๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ => Diyanet Duyurular => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 14 Haziran 2012, 12:03:03



Konu Başlığı: Uluslararası İlâhiyat’ta mezuniyet sevinci
Gönderen: Zehibe üzerinde 14 Haziran 2012, 12:03:03
Uluslararası İlâhiyat’ta mezuniyet sevinci


(http://www.diyanet.gov.tr/turkish/vitrin/arkakapi/cache/hbrfilBuyukResim654.jpg)



Uluslararası İlâhiyat Programı kapsamında Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde eğitimlerini tamamlayan öğrenciler için mezuniyet töreni düzenlendi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Uluslararası İlâhiyat Programının önemli bir proje olduğuna değinerek, “Artık bu projeye sadece Avrupa’daki işçilerimizin din hizmetini yerine getirmek için başvurulan bir proje olarak bakmıyoruz.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının desteğiyle Türkiye’de İlâhiyat eğitimi gören 66 öğrencinin mezuniyet sevinci yaşadığı törene, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in yanı sıra Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Kemal Yurtnaç, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı yetkilileri ile öğrencilerin yakınları da katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, törende yaptığı konuşmada Ankara Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi İlâhiyat Fakültelerinde uygulanan Uluslararası İlâhiyat Programına farklı üniversitelerden de talepler geldiğine işaret etti. Projenin giderek büyüdüğünü ve öğrencilerin arasından seçim yapmak zorunda kaldıklarını vurgulayan Başkan Görmez, şöyle devam etti:

“Artık bu projeye sadece Avrupa’daki işçilerimizin dinî hizmetlerini ifa etmek için başvurulan bir proje gözüyle bakmıyoruz. Sizler mezuniyetinizin ardından din hizmetini, yani erkekler için mihrap hizmetini, kızlar için Kur’an kursu öğreticiliğini ve irşat hizmetlerini en güzel şekilde yerine getirin. Din hizmetini ikinci plana atmayın, asli bir iş olarak görün ve en güzel şekilde yapın. En güzel hutbeleri, en güzel konuşmaları, en güzel Kur’an kıraatini siz yapın. Ama bundan böyle bu projeye Avrupa’nın İslâm’la ilgili oluşturmak istediği karanlığı aydınlatan bir proje gözüyle bakarak arkadaşlarımızı o şekilde yetiştirmeliyiz.”

“Uluslararası İlâhiyat bir hayaldi”…

Uluslararası İlâhiyat Programı’nın kuruluş çalışmaları sırasında bu fikrin “bir hayal” olarak görüldüğüne işaret eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, şöyle konuştu:

“Avrupa’ya göçen vatandaşlarımızın evlatları Gymnasiumdan mezun olacak. Ondan sonra biz onları ikna edeceğiz, Avrupa’yı, anne ve babalarını bırakacaklar ve Türkiye’ye gelerek ilâhiyat eğitimi alacaklar. Daha sonra da yaşadıkları ülkelere dönerek din hizmetlerini yürütecekler. Yani öğrenci bulup bulamama noktasında önemli tereddütler yaşadık. Hatta YÖK’ten ilk izin çıktığında okulların açılmasına bir ay kadar bir zaman vardı. O kısa sürede 30’a yakın öğrenci bulduk. İkinci sene daha fazla öğrenci müracaat etti. Üçüncü sene ise başvuran öğrenciler arasından seçim yapmak durumunda kaldık.”

“İlim sarayının anahtarı elinizde”

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ilim ve talebe arasındaki ilişkiyi bir saray ve anahtara benzeterek anlattı. Fakülteden mezun olan öğrencilerin ilmin, ilim sarayının kapısında bulunduğuna değinen Başkan Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sizler artık anne ve babalarınızın sizi Türkiye’ye gönderdiği noktada değilsiniz. 4 yıl fakülte tahsili gördünüz. Ulûm-i İslamiye’nin anahtarını aldınız elinize. O büyük okyanusa, o büyük saraya asıl şimdi girin. Kendinizi saraya girmiş kabul etmeyin, anahtarı aldığınızdan eminim. Fakülte bittiği an anahtarı elinize aldığınızı kabul edin ve o büyük ilmin sarayına bundan sonra giriniz. İlmin sarayının peşini bırakmayın. Allah yolunuzu açık etsin.”

İlim öğrenmenin okul ile sınırlı kalmaması gerektiğini de vurgulayan ve öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Başkan Görmez, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Önünüze koyacağınız hedef şöyle olmalı: ‘Din-i mübin-i İslâm, Avrupa’da zor bir süreçten geçiyor. Yüreklerde karanlıklar oluşturuluyor. Bu karanlıkları ortadan kaldırmak, bu yüreklerde aydınlık ışığı yakmak için bana da vazife düşüyor.’ Dolayısıyla kendinizi bundan sonra da en iyi bir şekilde yetiştirmeye devam ederek, talebeliği asla bırakmayarak yolunuza devam edin.”