Kudüs'ten gerçekleşecektir…”
Efendimizin miracı Mekke'den de olabilirdi. Kabe’nin yanından da olabilirdi. Kudüs'ten gerçekleşmesinin manası İslam ümmetine büyük bir mesajdır. Nasıl ki Efendimizin miracı Kudüs'ten gerçekleşmiştir. İslam ümmetinin de miracı bir gün gelecek Kudüs'ten gerçekleşecektir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın